Köşe Yazıları

RAMAZAN BAYRAMI VE ŞİİRİM

RAMAZAN BAYRAMI VE ŞİİRİM

Baktık, gördük, yaşadık ve Recep, Şaban derken, Ramazan geldi geçti bayrama kavuştuk. Sağ olana bunun gibi daha nice bayramlar gelir geçer. Ama asıl marifet böyle günleri gönül uyanıklığıyla geçirerek gafletle dalmadan geçirmek ve gafletle geçen bayramların ve Ramazanların kula bir faydası yoktur.
*
Bir ağacı düşünelim, köküyle, dalıyla, budağıyla, meyvesiyle yaprağıyla ağaç olur. Bir Müslümanda her konuda donanımlı olmalıdır. Bazı Müslümanlar kendi zevkinden, kendi keyfinden başka bir şey düşünmez, milletinin ve memleketinin uğrunda bir fedakarlıkta bulunmaz; fenalıklara, menfalara, gelince en önde; iyiliğe gelince hiçbir şeyi yok.
*
Ramazan’ı Ramazan bilen, bayramı bayram bilen, vatanı bir bütün bilen hizmetiyle Allah’a kul olan, dürüst olan, kurtuluşa erendir. Böyle bir Müslüman hayrını şerrini bilir, Allah her tuttuğuna kolaylık verir. Ramazan Bayramı ülkemizde birlik tüm insanlık, alemine huzur getirmesini, hayırlara vesile olmasını, Rabbimden dileğimdir.
KALMADI ESKİ BAYRAM GÜNLERİN
Neşesi yok geçmiş unutulmuş,
Sevdası tükenmiş azı kalmış,
Dostlar meclisten kaçar olmuş,
Neşesi gitmiş bayram günlerin.
*
Zengin zaten evinde durmaz,
Kapılar kapalı misafir görmez,
Tatil diyerek hatır sorulmaz,
Gariptir şimdiki bayram günlerin,
*
Çoğunluk çalar ayrı telde,
Saygı kalmamış altta, üstte,
Yaşlının boynu bükük halde,
Sevgisiz kalmış bayram günlerin.
*
Ülkemde yörelerin her köşesinde,
Kalmamış içten sohbet muhabbete,
İkramlar kalkmış gitmiş lezzetinde,
Bayramlar olmuş tatil günlerden.
*
Yeter diyerek kelamı bitirdim,
Bu tespit doğru kırılmayalım,
Yazdım şiiri okunsun hatırlayalım,
Kalmadı eski bayram günleri.
Tarih: 22.08. 2018

Ard Arda İki Bayram Kutluyoruz

Ard Arda İki Bayram Kutluyoruz

2022 yılında, 1 mayıs emek bayramını ve Ramazan Bayramını, Ard arda kutlayacağız.

Mesafe mecburiyeti ve kalabalık ortam riski nedeniyle Geçmiş bayramlarımızı eksik ve tatsız ve heyecansız   kutlamıştık.

Artık ard arda yaşayacağımız bu iki bayramın Tadını çıkaracağız.

Ama bu bayramlarda da, Huzur içinde değiliz.

Çok yakınımızda çok kanlı bir savaş var.

Ukrayna’dan göç eden milyonlarca kadın, Ve çocuk var.

Bu savaşın daha da uzaması ve yaygınlaşması ihtimali var.

Bu bakımdan da bu bayramda rahat değiliz.

Korono salgını bütün dünyayı etkilemişti.

Ama Ukrayna ve Rusya savaşına komşuyuz.

Karadeniz kıyılarımızın karşısında yaşanan bu savaştan En az zararla sıyrılmak zorundaytız.

Rusya’dan enerji gübre buğday ve yağ İthal ediyoruz.

Ukrayna’dan da buğday ve yağ alıyoruz.

Savaş nedeniyle lojistik aksamalar.

Ekonomimizi zorluyor.

Bu durumu fırsata çeviren çıkarcılardan da Nefret ediyoruz.

Böyle riskli bir ortamın İç siyasete bulaştırılmasını, Sakıncalı buluyoruz.

İşte bu iki bayramlı tatilde Bu konuları tartışacağız.

Yaşadıklarımızdan ders çıkarmalıyız.

Yüz yılda bir yaşanan pandemiye biz tanık olduk.

Yine yüz yılda bir yaşanılan.

Büyük bir savaşa komşuluk ediyoruz.

Yaşadıklarımızdan derse çıkarmalıyız.

Böyle bir coğrafya da yaşamanın.

Avantajlarını da  Risklerini de hiç unutmayalım.

Ve kutuplaşmaktan uzak duralım.

Günün Sözü

Mutluluğu tatmanın tek yolu,onu paylaşmaktır

“lord Byron”

Son Yedi Takım Arasında Savaşlar

Son Yedi Takım Arasında Savaşlar

Bursaspor Denizlispor’u yenerek, Kümede kalma şansını bir sonraki haftaya taşıdı.

Küme düşme hattında sondan ikinciyiz.

Yine küme düşme hattında olan, Ama bizim üzerimizde iki takım daha var.

Kocaelispor ve Menemenspor’un, Bir maçları eksik olmasına rağmen, Bursaspor’dan ikişer puan üsteler.

Küme düşme hattının hemen üzerinde de, Keçiörengücü ve Bursaspor var.

Bursaspor bütün maçlarını kazansa bile, Bu karmaşık ve zor denklemden kurtulamaz.

Çünkü sondan yedi takım arasında, Büyük bir savaş görüyoruz.

Son oynadığımız Denizlispor maçında, İyi mücadele ettik.

Ama yarım düzineye yakın, goller kaçırdık.

Amatör kümelerde bile, Kaçırılması mümkün olmayan golleri kaçırdık.

Takım oyununu bir türlü beceremedik.

Adam paylaşması ve yardımlaşmayı sağlayamadık.

Bu kadar kaçan golden sonra, Son dakikada Denizlispor’dan Beraberlik golunü yiyecektik.

Çünkü oyun sistemimizi oturtmadık.

Topla oynamayı seviyoruz.

Ama bal yapmayan, arılar gibiyiz.

Bir önceki hafta, Gençlerbirliği ile berabere kaldık.

Maç istatistiklerinde, Bursaspor’un top ile oynama oranı %71 idi.

Ama istatistik, galibiyeti getiremedi.

Belki kalan maçlarımızda, İyi sonuçlar alabiliriz.

Ama bu durum Kümede kalmamız için yetmeyecektir.

Kocaeli, Menemen , Keçiörengücü Ve bursaspor’un aldığı sonuçlar da, Bizim kaderimizi etkileyecektir.

Velhasıl işimiz çok zordur.

Günün Sözü

Acınmaktansa, kıskanılmak daha iyidir.

“Heredot”

GEMLİK SORUNLARI BİLİNİYOR ÇÖZÜM OLMUYOR ve ŞİİRİM

GEMLİK SORUNLARI BİLİNİYOR ÇÖZÜM OLMUYOR ve ŞİİRİM

Yıllarca güzel İlçemiz Gemlik’le ilgili sorunları tüm kurumların yetkilileri yerelde ve genelde toplantılar yaparak konuşuluyor. Sorunlar çözümü konusunda hepsi hallolacak denilse de, çözümler askıda kalıyor. Gemlik halkı soruyor? Acil yapılması gereken sorunlar yapıldı bizler mi göremedik. “Elbette hayır” Gemlik geldiği konumu itibariyle uluslararası aktif, işlek bir serbest bölgeye sahip ve Togg fabrikasının faaliyete geçmesiyle hala bu sorunlar yumağı çözülmemesi kimliğine garip değil midir?
*
Çözümsüzlük kimlerden kaynaklanıyorsa ilgili tüm kurumların yetkilileri, Gemlik kamuoyuna anlatmalı ve Planlar mı yok; Bütçeler yetersiz veya şundan, bundan diyerek engeller yapılmak isteniyor. Bursa Büyük Şehir Belediyesi veya iktidar veya devletin ilgili kurumların yönetimleri veya Gemlik Belediyesi mi; Engelliyor ve sorunlar nerede düğümlendiği anlatılsın ve bu olumsuzluklar arka planlarda farklı boyutlarıyla kimse, kimseyi suçlamasını yapmasın, Gemlik halkı yanlışlıkları bilme hakkına sahip ve seçerek hizmet için görev veren olduğundandır.
*
Gemlik ve temel sorunları
Birincisi trafik: İlçenin kent merkezinde yıllarca değişmeyen, geliştirilmeyen ana caddelere bağlanan yolların yetersizliği, bu caddelerin darlığı. Birde araçların park edilmesi ve park alanları yetersizliği tam bir sorun haline dönüşürken, yeterli çözüm var mı ”Hayır”
*
Bursa’dan gelen yol güzergahının sanayiye giriş çıkış yolunun tehlikesi acilken; çare yok.
*
Serbest bölgeye giriş çıkış yolların yapılmasında alanda sorun olmadığı halde çözüm maalesef aynı tas, aynı hamam içinde beklemeler.
*
Gemlik garajına dönüş köprü ve ilçeye girişin sorun yaşanırken, acilen çözümler beklerken sorun çözüldü mü; Kocaman hayır.
*
Hisar mahallesine giriş çıkış tek olması şimdiden sorun ve iki girişli ve ikide çıkışlı olması nüfus zamanla daha çoğalacak ara yollarında yeterli duruma getirildi mi, Hayır.
*
Manastır da, ara sokak sorunları veya Kumlaya giden yol sorunu, Kurşunluya giden, yol sorunu veya birçok alanlarda park, trafik, altyapı sorunları çözüldü mü; Elbette hayır.
*
Marmara’da zeytin başkenti deniliyor ve Gemlik ekonomisine katma değeri yüksek olan çevreye güzellik katan, kalitede, lezzete farklı olan, yağı şifa sayılan her yıl zeytin ağaç yerlerine beton binalar dikiliyor. Neden zeytine dayalı bir ekonominin geliştirilmesi bakımından araştırma, geliştirme ve farklı çeşit ürün elde edilmeyerek doğanın dengesini bozarlar. Gemlik’te zeytinin tarihiyle ilgili tarihi zeytinciler, Esnaf çarşısı var mı, yok?
*
Gemlik doğası, denizini akan dereleri hala neden yeterli temiz değil de zamanla kirleniyor ve İki dere kenarları güzel görüntüde yürüyüş alanları olması iyi olmaz mı. Marmara Denizine kıyı Gemlik’te balık bol mu; Balık hali var mı? Kocaman hayır.
Gemlik çevresinde bulunan fabrikaların ileri teknolojiyle arıtma sistemleri varsa neden deniz kirlenir? Küçük işletmelerin arıtma sistemleri varsa ne kadar sağlıklı ve karsak boğazından gelen dere suları neden kirli akar?
*
Gemlik genelinde alanlar. Neden korumasız, Gemlik’te yaşayan halkın çoğunluğu dar gelirli insanlar. Gideceği yakının da, tam kapasiteli bir mesire olan, kompleksi var mı? “Yok” Mevcut olanların durumu malum ve özellikle yaz sezonu çevrenin nasıl kirlendiğini tüm yetkililer bildikleri halde, Neden çözümler olmuyor veya yapılıyorsa, Gemlik halkı göremez olmuş.
*
Başta Bursa da önemle ihmal edilmiş, Tarih, kültür, kaplıca sağlık, doğa turizmin katma değeri yüksek olması ve hakkettiği yerde değil ve Gemlik içinde ihmal edilen sektörlerden biride turizm, Gemlik Belediyesinin geçmişinden bugüne, Gemlik yerel alanına göre turizmi geliştirme mastır planı var mı? Varsa hangi alanda veya çözüm oldu, maalesef hayır. Sade bir örnek: Ordu İlimiz coğrafi konumu, Gemlik kopyası, sahilde var olan teleferik en yüksek tepesinde yaptığı çok amaçlı kompleksi, ulaşımı şehre farklı katma değer kazanımı ve görüntü sağlamış; Gemlik’te uygulanıp faaliyete geçtiğinde, transit geçişler ve çevre İllerin ilgi alanı olmasını sağlar ve değer artırır.
*
Bursa Büyük Şehir Belediyesine bağlı ve sorumluluğu dâhilinde, İlçelerin birçok sorun olan konular var. Gemlik termal kaplıcaları alanı atıl durumda, Gemlik ile ilgili konu değil mi; Neden faaliyete geçirilmiyor? Faaliyete geçtiğinde, Gemlik halkı makul ücretlerle nasıl faydalanır. Orası da, acık değil dolu sorular. Aynı konu sahilde, Gemlik Belediyesine ait çay bahçelerinde bir emekli veya dar gelirli vatandaşın oturup bir bardak çay içemez durumdadır.
*
İki Hasta hane ve Hisar mahallesinde bulunan inşat bina atık durumda çevre görünüm bakımından kirliliği, ilgili kurumlar neden çözüme kavuşturmuyor. Toplantı masalarında mı çözüm yapılıyor.
*
Gemlik nüfusunun artmaya müsait yapısı olduğundan su ve alt yapısında olan sorunların ne kadarı çözüldü, orası da tam bilinmiyor,
*
Gemlik’te uyuşturucu ve benzer konularda başta gençlerimize yönelik tehlike % kaç giderildi, çözüm sadece toplantılarda mı; kalıyor.
*
Gemlik esnafı için genel anlamda bir esnaf çarşısı var mı? varsa nerede çözüm seçimler bitince rafta mı kalıyor.
*
Gemlik’te donanımlı sosyal tesisli gençliğine güvenli ürün maliyeti keseleri yakmadan, hizmet veren kütüphanesi veya çağdaş çok yönlü gençlik komplesi var mı?” Yok.”
*
Gemlik bir deprem bölgesi özellikle ova kısmında tehlike daha yüksek genelinde tedbirler var mı, çok fazla bilinmiyor.
*
Sonuç olarak sorunlar çok, fazla lafa gerek yok; kızarlar. İcraat gerek ve güzel, Gemlik sorunları yıllarca üst, üste birikmiş ve hep hallolacak, çözeceğiz denilmiş maalesef sorunlar çözümünde bu durma gelmiş ve inşallah bundan sonra tüm ilgililer. Yerelde ve genelde kurumlar duyarlı olarak, Senlik, benlik düşüncelerin, üstünde düşünerek acil olan çözümleri yaparlar ve Gemlik halkımız ilçesinde güvenli, övünçle konuşacak değeri olur. Doğduğun yer değil, Doyduğun yer yerindir. Sağlık, huzur esenlikler dilerim…
GEMLİK
Unutuldu senin o doğan güneşin,
Ay tependen kel tepeye seyrin,
Geçmişin o yeşilin, mavin denizin,
O günlerde duruşun güzeldi Gemlik.
*
Dağın ovan doldu beton bilinsin,
Sahilinden gelen o yosun kokun,
Martılar, balığı, zeytini, özündü senin,
Havan görüntün yok oldu Gemlik.
*
İçinde yaşayan bir dostun olsaydı,
Geçmişi geleceğe güzel görseydi,
Yok olmazdı aldığın sevdan nefesi
Bahtın karalı sen oldun Gemlik.
S.T: 03.04.2017
Şair- Yazar – Karlı Dadaşı

İLAÇSIZ HAYAT!

İLAÇSIZ HAYAT!

“Gelecekteki ilaç, frekansların ilacı olacaktır” demiş Edgar Cayce.

İlaç mağduru bir insan olarak bu söze sımsıkı sarılmam boşuna değil! Ve hatta daha da ileriye giderek şunu söylemek istiyorum ki; ilaçların deforme ve hasta ettiği bedenimi yeniden sağlığına kavuşturan yöntemin bileşenler topluluğudur frekanslar.

Sağlıklı bir birey olarak yaşamda yeniden can bulmamın baş mimarıdır frekanslar… Onlara hayatımı borçluyum. Genel ismiyle “Kozmik Enerji” frekanslarından bahsediyorum. Ölmek üzereyken imdadıma yetişen frekansların gücünü ve tedavi edici özelliğini bundan yıllar önce yaşayan biri, Edgar Cayce adında bir Amerikalı yazar ve psişik söylemiş ve olağanüstü yetenekleri olan bu adam, döneminde pek çok hastanın şifalanmasına vesile olmuş, pek çok hastalığın da ilacını bularak insanlığa hediye etmiştir. Üstelik bütün bunları 1877-1945 yılları arasındaki kısacık ömrüne sığdırmıştır.

Her ne kadar Türkçe çevirilere göre kendisine “kâhin” dense de aslında o Allah’ın verdiği meziyetlerle donatılmış doğa üstü yetenekleri olan ve bunu da insanlık adına kullanan bir hayırseverdir.
Nitekim doktor sertifikası olmamasına rağmen sağlığa yaptığı katkı, tedavi ve buluşlarla döneminin tıp komitesi tarafından “doktor” unvanı verilmiş, geçmiş ve geleceği görebilen bir beyindir o.

Gelecekle ilgili yaptığı tespitlerin hepsi gerçekleşmiş olup, Cayce’ in görülerinin bir kısmı halen günümüz dünyasında da yaşanmaktadır.

“Geleceğin ilaçları frekanslar olacaktır” tespiti de bunlardan en geçerli olanlarından biridir. Bunu bizzat deneyimlemiş biri olarak, kimyasal depolar haline gelerek, bedenin bir tarafını iyileştirirken diğer tarafını harabeye çeviren ilaçlardan birgün hepimizin, tüm dünya insanlarının kurtulacağına dair inancım sonsuz.

Sorun şu ki, kapitalist düzenin acımasız dişlileri buna izin verir mi, verse de ne kadar verir, işte bundan pek emin değilim! Zira dünya üzerindeki sağlık ve ilaç sektöründeki iştah açıcı parasal döngünün iplerini ellerinde tutanların pastayı başka bir yöntemle paylaşmak istemeyecekleri kanısındayım!

Yine de bu yöntemin, yani frekanslar kanalıyla şifalanma yönteminin bütün insanlığa açılması yönünde olan umudumu ölene kadar, asla yitirmeyeceğim.

Edgar Cayce demişken, onun hayata dair söylediği meşhur sözü ile bu haftaki köşe yazımı noktalamayı uygun görüyorum; “İnsanların mutlu olmaları için -basit- yaşamaları gerekir.”

Esen kalın.

Savaşın Senaryosu Nasıl Yazıldı

Savaşın Senaryosu Nasıl Yazıldı

Birkaç yıl önce, Rusya ve Ukrayna arasında bu kadar Şiddetli bir savaş yaşanacağı düşünemezdik.

Ama yeniden dizayn edilen dünya Düzeni içinde bazı sınırların değişebileceği Ve bazı ortaklıkların tartışılabileceği hissetmiştik.

Değişimin ilk adımı Avrupa Birliğin’den ayrılan İngiltere’den gelmiştir.

Ardından Nato’nun ortaklığı, Nato’yu tartışmaya başladılar.

Amerika’da Nato’ya destek vermeyen ortaklarını, Şikayet etmeye başladı.

İşte bu aşamada, Almanya ve özellikle Fransa “Nato’nun beyin ölümü gerçekleşti”.

Avrupa ordusu kurulsun deyince, Ortaklık gerginleşti.

Bütün bu gelişmeler, Amerika ve İngiltere’yi daha çok birbirlerine bağladı.

Artık Amerika ve İngiltere ikilisi, Fransa ve Almanya’ya karşı konumda yer almıştır.

Sözün kısası bu 4 ülkenin Tamamı Nato üyesiydi.

Ama şimdi birbirine hasım olmuştur.

Ayrınca Almanya ve Çin arasındaki Ticaret hacmi ve Amerika’yı kızdırıyordu.

İşte bu sebeple, Amerika ve İngiltere Nato’yu yeniden Diriltmeye ve genişletmeye mecbur olmuştur.

Nato’nun gücünü test etmek için, Bir savaşa ihtiyaç duyuldu.

Ukrayna yaşadığı turuncu devrim kalkışmasından beri, Batının ve Soroz’un takibindeydi.

Putin Ukrayna’nın Nato üyesi olmasını istemiyordu.

Ve Ukrayna’nın Durbass bölgesinde yerleşik ayrılıkçıları destekliyordu.

Ayrıca Omessa ve Manupol limanlarında da gözü vardı.

İki taraf içinde mükemmel bir savaş ortamı olmuştu.

Amerika ve İngiltere ikilisi, Putin’e defalarca hakaret ettiler ve kışkırttılar.

Ukrayna lideri ise, Senaryoyu yazan basın sözcüsü gibiydi.

Şimdilik Amerika ve İngiltere Bir taşla birkaç kuş birden vurdular.

Savunma gücü ve enerjisi olmayan Avrupa Birliği’ni Çaptan düşürdüler.

Putin’i savaşa ittiler ve dünya kamoyunda Yıpranmasını sağladılar.

Beyin ölümü gerçekleşti sanılan Nato’yu Yeniden dirilttiler.

Şimdi ise, savaşı satmanın ve yaygınlaştırmanın yollarını arıyorlardı.

Günün Sözü

Yumuşak olma ezilirsin.Sert olma kırılırsın”

“Victor Hugo”

 

 

SURİYE GÖÇÜ ABD TEZGAHI VE ŞİİRİM

SURİYE GÖÇÜ ABD TEZGAHI VE ŞİİRİM

Geçmişten günümüze Türkiye üzerine oynanan ABD ve yandaş stratejik merkezlerde planlanarak sürdürülen uşaklık oyunları başta geleni PKK terörü, nüfus göçü olmaktadır. Bu göçlere sebep kim? “ABD” özellikle en fazla göç kabul eden ülke kim? “Türkiye” çoğunluk göç edenler. “Suriyeli” Afganlı ve benzer ülkelerden, Yıllar öncesinden araştırmacı aydınlar. Bu konu hakkında tüm televizyon yayınlarında açıklamalar yapıldı ve devletimizin ilgili kurumları bilir. ABD Planlı Türkiye için büyük göç yapılarak içeriden sorunlar oluşması için oyunları hazırlar dediler.
*
Geçmiş yıllarda ülkede moda gibi tanıtılarak söylenen ve Büyük Orta Doğu Projesini, överek ülke insanına anlatılarak algılar yapıldı ve bugünlerde görünüyor ki! Bu proje kapalı olarak devam ediyor. Türkiye’nin nasıl nüfus yapısının bozulacağına ilişkin planlar ta o tarihlerde yapılmış. Bazı araştırmacı aydınların öngörüsü doğru çıkması ve Suriye iç savaş çıkarıldı, Türkiye’ye planlı göç yapıldı, ve ülkemiz içinde, Suriyeli göçmen soruları ve bazı olaylara karışmaları var mı evet var? görmemezlik var mı? Var? Bu önemli tehlike konusunda gereği yapılıyor mu; göstermelik ve bazı kesimlerin ağızlarında sakız gibi çatlatarak bu göçe “Ensar” diye veya başka söylemlerde denilmektedir.
*
Öncü ABD ve Benzeri ülkelerin, Türkiye üzerinde yıkıcı faaliyetleri bitmek bilmiyor. En başta PKK ya Suriye’de, Irak’ta Türkiye coğrafyasında paravan uşak devlet edindirme projesidir. ABD ve Rusya 1980 öncesi projesi, Türkiye 12 Eylül sürecine iten sağ-sol olayların da ,ülke evlatlarına neler olduğu, belirsiz rejim tartışmalarıyla birbirini öldürterek, Türkiye binlerce evladını toprağa vererek, ülkemizin geleceğini karartan, Emperyalistler ve iç işbirlikçileri o günde vardı, bugünde, gelecekte olacak, önemlisi her daim ülkenin birliğini koruyarak tedbirli olmaktır.
*
İkinci en önemli tehlike inanç üzerinden, tarikat ve cemaatler eliyle, özellikle Fetö terörü tarafından yapılan köleleştirme ideolojileri mantığıyla cemaatleşme yoluyla, yaşadıklarımız ve yaşamaya devam ettiğimiz bu zihniyet temizliği kolay olmayacak, köleleştirilen, zihinler, sürüleştirilen insanlar, aklını kayıp etmiş gibi, gerçeği görmüyor ve bu girdaptan kurtarıp özgür birey olamıyor ve yoluna devam mantığıyla gidiyorlar ve ülkenin her köşesinde bu tiplere rastlanıyor ve bu Man kutların bazıları kendilerini her kisveye bürünerek işledikleri suçlardan saklanıyorlar ve devlet mücadelesinde yetersizliği zaman aşamasıyla vatana ihanetleri hanelerinde kar kalıyor.
*
Geçmiş tarihimizi okuyalım, iyi anlayalım, bu coğrafyada Türk milletine huzuru vermeyecekler. PKK biterse, cemaat-tarikat, o biterse göç problemiyle uğraştırma, yıllarca enerjisini tükettiği Türkiye’yi, şimdi göç yoluyla nüfus yapısını bozarak ve insanımızı vatanında garip bırakarak, ezerek, sayıca azaltarak hâkim ve aynı zamanda kurucu nüfusu etkisizleştirerek, pasif duruma getirecek gidişattı deniyorlar.
*
Bu konular hakkında vatansever aydını, siyasetçisi, vatandaşı zaman içinde yüksek sesle haykırıyorlar. Başta Suriyeliler geri gitsinler misafirlik yeter sorunlar var derken; Birileri zıplıyor. Neden? derler ve çoğunluk yurttaşın isteği ve derki ! Gören gözleriniz tehlike oyunlarını gömüyorsa acın gözlerinizi gelişen duruma bakın anlarsınız ve anlamak istenmiyorsa içten içesiniz derler.
*
Bu göçmenlerin kendi vatanlarına, baba ocağına gönderilmesin sağlayın diyoruz. Sizler neden rahatsız oluyorsunuz, yoksa baskıların bir parçası mı oldunuz. Eğer Suriyeliler Türkiye’ye kalacak-salar ülke kuralların adapta edilmeli ve vatanlarındaki sahip oldukları toprak haklarını alıp gelsinler veya bu konu tersine mi yapılmak isteniyor. O zaman şartları devlet düşünür gereği yapılır. Ülkem insanına huzur, Refah, mutlu yarınlar ve esenlikler dilerim.

KİMMİŞ KONUŞUN
Ağalar, beyler sizler bizler,
Türkü ezecek güçler kimse söyleyin.
Sizde yoksullaşmış milli duygular,
Türkü tarihten silecek kimse konuşun.
*
Tüm dünya güçleri fısıltıları,
Almak isterler ülkemin toprağını
Bunca yapılan iç tuzakları,
Kurduranlar kimmiş anlatın kimse konuşun.
*
Anlamazlar köyün şehrin halinden,
İçten bozgun, vurgun illetinden,
Hastalık sarmış tamda bendinden,
Çözün bu hastalığı kimse konuşun.
*
Ağızlarda sakız gibi çiğnerler,
Reklam gibi söyler dururlar,
Bir türlü çaresini bulmazlar,
Kabahatli içinizde arayın kimse konuşun.
*
Yedirtiriz bu milletin hakkını,
Önüne gelene oynattınız atını,
Açtınız kapıları doldurdunuz muhaciri,
Kabahatli kimmiş bakın kimse konuşun.
*
Sizler sattınız devletin malını,
Bazı kimselere kurdunuz hanını,
Yedikçe yedirdiniz yetim hakkını,
Soygunu yapana bakın kimse konuşun.
*
Dış güçler dediniz kucakladınız,
Dostum dedikçe hepten aldatıldınız,
Kendi milletine bunları anlatmadınız,
Aldatana bir bakın kimse konuşun.
*
Bu gidişata ses yükseltene,
Hakkında uydurma bölücü desende,
Düzdürme çirkin iftira etsen de,
Bölücü kimmiş bilinsin kimse konuşun,
*
Söyleyin doğrular varsa sizde,
Bindiniz düzenin kayığına denizde,
Yüzmeyi bilmeden battınız derine,
Batırana bakın anlayın kimse konuşun.
*
Kabahat bularak iz kaybettirmeyin,
Sizlerin sırtını sıvayan dostların,
Ellerinizle kazan kazan satanların,
Alan kuvvetleri bilmek kimse konuşun.
*
Liderlik arması değildir bakir,
Bakın efendiler milyonlar fakir,
Vurguncu düzenin ardında çukur,
Kazdıran kuvvet bilinsin kimse konuşun.
*
Suçlu listesine yazarsın toptan,
Hak hukuku silersin dipten,
Sizler haricinde suçlarsın hepten,
Yazdıran çizdiren kuvvet kimse konuşun.
*

Hırslan mayın sizlere karşı direndik,
Hatalarınızı gördük düzeltin dedik,
Darda kalanın derdini anlattık,
Sıkıştıran daraltan kuvvet kimse konuşun.
*
Mehmet söyler düzde tehlike,
Millet darda duyun sesine,
Ekonomi vurgun yedi görsene,
Vurguncu soyguncu kuvvet kimmiş konuşun.
Y.T:27.11.2021

Milli Egemenlik Haftası

Milli Egemenlik Haftası

16 Nisan ile 26 Nisan arasındaki hafta,Milli Egemenliğimiz konusunda Çok önemli bir haftadır.

Bu haftayı,sadece çocukların şenliği olarak Anlamak eksik olur.

Özellikle çocuklara armağan edilmesi, Kayıtsız ve şartsız egemenliğin, Yeni nesillere ve tabana yerleşmesi içindir.

23 Nisan 1920 tarihinde açılan İlk meclisimizde, Farklı illerden ve farklı kültürlerden üyeler yer almıştır.

Bu meclis,kurtuluş savaşımızla ilgili  Tarihi kararları vermiştir.

Lozan kararını ve istiklal marşını da onaylamıştır.

Aslında ilk meclis Bugünlerde arayıpta bulamadığımız Ve özlemini çektiğimiz bir meclistir.

İlk meclis,düşman karşısında Hep birlikte ortak karar alabilmeyi beceren, Bir meclistir.

Ama maalesef bu dönemde Aynı konumda değiliz.

Geçmişte en kötü Ekonomik ve siyasal şartlarda, Dönemin en güçlü ülkelerinin,

Hakkından gelmiştik.

Bugün ise ,Siyasi hırsımızın Vatan ve millet sevgimizin önüne geçtiğini, Üzülerek görüyoruz.

Bu işi yabancı ülkelerden Ve yabancı kurumlardan, Destek istemeye kadar götüren, Siyasi partiler var.

Hükümete karşı olmak ile Devlete karşı olmayı ayırt etmeyen siyasetçiler var.

Halbuki geçmişteki en büyük silahımız.

Beraberliğimizdi.

Şimdi ise, her konuda bir kutuplaşma icad ediyoruz Kutuplaşma hepimizi çok yordu.

İşte bu sebeplerle İlk meclisimizdeki atmosferi,özlüyoruz.

Yeni nesillere, Bu birlik ruhunu aktaramadığımız için, Çok üzülüyoruz.

Günün Sözü

Kibir bele bağlanmış taş gibidir.

Onunla ne yüzülür,ne uçulur.

“Hacı Bayram Veli”

 

 

Bursaspor Umutlandı

Bursaspor Umutlandı

Geçtiğimiz hafta, küme düşme hattında yer alan Takımların yaptığı maçlar Nefes kesti .

Yine mağlup olan Balıkesirspor Matematiksel olmasa da Birinci lige veda etti.

Düşme hattında yer alan Diğer takımlar içinde, Denizlispor, Kocaelispor ve Bursa spor yer alıyor.

Denizlispor ile Kocaelispor, Puan durumu bakımından, Bursaspor’a göre daha iyi durumdalar.

Denizlispor evinde Tuzlaspor’a mağlup olmasaydı, Bu ateş çukurundan uzaklaşmış olacaktı.

Kocaelispor ise, Düşme hattından kurtulmak, Ateş çukuruna Bursaspor’u itmek istiyordu.

Ama Kocaelispor’un hesapları tutmadı.

Kocaelispor’u yenen Bursaspor,Bu kritik haftanın en karlı takımı oldu.

Bursaspor taraftarları da, Tehlikenin farkına varmıştır.

20 bin kişi ile Tribünleri doldurdular ve maç boyunca Bursaspor’u  coşku ile desteklediler.

İki takım da ,maça kontrollü başladı.

Ama Bursaspor bir fırsatı İyi değerlendirerek,Erken bir gol buldu.

Birinci devre sonuna doğru, Hiç ummadığımız bir şans golü yedik.

Ve ilk devre berabere kapandı.

İkinci yarıda ise,Sahada bambaşka bir Bursaspor , vardı.

Sahaya iyi yayılan, Her bölgede kıran kırana mücadele eden Ve mükemmel yardımlaşan,

Bir Bursaspor seyrettik.

Rakip kale sahasında, Biraz becerikli olsaydık.

Çok farklı bir galibiyet alırdık.

Bu kaçırdığımız goller yüzünden, Son dakikalarda tedirgin anlar yaşadık.

Bu kritik amacın en etkili aktörü, Tribünleri dolduran  Fedakar taraftar olmuştur.

Bu bakımdan, Yabancı madde yüzünden Sahamızın kapanmaması lazım

Taraftarlarımızdan Hassasiyet bekliyoruz.

 

Günün Sözü

Eğer elinizde çekiç varsa

Her şey gözünüze.

Bir çivi gibi görünmeye başlar.

“A.Maslov”

 

 

GEMLİK TOGG FABRİKASI ŞİMDİDEN HAYIRLI OLSUN VE ŞİİRİM

GEMLİK TOGG FABRİKASI ŞİMDİDEN HAYIRLI OLSUN VE ŞİİRİM

Bursa’mızın, Gemlik İlçemizde TOGG Otomobil üretim Fabrikanın 3 yılda hızlı yükselişi, 18 Temmuz 2020 tarihinde başladığı Gemlik Tesislerindeki inşaat çalışmalarında hızla sona yaklaşılıyor. Yerli otomobil ilk aşamada %51 oranında yerli üretim parçala kullanılarak üretiliyor. Seri üretimin ardından 2023 yılının ilk çeyreğinde

kullanıcılarla buluşacak. TOGG açılımı “Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu” şeklinde. Yerli otomobilin devlet destekli, Anadolu Grubu, Turkcell, Zorlu, BMC ve TOBB ortaklığı ile üretiliyor. Ayrıca otomobil için 40+ 45.000 Bin arası Euro maliyet fiyatı deniliyor. 2030 yılına kadar 5 farklı model otomobil hedefi bulunan TOGG, fabrikası ile bu üretimi yapabilecek bir kapasiteye sahip deniliyor.

*

Gemlik Tesisinde üretim birimlerine ilişkin çalışmalar Mayıs 2022’de tamamlanacak ifadeleri, Togg, 2022 yılının son çeyreğinde seri üretime hazır olacak deniliyor. 1 milyon 200 bin metrekarelik bir alana yayılan tesisin, deprem riskine dayanıklı ileri teknoloji yapımıyla araziye çakılmış binlerce kazığın üzerine oturtulmuş tesistir. Yanındaki yüz dönümden büyük boş bir araziyi batarya üretimi fabrikası buraya kurulacak, ilgililer tarafından söyleniyor. Türkiye’nin ilk otomobil batarya fabrikası olacak tesiste toplam 2 bin 500 kişiye iş imkanı sağlayacak yetkilileri tarafından ifade ediliyor.

*

TOGG’un batarya üretimi için Amerikan menşeli Çin şirketi Farasis ile birlikte SiRO adında yeni bir şirket kurulduğu, bu şirket üzerinden üretim faaliyeti olacak, tüm testlerinin tamamlanmasının ardından 2023 yılının ilk çeyreği sonunda ilk araç olan SUV pazara çıkacak. Ardından Sedan ve Hatchback modelleri üretim sırasına girecek.5 modelden oluşarak tamamlanacak. Togg, 2030’a kadar tek bir platformdan 5 farklı model üretimiyle toplam 1 milyon adet araç üretmeyi planlıyor.

*

Bu otomobil fabrikasının yatırımı, Gemlik’te olması bir nimettir. Fakat Togg otomobil fabrika açılmasıyla bazı kentsel yaşam sorunları da beraberinde getiriyor. Gemlik artacak nüfusla yerel yetkililer kenti bir plan içinde hazırlığı var mı, varsa nasıl çözümler getirilecek belirsiz, Neden? Yaklaşık bu fabrikanın açılmasına bir yıl var. Bu sorunların çözümü,  bu zaman içinde olur mu orası belirsizdir.

*

Şimdiden Gemlik Belediye meclis toplantılarında, başta iktidar partisi meclis üyeleri ve ortakları mevcut belediye başkanına karşı tavırlarıyla ve muhalefet partilerin meclis üyelerine ve ülke genelinde iktidar tarafından uygulanan politik öt eleştirme, kutuplaştırma taktikleri, Gemlik Belediyesi Meclis Toplantılarında gelişmektedir.

*

Gemlik halkı bu konulardan haberdar ve rahatsız, bu konuda gelişecek fırsatlar bazı fırsatçılar faydalanarak, kiralama ve satın alma, benzeri konular üzerinden hesaplar yapılma ihtimalleri düşünülerek, geminin kaptanı biziz, biz ne dersek öyle olacak denilmek isteniyorsa çok yazık, Gemlik ismi geçmişten, Türkiye genelinde bilinen gayri durumu üzerinden atarken, birde gayri ticari konular olması ve beraberinde getirmesi hiçte hoş olmaz. Bu güzel İlçemizde sorunlar yumağıyla dolu ve bu göçle altyapısı yol, trafik, çevre ve benzeri sorunları olan bir kent dehada çekilmez olur ve çoğunluk halkın huzuruna huzursuzluk getirilmesi ve ilgili tüm sorumlular çözüm odaklı olmalarıdır.

*

Gemlik’te çözüm İlgili kamu kurum yetkilileri ve başta Belediye Başkanı AKP + MHP İlçe Yöneticileri, Meclis üyeleri ve diğer parti ilçe yöneticileri, meclis üyeleri, biz Gemlik’te yaşayan sorumlu kamu yararına ve Gemlik halkının huzuru için sorumluluklarını unutmadan bir gayret içinde ortak paylaşımcı düşünceleri birlik içinde çözüm odaklı suçu, bucu demeden, güzel İlçemize hizmet vermeleri olmalıdır.

*

Bu birlik gür sesinizi seçilmiş, Bursa millet vekillerine göstermeniz ve  bu gibi konular partiler üstü siyaset anlayışıyla diyalog içinde olarak çözüm odaklı çareler bulmak mecburiyetini göstermeniz ve Gemlik Belediye Başkanını falan partiden diye öt eleştirmek devre dışı bırakmak yanlış ve Sayın Belediye Başkanımız, Gemlik’te bu büyüklükte yapılan yatırımı tanımıyorum ifadesini umarım bir anlık olmasından dolayı kullanmıştır.

*

Bu siyasi ferdi çekişmeleri bir kenara bırakarak sorumluluktan kaçmayın, açılmakta olan, Togg fabrikasında öncelikle Gemlik insanın %70 oranında çalışmasını sağlamakla görevini üstlenin, hep birlikte mücadele verilmesi ve Gemlik’te yaşayan birçok işsiz insanları ayrım yapmadan, iş sorunlarını çözebilirsiniz, birlikte yapacağınız hizmet bu olmalıdır. Kul bilmezse, Yaratan bilir, Gemlik’te TOGG Otomobil fabrikası, şimdiden hayırlı, uğurlu olur. “İNŞALLAH”

YOLDURMA BENİ

Hakka sığındım düştüm yollara

Sizlerin engeli yıldırmaz beni.

Dost sandıklarım açtığı yara

Sinsi tuzaklar döndürmez beni.

*

Yüzüne anlatır güzel sözlerle

Dışı başkadır nefret içinde

Sevdamı hak nasip eylerse

Şer fitnesine döndürmez beni.

*

Çileli yolda dikenli dağdan

Eser rüzgârı kışın soğuktan

Yılmadım direndim ta baştan

Tufanlar olsa da yıldırmaz beni.

*

Kaderim yazan yazdı anlıma

Aklı veren verdi hafızamda

Zaman çemberi dönüp dursa da

Sizin fitneniz durmaz beni.

*

Giydiğim gömlek hakkın gömleği

Benlik atına binmedim bilin ki

Sabırla, sevdamı veren bol ki

Çirkeflikleriniz dahi döndürmez beni.

*

Sevgi aşkı bedenim ocağında

Yaşadıkça olgunlaştı gam otağımda

Yalan dünyanın zulüm çağında

Olanlar ağlatsa döndürmez beni.

*

Sözünde duran hak erenleri

Kabirde alınır dost mükafatı

Yalan dünyanın boş sefaları

Ballı deseler kandıramaz beni.

*

Sağlam temelleri verene bakın

Allah’ın rızasına emeller yapan

Niyet, istikamet eylerse uygun

Kimsenin yemleri yedirmez beni.

*

Belalar boylu yağarken etrafa

Hakkın adaleti kalmazsa safta

Kötüleri üsttün tanıyan kafa

Tarihin yazgısı döndürmez beni.

*

Fitneye cevabı sabır sükuttur

Öfkeye kapılınca dolup taşmaktır

Tuzağa düşmeden vakit ilaçtır

Tedbir daimdir daldırmaz beni.

*

Der Mehmet ateşler sönmez

İman kaviliği ruhunda inmez

Rahman huzurunda hüsrana dönmez

Allah’ım azabına yoldurma beni.

Y.T: 11.04.2022

Şair- Yazar – Karlı Dadaşı

Mehmet KANTAR.