Köşe Yazıları

GÜNEŞE SELAM…

GÜNEŞE SELAM…

Nicedir güneşin ağımıza düşmesini bekliyorduk!

Doya doya, hatta doymaktan öte yaşadığımız kış mevsiminin soğukluğu ciğerlerimize kadar vurmuş ve gökyüzünün puslu havası enerji alanlarımızı hınca hınç gri renkle doldurmuşken, perdenin ardından odalarımıza süzülen narin ve sıcak güneşin gülen yüzünü kucaklamak, bahar esintisinin yanında vücutlarımızı yalayan güneşin ılık hüzmelerine hapsettiğimiz bir hafta oldu geride bıraktığımız birkaç gün.

Nasılda özlemişiz kendilerini!

Parlayan gökyüzünün altında usul usul yürümeyi, denizin kıyısında kurduğumuz bağdaşın bize sağladığı rahat duruş ile uzun uzun karşı kıyıların hayali ile dolmayı… Ya da gözlerimizi daldırdığımız doğal tablonun eşliğinde bugünün hesabını tatlı tatlı yaparken, yarınlara dair de birkaç fikir attırmayı…Nasıl da özlemişiz baharı ve parlayan semayı…

Koştur koştur yaşadığımız hayatlarımıza güneş sayesinde kısa bir mola vermeyi ne çok özlemişiz…

Meğer ne çok yorulmuşuz kışın katran karası günlerinde. Gripten ve soğuktan kıvrılarak girdiğimiz yorganlarımızın altına nasıl da kitlemişiz Pollyanna düşlerimizi!

Nisan ayına giriş yaptığımız şu günlerde ufak ufak bu duyguları yaşamak kararan ruhlarımıza ışık yaktı resmen.

Güneşe şimdiden kısa bir selam çakmak ve devamının gelmesini beklemek “Hayat güzel” dedirtiyor insana.

Gelecek olan yaz mevsiminde, güneşin ayasından yüreklerinize doğru sımsıcak duyguların akması dileğimle…

Esen kalın.

Polis Teşkilatımız 177 Yaşında

Polis Teşkilatımız 177 Yaşında

10 Nisan 1845,polis teşkilatımızın Kuruluş günüdür.

10 Nisan 2022 Tarihinde ise Polis teşkilatımız 177 yaşına basmaktadır.

177 yıllık, dev bir çınar olan Polis teşkilatımızın Sorumlulukları her geçen yıl daha da artmaktadır.

Teknoloji ve iletişim çağı Yeni suçlar üretmektedir.

Demokratik haklarla Devlet düşmanlığının Birbirine karıştığı bir dönemde Polis teşkilatımızın işi,

Daha da zorlaşmıştır.

Salgın sırasında Sağlık teşkilatımızın verdiği mücadele de En büyük destek yine Polis teşkilatımızdan gelmiştir.

Salgın döneminde Daha kontrollü ve disiplinli Bir demokrasi,yaşamıştık Salgın bittiğin de,

Yaşanacak abartılı serbestlikte, Polis teşkilatımızın görev yükünü arttıracaktır.

Sade vatandaş olarak, Ve futbol taraftarı olarak, Polisimizin işini kolaylaştırmalıyız.

Bu teşkilatımızı, Yıpratmaktan kaçınmalıyız.

Dini ve ideolojik saplantılardan, Uzak tutmalıyız.

Geçmişte olduğu gibi, Yeniden kurumlanan bekçi teşkilatımızdan, Bu dev kuruma yakışan,

Hizmetler bekliyoruz.

Askerimiz artık sınır güvenliğimizle Ve sınır ötesi operasyonlarla meşguldür.

Vatandaşın yurt içindeki Can ve mal güvenliği, Polis teşkilatımızın, Sorumluluğu altındadır.

Birkaç olumsuz örneği ortaya çıkararak, Bu teşkilatımızı yıpratmaktan , kaçınmalıyız.

Her geçen yıl, Yep yeni suç unsurları ile Karşılaşmaktayız.

Vatandaş olarak, Polis teşkilatına yapabileceğimiz En büyük yardım, Suç unsurlarından uzak durmaktır.

Hele ekonominin zayıf olduğu dönemlerde, Kışkırtıcı eylemlerden kaçınmalıyız.

 

Günün Sözü

Bilmez misin  kalp kapısının,

Tokmağa ihtiyacı yoktur.

O kapı ancak, içeriden açılır.

“Mevlana”

 

 

GENÇLİK ÖNEMLİ DEĞERDİR ve ŞİİRİM

GENÇLİK ÖNEMLİ DEĞERDİR ve ŞİİRİM

Her dönemde gençliğin farklı değerleri vardır. Ülke gençliğinin çeşitli düşüncelerine değer vererek gelişmelerini sağlanması önemli, fakat ülkede yıkım düşünceleri gençliğe aşılayanlara, kesin önlemler alınarak tehlikeyi bertaraf edilmesi şarttır. Geçmiş yıllarda çoğumuz gelişen olaylar karşısında tepki olarak sözlerimizle davranışlarımızla toplum tarafından tepkilere maruz kalarak zorlukları yaşasak ta, bazı sistem yönetimlerinden, gençlik bizzat tehdit olarak algılanmış, gençler bedel ödemek zorunda bırakılmıştır.

*

Bu noktada başta iktidar partisi ve diğer parti başkanları hepsinin dilinde ülke gençliği konusunda projeleri olduklarını söyleseler de, maalesef geleceğin, Türkiye’sinde hiçbiri ülkenin gençliğini ayrım yapmadan uygulamada önemli değer haline getirilmiş konuları görünmemektedir. Olması için siyasilerin uygulayacağı yeni bir bakış getirilerek gençliğin, tehdit değil geleceğe ülkenin umudu olduğunu görerek, geleceğe bugünden acilen gençlerimize değer vererek, gereği yapılması, fakat bugün görünen uygulamalarda maalesef yoktur.

*

Bu günün dünyasında gelişmiş ülkelerin gençliğine bakınca gelecekte ülkelerinin önemli değerleri ve her türlü eğitim ve sosyal imkânların birçoğu eşit oranda devlet eliyle yapılmakta ve ülkemiz gençliğinin % 70 i dar gelirli ailelerden olmasıyla, ailelerin çocuklarına vere bileceği maddi imkânlar çok sınırlı, hatta çoğunluk aileler veremez durumdadır. Bugün ilköğretimden tutun üniversiteye kadar, bu ülkenin eğitiminde sistemli ve eşit eğitimi tam manasıyla verilmediğini görerek, bu gidişata üstün zekâlı geçleri göremez durumda olunması da bir kayıptır.

 

*

Ülkede bugünün şartlarında, bir gençliği düşünün evinde maddi imkansızlıklar, İlköğretimde, Lisede ve Üniversitede dahi arzu ettiği yiyecek veya içecek alamayan, doğru ısınamayan, giyeceğini aileler imkânlarını zorlayarak giydiren, gençlik sosyalleşmesi için, ülke içi, ülke dışı veya yaşadığı şehrin tarihi ve kültürel yerlerini maddi imkansızlıklardan dolayı göremeyen, gezemeyen, bulunduğu ilçelerde belirli kafeteryalarında veya varsa kütüphanesinde oturup kitap okuyarak bir kahve dahi içemeyen ve gençliğe ilk adım atmış “ gür” akan çaylar gibi çağlayan, bu gençlik imkânsızlıklar içinde nasıl kıvrandığını, yanlış zihniyetlerin bu gençler üzerinde etkilerini bir düşünün ve sosyal gençlik patlaması konusunda suçlu gençlik olmamasında alan açan, ülkeyi yöneten siyasi iktidarın yetkili şahsiyetleri, siyasi söylemler yaparak gidin gezin, görün sosyalleşin, demesi ve bu ülke gençliğine sosyal, ekonomik imkân fırsatları verdiniz de gençlerin haberimi yoktur.

*

Ülkemizin gençliği büyük bir hazinedir. Geçmiş tarihlere bakın tarihi değiştiren insanlar hep gençti. Dünya tarihinde de, Türk tarihinde de, İslam tarihinde de, bu böyle. O devirde tarih bilinci yüksek olan devrin gençleri, genç yaşta değişimleri yapmışlar ve geçmiş siyasi anlayışlar zorda olsa gençliğin değişimini kabullenmişler. Bugün siyaset kurumları ülkede ekonomi ve hukuk, adalet anlayışı içinde öt eleştirmeden, eşit eğitim anlayışı ile yönetilir ise ülke gençliğine önem verirse, gelişen, değişen dünyada en önemli yerini alarak, söz sahibi olması, gelecek kuşaklara büyük mirasın kalmasını sağlayan gençlik olur.

*

Bugün ülkemizde önemli sorunlardan, Din eğitimi ve Milli eğitim, sağlık, adalet, güvenlik siyaset üstü olmaması, ikinci gençlerin mesleklerine göre iş istihdamı ve ekonominin acilen düzeltilmesi, gelir dağılımın eşit paylaşımı, eğitimin, önemle düşünen, araştıran çağın gelişine göre, Türk gençliğine eşit düzeyde planlı, programlı eğitim verebilen ve yurtların konforlu sosyal içerikli devlet eliyle hizmet verilerek ve her yurt içinde gelişmiş, donanımlı sosyal kütüphanesinin olması ve her şehirde, İlçelerinde çağın şartlarıyla donanımlı gençlik kültür merkezlerinin olması ve gençliğin sosyalleşmesi konusunda kontrollü ve yanlış yıkım zihniyetlerin gençlik üzerinde olan faaliyetler azalmış olur.

*

Ülkemizde en büyük sorunlardan biride empati kurma yeteneğimizi her alanda zayıf olması, empati kurma konusunu çok acil geri kazanarak,  birbirimizi anlayan, birbirimize derdini dert edinir olabilen, başka görüşlerde olan insanlarla sarılabilen bir Türkiye oluşturulursa, ülke insanı rahatlar ve Türk gençliği ülkesini dünyada farklı yerlere taşıyarak, gelecekte gençliğine güvenle bakılabilen, gençlik kuşaktan kuşağa değişimini oluşturarak, geleceğe aktaran ve yarınların, Türkiye’si idealist vatan sevdalısı, gençlik üzerinden yükselen, ülkesinde verilen değerin, önemini görünce birliğinde güç olur. Sağlık, huzur, esenlikler, yarılardan umut bekleyen, gençlerimize iyi gezintiler, olması için temenniler-imdir.

ÜLKE GENÇLİĞİ KAZANIRSA NELERİN OLUR

Öyle zamanki gençliğin elden gidiyor,

Hayaller sevdası umudu yok oldu.

Geleceği güvensiz bir çıkmaz yoldur,

Kokusuz renksiz açmayan gülleri soldu.

*

Havası kirlendi soluk alamaz yerde,

Deniz kirli ırmaklarda kurursa göze,

Toz fırtınası savurdu yokluk evlerde,

Türlü teknoloji yanlışı tehlike doldu.

*

Tehlike dış kapında tedbirin artır,

Ülken gençliğine aşını işini getir,

Boş laf edenlere alkışın kestir,

Gençliğin değeri bilinse ne olur.

*

Sahipsiz fidanlar kökten keser atarlar,

Altını oyarlar köle yapar satarlar,

İnançsız nesiller kurup tehlike saçarlar,

Ülkenin gençliği bitirilirse ne olur.

*

Der Mehmet çok tehlikeli gidişat,

Gafletten uyanın artık birliğine git,

Öfkeden kurtul sevgi, saygıyı tat,

Ülke gençliği kazanırsa nelerin olur.

Y.T:16.05.2021

Şair – Yazar. (Karlı Dadaşı)

Petrol Dolar ile Ruble Gaz karşı karşıya

Petrol Dolar ile Ruble Gaz karşı karşıya

Amerika (1970)li Yıllarda suudi yönetimini korkuttu.

Dünya da yapılan tüm petrol satışının, Dolarla yapılmasını dayattı.

OPEC’e üye olan tüm petrol üreticileri de, Bu uygulamayı mecburen kabul ettiler.

Ve petrolden kazandıkları Dolarları da, Amerika’nın Hazine Bonolarına yatırdılar.

Bir bakıma, Dünya’da karşılığı var mı yok mu

Diye sorgulanan Doların,çökmesini engellemiş oldular.

Petro –Dolar alım ve satım ticareti, Amerika’yı inanılmaz ölçüde,güçlendirdi.

Bir zamanlar Saddam,Petrölü Euro üzerinden satacağım “ demişti.

Ama Irak’ında Saddam’ında başına gelmeyen kalmamıştı.

Özellikle petrol bölgelerinde, Dünya’nın  Jandarma’lığına soyunan Amerika,çok borçlandı.

Nato ortaklarına o sizi ben koruyorum,katkıda bulunun”

demeye başladı.

Son dönemde, Doğu Akdeniz , Ege ve Karadeniz’den Gelen petrol ve doğalgaz

Haberleri,Amerika’nın İştahını kabarttı.

Mısır yönetimini, Zaten avucuna almıştı.

Suriye’den ise, Hala çıkmadı.

Girit’te ve Dedeağaç’ta üsler kurarak, Bir bakıma Yunanistan’ı İşgal etmiş oldu.

Ukrayna’nın, Rusya’ya karşı  Stratejik bir ülke olması ise, Amerika’yı savaşın içine çekti.

Ama Amerika ve Avrupa Birliği Rusya’ya karşı uyguladığı ambarbargolarla Ölçüyü kaçırınca, Rusya’da doğalgaz kozunu masaya koydu.

Ve Petrol ve Doğalgaz satışının, Ruble üzerinden yapılacağını ilan etti.

Biz ve bazı ülkeler, Zaten birbirimizle,Ruble üzerinden Alış veriş yapmaya başlamıştık.

Şimdi başta Almanya olmak üzere, Bir çok (AB) Ülkeside, Ruble üzerinden alış veriş yapmak, zorunda kalacaktır.

Rusya’nın bu hamlesi, Amerika’nın Egemen olduğu Petro-Dolar  ödemelerine alternatif  olacaktır.

Ukrayna savaşı, Enerji alışverişinde , Petro-Dolara karşı yeni bir alternatif,yaratmıştır.

Hele kamuoyun da , Amerika,Ukrayna savaşını uzatıyor

Algısı yaygınlaşırsa, Bu durum Amerika’yı da doları da, Olumsuz yönde etkileyecektir.

Bu ortam Ruble ile alışverişin yaygınlaşmasına yarayacaktır.

MHP’li VAHAPOĞLU’ndan iktidara öneriler

MHP’li VAHAPOĞLU’ndan iktidara öneriler

Cumhur ittifakının hizmetleri konusunda, İlk kez ortağından, derli toplu ve haklı öz eleştiri dinledik

MHP Bursa Millet Vekili Hidayet Vahapoğlu, Yerel Belediye hizmetleri ve Genel iktidar hizmetleri ile ilgili olarak, Bursa’da eksik kalan çalışmaları tek tek açıkladı.

Bu güne kadar,Yönetim gündeminin ilk sıralarını, Sağlık hizmetleri ve terörle mücadele,almıştı.

Ama artık seçim dönemine girdik.

Önümüzdeki bir yıl içinde, eksik kalan hizmetler tamamlanmaz ise,

İlk turda Cumhur Başkanı seçimi kolay görünmüyor.

MHP Bursa Milletvekili Vahapoğlu, Bursa’da geciken hatları, Kentsel dönüşüm çalışmaları ve kent merkezindeki  Yapı stoklarının yenilenmesi konusunda, Büyükşehir Belediye Başkanlığını,

Uyarmış oldu.

Ayrıca, geciken Gemlik-Mudanya  Sahil yolu ve tamamlanamayan Doğancı tüneli konusun da da,

Ankara’nın dikkatini çekti.

Açılamayan Devlet hastanesi ve Ali Osman Sönmez Hastanelerinin de Açılmasını istedi.

Vahapoğlu bu çıkışı ile Ezberleri bozmuş oldu.

Bu güne kadar, İktidar ortağını hiç eleştirmeyen ve İktidar hizmetleri konusunda,

Hep gözü tok davranış sergileyen Bir MHP görmüştük.

Ama.Yeni dönemde hem sorumluluk alan, Hemde önerilerini söyleyen, Bir MHP ile karşılaşacağız.  Bursa Milletvekili Vahapoğlu’nun Bu çıkışını başka illerde de görebiliriz.

MHP den gelecek yapıcı çıkışlar, Baştepe ile Meclis Arasındaki bağları,Güçlendirecektir.

Baştepe ve Meclis İle bürokrosi Arasındaki kopukluğu,Ortadan kaldıracaktır.

Bir iktidarın, Bürokrasiye esir olması,kötüdür.

Bürokrasiyi yok sayması ise, Tehlikelidir.Bürokrasiyi hafife alırsak, Denetim yapamayız.

Şu anda yaşadığımız sıkıntı, Budur.

Günün Sözü

İnsanların yalnız yüzlerine değil.

İçlerine de bakın.

“CHESTERFIELD”

SATILIK VATANDAŞLIK!

SATILIK VATANDAŞLIK!

Dünyanın herhangi bir ülkesinde ülke vatandaşlığınızın satılık olduğuna dair billbordlara rastlasanız, görseniz, duysanız, okusanız ne hissedersiniz?

Hele bir de sudan ucuza olduğunu duysanız? Hani neredeyse bedava!

250.000 USD.

-Yazıyla- sadece ikiyüz ellibin Amerikan doları. Yani, tepeden inme Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olabilmek için bu parayı ödemek yeterli. Bildiğim kadarıyla başka bir şartı, kuralı, testi, ön elemesi, cartı curtu yok! Basıyorsunuz 250.000 USD’ ı, karşılığında cennet gibi bir ülkenin vatandaşı olarak, sanki bu ülkede doğmuşcasına yaşıyorsunuz.Ülkeye yerleştikten sonra ulusun gelenek göreneğine, örfüne adetine uyum sağladınız mı, sağlamadınız mı, toplumla örtüştünüz mü yoksa toplum için aykırı bir tip misiniz, kimsenin umurunda değil. Yeter ki siz parayı basın!

Billboard demişken, kelimenin Türkçe karşılığını da yazayım ki durumun vehametini daha iyi anlayın. Billboard eşittir reklam panosu. Tam olarak sözlük karşılığı budur. Yani düşünün ki dünyanın diğer ucundaki bir ülkenin sair binalarının yan duvarlarında çarşaf çarşaf yayınlanan bir reklam! “Türk vatandaşlığı 250.000 USD”.

Bu billbordların süslediği bina duvarlarının dışında muhtemelen o ülkede veya ülkelerdeki otobüs duraklarında, tren ya da metro gar ve duraklarında hatta belki de hava alanlarında bile görmek mümkündür bu afişleri.

“Satılık vatandaşlık” der gibi!

Ya benim milliyetçi, vatansever ruhum kabardığı için bunları yazıyorum ya da gerçekten bu durumun tıpkı benim düşündüğüm gibi bir trajedi olduğu fikrine kapılanların çokluğu sebebiyle yazıyorum. Her halükarda kanıma dokunuyor… Kendimi özel hissettirmekten çok öte duygulara sürüklüyor beni; bu ülkede doğmuş biri olarak başkalarının da bu miktarı ödeyince benimle aynı haklara sahip olabilmesi, benimle aynı kimliği taşıması vs. vs.

Yukarıda bahsini geçirdiğim, “Satılık Vatandaşlık” reklam panolarına yer veren ülke ise Kenya!

Doğru okudunuz; Kenya.

Ayrıca, mesele sadece orada duyurulması değil ki! Yurtdışındaki eş dosttan edindiğim bilgilere göre farklı ülkelerde de 250.000 USD’ a Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olunabileceği biliniyor.

Bence gerçek ve orijinal Türk vatandaşları olarak düşünmemiz gereken pek çok şey var!

Düşünmek, sorgulamak, sormak…

Esen kalın.

ALPARSLAN TÜRKEŞ FİKİRLERİNİ DOĞRU ANLAMAK ve ŞİİRİM

ALPARSLAN TÜRKEŞ FİKİRLERİNİ DOĞRU ANLAMAK ve ŞİİRİM

Başbuğumuz Alparslan Türkeş‘in vefatının 25. sene-i devriyesinde saygı, minnetle yâd ederek. Allah (c.c) Rahmetiyle, ruhu şad mekanı cennet olsun. Ömrünü devletine ve milletinin bölünmez bütünlüğüne, Türk, İslam davasına adamış bu yolda büyük bedeller ödemiş, Türk töresi, Türk ülküsünün ayrılmaz bir bütünlüğü ile, Türklük için yaşam mücadelesini vatan ve millet sevgisinin ne olduğunu, Türk gençliğine, fikir, iman, ülkü, aşkını, mücadeleci tavrı, cesareti ve vatan severliği ile dün senin fikirlerinle birdik, gelecekte fikirlerini yaşatarak bir olacağı, Başbuğ Alparslan Türkeş dava adamlığı ve liderliği tavizsiz mücadelenin ispatıdır.
*
Bu dava yolunda kızgın güneşin sıcağından, dikenli yollardan ve her şeyden çok çetin geçmişte yaşanmışlığıyla asılsız iftiralar, işkenceler, sürgünler, gurbette hasretleri yine de vatan sevdasıyla dolu Turancı ve İslamiyet’i ruhunda yaşarcasına ispatı ve davanın ruh özü İslam, bedeni Türk milletine olan sevgi bağıyla geliştirerek yükselme konusunda, Devlet Planlama Teşkilatı, Devlet İstatistik Enstitüsü, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü gibi kurum ve kuruluşların hayata geçirilmesine de öncülük eden, Alparslan Türkeş’tir.
*
Alparslan Türkeş’i doğru anlamak ve eserlerini inceleyerek okunursa Türk milletine gereği gibi hizmet etme anlayışıdır. “Türk Milliyetçiliği” ve Ülkücü Hareketin fikrini doğru kavranması asıl kaynağı 20. yüzyılda Türk milliyetçiliği fikrinin en büyük temsilcisi Türkiye Cumhuriyetinin kuran devlet adamı büyük Atatürk’tür. Mustafa Kemal Atatürk, hem fikir adamı, hem devlet adamı hem de siyasetçidir. Dünya tarihinde bu üç niteliği bir arada milletinin hizmetine ahenkli bir biçimde sunabilen pek az toplum önderi vardır. Türk milliyetçiliği fikir hareketi diğer milletlerin milliyetçiliğinden farklı olarak ırkçılık ve soykırımcı, ayrımcı temeline dayanmayan ret eden harekettir.
*
Başbuğ Alparslan Türkeş turan dünyasının gönüllerinde taht kuran, Başbuğ Türkeş; 4 Nisan 1997 tarihine kadar 80 yıllık hayatına 80 asırlık mücadele ve eylem kazandırarak, fikirde aksiyon hareketi diyen Cennet Mekan Başbuğ Alparslan Türkeş, bu aksiyonu kendi hayatında ve Ülkücü Hareketin mazisine sığdırmış ve vefatında, milyonlar bir ağızdan diyor. Başbuğlar Ölmez! Ülkücü Hareket ant içerek, Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in izinden, Son Nefes! Son damla kana kadar, bazı ayrışmalarda olsa fikirde mücadele edeceğidir. Cennet mekan Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in ruhu şad olsun.

MEKANIN CENNET OLSUN BAŞBUĞUM
Tabutun milyonlar omuzunda yürüdü,
Dünyada gör bıraktın Başbuğum.
Türk yurtları matemine büründü,
Silinmez iz bıraktın Başbuğum.
*
Kaşın gözün benzer hilale aya,
Türkün neslinden sendeki maya,
Mücadele azmin, idealin başka,
Ocaklara kor bıraktın Başbuğum.
*
Ahlakın resulün güzel huyundan,
Kayseri, Develi Türkmen köyünden,
Gelişin Ergenekon oğuz boyundan,
Ölümsüz haz bıraktın Başbuğum.
*
Türk dünyasının umudu oldun,
Uzak kalmadın gönülden gezdin,
Dört Nisanda duyuldu haberin,
Gönüllere köz bıraktın Başbuğum.
*
Der Mehmet sözünüz hatırımda,
Derdin vatanı düşürmeyin zora,
Milyonlar fikrini yaşatır yolunda,
Mekanın cennet olsun başbuğum.
Y.T:01.03.2021

Birbirinin Kuyusunu Kazan Ortaklar

Birbirinin Kuyusunu Kazan Ortaklar

Amerika Ukrayna ve Rusya savaşı üzerinden hem ortaklarını hemde rakiplerini test etme imkanı buldu.

Bir süredir Avrupa ordusu projesiyle, Nato’ya alternatif yaratmaya çalışan Fransa ve özellikle Almanya yı zor durumda bıraktı.

Orantısız ambargo önerileri ile Almanya’yı Nato ile Putin’in arasına sıkıştırdı.

Avrupa birliğinin savunmadan ve enerjiden yoksun kot bir ortaklık olduğunu herkese gösterdi.

Ayrıca yüksek ticaret hacmi ile Çin’in ekonomik büyümesinde katkısı olan Almanya’ya zaten kızıyordu.

Bir taraftan sözde desteklerle Ukrayna’yı oyaladı.

Diğer taraftan katil ve kasap diyerek Putin i tahrik etti.

Ve bilinçli olarak savaşın uzamasını sağladı.

Savaşın uzun sürmesi ile Putin’in dünya kamuoyunda daha fazla yıpranmasını amaçladı.

Aslında Ukrayna ve Rusya savaşı sürecinde Amerika Erdoğan’ı da yıpratmayı düşünmüştü.

Ama Türkiye bu tuzağa düşmedi.

Ukrayna’dan da Rusya’dan da vazgeçmeyiz diyerek bu oyunu bozdu.

Amerika basın kurumları aracılığıyla Türkiye (S400) leri Ukrayna’ya versin dedirtti.

Amacı Türkiye ile Rusya’nın  bağlarını kopartmaktı.

Ama Türkiye bu tezgahı da bozdu.

Ve Ukrayna Rusya savaşı sürecinde her iki tarafında güvendiği tek ülke konumuna ulaştı.

Ayrıca, barış ve ateşkesin sağlanması için kilit ülke konumunda olduğunu ıspatlamış oldu.

Bu aşamada Amerika ve Avrupa birliği birlikte gibi görünüyorsa da Ukrayna savaşı ortakların iç yüzünü ortaya döktü.

Yaşadıklarımızdan sonra Nato’da beyin ölümü olmadı, aksine Nato daha güçlendi açıklamasını abartılı buluyoruz.

Savaşın sıcaklığı kalktıktan kısa bir süre sonra Fransa, Almanya ve Putin arasında uzlaşma olacağına tanık olacağız.

Günün sözü;

En kötü barış,

En haklı savaştan daha iyidir.

“Çiçero”

RUS, MANTIĞI ,YAPTIĞI VE ŞİİRİM

RUS, MANTIĞI ,YAPTIĞI VE ŞİİRİM

Putin Rusya’sının siyasi zihni yapısının genişleme konusunda halan belli bölgeleri denetim altına alma düşüncesinin olması her zaman olduğu gibi Türk Müslüman coğrafyalarda, bu düşüncelerini genişleterek çok planlı bir emperyalist anlayışı devam etmektedir.

*

Rusya geçmişinde, Stalin mantığı halan, Putin’le varlığı, küresel dünya sistem içinde ülkesi için sinsi hedefler planladığı ve gerçekleştirme zemini, ortam şartlar, oluştuğunda uygulamasını fırsata çevirerek hedefine varmak ve zaman içinde acımasızca yıkımlar yapan bir şahsiyet ve Putin için Rus devleti yönetimi her şeyin üzerinde, bu amaca giden yolda her türlü yöntemlerin uygulanmasında önemi yok ve Rusya  içinde farklı görüşlerin, demokrasi, insan hakları benzeri düşüncelerin etkisi de yok sayılır.

*

Rusya 1917 den beri ülkede hakim olan Bolşevik, komünist devlet yapısı ve merkezi ekonomi sisteminden kendi işverenini merkezli mantığa geçiş sürecinde ilişkili sistem sürecine geçilmiş ve yeni gibi görünse de o işveren sınıfı bugünün, Rusya’sının yeni gücü, büyük ölçüde o işveren sınıfının, Putin başı, baskın güç, ülkenin her konusunda karar veren ve bu güce bakıldığında, Rusya gelecekte uzun zaman, Putin mantığı yönetimi hakim olacaktır.

*

Türkiye bu gelişmeler içinde ne yapacak ve önemle devletin tecrübeli liyakatli şahsiyetleriyle ve Türk devletinin aslı düşüncesiyle yeniden dönüştürülmeye giden dünyada ülkemiz coğrafi konumu bakımından da önce barışçıl dış politika hareketleriyle, ülkemizin geleceğe güvenirliğini ve güvenliğini koruyarak alternatif planlar yaparak varlığımızı gelişen tehlikelerden koruyarak, değerlendirmeler yapması ve popülist günübirlik tepki, tehdit sözler değil, gelişen dünya gerçeklerini iyi okuyarak sağduyu içinde iç birliği güçlü tutarak, kısa, orta, uzun, vadeli düşünerek , bölgesel, küresel ilişkilerin geleceğine esas alarak korunmasında söz sahibi olmasıdır.

*

Rusya’nın acımasız sistemini yaşatan, Rus düşünürler, başta Aleksandır Dugin gibiler,  Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ‘akıl hocalığı yaparak,  Ukrayna’daki saldırılarında başarısız olmaları halinde dünyayı yok ederiz mesajı verirler. Uzak ta olan ABD Türkiye için yaptıkları yıkımlar herkesçe bilinen ve AB de aynı ayağı temsil eder. Çin uzakta olsa, Doğu Türkistan’da uyguladığı acımasız zulümleriyle tarihe yazılan ülke. Rusya bize hem yakın komşu, hem de Türk ülkelerin tamamı Rusya birleşik adıyla komşu olması zorluğudur.

*

Dugin mantığı hedefleri uğruna insanları katletme yok etmek için, Ukrayna savaşını kazanmak zorunda olduklarını söyleyen, gerekirse  Rus ordusu nükleer silah kullanması gerektiğini savunan açıklamaları ,küresel dünyaya mesaj tehditleri vererek. Ya var olacağız, Yada yok olacağız, Kendilerince Rusya olmadan insanlık olmaz diyerek mesaj vermesi , yarın böyle zihniyetin yakın komşu olması ülkemiz güvenliği konusundan tehlikeli bir okadar da  düşündürücü olması  tedbirleri alarak her yönden hazırlıklı olmaktan başka çaresi kalmamıştır.

Savaşlar olmasın, insanlar ölmesin, Kötüler kaybetsin, Zulümler bitsin. Gelecek insanlığa huzurlu olsun.

YENİDEN TARİH YAZAN MİLLETİZ

Beş kıt’ada hüküm sürsek te

İşkence sürgün yiyen milletiz.

Yaşlısı genci acıları içinde

Kahpe tuzaklara uğrayan milletiz.

*

Zalimin zulmüne boyun eğmedi

Mazlumlara umut ışığı saçtı

Dünyanın farklı farklı yerleri

Vatanlarından sürgün yemiş milletiz.

*

Kafkasya, Balkanlar işte Türkistan

Afganistan, Pakistan birde Filistin

Müslüman kanıdır serpilen kan

Toprağından sürgün yemiş milletiz.

*

Tarihte yazılmış hepsi biline

Kurban edilmiş haçlı kinine

Batıdan, Asya’ya bakasın hele

Kanıyla bedel ödemiş milletiz.

*

Türk dünyasına kurulan tuzak

Müslüman ülkeler hepten uşak

Hürriyet gözesi sahneli kurak

Yılanlar zehrini içen milletiz.

*

Kimilerinde aile tarumar olmuş

Kimileri haçlıya uşak eylenmiş

Kiminin sırtına suçlar bindirilmiş

Suçlanarak altta bırakılan milletiz.

*

Bunca yapılanlar aklımdan çıkmaz

Türkün dramını anlatmak bitmez

Hangisini anlatsam seneler yetmez

Haksızlığı uğramış yaşayan milletiz.

*

Vampirin dişleri kanla beslenir

Keneler gibi sarmış nasiplenir

Kötülük zihninde emirler alır

Her kötülüğü gören milletiz.

*

İnsan hakları derler çevirirler

Adalet hukuktan kaçı verirler

Demokrasi derler insan satarlar

Hepsinden nasip alan milletiz.

*

Müslüman adla birbirine kırdırırlar

Zalimin zulmüne mükafat biçerler

Döktükleri kanı zevkle sunarlar

Devirlerde tarihe yazılan milletiz.

*

Der Mehmet özüme baktım

İçimde hissettim acıyı tattım

Vatana canını veren şehitlerim

Yeniden tarih yazan milletiz.

Y.T: 18.9.2003

Şair – Yazar Karlı Dadaşı

ODESSA, MORİPOL Limanları ve bir anı

ODESSA, MORİPOL Limanları ve bir anı

1984 yılı Ağustos ayında Sovyetler birliğinden bir davet almıştık.

Azot Sanayi ve Mersindeki  Akdeniz Gübreden oluşacak 3 kişilik heyet, Odessa yakınlarındaki amonyak tesislerinde inceleme yapacaktık.

Her iki şirkette önemli miktarda amonyak hammaddesi ithal ediyordu.

Üstelik iki ülke arasında mal mukabili ithalat anlaşması da vardı.

Rahmetli Özal kambiyo rejimini değiştirene kadar serbest dolar ödememiştik.

İsviçre üzerinden Moskovaya ulaştık.

Orada üst düzey bürokratlar ile tanıştık.

Ardından bir günlüğüne gece treni ile Saint Petesburga geçtik.

Sonra 3,5 saatlik bir uçak yolculuğu ile Sovyet Rusyanın güneyindeki Odessa ya ulaştık.

Uçaktaki yolculuk çok disiplinli idi.

3,5 saat yerimizden kalkamamış ve bir plastik bardaktaki limonata ile ikramlanmıştık.

Odessa da mütevazi bir otele yerleştik.

Akşam yemeğini limanda tek katlı  ve müzik yapan bir lokanta da yedik.

Lokantada taban, tavan ve tüm çerçeveler tertemiz ahşaptan yapılmıştı.

Ertesi gün Odessa yakınındaki amonyak tesislerini incelemeye gittik.

Bizimde Gemlik’te ki amonyak fabrikasının montajı devam ediyordu.

Amonyak tanklarını iskeleye uzanan boru hatlarını dikkatle encelemiştik.

Seyehatimiz boyunca heyetimize Azerbeycan, kökenli kimya mühendisi Babayev mihmandarlık yapmıştı.

Ukrayna, Rusya savaşı ve amonyak tanklarındaki sızıntı bize 40 yıl önce misafir olduğumuz Odessa şehrini hatırlattı.

Ukrayna nın Nato ve AB üyesi olması Romanya ve Bulgaristanın üyeliklerine benzemez.

Çünkü Ukrayne ve Rusya Sovyet birliği çatısı altında iç içe yaşamıştı.

Ukrayna’nın Nato üyeliği Rusya’yı denizden koparı ve Nato tarafından kuşatılmasını sağlar.

Bu bakımdan Rusya Odessa’yı işgal edememesi bile Maripol limanından vazgeçti.

Günün Sözü,

Barışı korumanın en iyi yolu,

Savaşa hazır olmaktır.

“Washington”