Köşe Yazıları

SUSKUN ŞEHİR!

SUSKUN ŞEHİR!

 

“Bir türlü uykunun tutmadığı hastane gecelerimde,kaldığım odanın yüksekliği, konumu ve cephesinden dolayı avantaj yakaladığımı düşünüp bıkmaksızın ışıl ışıl olan İstanbul’ u seyrettim pencereden.

 

Bir şehir nasıl bu kadar ürkütücü olurken aynı zamanda da böylesine büyülü ve masalsı olabiliyordu?

 

Hastane odamın penceresinden saatlerce maviye, kırmızıya, yeşile, turuncuya, sarıya bulanmış bu mistik şehri sessizce seyreyledim uykusuz gecelerim boyunca.

 

Tarihlere konu olmuş, nice savaşlara ev sahipliği yapmış bu koskoca şehir 24 saat ayaktaydı sanki!

 

O gecelerden birinde, İstanbul için “hiç uyumayan şehir ” lakabını takmıştım.

 

İstanbul ne çok şiire, şarkıya, söyleşiye konu olmuştu ve hakkında daha ne çok şey yazılabilirdi. Kaç yazar onu methetmeden durabilirdi bir kerecik bile olsa ve hangi şairler onun içinde olmadığı bir aşkı anlatabilirdi mısralarında?

 

Övgüye layık, dünyanın sayılı ihtişamlı şehirlerindendi İstanbul. Başlı başına bir ülkeydi aslında; içinde sevinci, hüznü, korkuyu ve ümidi barındıran.

 

…….

 

Nasıl bir şehirdi ki bu; içindeyken insana kaçıp kurtulma hissi veren ama dışındayken de herkesi kendine hasret bırakan! Ancak böyle bir kent tarihe altın harflerle yazılırdı zaten. Bunun aksi, İstanbul’un vakur duruşu için hafif kalırdı.

 

…….”

 

Yukarıda alıntısını okuduğunuz bu satırlar HAYATA TUTUNUYORUM adlı biyografik kitabıma aittir.

 

Bu satırları iki sene önce yazdığım günlerimi hatırladım. Benim için sancılı günler olduğu için şu an yazarken “içim ürpermedi, hüzünden göz kapaklarım düşmedi ” desem yalan söylemiş olurum.

 

Yazıma neden bu alıntıyla başladığıma gelince; eğer biri bana deseydi ki; “Bir gün bu koca şehir sessizliğe bürünecek, caddelerinden sokaklarından çıt sesi bile gelmeyecek” asla inanmazdım!

 

Zira, yıllarımın yaşanmışlığını verdiğim bu şehirde bunun olma ihtimali neredeyse yok gibiydi!

 

Oysa şimdi İstanbul, bir kez daha fakat bu kez başka boyutta tarihe tanıklık ederek sessizliğine bürünüyor. Yarım asra dayanmış yaşımda ben de bu tanıklığa ev sahipliği yapıyorum böylece!

 

İstanbul suskun, insanlar suskun,ben suskun…

 

Koskoca şehir kabuğuna çekilmiş, koronanın onu dize getiren suskunluğunun bitmesini bekliyor!

 

Kalın sağlıcakla.

 

Şehir Hastanelerinin Kıymetini Anladık

Şehir Hastanelerinin Kıymetini Anladık

Bursa Şehir hastanesi hizmete açılırken

Çok büyük eleştirilere muhatap olmuştu

Aslında bu hastane sadece Bursa’ya hizmet için değil

Güney marmara bölümüneki yaklaşık 6 milyon

Nüfusa hizmet için kurulmuştu

Bursa’daki mevcut bazı hastanelerin de kapatılması

Şehir hastanesini itibarsızlaştırılmasına katkı sağladı

Biraz da şehire uzak olunca itibarsızlaştırma

Daha da artmış oldu.

ARadan 9 ay geçti. İtibarsızlaştırmanın her türlüsüne

Maruz kalan şehir hastanemiz bölgenin

Korona üssü oldu.

6 branşta hizmet ediyordu, 9 ayda 29 bin ameliyat yapıldı

Koronavirüs salgını birz gecikmiş olsa da

Hastanemizin kıymetini hepimize öğretti.

Ayrıva kapatılması ön görülen eski hastanelerimizin

Yeniden düzenlenerek hizmete devam

Edeceklerini memnuniyetle öğrenmiş olduk

Sağlık üzerinden ve hastaneler üzerinden

Siyaset yapmanın ne kadar yanlış olduğunu

Çok iyi anladık.

Doğanın hor kullanıldığı zaman ne kadar

Öfkelendiğini hepimiz gördük.

Yalova depreminde de çok özel örnekler görmüştük.

Ama hala akıllanmadığımız için

Daha ağır bir örneğini tüm dünya olarak yaşıyoruz.

Koronavirüs salgınından sonra doğaya karşı

Daha saygılı olacağımızı düşünüyorum.

Hijyen ve virüs konusunda

Yaşadıklarımızdan dolayı dövme yaptırmak

Botoks yaptırmak gibi alışkanlıklarımızı

Terkedeciğimizi umuyorum.

Küçücük bir virüsün süper güçleri

Büyük sermayeyi ve şımarık petrol zenginlerini

Nasıl bir anda yerle bir ettiğini gördük.

Sonuçta gerçek süper güçün doğanın kanunları

Olduğunu anladık ve hala da yaşıyoruz.

Günün Sözü

Akıllı Düşman

Akılsız dosttan hayırlıdır

Hz Ali

“BENLİK DEĞİL BİZ HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ VE ŞİİR’İM”

“BENLİK DEĞİL BİZ HEPİMİZ AYNI GEMİDEYİZ VE ŞİİR’İM”

Ülkeler ve insan yönetimi hiçbir zaman tek düşünceden, tek kişilerden yönetilmesi hepsi, insan doğasıyla toplum yapısı arasındaki çelişkili ve yetersizdir. Yanlışları kaçınılmaz biçimde getirerek birçok sorunları barındırır. Çünkü insan tek başına aldığı kararlar, temel güdüleriyle hareket eden, kendini korumak içgüdüsüne sahip bencil ve benmerkezci bir olguyu ön planda tutar. Oysa toplumda insanların bir araya gelmesiyle oluşan, bireyden daha farklı çoğulcu ve paylaşımcı bir yapıya sahiptir. Bir arada yaşamanın gerekleri ortak düşünce oluşturarak, art niyetleri yontar; böylece toplumsal değerleri ve ahlakı kuralları ve benzerlerini öğrenen bireyler toplumsal dayanışmayı kavramlarını birlikte oluşturur. Toplumda siyaset bir etkinliktir; onu bireysel düşünenler yapmaya çalışanlar genellikle başarısız olur, başarılı görünseler bile topluma yarar sağlayamaz, zararları çok olur.

 

Toplumsal talepler genelde acık, şeffaf yönetim şeklini arzulamakta ya Meclis yoluyla siyasete yansıtan Parlamenter Demokrasi sistemi ve iktidara gelen siyaseti denetleyen Hukuk Devleti, Adalet ve sosyal devlet ilkelerini topluma güçlü yansımasıyla birliğini korur. Veya bilinçli toplum olgusuyla şeffaf tam başkanlık sistemiyle çoğulcu paylaşımcı akıl ve bilim ışığında yönetim şeklidir. Kapalı dar şekilde yönetimler toplumun çoğunluk kesimine temsili noktada getirisinden fazla götürüsü çoktur ve bir anlamda tek kişi yönetimlerine bırakıldığı zaman alınan kararlar benmerkezci özelliklerini öne çıkarır.

 

Kendi duygusu öne çıkar. Yakın çevreye güvensizlik paylaşma ilişkisi biter, emretme ilişkisi başlar. Liyakatin yerini sadakat alır. Hizmet etmek yerine iktidarı korumak ana hedef haline gelir. Toplum yerine aile öne çıkar. Gerçek algısı bozularak, eleştirenler suç olarak algılanır. Çevresindekiler göze girmek için yarışarak kraldan çok kralcılık yaparak yanlışlar oluşur, öte yandan rakipleri aleyhine dedikodu ve iftiraya başlarlar. Elbette bütün siyasal rejimlerde hatalar yapılır, yapılan hataları olgun bir anlayışla en az zararla bertaraf edilir.  Dar yönetim sistemlerde eksik ve yanlışları, özellikle zararları, kriz zamanlarında kapanır kendi içlerinde kalır zararı toplumun kendisi ve refahı dara girer. Bu gibi yönetimlerin hataları büyüdükçe eleştirilere karşı saldırıları artırırlar ve çelişkili kararların yarattığı kaosu yaygınlaştırırlar. Kendi amaçladıkları azınlık duygu ve planlarında başarılı olmuşlar gibi gösterirler. Allah’ım bu gibilerine daha fazla fırsat verme milletimizi koru. Bu korona virüs belasını yenmek için. Evinde kal; Güvende ol, Türk gençliği; Sorumluluk al, varlığını bil, gelecek hayatın için sağlıklı kal, Ailen için, çevren için, ülken için, geçici olarak bir süre evde kal, zorlukları yen sabırla evinde kal, “Neylerse Mevla’m eyler gerisi yalan eyler.”

BENDE MİSAFİRİM VARIP GİDERİM

Fani dünya geldim sana

Bende misafirim varıp giderim.

Çok sevsen de doğru anla

Bende misafirim varıp giderim.

*

Hiç gördün mü durup yaşayanı

Uzun uzun murat alanı

Malda mülkte hep yalanı

Bende misafirim geçip giderim.

*

Dolaş dolaş koşarsın boş

Eğri büğrü yollarda koş

Ne eğlesem yine bomboş

Bende misafirim varıp giderim.

*

Yalan dünya kaldım sende

Geçip gitti ömrüm nerelerde

Her varlığın sonu böyle

Bende misafirim varıp giderim.

*

Der Mehmet geçti zamanım

Huzuruna imanla çıkmak arzum

Yaşadığım terazinde nedir bilmem

Bende misafirim varıp giderim.

Y.T: 19.02.2019

Polis Teşkilatımız 175 Yaşında

Polis Teşkilatımız 175 Yaşında

Her nisan ayında olduğu gibi

Polis teşkilatımızın kuruluşunu kutluyoruz

175 yıllık dev bir çınar haline gele polis

Teşkilatımızın her geçen zaman sorumlulukları

Ve görev alanları da artmaktadır.

Teknoloji ve iletişim çağının ortaya

Çıkardığı en yeni suçlar ile aniden

Tanışan polisimize destek olmalıyız.

Demokratik haklar ile devlet düşmanlığının

Birbirine karıştırıldığı böyle bir dönemde

polis teşkilarımızı yıpratmaktan kaçınmak gerekir

Terörle ve bölücülükle mücadele eden polis teşkilatımız

Koronavirüs önlemlerinin denetimi çalışmalarında da

Ön safta yer almaktadır.

Virüs nedeni ile lig maçlarının ertelenmesi

Virüs nedeni ile zorlanan polisimizi biraz dinlendirecektir

Yeni devreye giren bekçi teşkilatının da bu virüs

Döneminde toplumsal bir deneyim yaşayacağı kesindir

Bakan Soylu döneminde polis teşkilatı FETÖ

Etkisinden önemli derecede uzaklaştırılmıştır

Koronavirüs döneminde yapılan çalışmalarda

Polis teşkilatımızın ön sırada olduğunu gururla söylüyoruz

Ama sağlık teşkilatımızın verdiği bu cansiperane

Mücadelede en büyük yardımcılarının da polisler

Olduğunu izliyoruz.

Kısacası İç İşleri bakanlığı mensuğlarını toplumsal her olayda

Başrollerde görmeye alıştık.

Zaten bu virüs belası son bulduktan sonra

Daha kontrollü bir demokrasi ve daha

Disiplinli bir hayat yaşamaya zorlanacağız.

Batan büyük şirkletler siyasi ve ekonomik gücünü

Kaybetmiş ülkelerle karşılaşacağız.

Nato nun AB nin hatta BM nin bile

Sorgulanacağına şahit olacağız.

Yeni dönemde polşs teşkilatımızın daha da

Genişletilmiş sorumluluklarla görev yapacağını göreceğiz.

Günün Sözü

Yumuşak olma ezilirsin

Sert olma kırılırsın

Victor Hugo

DÜNYADAN SOYUTLANMAK 

DÜNYADAN SOYUTLANMAK

 

Cuma gecesi “yasak” kapsamında yaşanan dehşet verici görüntüler karşısında nutkum tutuldu bir an.

 

Aklımdan binbir tane soru ve düşünce geçti. Burada hepsini bir bir döküp sinirlerimi yeniden zıplatmaya hiç gerek olmadığını düşünürek, koronalı yaşamın bana verdiği yetkiye dayanarak kendimi bu dünyadan soyutlamaya karar verdim!

 

Gerçekliklerden arındırmaya!

 

Ne de olsa ” sokağa çıkma yasağı ” ile birlikte olan biteni sizler de en az benim kadar biliyorsunuz.

 

Onun için suya sabuna dokunmadan kendimi tüm bu hezeyanlardan bir an önce kurtarma telaşına düştüm. En azından iki güncük!

 

Kolları sıvayıp kendimi, kendime ait hayal havuzuma bırakıverdim. Beni en rahatlatan düşüncenin kollarına!

 

Onlarca kez gittiğim Yunanistan’ ın turkuaz rengi deniz kıyılarına gönderdim ruhumu. Gün batımlarına teslim ettim düşüncelerimi. Ve bakışlarımı sapladım gölge yapan palmiye ağaçlarının yeşiline.

 

Huzur buldum düş dünyamda; koronanın sahiciliğine inat!

 

Hemen 3 adım ötemde bulunan garsona da “bir fincan orta şekerli Grek kahvesi” deyiverdi sözcüklerim.

 

Nasıl da severim kahveyi, hele elin memleketinde! Yurdumun kokusunu hatırlatır bana…Bir dünya iki ülke!

 

Bu arada Grek kahve aynı bizim Türk kahvesi gibidir!…Yapan da güzel yaptı mıydı bir deee, işte o zaman değme keyfime!

 

Yunan’ ın altın kumsalında oturmuş, gölge veren palmiyelerden sızan akşam güneşinin izleri vurmuşken yeşille mavinin karışımı sulara, kahvemi yudumlamak …

 

Bir ben ve bir de ben varız orada.

 

Ne korona, ne milletin isyanı, ne bir türlü içinden çıkamadığınız hesaplaşmalar, ne kavga, ne dövüş ne de gürültü.

Hatta inanmazsınız ölüm bile yok oradaki düşlerimde!

 

Kötümserlik yok,

Çirkinlik yok,

Haddini bilmemek yok…

Yalan dolan yok,

Esaret yok,

Çileden çıkmak yok…

 

Sadece uzadıkça uzayan hayaller var; ruhu demlendiren sessizlik, gözlere bayram ettiren doğanın şovu, kulaklara ninni gibi gelen ağaçların hışırtısı ve bir de denizin usulca sahile vuran dalgaları.

 

Sonsuzluk gibi…

…..

 

“Her güzel şey çabuk biter” derler ya hani; bu huzurdan beni ayıran ise gerçek dünyamda çalan telefonumun sesi oldu!

Yoksa bana kalsa sessizliğin sesini destan gibi yazardım da sizlere; gerçek hayatın yakama yapışan işleri bırakmıyor beni bu huzur koyunda uzun süre!

 

Bakarsınız başka bir köşe yazımda bu huzur atmosferini misliyle yazar kalemim, hayal dünyamda yok olmak istercesine!

 

Umutlarınıza ve hayallerinize sımsıkı sarılmanız dileğimle.

 

Koronavirüs Sonrası Olacaklar

Koronavirüs Sonrası Olacaklar

Koronavirüs hepimize milli ve manevi

değerlerimizi hatırlattı. Farkında bile

olmadığımız komşularımızla yakınlaşmamızı

sağladı. En büyük tehlike terördür diyorduk

ama ondan da büyük ve görünmez bir

düşmanı tüm dünyaya hatırlattı.

Doktorlarımızın ve sağlık çalışanlarımızın

Kıymetini anlamamızı sağladı.

Şehir hastaneleri için en ağır itibarsızlaştımaları yapmıştık.

O hastanelerin kıymetini anlamamızı sağladı

Biraz geç de olsa az biraz kıymet bilmeyi öğrendik

Ama tüm dünya yaşam savaşı verirken

Bir takım kişi ve ülkelerin krizi

Fırsata çevirme  gayretlerini de görüyoruz.

200 bin ölümü gözden çıkaran Amerika

Kriz sonrası planlanan tek dünya

Ülkesi planının hazırlıklarını yapıypr

Bizdeki paralel devlet gibi ABD de de

Pentagon güdümünde bir abd derin

Devleti olduğunu biliyoruz

Mesela başkan turmp yeniden seçilmek istiyorsa

Merkez bankasını para basmasını ve

Bu hareketin oluşturacağı enflasyonu istemez

ABD derin devleti Fed e emir vererek

1 trilyon dolar basmasını sağladı

Çünkü bu derin yapı ve bağlı büyük

Firmalar tüm dünyayı tek merkezden

Yönetmek için düğmeye bastılar.

Bu yüzden bu virüs ne kadar şiddetli

Geçer ve zarar verirse ABD nin işine gelecektir.

Bakınız  İran bile IMF ye muhtaç hale geldi

Avrupa Birliği 1945 de olduğu

Amerikan yardımlarının gündeme gelmesin istedi

Artık emepryalizm savaş mantığını değiştirdi

200 bin ölüm abd nin umurunda değildir

Amerikanın derdi kriz sonrası tüm

Ülkelere hükmedecekleri yeni bir düzen kurmaktır

Önemli miktarda abd askerinin avrupaya

Gönderildiğini biliyoruz

Salgın biter bitmez yeni bir kuşatma ile karşılaşabiliriz

Zaman nefret ve hakaret siyaset yapma zamanı değildir

 

Günün Sözü

 

Adalet olmadan düzen olmaz

A . Cames

 

 

Sabır  Şükür ve Tedbir Zamanı

Sabır  Şükür ve Tedbir Zamanı

Salgın hastalık dönemlerinde en çok

İhtiyaç duyacağımız özellik sabırdır.

Bir de beterin beteri var diyerek

Şükretmek gerekir.

Tabiki bu iki değere sarılmak da yetmeyebilir.

Devletin aldığı tedbirleri desteklemek gerekir

Ve hepsine harfiyen uymak gerekir

Bu günlerde; gelecek zamanlarda dehşetle

Bahsedilecek toplu bir sınav veriyoruz

Adalet anlayışının ve evrensel hukuk

Kurallarının olmadığı ve gelir adaletinin

Kalmadığı her toplum eninde sonunda

Böyle bir sınavla karşılaşacaktır.

Doğa ile barışık yaşamadığımız için

Takvim çalıştıkça başkaca felaketlerle karşılaşacağız.

Depremlerin sarsma vakti geldiğinde

Çürük binalarımız yıktığını öğrendik

Koronavirüs vb salgınların da her

100 yılda bir ortaya çıktığını yeni farkettik.

1918 de milyonlarca kişinin ölümüne

Sebep olan bir ispanyol gribi yaşandığını

Yeni yeni öğreniyoruz.

Burada önemli felaketlerden çok bu

Felaketi fırsat olarak kullanan kişi ve ülkelerdir.

Bunlar salgın henüz bitmeden harekete geçtiler

Bu zihniyet ülkesinde ve dünyada zarar

Gören insan sayısına bakmaz

Bu ülkelerin zengin iş adamları

Salgın sonrası; değeri düşen işletmeleri

Hurda fiyatına kapatma derdindedirler.

Fırsatçı ülkelerde salgın nedeni ile

Zayıf düşmüş ülkeleri kontrol etme telaşına girerler

Yani koyun canm derdinde onlar et derdindedirler.

İşte böyle bir senaryoda yapılacak iş

Sabretmek ve şükretmektir.

Birlik olmak için çaba göstermektir.

Bu büyük sınavdan en az hasarla çıkmak

İçin kurallara mutlaka uymalıyız.

 

Günün Sözü

Sevgi birliğe

Bencillik yanlızlığa götürür

Schiller

Pusuda Bekleyen Ülkeler

Pusuda Bekleyen Ülkeler

Dünyada 2. Dünya savaşından sonra

Kurulan düzen tamamen değişecek

Birleşmiş Milletler; gücü ve etkisi kalmayan

Kocaman bir binadan farksız hale geldi.

Birleşmiş Milletlerin ayrıcalıklı 5 üyesi ise

Kendi ülkelerinde virüse kurban oldular

ABD Başkanı 200 bin insanı kaybedersek

Buna razı olacağız diyor

İngilterede kraliçe ortadan kayboldu

Kendisini özel bir yerde izole etti

Prens Charlis te virüse kurban oldu

İngiliz başbakanı ve ingiliz sağlık otoritelerinin

Bir panik yaşadıklarını görüyoruz

İtalya’da büyük kayıplar görüyoruz

Fransa’da büyük kayıplar yaşadı.

Çin’in ilk başlarda neler yaşadıklarını anımsıyoruz

Rusya’dan çok ayrıntılı bilgi alamasakta

Onların da virüs ile baş etmeye çalıştıklarını biliyoruz.

200 ülke içinde olağanüstü ayrıcalıklarla donatılmış

ABD,Çin, Fransa, Rusya, İngiltere’nin

Virüsün pençeleri altında nasıl kıvrandıklarını

İbretle ve dehşetle izliyoruz.

Şimdi hepsi pusuya yatmışlar ve bu virüs

Fırtınasının dinmesini bekliyorlar.

Hepsi fıırtına diner dinmez bir ekonomik

Salgın yaratma peşindeler.

Bu virüs hiç haketmedikler halde petrol sayesinde

Servet ve itibar kazanan arap

ülkelerinin de bitmesine neden olacaktır.

Bu konuda en büyük zararı yıllarca

Efendileri kabul ettikleri abd den görecekler.

Bir süre sonra petrolün hükmü geçince

Sürekli üretmeden hazır yiyen bu ülkelerin

Başka ülkelere sığınma gayreti

içinde olacaklarına şahit olacağız.

Bu virüs bizi kısmen de ekonomi konuşmaktan uzaklaştırdı.

Her alanda üretimin azalması ve durması,

Dövizin TL karşısında sürekli değer kazanması

Gıda fiyatlarında sürekli bir artış yaşanamsına rağmen

Mart enflasyonun ilginç şekilde düşük çıkması

Ekonominin kötüye gidişte olmadığını gösterdi

Şu nisan ve mayıs aylarını az hasarlı atlatırsak

Bizim dünyamızında tüm dünyanın da değişeceğini göreceğiz.

Günün Sözü

Hayatın güzel olması için

Eksiksiz olması şart değildir

 

 

BERAT KANDİLİ KISA ANLAMI VE ŞİİR’İM

BERAT KANDİLİ KISA ANLAMI VE ŞİİR’İM

Berat sözcüğünün Arapça bir kelime kısaca anlamı, İnsanların dünya yaşamındaki yaşantısı içinde yaptığı hataları bu hataların farkında olup bir daha yapmaması arınması, aklanması ve bu zorluklardan kurtulması anlamındadır. İslam da Berat geçesini feyizli bir gece olması yapılan nafile ibadetlerin ihlasla Allah için yapılanlar dualar kullarına fazlasıyla döner.

Berat Gecesinde. “Allahuteala” Kur’an-ı Kerim Levh-il mahfuz semasına inişi ve bir ayet meali ( Apaçık olan kitaba ant olsun ki kuranı mübarek bir gecede indirdik(Duahan 3-4)

Bu gecede yapılan ibadetlerin Rahmeti ve bereketi de kullarına mükafatı boldur.

 

Üç aylarda Recep, Şaban, Berat kandiliyle, Ramazana az günler kalması birlik beraberlik ve sağlıklı huzur içinde ramazana kavuşmamız. Allah’ım affında biz kulların üzerine sevginizi nasip eyle. Geçmişimizde yaptığımız günahlar bu gecenin hürmetine rahmet kapılarını açarak rahmetinde bizlere nasip eyle. Rahmet bereket Berat gecesi hürmetine rahmetinle milletimizin birliğini yıkmaya yok etmeye çalışan içten ve dıştan bizden biri gibi görünen şer fitnelerine fırsat verme Allah’ım. Bu fitneleri ıslah eyle olmazlarsa bilen sensin Kahhar sıfatıyla tarumar eyle ALLAH’IM. Ey Rabbım şu mübarek Berat gecesi hürmetine tüm insanlık alemini kardeşlik, barış, huzur içinde yaşamasını nasıp eyle. Türk ve İslam alemine Berat kandilini hayırlara vesile eyle, Allah’ım. Şu korona virüs vebasını hanemizden, ülkemizden ve dünya aleminden bu gecenin hürmetine temizle, ALLAH’IM..“AMİN”

 

“BERAT GECESİ HÜRMETİNE AFFET ALLAH’IM”

Ellerimizi açtık semaya,

Dilimizle durduk duaya,

Kalpten bağlandık Mevla’ ya,

Berat gecesi hürmetine affet, Allah’ım!

*

Kalpten durduk divanına,

Bizler sığındık kapına,

Şefaat ver kullarına,

Berat gecesi hürmetine affet, Allah’ım!

*

Dünyan geçici hanın,

Fani aleminde imtihanın,

Son nefeste şefaatin,

Berat gecesi hürmetine affet, Allah’ım!

Y.T:12.12.2003

Koronavirüs ve Bir Anı

Koronavirüs ve Bir Anı

Korona virüs ile mücadelede en iyi yöntemin evde

Kalmak olduğu iyice öğrendik

Bu acımasız düşmanın vücudumuzda neler yaptığını da

Mehmet Ceyhan hocamızdan öğrendik

Aynı zamanda bilim kurulu üyesi de olan

Mehmet Ceyhan Hoca;

Virüs eğer ciğerlere ulaşmaz ise

1 hafta sonunda iyileşme başlıyor diyor.

Virüs eğer akciğere inerse Göğüs ağrısı

İshal ve nefes darlığı başlıyor diyor.

Eğer kişide akciğer hastalığı varsa ve

hastaneye yatmış ise bu süre bir kaç haftayı bulabilir diyor.

Eğer bir akciğer rahatsızlığımız yoksa ve

Bağışıklığımız güçlü ise virüs bizi yatıramıyor

Bir tıp elemanı olamsak da güçlü beslenmenin

Ve güçlü bağışıklığın koronavirüs için

En etkili silah olduğunun artık farkındayız.

Genç ve kuşağın ve orta kuşağın büyük bölümünün

Kendilerinde bu virüs olup olmadığını

Anlamadan bu süreçleri atlatacağını da biliyoruz.

65 yaş üstü kuşağın ise akciğerlerinde bir problem varsa

Ve nefes darlığı yaşıyorsa büyük bir

Sıkıntı yaşayacağını duyuyoruz.

Rahmetli dedem Osman Gürçay sıtmadan vefat etmişti.

Yunanistandan mübadele ile gelirken

Yolculuk şartları bir çok Türk’ü hasta etmişti.

Biz de ailceke ilk sıtma kurbanımızı bundan yaklaşık 100 yıl önce vermiştik.

Çocukluğumdan, Sıtma ile mücadele derneği tabelaları hatırlıyorum.

Öyle veya böyle bu korkunç salgını atlatacağız.

Ama bu salgının geçmişteli salgınlardan çok farkları olacaktır.

Çünkü bu salgın insanların sadece sağlıkları ile değil

Toplumsal ve sayısal yapıları ile de oynayacaktır

Tabi en önemli kaybı ekonomik alanda verecektir.

Bu salgın halkımızın devletin önemini farketmesini sağlamıştır.

Bundan böyle liberal ve kapitalist sistemin geçmişteki

Gibi itibar ve ayrıcalık görmeyeceğini  düşünüyoruz

Bu salgın sadece insanları değil sistemleri de vuracaktır

 

Günün Sözü

Yiğitlik intikam almak deği

Tahammül etmektir.

Shakespeare