Köşe Yazıları

Bursa’da Yapılan Anket

Bursa’da Yapılan Anket

Referans Araştırma Şirketinin, Bursa’nın 7 ilçesinde yaptığı anketten, ilginç sonuçlar çıktı.
İlk soru, Recep Altepe’nin yerine Büyükşehir’in başına getirilen, eski İnegöl Belediye Başkanının sergilediği performansla ilgiliydi.
Katılımcıların (%36)sı, Alinur Aktaş’ı başarılı bulduğunu açıkladı.
Aslında, Alinur Aktaş’ın Recep Altepe ile düşen grafiği, durdurduğunu gördük.
Su ve ulaşım ücretleri konusundaki, hassasiyetine tanık olduk.
Ama. AK Parti merkez yönetiminin, Bursa Büyükşehir’i riske atmayacağını düşünüyoruz.
Bize göre, en güçlü adayın Hakan Çavuşoğlu olacağını, hissediyoruz.
Aksi takdirde, Mustafa Bozbey’in bu fırsatı kaçırmayacağını, düşünüyoruz.
Katılımcılara, Bursa’da Belediye seçimleri soruldu.
AK Parti : %45,5
CHP : %20,9
İYİ Parti : %8,7
MHP : %7,5
HDP : %2,4
Milletvekili seçimleri için, şöyle cevap verildi.
AK Parti : %45,04
CHP : %19,77
İYİ Parti : %10,64
MHP : %8,49
HDP : %3,35
Bu iki anket sonucunda, İYİ Parti ile, HDP’nin Belediye seçimlerinde daha düşük oyda kaldıklarını görüyoruz.
Kılıçtaroğlu’nun Erdoğan’a yaptığı “Fetönün bir numarası” çıkışının perde arkasında, CHP’den İYİ Parti’ye kaçan oyların, verdiği rahatsızlık olduğunu tahmin edebiliyoruz.
Kılıçtaroğlu, (FETÖ) ve (YPG) örgütleri ile yapılan mücadelede, hükümetten yana tavır koymaktan kaçmaya devam ettikçe, CHP’deki çözülme artarak devam edecektir.
Milli Eğitimde, İmam Hatiplere ayrıcalık gibi görünen uygulamalar, AK Partiye zarar verecektir.
Eğitimde ve sınav sistemlerinde, çok şık ve çok yönlü değişiklikler, seçmene iyi anlatılmaz ise, AK Parti sandıktan çıkamaz.
AK Parti merkez yönetimi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli ve Yerli politikalara daha çok ağırlık vermeli, “Dini Motifleri” daha dikkatli kullanmalıdır.

“Günün Sözü”
Her şey vaktini bekler.
Bekle, senin olan sana gelecektir.
“Anonim”



Petrolün Ömrü 40 Yıl – Milli Takımımız

Petrolün Ömrü 40 Yıl – Milli Takımımız

Yapılan araştırmalarda, küresel petrol rezervlerinin 40 yıllık ömürlerinin kaldığını, öğreniyoruz. Suudi Arabistan’ı ve Birleşik Arap Emirliklerini markaja alan Amerika’nın, yeni hedefinin İran ve Rusya olduğunu anlıyoruz.
Ajan kriziyle yıpratılan Rusya’dan sonra, onu hedefin İran olduğunu, biliyoruz. Ana proje, hiç petrolü olmayan Çin’in, ekonomik Kaosa itilmesidir.
Biz ise iki arada bir deredeyiz. Komşularımız Rusya ve İran’ı, bırakmak istemiyoruz. Ama. Amerika ve (AB) nin bizi bırakmak istemediklerini de, biliyoruz.
Çok hassa bir denge politikasının, merkezindeyiz. Geçmişte, ‘’kontrollü darbe’’ diyerek, Amerika ve Almanya politikalarına destek olan Kılıçtaroğlu’nun yine devreye sokulduğunu hissediyoruz.
FETÖ örgütünün, Amerikan gizli servisinin desteğiyle, hala diri kalmak için, gizli bir direnişin için de olduğunu, okuyoruz.
Böyle kritik zamanlarda, Kılıçtaroğlu’nun da bu direnişe destek olduğunu, seziyoruz. FETÖ örgütü için yapılan ilk yargılamalarda, ‘’Kontrollü Darbe’’ diyerek, FETÖ’ye destek ve Cesaret vermiştir.
Şimdi ise, Fetö örgütü ile ölümüne savaş veren Erdoğan’ı, Fetö’nün bir numarası diye suçlayarak, sınır ötesi operasyonlarını yıpratmayı amaçladığını, hissediyoruz.
Kılıçtaroğlu’nun bu türlü radikal çıkışlarının hem Amerika hem de FETÖ’ye destek için olduğunu, bilmeyen yoktur.
Geçen yıl Haziran ayında Ankara, İstanbul yürüyüşünde, görüntü de Enis Berberoğlu vardı. Ama. Esas hedef, Fetö’cüleri ve (HDP) lileri, kurtarmaktı.
Yeni Milli Takım Nasıldı
Yeni Milli takımımızın, bireysel olarak çok kaliteli ve genç oyunculardan kurulduğunu, gördük. Hakan Çulhanoğlu’nun Milli takıma daha çok ısındığını, Cengiz’in de artık vazgeçilmezlerden biri olduğunu, anladık.
Artık yorulduğunu ve rica ile oynadığını sezdiğimiz, Mehmet Topal’ın yerine, yeni oyuncu bulmamız şart olmuştur.
Ve. Her maça, farklı bir kadro ile çıkma alışkanlığına, son vermeliyiz. Rusya’da yapılacak dünya kupası için, oynanan hazırlık maçlarını izledik.
Rusya’yı, İtalya’yı, Arjantin’i ve hatta Almanya’yı beğenmedik. Bu sene yapılacak dünya kupası maçlarında, Belçika’yı ve özellikle Fransa’yı, çok beğendik.
Tabi. Türkiye olarak, kupa dışında kaldığımıza da, çok üzüldük.
GÜNÜN SÖZÜ
Biri sana kötülük ederse unut.
Ama. Sen birine kötülük edersen unutma.
‘’ Halil Cibran’’



Saadet Partisinin Gücü – Bir Anket

Saadet Partisinin Gücü – Bir Anket

Optimar araştırma şirketi, Şubat ayı ortasında bir anket yaptı. Katılımcıya Ak Parti ile (MHP) arasındaki ittifakı, sordu. (%54) lük kesim olumlu bulduğunu söyledi.

Bu son seçim olsa, kime oy verirsiniz diye soruldu.

%57.2 Ak parti

%22,6 (CHP)

%10,7 (MHP)

%7,8 (HDP)

%4,2 (İYİ P.)

Sonuçları çıktı.

Hangi ismi Cumhurbaşkanı görmek istersiniz, diye soruldu.

%46,8 Erdoğan

%35,4 Abdullah Gül

Diye cevap verildi.

Cumhurbaşkanlığı seçimi, ikinci tura kalırsa, kime oy verirsiniz denildi.

%56,5 Erdoğan

% 34,3 Abdullah Gül

Sonuçları alındı.

Saadet Partisinin Gücü

Rahmetli Erbakan, karşıtlarını bile etkisi altına alan, karizmatik bir yapıya sahipti. Amerika’nın, Nato’nun ve (AB) nin Türkiye’nin üniter yapısı için bir tehlike olduğunu, 40 yıl önce ısrarla söylemişti.

Savunma Sanayinin önemini, en değerli Nato üyesi olduğumuz zaman bile, anlatmıştı. Milli olmak ve yerli olmak ne demek, hep bu söylemleri, dile getirmişti.

FETÖ tehlikesini, Fark etmişti

(Fetö) nün tehlikeli bir cemaat olduğunu, belki de ilk fark eden ve dile getiren, rahmetli Erbakan’dı.

Bugün Saadet Partisinin Genel Başkanı olan kişiden Amerika, Almanya, YPG, HDP, ve FETÖ ile ilgili, hiç ‘’ses getiren’’ yorum ve analiz, duyamıyoruz.

Ama. Ak Partinin içinde, gelecekte şans bulamayacak yönetici ve milletvekilleri ile temas içinde olduğunu hissediyoruz.

Belki, küskün ve umutsuz bazı Ak Parti Milletvekilleri ile mecliste ‘’grup’’ bile kurabileceğini, düşünüyoruz.

Ama. Yerel ve genel seçimlerde, İyi Parti’nin düzeyine bile, ulaşamayacaklarını göreceğiz. (MHP) nin Ak Parti ile yaptığı, ittifak, Saadet Partisinin Türkiye siyasetindeki manevra kabiliyetini, en alt seviyeye düşürmüştür.

(MHP) nin Ak Parti ile yaptığı bu ittifak, gelecekte kurulacak güçlü bir ‘’ milliyetçi ‘’ partinin, ilk temel taşları niteliğindedir.

FETÖ örgütünün yabancı istihbarat örgütleri ile olan yakınlığı ve ‘’Hizmet soygunu’’ seçmenin muhafazakar kesimden soğumasına, yol açmıştır.

Yeni seçmen tipi, ‘’dini motiflerden’’ ziyade, ‘’Milliyetçi motiflerin’’ ön plana çıkmasını, istemektedir. Aslında, batıdaki seçimlere baktığımız zaman, oradaki seçmenlerin de, milliyetçi ağırlıkta olduğunu görmekteyiz.

 

Günün Sözü

Yirmi yaşında istek, otuz yaşında zeka,

Kırk yaşında akıl önemlidir.

‘’Franklin’’

 

 

 



Kavga Akdeniz’e Sıçrayacak

Kavga Akdeniz’e Sıçrayacak

Yedi seneden beri, Suriye de süren işgal ve bölme operasyonlarının, çok kısa bir süre sonra, Doğu Akdeniz’e kayacağını göreceğiz.
Her taşın altından Amerika’nın çıkmasının sebebi, savunma gücü olmayan Avrupa Birliğidir.
Kof Bir Güç
Avrupa Birliğini, defansı olmayan bir futbol takımı olarak, görüyoruz. Ayrıca üyeler arasında da güç eşitliği bulamıyoruz. Almanya ile Bosna Hersek ve Malta’nın aynı takımda oynadığını görüyoruz.
Bu bir bakıma Messi’li Barcelona’nun, Süper Amatör Lig de oynamasına benzetiyoruz.
İngiltere Neden Ayrıldı
İngiltere, 1915 yılında emperyalist devletler tarafından yapılan, büyük paylaşımı özlemiştir. Hem Ortadoğu’da, hem de Doğu Akdeniz’de yapılacak yeni paylaşımda, hak sahibi ve pay sahibi olmak için ayrılmıştır.
Merkel’in başında olan Almanya’nın, ne kadar etkisizleştiğini ve Amerika’nın bir eyaleti haline geldiğini, şaşırarak görüyoruz.
Ara sıra, Türkiye ile diplomatik çatışma yaşamasa, Almanya gibi bir büyük devletin, farkında bile olmayacağız.
Sarkozy Fransa Devletinin başında iken, ‘’Avrupa Birliğini bırakın, Akdeniz Birliğini kuralım’’ demişti. Türkiye ise Akdeniz, enerjisi konusunda da, masada olacaktır.
Çünkü Türkiye’nin Akdeniz’de büyük sınırları vardır. Hem de, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dolayısıyla da, sınırları ve hakları vardır.
Türkiye Vazgeçilmez Ülke
Türkiye Ortadoğu’da vazgeçilmez ülke iken, şimdi de, Akdeniz Enerji Kaynakları içinde, vazgeçilmez ülke oldu.
Bu özelliği nedeniyle, hem Amerika’nın, hem de Rusya’nın, birlikte çalışmayı arzu ettikleri bir ülke haline, gelmiştir.
Amerika ile ipleri koparmadan, ama kendimizi ezdirmeden, kişilikli bir politika izlemeliyiz. Rusya ile aynı apartmanda yaşayan, iki kat komşusu gibi olduğumuzu hep hatırlamalıyız.
Türkiye ile Rusya ilişkileri, her konuda hep dürüst ve şeffaf olarak, yürümelidir. Türkiye ve Rusya’nın bölgesel ortak olduğunu, on bin kilometre uzaktan gelen Amerika’nın ise işgalci bir güç olduğunu, hep hatırlamalıyız.
Rusya’nın dostluğu, bu günkü Avrupa Birliği ortaklığından da önemlidir.

Günün Sözü
Hiçbir mal sizin değil.
Neyi bölüşemiyorsunuz.
Hiçbir can sizin değil,
Niye dövüşüyorsunuz.
‘’Mevlana’’



H. Celal Güzel ve Deniz Bölükbaşı

H. Celal Güzel ve Deniz Bölükbaşı

Rahmetli Turgut Özal’ın, Başbakanlık yaptığı Anavatan Partisi hükümetlerinde, bazı bürokratlar bakanlardan bile, daha güçlüydü.
Bunlardan bir tanesi Hasan Celal Güzel, bir diğeri de Ekrem Pakdemirli’ydi. Hasan Celal Güzel, Başbakanlık Müsteşarı, Ekrem Pakdemir’li de, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarı idi.
‘’Tank Hasan’ı Nasıl Biliriz.
Görüntüsü ses tonu ve pozitif yapısı ile ender rastlanan bir kişilikti. Babacan tavırları ve espri gücü de, artı puanlarıydı. Anap hükümetinin ilk kuruluşunda, rahmetli Özal’ın müsteşarıydı.
Daha sonraki hükümetlerde, Milli Eğitim Bakanlığı görevinde de, bulundu. Anavatan Partisinin kuruluşunda etkili olan, ‘’Dört Eğitim’’, zaman içinde yıprandı. Işın Çelebi’nin yer aldığı, Liberal sol tamamen dışlanmıştı.
Parti içindeki muhafazakarlar ve milliyetçiler de, güç savaşına girişmişti. İşte bu karmaşık dönemde, Hasan Celal Güzel’de, Yeniden Doğuş Partisini, kurmuştu.
Bu parti, siyasette gereken ilgiyi bulamamıştı ama, biz Hasan Celal Güzel’i pek çok defa, dinleme fırsatı bulmuştuk.
Deniz Bölükbaşı Nasıldı
Deniz Bölükbaşı, siyaseten ünlü bir ailenin evladıydı. Dış İşleri Bakanlığının, en başarılı müzakerecilerinden biriydi.
Deniz Bölükbaşı, 1 Mart tezkeresi görüşmeleri sırasında, tavizsiz tutumu nedeniyle, Amerikan heyetini çıldırtmıştı. Karşı tarafı bunaltacak ve hatta masadan kaçıracak kadar, dirençli ve donanımlı idi.
Aslında, siyaset arenasında kendisine uygun partisini de, bulmuştu. Ama. Amerika, Fetö ortak yapımı ‘’ kaset çetesi ‘’ bu değerli diplomatı ve çiçeği burnunda siyasetçiyi, çok erken vurdu.
Belki de, bu günlerde (MHP) Genel Başkanı olarak göreceğimiz bu değerli diplomatı, siyasetten soğutmuş oldu.
Biz, hem Hasan Celal Güzel, hem de Deniz Bölükbaşı’ya yüce Tanrımızdan rahmet diliyoruz. Her ikisinin de siyasette ve özellikle bürokraside önemli iz bıraktığına inanıyoruz.
Hükümetimizin yerinde olsak, bu iki değerli insanın yaptıkları konuşmalardan bazı bölümleri, hatırlatırdık.
Hele, Deniz Bölükbaşı’nın Irak Savaşı öncesi, Amerikan heyetleri ile yaptığı çetin müzakerelerden bazı bölümleri, yayınlardık.
Özellikle, Deniz Bölükbaşı’nın yaptığı dirençli ve donanımlı müzakerelerin, bu günlerle ne kadar örtüştüğünü de, görmüş olurduk.
Günün Sözü
Bir ön yargıyı yok etmek.
Atomu parçalamaktan daha zordur.
‘’Einstein’’



Çanakkale Zaferinin Ardından – Süper Lig Karmakarışık

Çanakkale Zaferinin Ardından – Süper Lig Karmakarışık

1914 yılı Ağustos ayında Almanya Rusya’ya savaş ilan etmişti. Kısa bir süre sonra Osmanlı Devleti emrivaki gelişmeler sonucunda, Almanya ile ittifak yapmak zorunda kaldı.
Ardından, Almanya ve Osmanlı gemileri, Karadenize açılarak, Rus limanlarını bombalamıştı. Bu saldırı sonucunda, Rusya Osmanlı Devletine savaş ilan etmişti.
Ardından, İngiliz ve Fransız gemilerinin, Boğazlara saldırısı gecikmedi. En güçlü saldırı 18 Mart 1915 yılında olmuştu. 18 Mart Deniz Savaşında, Nusret mayın gemisinin denize bıraktığı mayınlar, İngiliz ve Fransız donanmasını büyük kayba uğratmıştı.
Anafartalar Zaferi
Deniz savaşında büyük kayba uğrayan İngiltere ve Fransa, Gelibolu’da 5 noktada karaya çıkmayı başarmıştı.
İşte o zaman, Kurmay Albay olan Mustafa Kemal, Conk tepesi savaşlarında dikkat çekmişti. Anafartalar da ki başarısı nedeniyle, Türk tarihinde yerini alan Mustafa Kemal, dünyadaki suç dengelerinin değişmesine de, vesile olmuştu.
Bugün de, benzer çok yönlü saldırı altında olduğumuzu, görüyoruz.
Hain Ortaklıklar
Çok eski yıllarda, batılılar bizi bölecek cümlelerine pek inanmazdık. Ortağımız Nato ve ortaklık müracatı yaptığımız (AB) den, böyle bir ikiyüzlülük beklemezdik.
İki ortaklığın tek amacının, Türkiyeyi bölmek olduğunu anlıyoruz. Yaklaşık 40 yıldan beri, savaştığımız terör örgütlerinin, bu iki ortak tarafından beslendiğini görüyoruz.
Şu anda, sona ermek üzere olan Afrin operasyonu, hem bizim kendimize gelmemizi sağladı, hem de hain ortaklarımız için, bir gözdağı oldu.
Süper Ligde Ortalık Karışık
Süper Lig de, en üst sıralarda, en alt sıralarda karma karışık oldu. Süper Lig de haftanın en karlı takımı, Başakşehir oldu. İlk dört sırada yerler değişmedi ama, Galatasaray’ı Kadıköy’de yenemeyen Fenerbahçe’nin, Şampiyonluk hedefi mucizelere kaldı.
Bu hafta, evinde Sivas Spor’u yenen Bursaspor ise, bir hayli rahatladı. Hele, Antalyaspor deplasmanından bir puanla döndüğü takdirde, küme düşme kabusundan, büyük ölçüde kurtulacaktır.
İkinci yarının ve Türkiye kupası maçlarının, en başarılı takımı Gençlerbirliği, son üç sıra içindedir. Geçen senenin Türkiye Kupası Şampiyonu Konyaspor ise, en sondan ikinci sıradadır.
Geçen sene, Avrupa Kupaların da başarılı maçlar çıkaran Osmanlıspor’da, Gençlerbirliği ile aynı puandadır.
2017/2018 Futbol sezonunun en büyük özelliği, küme düşme hattında savaş veren takımların yapacakları yaşam mücadelesi olacaktır.
Günün Sözü
Ayna bir şeye tamah etseydi.
Bizim gibi münafık olur,
Her şeyi olduğu gibi göstermezdi.
‘’Mevlana’’



Toplumsal Fay Hatlarımızla Oynamayınız

Toplumsal Fay Hatlarımızla Oynamayınız

Türkiye, Amerika, (AB), Rusya ve İngiltere arasında, baş döndüren bir diplomasi savaşı yaşamaktadır. Türkiye sınırlarını koruma derdinde, diğer ülkeler ise işgal ve petrol yataklarına el koyma derdindedir.
Fay Hatlarımızı Korumalıyız
Böyle karmaşık bir ortamda, toplumsal fay hatlarımızla oynamaktan, kaçınmalıyız. Odaların isimlerinin değiştirilmesinden ziyade, odayı yönetenlerle muhatap olmalıyız.
Tabipler Birliğinden 17 yönetici Afrin Harekatına karşı olduklarını, açıklamıştı. Hükümet kanadı, birliğin başında yer alan ‘’Türk’’ kelimesinin kaldırılması konusunda, girişimde bulunacağını ifade edince, toplumsal ortam gerilmişti.
Aslında, Hükümetin 17 Cerrahı Hatay’a göndermesi, Tabipler Birliğine gönderilen en etkili cevap, olmuştur.
İlave olarak, Barolar Birliğinin başındaki ‘’Türkiye’’ kelimesini kaldırmak da, toplumsal huzuru bozmaktan başka, bir işe yaramaz.
İstiklal Marşımız Güzeldir
Son günlerde, yüz yıllık istiklal marşımızın, bestesinin güzel olup olmadığını tartışıyoruz. Önemli, olan, bu marşın sözleridir.
Ve. Türkiye kamuoyunda kabul görmesidir. Yerli ve milli sloganını, vitrine çıkardığımız bu karmaşık dönemde, İstiklal Marşı tartışması yakışıksızdır.
Her fırsatta, yerli ve milli olalım diyorsak, ‘’Rabia’’ yerine de, ‘’Milli Hedefler’’ demeliyiz.
21 Mart Tarihine Dikkat
Türkiye, uluslar arası politik arenalarda ve Afrin Cephesinde, azılı rakiplerle savaşırken, ülke içinde toplumsal gerginliği tetikleyecek açıklamalardan ve uygulamalardan, kaçınmalıyız.
21 Mart kutlamalarında, bölücü örgüte fırsat verecek, açıklama ve uygulamalar konusunda, dikkatli olmalıyız.
Suudi Arabistan’a Dikkat
Son yıllarda, Amerika’nın uşağı ve eyaleti haline gelen Suudi Arabistan’ın, adeta en azılı Türk düşmanı haline geldiğini, görüyoruz.
Ayrıca, bu ülkenin, hem ülke içindeki hem de ülke dışındaki ‘’Fetö’’cülerin, bir ‘’üssü’’ olacağını hissediyoruz.
Devletin ve hükümetin, bu konuda yeterli bilgi sahibi olduğunu ve gerekli tedbirleri aldığını, umuyoruz.
Ayrıca, Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkilerimizin de, soğuk ve mesafeli hale geldiğini, okuyoruz.
Son olarak, bir başka fay hattımız olan ‘’Dini Motiflerimizle’’ de, oynamaktan, kaçınmalıyız.

Günün Sözü
Eğitimle olan şeyi,
Kanunla yapmaya çalışmayın.
‘’Montesguie’’



Hilal Şeklindeki Harekat-Gemlik Rahatladı

Hilal Şeklindeki Harekat-Gemlik Rahatladı

Afrin Harekatını, başladığından beri ilgi ile izliyoruz. Silahlı kuvvetlerin, ‘’hilal şekliyle’’ yaptığı kuşatmanın, Amerika ve Avrupa tarafından da, merak ve endişe ile izlendiğine, eminiz.
Bu harekatı, ‘’nakış işler gibi’’ yöneten kurmay ekibimizi, kutlamak istiyoruz. Hilal şeklinde, basında yer alan bu harekatın, ‘’savunması olmayan’’ Avrupa Birliğine, ders olmasını, diliyoruz.
Amerikan Hükümeti Bozuldu
Birkaç gün önce, yakın bir zamanda Türkiye’ye gelen, Amerika Dış İşleri Bakanı Tillerson’un, görevden alındığını duyduk.
Tillerson ‘’(P.K.K) ile (YPG) yi savaşa tutuşturalım’’ demişti. Ayrıca, ‘’Türkiye, Washington’dan yönetilecek bir ülke değil’’ demişti. Afrin harekatını gören Tillerson, doğru söylemiş ama, görevinden olmuştur.
Denge Politikası İzliyoruz
Afrin’de uygulanan ‘’Hilal Operasyonu’’ yankılarını göstermeye başladı. Amerika ısrarla, Türkiye ile birlikte olmak istediğini, gösterdi.
Çok farklı konuları içine alan toplantılar, karşılıklı öfke ve güvensizliği, bir ölçüde kırdı. Yavaş yavaş, Mümbiç’de bir noktada buluşmak için, karşılıklı adımların atıldığını, görüyoruz.
İran ve Rusya’dan Kopmadık
Amerika ile ‘’tamirat’’ sürecini yaşarken, İran ve Rusya ile de, ilişkilerimizi sürdürüyoruz. Zaman zaman, bölgesel çıkarlar ile, ülkesel çıkarlar konusunda, bazı farklılıklar ve tıkanmalar yaşasak da, birbirimizin komşusu olduğumuzu, unutmuyoruz. Bölgesel çıkarlarımızı, hep ön planda, tutuyoruz.
Gemlik Halkı Rahatladı
Gemlik için çıkarılan, özel yasada yer alan, ‘’nakledilmesi’’ kelimesi yerine, ‘’dönüşüm ve yeni yerleşim’’ ifadesi konularak, yapılan kötü propagandanın, önü kesilmiş oldu.
Birkaç ay önce, çıkarılan bir ‘’özel yasanın’’ çok kısa bir süre sonra, yeniden düzenlenerek yürürlüğe sokulmasını, nasıl yorumlamalıyız.
Başkan Refik Yılmaz’ın, spekülasyonlara boyun eğmeden, yaptığı tempolu ve takipçi çalışmaları, hatırlamalıyız.
Ayrıca, Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu’nun hükümet içerisindeki etkinliğini fark etmeliyiz. Ve. Gemlik ilçesinin, çok önemli bir belde olduğunun her kademede, hissedildiğini, görmeliyiz.
Bu özel yasa ile ilgili olarak, daha yakından tanıma fırsatını bulduğumuz Hakan Çavuşoğlu’nu, bir başka görevde ve daha farklı bir kulvarda görürsek, şaşırmayız.
Günün Sözü
Kendi geleceğimizi, kendimiz hazırlar.
Sonra da kader, deriz.
‘’Disraeli’’



9 ve 12 Martta Olanlar-Selamet ve Saadet Farkı

9 ve 12 Martta Olanlar-Selamet ve Saadet Farkı

Türkiye 3 gün içinde iki darbe girişimi yaşadı.

(1970)’li yıllarda işçi ve sendikalar öncülüğünde yükselen sol, medya ve üniversitelerde etkilemişti.

Asker kesimden de destek bulan sol hareket ilk darbe girişimini, 9 Mart 1971 tarihinde denemişti. Ama Amerika ve Nato desteğindeki sağ kesim,

Bu Afganistan modelini denemek isteyen sol kesimin, önünü kesti ve 12 Mart darbesiyle yeni bir döneme girilmişti.

Amerika’dan, Dünya Bankasında görevli Atilla Karaosmanoğlu, getirilmişti. Kurulan ‘’Teknisyenler Hükümeti’’önce demokrasinin üstüne ‘’şal’’ örttü.

Darbe tanksız ve topsuz yapılmıştı ama Devlet Kadrolarında ve Üniversitelerde yapılan kıyım büyüktü.

Milli Selamet Dönemi

12 Mart 1971 darbesinden sonra kurulan ‘’Teknisyenler Hükümeti’’ ülkeyi seçime götürmüş ve iki yıl sonra Milli Selamet ve (CHP) hükümeti ortaya çıkmıştı.

Selamet ve Saadet Farkı

Erbakan’ın en önemli özelliği faize ve İsrail’e olan karşıtlığıydı. Ayrıca (AB) ye de, Nato’ya da güvenmedi.

Amerika ve (AB) Portekiz ve liderleri,’’Batı Taklitçileri ‘’diye alaylı bir uslupla, hep eleştirmişti.

Rahmetli Erbakan’ın Amerika ve (AB) konusunda ne kadar haklı olduğunu, şimdi çok iyi anlıyoruz. İşin ilginç tarafı, Selamet genlerinden gelen AK Parti de, Selametin devamı olduğunu iddia eden Saadet Partisi de, Erbakan’ın Milli Görüşünü anlamış değildi.

AK Partini, faiz konusundaki ve Filistin davasındaki bazı hassasiyetlerine tanık oluyoruz.Ama Saadet Partisinin,Amerika, Almanya, FETÖ ve hatta (YPG) ile ilgili konulardaki açık ve çarpıcı görüşlerine, şahit olamıyoruz.

2019 Milat Olacak

Geçmişte rahmetli Erbakan’ın (AB) ye ve ‘’Nato’’ ya mesafeli olması hepimizi endişelendirmişti.

Ama bugün yaşadıklarımıza baktıkça rahmetliyi dua ile anıyoruz. Ve Saadet Partisi yönetiminin ve hatta Abdullah Gül’ünde, hocamızı hatırlamalarını tavsiye ediyoruz.

Bursaspor, Osmanlıspor’a yenilince yine tehlikeli bölgeye girdi.

Bir önceki hafta Osmanlıspor ile aramızda olan 9 puanlık fark 6 puana düştü.Yani, kötü giden birkaç hafta sonra, birden kendimizi ateş hattında, bulabiliriz.

Hele diplerdeki Konyaspor Sergen’le birlikte başarılı bir çıkış yakalarsa, o zaman Bursaspor’un işi çok zorlaşacaktır.

Geçmişte, çok defa takım kurtaran kaleci Harun’un, çok formsuz bir dönem geçirdiğini, görüyoruz.Şu anda ,teknik direktör Le Guen’in değiştirilmesi, yarar sağlamaz.Bu takımdan, üst sıralara tırmanmayı beklemek imkansız olduğuna göre, teknik direktör ve futbolculara yapılan aşağılayıcı eleştirilerden kaçınmalıyız.

Günün Sözü

İyi ve Muhteşem arasındaki fark

Sadece biraz daha gayrettir.

‘’Clerence’’



Yapay Krizden Fırsat Doğdu

Yapay Krizden Fırsat Doğdu

Gemlik Belediye Başkanı Refik Yılmaz, Bursa Basının ilgi odağı, haline geldi.
Krizi Fırsata Çevirdi
‘’Gemlik Taşınıyor’’ cümlesinden, tıkanma ve belirsizlik bekleyen kesimler amaçlarına ulaşamadı.
Başka Yılmaz hem Bursa’ da, hem de Ankara’ da taşınma olmayacağını, bıkmadan usanmadan anlatmayı becerdi.
Kısacası, bu projeyi belirsizliğe itmeyen çalışanlarla, resmen savaştı.
Başkan Yılmaz, bu’’Yapay Krizle’’ mücadele ederken, yedi yıl boyunca yaptığı hizmetleri, anlatma fırsatını da kaçırmadı.
‘’Yapay Kriz’’ patladığından beri, mücadele temposunu hiç düşürmedi.
Sözün kısası, vizyona koyduğu’’bina bazlı dönüşüm’’sloganı ile, taşınma olmayacağı konusunda, her kesimi ikna etti.
Kısacası bu yapay krizi, bir fırsata çevirmeyi başardı.
Ayrıca, gelecekte yapmak istediği projeleri, anlatma fırsatı da buldu.
Yaklaşan yerel seçimler öncesinde, en çok dikkat çeken Beledi Başkanı olma şansını da, yakaladı. Ulaşamayacağı konularda, yardım alacağı yetkilileri iyi seçti.
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu’nun desteği ile kredi konusunda tereddütlü olan bankacıları, ikna etmeyi bildi.
Bizde, Gemlik halkı için bıkmadan usanmadan çalışan bir yetkiliye, teşekkür ederiz.
Afrin Harekatı Sürüyor
Geçmişte, terörle mücadeleyi kendi bölgemizde, sürdürüyorduk.
Savunma ağırlıklı yaptığımız bu mücadelelerde, çok şehit vermiştik. Şimdi savunma ağırlıklı değil, hücum ağırlıklı bir mücadeleye geçtik.
Çünkü biz Afrin’ e girmeseydik, Afrin’deki ve İdlip’teki nüfus bizim sınırlarımıza dayanacaktı. İnşallah kısa zaman içinde, hem yeni göçleri durdurup, hem de sınırlarımızdaki göçmenleri, Suriye’deki yerlerine göndeririz. Bizim operasyonlardan amacımız, toprak ve işgal değildir.
Günün Sözü
Ekmeğinizi bölüşün. Ama aynı lokmayı dişlemeye kalkmayın.
‘’Halil Cibran’’