Köşe Yazıları

Milli takımımız İyi Yolda

Milli takımımız İyi Yolda

Milli  takımımızın Andorra  ile yaptığı maç bizi endişelendirmişti.

38 yaşındaki Emre’yi en tehlikeli yerde görev yaparken, tedirgin bir biçimde, seyretmiştik.

Hakan Çalhanoğlu, bir türlü oyuna ısınamamıştı. Genç Güven’in de böyle büyük sorumluluğu henüz taşıyacak düzeyde olmadığını, görmüştük.

Kısacası, fark beklediğimiz Andorra maçından, son dakikada Ozan Tufan’ın golüyle, sıyrılmıştık.

Moldova maçı ise, bizi kendimize getirdi.

Suskun Cenk Tosun ve Yusuf Yazıcı’yı, yeniden kazandık.

Kritik ve şahane bir gol atan Deniz’i, yakından tanıdık.

Hakan’nın, daha fazla gayrete geldiğini gördük.

Aslında Moldova maçında, çok iyi mücadele ettik.

Ve bu mücadeleyi, dört güzel golle süsledik, en önemlisi, çok kalabalık kadrodan, iskelet bir kadro çıkarmayı, becerdik.

Artık birkaç yer dışında, kimin nerede olacağını, tahmin edebiliyoruz.

Şimdi yeni sakatlıklar yaşamadan, bu kadroya gözümüz gibi bakmalıyız.

Bu kadroya Cengiz Ünder’de eklenirse bu takımın hızına, hiçbir takım dayanamaz.

İzlanda’nın, eski İzlanda olmadığını görüyoruz.

Bu İzlanda artık yaşlandı.

Ve birkaç yıl önceki ruhunu ve popülerliğini kaybetti.

Grubumuzdaki, Arnavutluğun bile, İzlanda’dan daha iyi bir derece olması, sürpriz sayılmaz.

Görünen o ki, bu takım Avrupa şampiyonasında, iyi derece yapacaktır.

Çünkü bu takımda,diğerlerinden çok üstün birkaç yıldız yerine, birbirlerine yakın, çok sayıda yıldız var.

İşte bu durum rakabeti kızıştıracaktır, Bu rekabet hem takımın hem de Türkiye ‘nin, lehine olacaktır.

Günün Sözü:

Savaşın sevkini almak isteyen Türklerle savaşmalıdır.”Tausend”

 

Enflasyon Düşecek Ama Yine Çıkacak

Enflasyon Düşecek Ama Yine Çıkacak

Bu yılın başından beri, ekonomide “eski –büyümenin” devam ettiğini görüyoruz.

Eski büyümenin sonucu, Dolardaki tırmanmanın durulmasıdır.

Ve Enflasyondaki, düşüş trendine girilmesidir.

Nitekim Ağustos ayında, enflasyonun (16,65)den (15,01)e gerilediğini gördük.

Aslında, doğalgaz zammı ay sonuna denk getirilmeseydi, Ağustos ayındaki enflasyon, da yüksek olacaktı.

Hükümet Eylül başında ilan edilen enflasyon rakamının, düşük kalması için, doğalgaz zammını, bir sonraki aya itelemiş oldu.

Eylül ayında enflasyonun 9,5 ile 10,5 arasında bir noktaya gerileyeceğini düşünüyoruz.

Çünkü geçen yıl Eylül ayında bir aylık enflasyon, 6,30 çıkınca büyük bir şok yaşadık.

Bu Eylül ayı sonucunda çıkacak enflasyon rakamı, geçen yılki yüksek rakamı, ortadan kaldıracaktır.

Bu durumda Eylül ayında biraz yüksek oranda, bir düşüş yaşayacağız.

Ama Eylül ve Ekim aylarında ekonominin yine ısınacağını göreceğiz.

Doğalgazdaki zam, her alanda etkisini gösterecektir.

Kış masrafları, düğünler yıl sonuna doğru, piyasayı yine ısıtacaktır.

Kısacası bu yılı, tek rakamlı enflasyonla, bitireceğiz.

Ayrıca Suriye sınırında yaşayacak sıcak gelişmeler, tüm halkımızı hem ekonomik yönden hem de toplumsal yönden etkileyecektir.

Bu yılın üç çeyreğini, ucuz atlattık diye biliriz.

Ama önümüzdeki üç aylık dönemin, sadece ekonomik alanda değil, toplumsal, siyasal ve askeri alanlarda da, çok riskli geçeceğini, zannediyoruz.

Günün Sözü:

Azınlık bazen yanılabilir. Çoğunluk her zaman yanılır.”H.İbsen”

Genç Bursaspor İyi Yolda

Genç Bursaspor İyi Yolda

Umut veren genç Bursaspor’un, iskelet kadrosunu oluşturuyoruz. İki genç kalecimizi, şöhretli takımlara sattık.

Ama yeni transfer genç Çağlar, Eskişehir Maçını tek başına aldı desek, yalan olmaz.

Hele, uzun dağınık saçlı stoper Sedat’ı seyrederken, geçmişteki ünlü (Sedat 2)’yi anımsadık.

Çok çabuk, iyi kesici ve mükemmel yer tutan genç Sedat’ın, seneye çok ses getireceğini, hissediyoruz.

Genç Ali Akman, biraz dağınıktı ama çok çalışkan ve iyi niyetli idi.

Deplasmandaki Eskişehir spor maçı, ona bir numara büyük geldi.

Geçmiş senelerde, verimli olamayan Kubilay’ı bu sezon biraz daha hareketli görüyoruz.

Artık ağabey kunumunda olan Kubilay’dan bu sezon daha fazla sorumluluk olmasını, bekliyoruz.

Eskişehir maçının onucunu bakmayalım, birinci devre Eskişehir spor, çok baskılı oynadı.

İkinci yarıda, Kubilay’ın gününden sonra, Bursaspor maçı kazanabileceğine inandı.

Eskişehir deplasmanı, Karagümrük deplasmanından, çok daha zordu.

Karagümrük maçı, ilk maçtı ve Genç Bursaspor bu heyecanı, kaldıramadı.

Yalçın Hocaya kenar yönetiminde başarılı buluyoruz.

Çok Agresif değil, Ama pasif  olarak ta görmüyoruz.

Bu tarzını devam ettirmesini, diliyoruz.

Çünkü, kenar yönetiminde kart görüp, tribünlere yollanırsa, bu genç Bursaspor’un çok etkileneceğini biliyoruz.

Okan Buruk örneğinden, ders almalıyız.

Bu takıma şimdilik hedef koymaktan kaçınmalıyız, Hedefimiz maçları kazandıkça “önümüzdeki maça bakmak” olmalıdır.

Daha sezonun başında, bu genç kadroyu şampiyonluk stresinin içine sokmak, doğru değildir.

Günün Sözü: Bilgiye yapılan yatırım, En yüksek karı getirir.”B. Franklin”

 

Zeytin Festivalinin Ardından

Zeytin Festivalinin Ardından

  1. Uluslar arası Gemlik Zeytini Festivalini, coşku ile kutladık.

Kutlamanın 30 Ağustos bayramı ile başlayıp, 1 Eylül barış günü ile son bulması, çok şık bir rastlantı olmuştur.

Zafer zeytin dalı ve barış günü birbirine çok yakıştı ve birbirlerini tamamladılar.

Bu kutlamada, ilçenin dinamiklerinin festivale daha yakın durduklarını hissettik.

Kutlamanın ikinci günü Gemlik’teydik.

Şehir merkezindeki Atatürk parkında düzenlenen sabah kahvaltısını, merakla izledik.

Kahvaltı için seçilen yer, çok uygundu.

Merkezde ve halkın içinde olması, bu projeyi taçlandırdı.

Öğle saatlerinde ise narlı sitesinden Belediye başkanına ve deniz morundaki misafirlere, el salladık.

Başkan Sertaslan, sahil deniz projesine bu vesile ile, ilk adımını atmış oldu Bu festivalde, komşu zeytincilerle tam bir birliktelik sağlayamadık.

Uluslar arası boyutta bir katılım olmasını, başaramadık.

Ama Gemlik zeytininin gelecekte, Gemlik’i çok uç noktalara götüreceğine, inanıyoruz.

Festival projesinde, başkan Sertaslan, Kent konseyi Başkanı Çetinkaya’nın ve Sosyal İşler Müdürü Dilek Ağdemir’in, önemli katkılarının olduğunu biliyoruz.

Başkan Sertaslan’ın dediği gibi, Gemlik bir turizm kentidir.Bir tarih kentidir.

Bir ticaret kentidir Aynı zamanda, bir liman kentidir.

İçinde serbest bölgesi vardır.

Depoları ve antrepoları, vardır.

Ama her zaman birinci sırada,sofralık zeytini vardır.

Kayık menşeli dev zeytin tabağı ise, bu festivalin rengi olmuştur.

Günün Sözü: Bir çığlık, bir çığ getirir.”Soljenitsin”

 

Ak Parti Neden Geriliyor

Ak Parti Neden Geriliyor

Önce Peygamberimizin veda hutbesindeki başlığını, hatırlamalıyız.

Peygamberimiz hitap ederken, “Ey  Müslümanlar” demişti.

“Ey insanlar” demiştir.Ak Partide kurtuluş döneminde, muhafazakarlar, dindar, liberal, Milliyetçi ve hatta eski solculara bile, çok yakındı.

Tüm bu saydığım kesimlerin, lider sayılan kişileri ile, iç içeydi.

Yani Ak parti kuruluş döneminde tüm seçmenin yani insanların partisi olarak, görüldü.

Ak parti geniş bir seçmen gurubunun desteği ile, iktidara gelmişti.

Ama hem parti yönetimi, hem de devlet bürokrasisi, zamanla dindar ve  muhafazakar Ak Partililerin, tekeline girdi.

28 Şubat 1997 de, başörtülüler üniversiteye alınmayınca, bizde büyük tepki vermiştik.

Ak Parti yönetiminin, bu yasağı kaldırmasını destekledik.

Ama zamanla dindar muhafazakar kadroların başörtüsü ayrıcalığına döndürdüğünü, hissettik .

Başlangıçta, Ak Partiyi destekleyen merkezci, Milliyetçi ve eski solcu seçmen, Ak Partiden kopmaya başladı.

Halkımız başörtülü bir pilotu da, başörtülü bir Emniyet Amirini de, benimsemedi.

Ak partinin merkezdeki ve yereldeki yönetim kadroları da, başlangıçta partiye destek veren,bu farklı seçmen gruplarından, koptular.

Aslında seçmende rahmetli Özal’ında ve rahmetli Ecevit’i de birinci sıraya getiren, bu dağınık seçmen gurubundaydı.

Şimdi sayın Erdoğan, Ak Partiden kopan bu seçmen kitlesini, yeniden yakalamak istiyor.

Bu kitleyi büyük camiler yapmakla, yakalayamaz.

Bu kitleyi, muhafazakarlığı ön plana çıkararak, yakalayamaz.

Eğer, kuruluş ayarlarındaki gibi, tüm insanlara dönebilirse, belki bir şans daha yakalayabilir.

Akıllı seçmen, Ak parti ile sayın Erdoğan’ı da, birbirinden ayırmıştır.

Erdoğan’ı  Lider olarak kabul etse bile, Ak parti ile bağını gevşetmiştir.

Ak Partide olabilecek çöküşü ise, sınır harekatı ve (CHP) ve (HDP)birlikteliği, geriye atmaktadır.

Günün Sözü: Cisimleri gördüğüm gibi değil, düşündüğüm gibi boyarım “Picasso”

 

Maça Gelmeyen Taraftar Olamaz

Maça Gelmeyen Taraftar Olamaz

Bursaspor’un pek çok takıma ders olacak nitelikte, bir ölüm kalım savaşlı yaşadığını görüyoruz.

Takım Küme düşünce, çok eski tarihli alacaklıların kuyruğa girdiğine tanık oluyoruz.

Kendi geleceklerinin derdine düşüp, soluğu Avrupa da alanları da biliyoruz.

Koskoca bir şehirde, bu ağır taşın altına elini koymaya başka çıkan olmamış ise, bu Başkanı denemek zorundayız.

Aslında önemli olan, Başkandan ziyade mevcut genç kadrodur.

Bu gençler, umutsuzluk içine düşen Bursa’lı futbol severlere, güven vermiştir.

Bu gençler henüz istediğimiz futbolu oynayamıyorsa da, çok iyi mücadele etmektedir.

Oynaya oynaya, enerjilerini ekonomik olarak kullanmayı öğrenecekler.

Oynaya oynaya tehlikeli geri pasların zararını öğrenecekler.

Ve oynaya oynaya kırmızı kart görmeden, oyunu onbir kişi bitirmeyi, öğreneceklerdir.

Bu takımın tecrübesi olmasa da, hızlı ve mücadeleci futbolu, dikkat çekecektir.

Hocanın en çok üzerinde durması gereken husus, takımın bireysel değil, takım oyununu, benimsemesidir.

Eğer Bursaspor’lu hocamız bu kuralı yerleştiremez ise, bu takımda, bol miktarda Emre Mor örneğini yaşarız.

Bu arada Bursasporlu taraftara da, bir çift sözümüz var. Akhisarspor’un bu ligin en güçlü bir takımı olduğunu biliyoruz.

40 Bin kişilik stadyuma 9 bin taraftar geliyorsa, gelmeyen taraftarların tümüne “yuh çekmek” gerekir.

Futbol oyununun en önemli aktörü taraftardır.

Tribünlerden ona buna yuh çeken taraftarlar, sorumluluk kendine geldiğinde, taşın altına elini koymak zorundadır.

Bir başka maçta, stadyumun dolmasını bekliyoruz.

 

Günün Sözü:

Dikkat et sözlerin sana, ihanet edebilir.”Baraccio”

 

Devlet İçinde Devlet

Devlet İçinde Devlet

Geçmiş yıllarda her darbenin içinde yada dışında CHP’nin izleri aranmıştı.

Ama 15 Temmuz darbesinden sonra çekirdek devlet ile CHP’nin arası bozuldu.

Çekirdek devlet FETÖ ve katı laik asker kesiminin bu darbe girişiminde destek vermedi.

15 Temmuz gecesi TRT’de darbe bildirileri okunmasına rağmen İstanbul birinci ordu komutanının yaptığı çıkış belki de çekirdek devletin müdahalesiydi.

Hele Kılıçdaroğlu’nun Atatürk Havaalanındaki tanklar arasından sıvışması çekirdek devleti kızdırdı.

Eğer Kılıçdaroğlu sıvışma yerine tankların üzerine çıkmayı deneseydi hem kendi kaderini, hem de CHP’nin kaderini değiştirebilecekti.

Erdoğan’ın bir fırsat bulıp havaalanında konuşma yapması bile ikinci planda kalacaktı.

Zaman içinde CHP-HDP yakınlaşması da çekirdek devleti CHP’den uzaklaştırdı.

Artık FETÖ ve YPG mücadelesini ilk sıraya alan çekirdek devletin çok önemli kararlarını görmeye başladık.

Barolar başkanının yeni yargı reformu hamlesini benimsediğini görüyoruz.

Hükümetten ziyade devlete destek verdiğini biliyoruz.

Kısa zaman içinde çok önemli konumdaki bürokratlarında devletin yanında açıklamalar yapacağını göreceğiz.

Yerelseçimlerde bir kaç büyük şehirde başarılı olmak için HDP ile işbirliği yapmak CHP’nin siyasi geleceğini tıkamıştır.

Hele bazı HDP’lilerin büyük şehirleri bizim desteğimizle kazandınız açıklaması CHP’yi çekirdek devlet nezdinde bitirmiştir.

Amerşka’nın çekirdek devleti Pentagon’dur.

Başkan da olsa savunma bakanı da olsa ve genel kurmay başkanı da olsa kararı Pentagon vermektedir.

Bizde de isterseniz Milli güvenlik kurulu deyin, isterseniz dar sınırlı iç kabine deyin bir çekirdek devlet vardır.

Bir anda 3 HDP’li belediyeye kayyum atanırken barolar başkanının devlete destek vermesi çok anlamlıdır.

Mevcut şartlarda sınır güvenliğimiz ve ülke bütünlüğümüz en öncelikli meselemiz haline gelmiştir.

Bu meseleyi bir parti ve kişi tercihi gibi düşünemeyiz.

Bu mesele Türk milletinin ve çekirdek devletin meselesidir.

 

Günün sözü: kalabalıkların başı çok, beyni yoktur. (Pivarol)

Bursaspora belediye Modeli

Bursaspora belediye Modeli

Bursaspor ödemeyeceği miktarda

artan borçların altında kaldı

FİFA, UEFA ve TFF artık takıma alınan futbolcuların

maaş, bonservis vb ödemelerinde

sıkıntı yaşanırsa hemen ceza uyguluyor

Nitekim , bir yabancı futbolcu alacaklarından dolayı

Takımı UEFA’ya şikayet etmiş, sonuçta takımın

Transfer tahtası kapanmıştı. 6 Puan silme cezası da

Alinur Aktaşın devreye girmesi ile önlenebilmişti.

Görünen o ki; şehrin zenginleri, Bursapor taraftarı olsalar da

Mali sorumluluk altına girmek istemiyorlar.

Çnkü; hem rakamların artık çok büyüdüğünü görüyorlar.

Hem de kulüp başkanlığının eskisi kadar siyasi gücünün kalmadığını görüyorlar.

Ayrıca başlatılan SMS kampanyasının beklendiği kadar sonuç vermediği anlaşıldı

İlk 3 günde 2888 bin TL lik SMS atılmıştı.

15 günün sonunda ise sadece 364 bin TL ye ulaşılabildi.

Bütün bu bilgiler Bursasporun sahipsiz kaldığını gösteriyor.

Kısacası transfer sezonu bitmek üzere ama biz hala transfer tahtasını açamadık.

Peki çözüm ne olabilir?

Bursaspor Belediye bünyesine alınabilir.

Zaten yeni tadımızın kağıt üstünde sahibi de Belediyedir.

Başakşehir, Gaziantep ve Erzurumda belediyerli takımları olmuştur.

Ekonomik problemler aşılamayıp takım elindeki son gençleri de kaybederse

Bursapor daha da alt liglere düşer.

Bursanın stadının sahibi Belediye Bursasporun da sahibi olmalıdır.

Tarihinde süper lig şampiyonluğu olan bir takım yaşanan

ve yaşanacak mali ve idari krizle içinde çökmeye bırakılamaz.

Belediye her ne kadar kendiside mali kriz içinde olsa da

bir şekilde Bursaspor için finansman yaratabilir.

Onca tanıtıma rağmen 15 içinde SMS ile 364 bin TL toplayabilen

Kulüp bu yöntemlerin çare olamayacağını anlamalıdır.

Çare kulübün Belediye bünyesine geçmesindedir.

 

GÜNÜN SÖZÜ

En yıkıcı en öldürücü yara

Haksızlık yarasıdır.

“Anonim”

 

 

 

 

Genç Bursaspor’u Destekleyelim

Genç Bursaspor’u Destekleyelim

Bursaspor’un genç takımını,

Karagümrük Maçında merak içinde, seyrettik.

16 ile 22 yaş arasındaki 15 oyuncunun, kadroya girmiş olduğunu duymuştuk ve ilk onbir de, bunlardan dokuzunun oynayacağını, biliyorduk.

Nitekim sahada, bir gençlik fırtınasına tanık olduk.

Dakikalar geçtikçe, bu enerjinin ekonomik kullanılmadığını gördük.

Çünkü takım takımı çekip çevirecek bir, iki ağabey yoktu.

Bu ağabey yokluğu, tecrübeli ve yaşlı Karagümrük takımının, işine yaradı.

On kişiyle yorgun düşürdüğümüz Karagümrük, iki kontratakla maçı götürdü.

Oyunu yüksek tempoda tutan genç Bursaspor, zaman zaman ortamı telaşlandırdı, hızlı oyun, telaşlı oyuna dönünce, çok müsait birkaç pozisyonda, kaçmış oldu.

Genç Bursaspor’un bu sene yeniden süperlige döneceğini sanmıyoruz.

Ama özelikle Türkiye Kupasında, çok canlar yakacağına, inanıyoruz.

Bursaspor’da, çok prestijli bir alt yapı sistemi, var.

Ama Bu sistem içinde, beslenme tekniği olup olmadığını, bilmiyoruz.

Geçen senelerde, Milli Takım kaptanlığına kadar yükselen Ertuğrul’un bir süre sonra, hantallaştığını gördük.

Rakibini yakalayamaz hale gelmişti.

Bir süre önce, yine Bursaspor alt yapısından yetişen Ozan Tufan’da, hantallaşmıştı.

Adeta göbeklenmişti.

Bu sistemli ve bilimsel beslenme uygulanmaz ise, idmanlardan yeterli fayda sağlanamaz.

Bu genç takımımıza, tüm Bursa Komuoyu olarak, sahip çıkmalıyız.

Geçen sene, Hataysporu ve Ümraniyespor’u tanımıştık.

Bu hafta, Bursa’da oynayacağımız Akhisarspor maçı, gücümüzü test etmek için, bir ölçü olacaktır.

Puan cetvelinde, (eksi-6) ile sonuncu durumda olan Eskişehirspor, tüm takımlar için, bir ibret olmalıdır.

Günün Sözü : Çok şanslı olmamı, çok çalışmama bağlıyorum.”Jefferson”

 

Bayramın Ardından

Bayramın Ardından

Kurban Bayramına, ailemizle yaşadığımız bir kayıp ile, başladık.

Hamitlerdeki, Kent mezarlığında  toprağa verdik.

Koskoca Kent mezarlığının dolduğunu, cenazelerin ağaçsız yeni toprak alana gömüldüğünü gördük.

Bayramdan hemen sonra, yiğenimiz Denizhan Tecik’in nikahına katıldık.

Olay Televizyonun da haber sunan Denizhan’a, ömür boyu mutluluklar diliyoruz.

İşte yaşamın özeti budur, acı ve tatlı olayı, birlikte yaşıyoruz.

Tabi bayram süresince, hem yurt çapında, hem de Bursa içinde, yaşadığımız orman yangınları, içimizi açıttı.

Orman yangınları konusunda, Bursa Büyükşehir itfaiyesi Daire Başkanlığının açıklamasını okuyunca şok olduk.

2019 yılında ilk yedi ayında, tam 4bin 698 yangına müdahale edildiğini, okuduk.

Son 10 Yılda, 85 bin futbol sahası kadar, orman alanı kaybettiğimizi öğrendik.

(%42)sinin, sebebini bilemedik.

(%34)ünün ise,ihmal ve dikkatsizlik sonucu olduğunu anladık.

Tabi bayramdaki sohbetlerimizde, Suriye’nin kuzeyindeki barış koridoru da, yerini aldı.

Geçmişte “bizim Suriye’de ne işimiz var”, demiştik.

Ve P.K.K tarafından basılan karakollarda, çok fidan kaybetmiştik.

Şimdi ise futbol tabiriyle “hucum futbolu”, oynuyoruz.

Sınır ötesinde, operasyonlar yapıyoruz.

Olabilecek bir güç dalgasını önlemek için, “bir bölgeye” sahip olmaya çalışıyoruz.

Ülkemizde misafirliği uzayan sığınmacıları, kendi ülkelerine iade etmeye, uğraşıyoruz.

Belki de, 30 kilometre içeri girilerek, o bölgeye konutlar ve barikatlar, yapılacaktır.

Bu konudaki negatif muhalefeti ve itibarsızlaştırma gayretlerini, kınıyoruz.

Bu harekatı siyasi bir rant gibi görmek de, bu harekatı itibarsızlaştırmaya çalışmak da, hem vatana, hem de millete, zarar verir.

Bu böyle bilene…

 

Günün Sözü: “Daha sonra”nın sonu yoktur.”M.Drumes”