Köşe Yazıları

Bir Hadis

Bir Hadis

Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor;
“Beş şey gelmeden beş şeyin kıymetini bil”
Biz insanoğlu genelde nimet elimizdeyken nimetin kıymetini bilmeyiz. Niöet elden gittikten sonra anlarız ama iş işten çoktan geçmiş olur. İşte bu Hadis-i Şerif’de iş işten geçmeden beş tane büyük nimetin kıymetini bilmemizi istiyor Efemdimiz sallalahu aleyhi ve sellem.
“yaşlılık gelmeden evvel gençliğin kıymetini bil”
Gençler ! Gençlik çok büyük nimetmiş haberiniz var mı?
İmam-ı Rabbani Hz. (k.s.) ;
“İnsan hayatının en kıymetli çağı gençlik çağıdır. O zaman bu en kıymetli çağı en kıymetli şeye harcamak lazım.”
En kıymetli şey de Allah’a (c.c.) kulluktur. Şeytanın en çok sevmediği kişilerden birisi de Allah’tan korkan gençlerdir. Allah’a (c.c.) ibadetle yetişen bir genç mahşerde Livah-ül Hamd sancağı altında gölgelenecekler sınıfındadır. Bir genç hurma kadar hayır yapsa, yaşlı birisi de dağ kadar hayır yapsa gencinki daha kıymetlidir. Çünkü genç onu nefsin saltanat, şeytanın galebe çaldığı zaman yapmıştır.
“hastalık gelmeden önce sağlığı kıymetini bil”
Nimetlerin büyüklerinden birisi de sağlık, sıhhat nimetidir. Efendimiz aleyhisselam;
“İnsalar iki nimette aldanmıştır. Boş vakit ve sağlık nimetinden !”
İnsanoğlu dünyadan Bir şey kazanmak için sağlığına dikkat etmez. Birşeyler kazanır ama sonra kazandıklarının hepsini harcasa sağlığı yerine gelmez.
Tekasur Suresi’nin son Ayet’inde Rabbimiz (c.c.) ;
“O kıyamet gününde Allah’ın vermiş olduğu nimetlerden sorulacaksınız”
Bu Ayet’in tefsirinde “emniyet ve sağlık nimeti başta gelmektedir” buyuruluyor.
“Fakirlik gelmeden zenginliğin kıymetini bil”
Fakirlik de imtihan, zenginlik de imtihan. Sabreden fakirler, zenginlerden beşyüz evvel cennete girecekler. Fakirlikde sabır, zenginlikde cömertlik olması gereken vasıflardandır. Ben-i İsrail zamanından Allah-u Te’ala (c.c.) bir ailenin yarı ömrünün fakir, yarı ömrünün zengin geçeceğini zamanın peygamberine bildiriyor. İlk önce hangisi istiyorlar bunu da aileye bırakıyor. Ailenin hanımı efendisine ilk önce zenginliği alalım diyor. Efendisi de hanımına, “hanım zenginlikten sonra zor olur, fakirlikten sonra zenginlik tatlı olur. İlk önce fakirliği alalım” diyor ama nafile kadın ilk önce zenginliği alalım diye tutturuyor. Efendisi de bakıyor olacak gibi değil kabul ediyor ilk önce zenginliği. Zengin oluyorlar ama kadın zekatını, fitresini, hayrını, yetimi, öksüzü, garibi, talebeyi son derece gözetiyor fazla fazla veriyor. Bayağı bir zaman böyle yaşıyorlar, bekliyorlar ki fakirlik gelecek ama bir türlü gelmiyor. Peygamberlerine müracaat ediyorlar. Peygamberleri de Mevlamıza (c.c.) soruyor. Rabbimiz de ;
“Verdiğim nimetin kıymetini bilen ve şükrünü yerine getirenden o nimeti almaya haya ederim” buyuruyor. Kadın bile bile ilk önce zenginliği istemiş.
“Meşguliyet gelmeden boş vaktin kıymetini bil”
Vakitleri yerli yerine kullanmak, en önemliyi tercih etmek, öne almak akıllıların işidir. Vakit nakittir. Nak,t,ni iyi kullanmyan muhtaç kalacaktır. Boş vakitten ve sıhatten aldandığımızı söylüyor sallallahu aleyhi ve sellem.
“Ölüm gelmeden hayatın kıymetini bil”
Hayat nimeti çok kıymetlidir. İnsan bir nefesle ne büyük günahları affettirebilir. Ruhumuz bedenimizdeyken bir de güneş battığı yerden doğmadan herşeyin çaresi var. ama nice sevdiklerimiz ansızın gidiveriyorlar. Bizler de birer ölüm adayıyız. Rabbim kıymetini bilenlerden eylesin. (amin)
Fi emanillah (Allah’a emanet)…



Nefreti Değil,Projeleri Duymak İsteriz

Nefreti Değil,Projeleri Duymak İsteriz

24 Haziran seçimlerinde nefret ve hakaret üzerine kurulacak siyaset,prim yapmayacaktır.Ayrıca Ak parti ile (CHP) nin, Fetö’nün siyasi ayağısın diyerek,birbirlerini suçlamalarına da, yüzleri kalmamıştır.Çünkü birisinin”ne istedin de vermedik” diyerek Fetö’yü güçlendirdiğini,biliyoruz.Diğerinin ise, kasetten borçlu olduğu için,kanlı darbeye,kontrollü darbe dediğini görüyoruz.Akşenerin ise,15 Temmuz öncesi başbakanlık istediğini ve yurtta sulh” lafları ederek kendi kendini, Fetö’ye bulaştırdığını,izlemiştik.Bu aşamada (CHP)nin en büyük sıkıntısı(YPG) Ve (PYD) ye karşı duruşudur.Çünkü hala bazı milletvekillerinin bu örgütleri terörle birlikte anmaktan kaçındıklarına tanık oluyoruz.Bu seçimlerde,mücadelenin ekonomi,dış politika ve sınır ötesi operasyonlar üzerinden yapılacağını göreceğiz.Döviz kırlarındaki hızlı artış,2017 yılında kırılan büyüme rekorunu,zedelemiştir.Ak partinin iki ikramiye ile, bu eleştirilere karşı koymaya çalışacağına,tanık olacağız.Ayrıca (CHP) liderliğinde kurulacak ittifakın,dış politikadaki ve bölgedeki projelerini duymak isteriz.(YPG) ye tam destek veren Amerika ve Nato konusundaki projelerini,İran ve Rusya ile yapılan ortaklık hakkındaki düşüncelerini,duymak isteriz.Yorumların kıvırmaca değil,net ve doyurucu olmasını görmek isteriz.Ortadoğu ve Akdeniz’de taşlar yerinden oynarken iktidara talip olacak ittifakın ne düşündüğünü bilmek isteriz.15 Temmuz ,kanlı darbenin yapıldığı gündür.251 şehidin olduğu,meclisin ve Genel Kurmayın bombalandığı gündür.(CHP) nin,sivil darbe dediği 20 Temmuz ise,Kanun Kuvvetindeki Kararnamelerin çıktığı gündür.(CHP) iktidar olursa,darbe yapanlarımı,yoksa darbecilerin temizlenmesi için kararname çıkaranlarımı yargılayacak,duymak isteriz.Mecburi misafir konumundaki,9,5 milyon sığınmacının,Suriye’ye nasıl gönderileceğini bilmek isteriz.Bu konuyu,iç siyasete bulaştıran (CHP) nin ,iş başa düşünce bu sığınmacılardan nasıl kurtulacağını, öğrenmek isteriz.

Günün Sözü
Başkalarının bizi kızdıran tarafları kendimizi anlamamıza yol açar.
“Jung”



Seçimlerde Neyi Oylayacağız

Seçimlerde Neyi Oylayacağız

24 Haziran da yapılacak seçimlerin,tarafları belli oldu.Cumhur ittifakı ile,millet ittifakının kıyasıya mücadele edeceğini göreceğiz.Bu iki ittifak arasında, ne fark var.En önemli farkın,terörle ilgili yapılan mücadeleden kaynaklandığına tanık oluyoruz.Cumhur ittifakının 15 Temmuz darbe girişimi sırasında,Amerika destekli FETÖ örgütü ile ölüm-kalım savaşı verdiğini,biliyoruz.Ayrıca Cumhur ittifakının (PKK/YPG) ile mücadeleyi sınır dışına taşıdığını, görüyoruz. Millet ittifakının lidei durumundaki (CHP) nin ise , 15 Temmuz için “kontrollü darbe” dediğini , biliyoruz. Ayrıca, (CHP) nin sınır ötesinde yapılacak terörle mücadeleye, destek verirken zorlandığını da, hissetmiştik.Bu seçimlerde nefret ve hakaret ikinci planda, kalacaktır.Tek adamlık söylentileri ise, inandırıcı olmayacaktır.24 Haziran seçimleri,yapılan ittifaklarla bir bakıma,”sıfır baraj” avantajı, getirmiştir.Yüzde-Bir düzeyinin altında kalan partililerin,meclise gireceğini,göreceğiz.Düne kadar ,iktidar olmayı hayal bile edemeyen (CHP) nin iktidar olma mücadelesi vereceğini izleyeceğiz.Dış politikada ve sınır ötesindeki terörle mücadelede başarılı ataklar yapan “cumhur ittifakının” , en zayıf tarafı ekonomi deki yıpranma,olmuştur..Ayrıca,eğitim alanında ard-arda yapılan değişikliklerde, iktidarı yıpratmıştır.
Federasyonun Kararı Yanlıştır
Fenerbahçe stadının, tüm köşe vuruşu noktalarına yabancı madde yağmıştı.Yedek kulubesi ile taraftar neredeyse iç içeydi.Sözlü tacizler,madde atılmasıyla desteklenmişti.Olaylar sırasında,özel güvenlikçilerin soyunma odası koridorlarına giriş görüntüleri,dehşet vericiydi.
Maçtan hemen sonra Aykut Kocaman ve Aziz Yıldırım’ın yaptığı açıklamalar,utanç vericiydi.
Olaylar bu şekilde gelişirken küfürlere isyan eden kaptan Tolga’nın ekrana getirilen görüntüleri ise çok manidardı.
Peki.Federasyon nasıl karar almalıydı.
-Bir kere maç,(90) dakika oynanmalıydı.
-Bir toplumsal travmaya sebep olan bu stadyumda aynı hakemle maç tekrarı yapılamazdı.
-Stada üç maç,seyircisiz ceza veren Federasyon,Beşiktaş’ı da kupa dışına,itmiş oldu.

Günün Sözü
Dilin kemiği yoktur,ama bir vuruşta,adamın sırtını yerine getirebilir.
B.Franklin



1 Mayısın Ardından – Bursaspor Kurtuldu

1 Mayısın Ardından – Bursaspor Kurtuldu

(1960) lı yılların sonları ve (1970) li yılların tamamı, sendikaların ve emekçilerin en etkin olduğu yıllardı. Bizde 1966 yılı Ağustos ayında Kütahya Azot Sanayisin de işe başlayınca, Petrol-iş ile tanışmış olduk.
Petrol-iş sendikası, DİSK gibi ideolojik bir görüntüde değildi. TEKSİF kadar, yumuşak başlı da değildi. Sosyal demokrat çizgide, okumayı seven ve toplumcu bir üye tabanına sahipti.
Kamu kesiminde çok etkindi ve (KİT) yönetim kurallarında, sendikalı bir yönetici tarafından, temsil ediliyordu.
(1970)li yılların sonlarına doğru alınan ekonomik ve siyasal haklar, bu kurumları yönetenlerin başını döndürdü. Uygulanan grev fırtınaları, bu sendikal gücün, kamuoyunda çok yıpranmasına sebep oldu.
1 Mayıs (1977) tarihinde Taksim meydanında 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan provakasyon, aslında işçi haklarını da, katletmiştir.
Artık kamu ile sendikalar arasında, emekçi hakları yerine, ‘’miting yapılacak alan’’ tartışılmaya başlandı.
Çok şükür, son birkaç yıl içinde, bu alan tartışması sona erdi. Ve. 1 Mayıslar bir çatışma havasında değil, bir bayram tadında geçmeye başladı.
Bu yıl, 51 büyük etkinlik yapılması kararlaştırıldı. DİSK, KESK, TTB ve TMMOB’nin kutlamayı Maltepe Meydanında yapması planlandı.
Türk-İş’in Hatay’da, Hak-İş’in de Adana’da kutlama yapması kabul edildi. Böyle bir tablo, hepimizi memnun ve mutlu etti. Zaten operasyonların zirve yaptığı bu dönemde,emek camiasına yakışanda bu davranıştır.
Bursaspor Kurtuldu
Bursaspor sahasında Konyaspor’u yenerek, tehlikeli bölgeden ‘’onuncu sıraya’’ sıçradı. Eğer uzatmalarda bir kaza golü yeseydik, kabus son haftaya kadar devam edecekti.
Kupa finalisti Akhisarspor’da bile, kabus devam ediyor. Gençlerbirliğini ise mucizeler bile kurtaramaz. Osmanlıspor ve Konyaspor’da, ateş çemberi içindeler.
Geçmişte eski adıyla ‘’Milli Lig de’’ büyük başarılara imza atan, Kocaelispor, Sakaryaspor, Gaziantepspor, Altay ve Karşıyaka gibi takımlar kaybolup gittiler.
Bazıları ikinci Lig de bile, tutunamadı. Konyaspor maçı öncesi, hep bu kötü senaryolar aklımıza geldi. Çok şükür Bursaspor, Süper Lige tutunmayı başardı.

GÜNÜN SÖZÜ
Biri sana kötülük ederse unut.
Ama. Sen birine kötülük edersen unutma
‘’Halil Cibran’’



Yeni Sistemi Dinleyelim

Yeni Sistemi Dinleyelim

AK Parti ile (MHP) arasındaki Cumhur ittifakının zedelenmeden devam ettiğini görüyoruz.
Ama. Erken seçim kararı alınmasaydı, yerel seçim sonrası, bir yıpranma olabileceğini, hissetmiştik.
Çünkü, Ankara’da Genel Merkezler arasındaki yakınlığı, Anadolu’nun tamamında gerçekleştirmek, kolay değildir.
Aslında bu seçimler, partilerin “kendi içlerindeki” birliktelikleri de, test edecektir.
Nitekim, Saadet Partisi faktörüyle Abdullah Gül’ün, AK Parti için ne kadar büyük sıkıntı yaşattığını hep birlikte gördük.
AK Parti yönetimi, Abdullah Gül’ün önünü, Bülent Arınç ve Ahmet Davutoğlu’nu konuşturarak, kesmiştir.
Eğer seçim erkene alınmasaydı, benzer sıkıntılar AK Partiyi bölünme noktasına bile götürebilirdi.
Görünen o ki, (CHP) Cumhur ittifakının karşısında kurulacak “Hayır ittifakının” Lideri olmakta zorlanacaktır.
Çünkü (CHP), kendi içinde birleşmiş değildir.
Genel Başkan talimatı ile, İYİ Partiye transfer edilmeyi hiçbir partili hazmedemez.
Her fırsatta, demokrasiden bahseden Kılıçtaroğlu, bu örnekle dış odakların emrinde olduğunu ispatlamıştır.
7 Haziran seçimlerinde (HDP) ye ödünç oy veren (CHP) nin, yıpranmaktan öte hiçbir avantajı olmamıştır.
Yeni sistemi öcü gibi gösteren (CHP) nin yeni sistemin kendine sağlayacağı avantajlardan bile haberi yoktur.
Akıllı ve samimi bir ortaklık, (CHP) yi iktidar bile yapacaktır.
Yeni sistem, en küçük bir partinin adayını bile meclise sokacaktır.
(CHP) ye yakışan nefret ve hakaret üretmek yerine, ortaklığı büyütmektir.

Beşiktaş’tan Doğru Karar
Beşiktaş, yarım kalan kupa maçı ile ilgili olarak, Futbol Federasyonunun aldığı kararı, kabul etmemiştir.
Tahkim kuruluna gitmek yerine, kendi divan kuruluna gitmeyi tercih etmiştir.
Beşiktaş’ın aldığı bu karar, futbol camiasının büyük çoğunluğu tarafından da, olumlu bulunmuştur.
Cumhurbaşkanı’nın, “Kumpas görüntüsü var” şeklindeki açıklaması, Federasyona da Fenerbahçe yönetimine de ilaç gibi gelmiştir.
Şenol Güneş’in yaralanma anlarını yansıtan görüntülere, “Tiyatro Oynadı” diyen Aziz Yıldırım’ı hepimiz çok ayıpladık.
Bu şiddet hareketine, “Ben kan görmedim” diyen Aykut Kocaman’a ise, böyle bir açıklamayı hiç yakıştıramadık.
Yedek kulübesiyle, Fenerbahçe taraftarının iç içe olduğu bir ortamıda, endişeyle izledik.
Sözün kısası, şampiyonluk umudunu kesen Fenerbahçe, Türkiye Kupasını kazanmak için, ne lazımsa yapmıştır.

Günün Sözü
Kendinizle barışana kadar,
Sahip olduklarınızdan,
Hoşnut olamazsınız.
“D. Mutman”



Küçük Partiler Kazanacak – Bursaspor Rahatladı

Küçük Partiler Kazanacak – Bursaspor Rahatladı

2013 yılından beri, her ‘’on dört ayda’’ bir seçim yaptığımızı öğrendik. Bu yüzden yeni bir sistem denemek zorunda kaldık.
Artık seçim sonrası koalisyon kurmak yerine, seçim öncesi ittifak yapmak, yolunu tercih edeceğiz. (2000) li yılların başlarında yaşadığımız, üçlü koalisyonlar siyaseti bu tercihe, zorlamıştır.
Birkaç ay evvel, Almanya’nın bile koalisyon kurmakta, ne kadar zorlandığını, gördük. İtalyanlar da, artık Cumhurbaşkanlarının halk tarafından seçilmesini arzu ettiklerini, açıkladılar.
Aslında, kurulacak ittifaklar, kuruluşundan beri Millet Meclisine giremeyen küçük partiler için de, bir ‘’demokratik nimet’’değerinde, olacaktır.
Ayrıca, (CHP) gibi yaklaşık yarım asırdan beri, tek başına iktidar olamayan partiler içinde, iktidar olma şansı, doğacaktır.
Artık yapılacak iş, nefret ve hakaret politikalarından, uzak durmaktır. Bu seçimin en önemli kazanımı, küçük partilerin meclise girme, kazanımıdır.
Bunun siyasi tanımı, seçim barajının ‘’sıfıra çekilmesi’’ demektir. Yeni sistem gelmese, yaklaşık yarım asırdır iktidar yüzü görmeyen (CHP) nin bir o kadar yıl daha, iktidara gelme şansı, olmayacaktır.
Sistemi Erdoğan’ın getirmesi önemli değildir. Önemli olan, bu yeni sistemden yararlanabilmektir. Önümüzdeki birkaç gün içinde, ittifakların kesinleşeceğini ve Cumhurbaşkanı adaylarının netleşeceğini, göreceğiz.
Bursaspor Rahatladı
Bursaspor, küme düşmesi kesinleşen Karabük’ü yenerek rahatladı. Önümüzdeki hafta yapacağı Konyaspor maçı ise şampiyonluk maçından daha önemli hale geldi.
Konyaspor maçını alırsak, düşmemiz imkansız hale gelecektir. Konyaspor’un korkusu ise birkaç hafta daha devam edecektir.
Eğer, Gençlerbirliği’de Sivas’tan puansız döndüğü takdirde, ona da düştü diyebiliriz. Ayrıca, Osmanlıspor ve Alanyaspor içinde düşme tehlikesinin devam ettiğini, söyleyebiliriz.
Önümüzdeki tabloya göre, Bursaspor ateş hattındadır, diyemeyiz. Ama. Matematiksel olarak rahatlamak için, özellikle Bursa’da oynayacağımız maçlardan puan almak zorundayız.

GÜNÜN SÖZÜ
Ekmeğinizi bölüşün.
Ama. Aynı lokmayı,
Dişlemeye kalkmayın
‘’Halil Cibran’’



Cumhur İttifakı Rahatladı – 23 Nisanın Ardından

Cumhur İttifakı Rahatladı – 23 Nisanın Ardından

24 Nisan seçim kararı içerideki muhalefet ile dışarıdaki bazı odakları üzdü. Aslında erken seçim kararı bir bakıma ‘’Cumhur ittifakının’’ geleceğini de, kurtarmış oldu.
Şayet yerel seçimler önce yapılsaydı, alınacak sonuçlar cumhur ittifakını, zedeleyecekti. Ak Parti ve (MHP) nin kayıpları, 2019 Kasım ayında yapılacak seçimlerde, belki de zirveye ulaşacaktı.
Çünkü, batı kaynaklı finans kurumlarının, Rusya, İran ve özellikle Türkiye’ye yaptıkları ‘’döviz kuru’’ operasyonları, ekonomimizi çok ciddi bir biçimde sarstı.
Bu ölçüde bir kriz, Erdoğan’ın meydanlarda yaptığı konuşmalarla, durdurulamazdı. İşte böyle bir ortamda, Devlet Bahçeli hem ‘’Cumhur İttifakını’’ hem de, kendi partisini bekleyen tehlikeleri, gördü.
Devlet Bahçeli, yaptığı erken seçim çağrısının, kabul göreceğinden emindi. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’da bu teklifi, daha işlerine yarayacak hale getirdi.
Yeni seçim tarihi, şansı tekrar ‘’Cumhur İttifakına’’ doru döndürdü. Çünkü böyle bir kriz görüntüsü ile, 2019 Kasımına kadar gitmek, akıl karı değildi.
Ak Partinin de, (MHP) nin de büyük kayıp yaşayacağı, belliydi. Çünkü halkımız Afrin’de sağlanan başarının farkındaydı ama yaşadığı ekonomik krizden de şikayetçiydi.
Ayrıca, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarını, paylaşmayı kafalarına koyan ‘’kuklacı ve kuklalara’’ karşı, yeni bir yönetim kurmak kaçınılmaz hale gelmişti.
Cumhur ittifakına karşı olanlar için de, yeni bir şans doğdu. Artık muhalefet blokundan ‘’nefret ve hakaret’’ dışında, öneriler beklediğimizi söylemeliyiz.
23 Nisan Kutluyoruz
23 Nisan 1920 tarihinde, Ankara’da açılan ilk meclis için Atatürk, ‘’ En beğendiğim eserim’’ demişti. Bu tarihi mecliste, Kurtuluş Savaşı ve gelecek kuşaklara iletilsin diye, çocuklara da armağan edilmişti.
İşin içinde, geleceğimiz olan çocuklar olduğu için 23 Nisan Bayramının genellikle çok ilgi çektiğini, görüyoruz.
Tabi. Çocuklarla birlikte, yaşadığımız etkinlikler arasında, 23 Nisan’ın ‘’Bağımsızlık ve Egemenlik’’ bayramı olduğunu da, hatırlamalıyız.
Atatürk’ün, ‘’en beğendiğim eserim’’ dediği meclis’e, bomba atanları da, kınamalıyız. Hem, Mustafa Kemal’in askerlerimiz deyip hem de 15 Temmuz darbe girişimi için ‘’kontrollü darbe’’ ve ‘’tiyatro’’ düzenleyenleri, samimi bulmayız.
Hepimizin 23 Nisanı, Hepimize Kutlu Olsun



….Şaban Ayı…

….Şaban Ayı…

 

Mübarek üç ayların ikincisi Şaban ayıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Şaban benim ayım buyuruyor.

Bazı zaman dilimleri diğerlerinden üstün kılınmıştır, bazı günler diğerlerinden üstün kılınmıştır, bazı aylar diğerlerinden üstün kılınmıştır, ümmeti Muhammed’in hayatı nice kutsi değerlerle donanmıştır. Geçmiş ümmetlerde böyle değerler yoktu, bu ümmete verildi. Onların ömürleri uzun otomatik olarak amelleri de uzun oluyordu. Bu ümmet dünyanın sonunda geldi kabirde az beklemek için.

Ömrümüz kısa, Türkiye standartları 60, 70 sene ibadet eden bir kişi 2, 3 sene tulum ibadet çıkartır. Bin sene ömrü olan bir kişi de 20 sene ibadet çıkartır. Peki bu ümmet cennette girmeden diğer ümmetler giremeyecekler. 2, 3 sene ibadetle ilk önce cennete nasıl girecek bu ümmet. İşte Mevla Te’ala bizlere öyle günler, geceler, aylar verdi ki az ömürde çok sevab.

Bir gece verdi 1000 aydan daha hayırlı, ayet ile sabit. Şöyle düşünelim bir işçi işe gidiyor 8 saat çalışıyor kan,ter içinde kalıyor, akşam işten dönüyor kaç yövmiye alıyor ? Bir…

Bayramda gidiyor akşama kadar otursa kaç yövmiye alıyor ? Üç, dört… Niçin? Bugün bayram.

Tabiri caiz ise bu aylar işini bilenlere bayram kazancı veriyor. Takımlar bile lige başlamadan kamp çalışmaları, hazırlık maçları oynuyorlar. Bu dönemi iyi çalışmayan takım lige kötü başlıyor. LE TEŞBİH VELETEMSİL

Ramazana hazırlık için önemli olan bu ayları iyi değerlendirmezsek Ramazanda çok zorlanırız ve hazırlıksız yakalanırız.

Fuday ibn-i İyaz (k.s.) bir yerde sevgilisi ile konuşurken bir Allah dostu Hadid süresi 16. ayeti okuyordu:

“Kalplerin Allah’dan korkma zamanı gelmedi mi?” Fuday ibn-i İyaz (k.s.) “geldi Ya Rabbi” diyerek tövbe ediyor ve büyük Allah dostlarından oluyor.

Şimdi her birerlerimiz Fuday İbn-i İyaz (k.s.) gibi ; “Ya Rabbi Receb’i iyi değerlendiremedim ama Şaban’da bunu anladım Ya Rabbi “ deyip yolumuzu, işimizi, niyetlerimizi düzeltelim ve “ Ya Rabbi Senden korkma ve emir tutup yasaklardan kaçma zamanı geldi “diyebilelim

Abdullah oğlu Muaz’ın yakın arkadaşı olan Ebul Hafsıl Kebir vefat ediyor.Vefatının üzerinden 8 aya yakın bir zaman geçince Muaz, Ebul Hafsıl Kebiri rüyasında solgun, bitkin bir şekilde görüyor. Allah dostu Abdullah İbni Muaz bunun sebebini, niçin solgun ve bitkin olduğunu sorunca arkadaşı anlatıyor.

Kabrime gömülür gömülmez bir melek başucuma gelerek şunları haykırdı “Sen şu şu günahları işledin, kötülükleri yaptın” ardından da kırbaçlamaya başladı. Sonra kabrin karanlıklarından bir ses yükseldi. Ses şöyle diyordu; “Ey adam bunca kötülüğü işlerken Rabbinden utanmadın mı?” Ardından kabir beni sıkarak kaburga kemiklerimi birbirine geçirdi. Bütün mafsallarım birbirinden ayrıldı. Acı ve azap içinde kıvranıyordum. Bu acı ve azap taa Şaban ayına kadar sürdü. Şaban ayı gelince yine yüseklerden bir ses yükseldi. Ses şöyle diyordu; “Ey melek artık azabı kaldır. Azap ettiğin kişi ömrü boyunca Şaban ayı girdiğinde bir gün oruç tutar bir gece de ibadet ederdi.”  İşte o bir gün oruç tutmam ve bir gün ibadet etmem sebebiyle Allah (c.c.) beni azaptan kurtardı ve beni cennetine sokacağını müjdeledi.

 

    Şaban Ayınız mubarek olsun. Fi emanillah… (Allah’a emanet)



Gerçek Taraftar Böyle Düşünmez

Gerçek Taraftar Böyle Düşünmez

Fenerbahçe bünyesinde, bir iktidar savaşı yaşandığını görüyoruz.
Bu savaşın taraflarının, iktidar hırsı için, kendi takımlarına bile zarar vermekten kaçınmadıklarını hissediyoruz.
Kadıköy’de oynanan derbi maçı sırasında, gördüğümüz provakatif sahnelerin, bu mücadeleden beslendiğini düşünüyoruz.
Bazı odakların, şampiyonluk kupasından çok kaos peşinde koştuklarına inanıyoruz.
Takımı final şansını yakalamak üzereyken, maçın iptal edilmesine sebep olan taraftar gerçek taraftar olamaz.
Bir çok ilimizi modern stadlar ile donattık.
2024 yılında düzenlenecek, Avrupa Futbol Şampiyonasına ev sahipliği yapmak için müracatta da bulunduk.
Bu konuda Almanya ile yarış halindeyiz.
Ama. Avrupa basınını, Sırbistan ve Yunanistan ile bizi, futbolda en çok olay yaşayan ülkeler olarak gösterdiğini de not etmeliyiz.
Yaşanan bu son olay, 2024 yılında yapılacak şampiyonayı, Almanya’ya kaydırmaktan başka bir yarar sağlamayacaktır.
Maalesef, büyük takımların taraftarlarını, siyasallaştırmış durumdayız.
Eylemci bir sivil toplum örgütüne, dönüştürmüş durumdayız.
Başkanlık koltuğu uğruna, kullandığımız bu taraftar gruplarını, artık kontrol edemez hale geldik.
Yaptıkları en şiddetli eylemlerden sonra bile, tepki vermekten korkar hale geldik.
Şikeyi ve şiddeti önleyen yasayı kuşa çevirdik.
Yöneticilerin ceza almalarını önlemek için, bu yasayı uygulama cesaretini gösteremedik.
Aykut Kocaman her fırsatta, Fenerbahçe’nin önünün kesilmesi için, komplolar kurulduğunu söylemektedir.
Aslında, Aykut Hocanın bu odakları dışarıda değil içeride aramasını tavsiye ediyoruz.
Son derbi maçında rakip on kişi kalmıştı.
Beraberlik, Fenerbahçe’yi finale götürüyordu.
İşte böyle bir ortamda içerideki odaklar boş durmadı.
Tüm köşe vuruşu noktalarına yabancı madde yağdırdı.
Şenol Hoca’yı da başından yaraladı.
Bu olaylar Fenerbahçe’nin hızını keserse, bunun günahını ne Futbol Federasyonuna nede Tahkim kuruluna yükleyemeyiz.
Yarım kalan maç, suçluları ve sorumsuzları ortaya çıkarmıştır.

Günün Sözü
“Hiçbir mal sizin değil, neyi bölüşemiyorsunuz?
Hiçbir can sizin değil, niye döğüşüyorsunuz?”

“Mevlana”



Atatürk  ve Çocuk

                                                    Atatürk  ve Çocuk

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, TBMM’nin 23 Nisan 1920 günü kurulmasının onuruna, TBMM tarafından sadece Türk çocuklarına değil, bütün Dünya çocuklarına armağan edilen, her yıl 23 Nisan günü kutlanan, Türkiye’nin milli bayramıdır.

23 Nisan, TBMM’nin açılışı ve dolayısıyla da halkın yönetime tama anlamıyla hakim olmasının ilk günü olduğu için, ulusal egemenlik açısından da önemli bir anlam taşır.

  1. Kemal Atatürk’e göre, çocuk demek ‘’sevgi’’ demekti. O, tüm yaşamı boyunca çocuklara değer vermiş ve onları çok sevmiştir. Bu yüzden de sevdiği kişilere, çocuk diye hitap etmiştir. M. Kemal, çocukların doğal olmasını sever, onların iyi yetişmesini isterdi.

Gittiği yerlerde ilgilendiği ilk şey çocuklar olurdu. Onları dikkatli bir şekilde dinler ve onları anladığını jest ve mimiklerle belli ederdi.

Çocuklar da M. Kemal’i çok sever, onun olduğu yerden ayrılmak istemezlerdi. Ona, bir baba edası ile sarılır ve onu doya doya öperlerdi. İşte Ulu Önder Gazi M. Kemal’in bu yönü de ayrı bir özelliği ve güzelliğiydi.

‘’Vatanı korumak, çocukları korumakla başlar’’ diyen Atatürk’e göre ‘’Çocuklar, her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar, her koşulda yetişkinlerden daha özel olarak ele alınmalıydı. Yine Atatürk’e göre çocuk sevgisi bir ihtiyaçtı. İşte bu nedenledir ki çok sayıda manevi evlat sahibi olmuştur. Yine bu nedenledir ki TBMM’nin açıldığı 23 Nisan’ın aynı zamanda ‘’Çocuk Bayramı’’ olarak kutlanmasını istemiştir.

‘’Çocuklar, geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.’’ Diyerek biz anne, baba ve öğretmenlere de anlamlı bir mesaj veren atamıza layık çocuklar yetiştirmeli ve kurduğu Cumhuriyete sonsuza dek sahip çıkmalıyız.

İnanıyoruz ki, yarınlarımızı temsil eden çocuklarımız, geçmişten aldıkları güçle, geleceğimizi şekillendirecek, müreffeh bir Türkiye’nin barış içinde bir dünyanın kurulmasında önemli roller üstleneceklerdir.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız hepimize kutlu olsun.

 

Özen MURATOĞLU

Özel Gemlik Sınav Koleji

Sınıf Öğretmeni