Köşe Yazıları

Gerçek Taraftar Böyle Düşünmez

Gerçek Taraftar Böyle Düşünmez

Fenerbahçe bünyesinde, bir iktidar savaşı yaşandığını görüyoruz.
Bu savaşın taraflarının, iktidar hırsı için, kendi takımlarına bile zarar vermekten kaçınmadıklarını hissediyoruz.
Kadıköy’de oynanan derbi maçı sırasında, gördüğümüz provakatif sahnelerin, bu mücadeleden beslendiğini düşünüyoruz.
Bazı odakların, şampiyonluk kupasından çok kaos peşinde koştuklarına inanıyoruz.
Takımı final şansını yakalamak üzereyken, maçın iptal edilmesine sebep olan taraftar gerçek taraftar olamaz.
Bir çok ilimizi modern stadlar ile donattık.
2024 yılında düzenlenecek, Avrupa Futbol Şampiyonasına ev sahipliği yapmak için müracatta da bulunduk.
Bu konuda Almanya ile yarış halindeyiz.
Ama. Avrupa basınını, Sırbistan ve Yunanistan ile bizi, futbolda en çok olay yaşayan ülkeler olarak gösterdiğini de not etmeliyiz.
Yaşanan bu son olay, 2024 yılında yapılacak şampiyonayı, Almanya’ya kaydırmaktan başka bir yarar sağlamayacaktır.
Maalesef, büyük takımların taraftarlarını, siyasallaştırmış durumdayız.
Eylemci bir sivil toplum örgütüne, dönüştürmüş durumdayız.
Başkanlık koltuğu uğruna, kullandığımız bu taraftar gruplarını, artık kontrol edemez hale geldik.
Yaptıkları en şiddetli eylemlerden sonra bile, tepki vermekten korkar hale geldik.
Şikeyi ve şiddeti önleyen yasayı kuşa çevirdik.
Yöneticilerin ceza almalarını önlemek için, bu yasayı uygulama cesaretini gösteremedik.
Aykut Kocaman her fırsatta, Fenerbahçe’nin önünün kesilmesi için, komplolar kurulduğunu söylemektedir.
Aslında, Aykut Hocanın bu odakları dışarıda değil içeride aramasını tavsiye ediyoruz.
Son derbi maçında rakip on kişi kalmıştı.
Beraberlik, Fenerbahçe’yi finale götürüyordu.
İşte böyle bir ortamda içerideki odaklar boş durmadı.
Tüm köşe vuruşu noktalarına yabancı madde yağdırdı.
Şenol Hoca’yı da başından yaraladı.
Bu olaylar Fenerbahçe’nin hızını keserse, bunun günahını ne Futbol Federasyonuna nede Tahkim kuruluna yükleyemeyiz.
Yarım kalan maç, suçluları ve sorumsuzları ortaya çıkarmıştır.

Günün Sözü
“Hiçbir mal sizin değil, neyi bölüşemiyorsunuz?
Hiçbir can sizin değil, niye döğüşüyorsunuz?”

“Mevlana”



Atatürk  ve Çocuk

                                                    Atatürk  ve Çocuk

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, TBMM’nin 23 Nisan 1920 günü kurulmasının onuruna, TBMM tarafından sadece Türk çocuklarına değil, bütün Dünya çocuklarına armağan edilen, her yıl 23 Nisan günü kutlanan, Türkiye’nin milli bayramıdır.

23 Nisan, TBMM’nin açılışı ve dolayısıyla da halkın yönetime tama anlamıyla hakim olmasının ilk günü olduğu için, ulusal egemenlik açısından da önemli bir anlam taşır.

  1. Kemal Atatürk’e göre, çocuk demek ‘’sevgi’’ demekti. O, tüm yaşamı boyunca çocuklara değer vermiş ve onları çok sevmiştir. Bu yüzden de sevdiği kişilere, çocuk diye hitap etmiştir. M. Kemal, çocukların doğal olmasını sever, onların iyi yetişmesini isterdi.

Gittiği yerlerde ilgilendiği ilk şey çocuklar olurdu. Onları dikkatli bir şekilde dinler ve onları anladığını jest ve mimiklerle belli ederdi.

Çocuklar da M. Kemal’i çok sever, onun olduğu yerden ayrılmak istemezlerdi. Ona, bir baba edası ile sarılır ve onu doya doya öperlerdi. İşte Ulu Önder Gazi M. Kemal’in bu yönü de ayrı bir özelliği ve güzelliğiydi.

‘’Vatanı korumak, çocukları korumakla başlar’’ diyen Atatürk’e göre ‘’Çocuklar, her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar, her koşulda yetişkinlerden daha özel olarak ele alınmalıydı. Yine Atatürk’e göre çocuk sevgisi bir ihtiyaçtı. İşte bu nedenledir ki çok sayıda manevi evlat sahibi olmuştur. Yine bu nedenledir ki TBMM’nin açıldığı 23 Nisan’ın aynı zamanda ‘’Çocuk Bayramı’’ olarak kutlanmasını istemiştir.

‘’Çocuklar, geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.’’ Diyerek biz anne, baba ve öğretmenlere de anlamlı bir mesaj veren atamıza layık çocuklar yetiştirmeli ve kurduğu Cumhuriyete sonsuza dek sahip çıkmalıyız.

İnanıyoruz ki, yarınlarımızı temsil eden çocuklarımız, geçmişten aldıkları güçle, geleceğimizi şekillendirecek, müreffeh bir Türkiye’nin barış içinde bir dünyanın kurulmasında önemli roller üstleneceklerdir.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız hepimize kutlu olsun.

 

Özen MURATOĞLU

Özel Gemlik Sınav Koleji

Sınıf Öğretmeni



24 Haziranda Baskın Seçim

24 Haziranda Baskın Seçim

Devlet Bahçeli’nin erken seçim teklifi, baskın seçim olarak yürürlüğe girdi. Bahçeli, 26 Ağustos tarihini teklif edince, hepimiz daha sonraki aylar üzerindeki, tahminlere odaklanmıştık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim tarihini, 24 Haziran olarak açıklayınca, bir baskın seçimle karşı karşıya kaldığımızı anladık.
Aslında, çevremizde füze savaşı sürerken sistem konusunda belirsizlik yaşamak, büyük risk olacaktı. Amerika, İngiltere ve Fransa kıskacına direnirken, daha güçlü bir yönetime ihtiyaç vardır.
Türkiye, İran ve Rusya üçlü ortaklığına karşı, komplolar sürerken, daha güçlü ve daha donanımlı bir yönetime, ihtiyaç vardır.
Henüz deliller toplanmadan, bir İslam ülkesine Miraç gecesi bomba yağdıran, kuklacı ve kuklalara karşı, güçlü bir yönetime, ihtiyaç vardır.
2018 yılı yeni liderler yılıdır. Başkan Trump henüz bir yıllıktır. Fransız başkanı May’da, çok yenidir. Alman Başbakanı Merkel’in ise, henüz mürekkebi kurumamıştır.
Suudi Arabistan’da darbe yapan 31 yaşındaki Prens de, çok yenidir. İşte böyle bir yıla, bizimde yeni bir yönetimle girmemiz, şarttır.
Haziran ayında seçeceğimiz yeni Cumhurbaşkanı, belki de Cumhuriyet tarihimizin en riskli dönemini, yaşayacaktır. Böyle karmaşık dönemlerde, gerçek devlet adamlarını görme fırsatı da, buluruz.
Ortalığı karıştıran, hain işbirlikçiler de, tanıma imkanı buluruz. 2018 yılının, işte böyle bir özel yıl olacağını, düşünüyoruz.
Bahçeli’yi ve (MHP) yi, aldığı oy ile ve çıkardığı milletvekili adedi ile tartamayız. 2002 yılında, üç ortaklığı dümdüz eden erken seçim kararını aldıran da, Devlet Bahçeli idi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine, referandum yolunu açan da, Devlet Bahçeli idi. Şimdi ise, erken seçim konusunda Erdoğan’a mükemmel bir asist yaptı.
Erdoğan’ın attığı gol ise, Bahçeli’yi bile şaşırttı. Eğer Ak Parti ve Erdoğan, 2019 Kasımını bekleseydi, Ak Parti de, (MHP) de (2002) den çok kötü hale gelebilirdi.
Çünkü petrole doymayan kuklacı ve kuklalar, yaşadığımız bu günler de, tüm enerji kaynaklarına el koymayı kafalarına koydular.
Direnmenin tek yolu, güçlü hükümetler ve birlik beraberliktir.
GÜNÜN SÖZÜ
Bir ön yargıyı yok etmek
Atomu parçalamaktan daha zordur.
‘’Einstein’’



Kukla ve Kuklacılar – Bursaspor Tehlikede

Kukla ve Kuklacılar – Bursaspor Tehlikede

Amerika iki kukla ortak ile Suriye’yi vurdu. Ona göre, kimyasal silah merkezlerini vurmuş. Aslında Amerika, ‘’Türkiye, Rusya ve İran ortaklığını’’ vurmuştur.
Soçi toplantılarının, barışa doğru yakınlaştığını gördüler. Ve. Suriye’nin, tekrar Cenevre konferansına dönmesini sağladılar.
Operasyonu kimyasal silah kullanımına bağlıyorlar. Ama. Esad’ın babası da zehirli gaz kullanmıştı. 1982 yılında Hama’da binlerce kişi ölmüştü.
Akbabalar, hala Suriye’den ayrılmak istemiyorlar. Ve. Amerika’nın çekilmesini de, istemiyorlar. Fransa ve Suudi Arabistan’ın, Amerika Suriye’de çekilecek diye, ödü patlıyor.
Suriye’yi bombalayan, üçlü koalisyona katılmayacağını söyleyen, Alman Başbakanı Merkel’i kutluyoruz. Merkel bu davranışı ile Amerika’nın kuklası olmak istemediğini, göstermiştir.
Peki. Şimdi biz ne yapmalıyız. Önce Merkel ile daha da yakınlaşmalıyız. Esad’la diyalog konusunda, Rusya ve İran ile aynı çizgide olmasak da, Rusya’yı da, İran’ı da boş geçemeyiz.
Ülkemizi, Amerikalı yöneticilerinin iki yüzlü politikasına teslim edemeyiz. Hedef, Nato ve (AB) den kopmadan, Rusya ve İran’dan vazgeçmeden, dış politikamızı sürdürmek olmalıdır.
Bursaspor için Zor Haftalar
Bursaspor’un, haftalardan beri (33) puana takılıp kaldığını, endişe ile izliyoruz. Daha da aşağıda yer alan takımların, hızla arayı kapatıp, Bursaspor’a yaklaştığını görüyoruz.
Daha da kötüsü, Bursaspor hem içeride hem de dışarıdaki maçların da, mağlubiyete alışmış bir görüntü, vermektedir.
O yakalanan en müsait pozisyonların bile değerlendirilemediği görünce, oyuncuların güven katsayılarının dibe vurduğunu, hissediyoruz.
Artık önümüzde, çok önemli iki haftamız kaldı. Bu iki maçlı seriyi yakalayamaz isek, bir alt lige düşmemiz, kaçınılmaz olacaktır. Kocaeli’ni, Sakarya’yı ve Eskişehir Spor’u hatırlayınca ürperiyoruz.

GÜNÜN SÖZÜ
Beni az ama uzun sev.
‘’Marlowe’’



Lider var, Lidercik var

Lider var, Lidercik var

Amerika artık medeni devlet yapısından ‘’kabadayı devlet’’ yapısına, dönüşmüştür. Siyasi ve askeri üstünlüğünü kullanarak yeryüzündeki ‘’tüm enerji kaynaklarını’’ ele geçirmeyi kafasına koymuştur.

Tüm dünyaya dağılan finansman yapılanması ile her ülkeyi ele geçirmenin peşindedir. Ayrıca, ‘’kabadayı devlet’’ yapısına uygun bir başkan da, bulmuştur.

Attığı twitte kriz çıkaran, bir söylediği diğerine uymayan, bir ‘’sözde liderle’’ karşı karşıyayız. Bir zamanlar, müteahhitlik yapan ve kumarhane işletmeciliği yapan Başkan Trump, bu defa çok tehlikeli bir kumarı denemektedir.

Türkiye, İran ve Rusya üçlüsünü delmek için yeni bir senaryo icat etmiştir. Terör örgütlerini kuran, destekleyen ve kullanan Amerika’nın, en önemli özelliği nedir?

Kendisine itaat etmeyen ülkeleri, teröre destek veriyor diyerek, suçlamaktır. Şu anda, el-kaideye destek verdi diye, soyup soğana çevirmektir.

MİT tırları operasyonu ile Türkiye’yi de teröre destek suçuna bulaştırmak için, çok çaba sarfetmiştir. İşte. Nato ortağımız Amerika, böyle bir müttefiktir.

Bu günkü İngiltere ise dökülecek kandan çok, alacağı hisseyi düşünmektedir. Fransa’nın sözde lideri Macron ise tam anlamıyla Amerika’ya ‘’biat’’ etmiştir.

Fransa’nın eski lideri Sarkozy ise ‘’Akdeniz Birliği’’ kurmak istediği için, dışlanmıştır. Şimdi yargı ile uğraşmaktadır.

Merkel ise askeri operasyona katılmayacağını bildirerek ‘’olumlu puan’’ almıştır. Çin lideri ise son bir hafta içerisinde sergilediği soğukkanlı davranışları ile en güvenilir lider görüntüsü, vermiştir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem Nato ile hem de komşularımız Rusya ve İran ile ilişkilerimizin kopmadan devam edeceğini açıklayarak, gerginliği bir ölçüde düşürmüştür.

Son bir hafta içerisinde, yaşadığımız büyük krizde, liderleri şöyle değerlendirebiliriz. Başkan Trump’un halkın lideri olmadığını, paranın ve silahın kuklası olduğunu, gördük.

İngiltere’nin demokrasiden ve hukuktan yana olmadığını, sadece alacağı payın peşinde olduğunu, anladık.

Fransa Başkanının, bir lider gibi değil, bir stajyer memur gibi göründüğünü, izledik. Son olayların, Putin için bir ders olduğunu, düşündük.

Büyük krizde, Merkel ile Çin Devlet Başkanının, soğukkanlı ve sağduyulu davrandığını, izledik.

GÜNÜN SÖZÜ

Başkalarının bizi kızdıran tarafları,

Kendimizi anlamamıza yol açar.

‘’Jung’’

 

 

 



Ak Babanın Merhamet Gösterisi – Bursaspor Zorda

Ak Babanın Merhamet Gösterisi – Bursaspor Zorda

Suriye de, Esad’ın rejim kuvvetleri Doğu Guta’da bir kimyasal saldırı, düzenledi. Bu saldırıdan sonra, bir kısmı çocuk olmak üzere, 80 kişinin öldüğünü öğrendik.
Saldırıyı öğrenen Başkan Trump, ‘’Esad’dan hayvan diyerek’’ bahsetmiş. Amerika’nın 1980 yılında Irak’ta yaptığı ve Suriye’de devam ettirdiği katliamları, unutmuş.
İşte. Bu emperyalist ülkeler böyledir. Hem en ağır suçu işlerler, hem de benzer suçu işleyen başka birine ‘’hayvan’’ diye saldırırlar.
Aslında, IŞID, DEAŞ, P.K.K ve YPG gibi örgütleri kuran, destekleyen ve kullanan, Amerika’dır. Artık, terör örgütleri ile ilişkilerini, saklayamaz hale gelmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, her fırsatta ve her ortamda, (YPG) ile Amerika’nın ilişkisini gündeme getirmesi, Amerika’yı zora sokmuştur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Amerika’nın yanlışlarını yüksek sesle dile getirmesinin, diğer dünya devletlerini de cesaretlendirdiğini, ‘’Kudüs oylamasın da’’ gördük.
Amerika’nın yeni hedefi, Türkiye, Rusya ve İran ittifakını etkisiz hale getirmektir. Rusya’yı algı operasyonları ile itibarsızlaştırarak Türkiye’yi bu ‘’üçlü’’ ortaklıktan ayırmayı, amaçlamaktadır.
Bizim politikamız ‘’üçlü ortaklığı’’ bozmadan, Nato ve (AB) ile ilişkilere, devam etmektir. Hem Nato ile hem (AB) ile ipleri koparmadan, ayrılma kararını onlara bırakmaktır.
Irak’ın işgaliyle başlayan, yeni dünya paylaşımı, 30 yıldan beri devam etmektedir. Yeni dünya paylaşımın içine, Doğu Akdeniz’deki yeni enerji kaynakları da, girmiştir.
Bu yeni paylaşımın en önemli aktörü ise yine Türkiye’dir. Hani futbolda, Fatih Hocanın ‘2Biz bitti demeden bitmez’’ lafı gibi, yeni enerji paylaşımında da ‘’biz masada yok isek , paylaşım olmaz’’ diyecek durumdayız.
Süper Ligde Heyecan Dorukta
Bu sezon, hem şampiyon kim olacak diye merak ediyoruz. Hem de, Bursaspor küme düşer mi diye, endişe ediyoruz.
Geçen senenin kupa şampiyonu Konyaspor ile kupa maçlarının en zorlu takımı Gençlerbirliği bile, tehlikeli bölgededir.
Bu hafta, İzmir’de Göztepe ile oynayacak olan Bursaspor bir mağlubiyet daha alırsa, artık ateş çemberinin içindeyiz, diyebiliriz.
İzmir’den getirilecek bir puan bir sonraki hafta Bursa’da oynanacak maç için, moral olacaktır. Umutluyuz ve böyle olmak zorundayız.

GÜNÜN SÖZÜ
Bir insanın terbiyesi,
Karşısındakiyle,
Tartıştığı zaman belli olur.
‘’Maksim Gorki’’



Ticaret Savaşları – Polisin Kuruluş Günü

Ticaret Savaşları – Polisin Kuruluş Günü

Trump, çelik ve alüminyuma %25 vergi bindirdi. Çin tarafı da boş durmadı ve 128 Amerikan malına, %25 vergi koyduğunu açıkladı.
Amerika Çin’in misillemesine yeni bir vergi paketi ile karşılık verdi. Çin’de bu vergi restine rest ile karşılık verdi.
Ve. 106 Amerikan malına, %25 vergi koyarak ticaret savaşını iyice kızıştırdı. Aslında 1990 yılında ki Irak Savaşıyla, Üçüncü Dünya Savaşına girmiştik.
Üçüncü Dünya Savaşının, geçmişteki dünya savaşları gibi, 3 ile 5 yıllık bir zaman içerisinde biteceğini, zannetmiyoruz.
Ayrıca, hali hazır yaşadığımız savaşı, Doğu Akdeniz’deki petrolün, daha da uzatacağını, tahmin ediyoruz.
Bu ortamda, Nato ile (AB) nin aynı kulvarda yürüdüğünü, görüyoruz. Son anda, Amerika ile İngiltere’nin ajan krizini bahane ederek, ‘’kanka olduklarına’’ tanık oluyoruz.
Türkiye, Rusya ve İran’ın ise bölgedeki gücü kaybetmemek için her an toplantılar yaptıklarını, izliyoruz.
Çin ise bu karmaşık ortamda uzun süre topa girmedi ve vaziyeti idare etti. Ama. Amerika ek vergiler ile sataşınca, Çin’de topa girmeye mecbur olmuştur.
Çin’in petrol fakiri olması, hep çekimser kalmasına ve bekle gör politikası uygulamasına, sebep olmuştur.
Ama. Amerika, tüm dünya petrollerini ele geçirmeyi tasarlayınca devletler arasın da ki ‘’saflar’’ yeniden belirlenmeye başlamıştır.
Polis Teşkilatının Kuruluşu
Her sene Nisan ayının ilk yarısında Polis Teşkilatımızın kuruluşunu, kutluyoruz. Asker kesimin, sivil hayattan ve bürokratik görevlerin bir bölümünden, çekilmesi, Polis teşkilatımızın görev alanını, daha da genişletmiştir.
Teknoloji geliştikçe, suç şekilleri ve suçlu sayıları da artmıştır. Karmaşık suçları çözmek için, karizmatik emniyet görevlilerine, ihtiyaç duyulmuştur.
Polis teşkilatımızın önemi arttıkça, bu teşkilatımıza egemen olma ve sızma eylemleri de, artmıştır. Bir süreden beri, gergin bir ortamda görev yapan polis teşkilatımızın, artık yeni bir düzene girdiğine, tanık oluyoruz.
Askerimiz gibi, polisimize de, güvenmeliyiz. Ve teşkilatı yıpratmaktan kaçınmalıyız.

GÜNÜN SÖZÜ
Neden iki kulağımıza karşılık,
Bir dilimiz var, biliyor musunuz?
Çok dinleyelim de, az konuşalım diye.
‘’Diyojan’’



Az Ortak Sağlam Dost – Ekonomiyi Uzmanlara Bırakalım

Az Ortak Sağlam Dost – Ekonomiyi Uzmanlara Bırakalım

Eğer bir insanı veya bir ülkeyi dost olarak kabul etmiş isek, risk almayı da kabul etmeliyiz. Son haftalarda, zehirlenen diplomatların faturasının Rusya’ya kesildiğine tanık olmuştuk.
İngiltere’nin başını çektiği, Amerika’nın genişlettiği ve fırsatçı bazı Avrupa ülkelerinin de katıldığı, kampanya ile Rusya çok haksız bir biçimde, yıpratılmıştır.
Bu sanal kampanyanın tırmandığı dönemde, Türkiye Rusya’ya sahip çıkarak İran ile birlikte, Ankara’da bir ‘’moral toplantısı’’ düzenledi.
Aslında, hem İngiltere hem de Amerika, Türkiye’nin de bu kampanyaya katılacağını ummuştu. Amerika’nın; ‘’Suriye’den çekileceğiz’’ açıklaması da Türkiye, İran ve Rusya birlikteliğini bozmak içindi.
Amerika Kabile Devleti mi?
Başkan Trump, ‘’Suriye’den çekilme zamanı geldi,’’ diye açıklama yaptı. Pentagon ise hem (YPG) ye parasal destek verdi, hem de çekilmeyeceklerini, açıkladı.
Haraca kestikleri Suudi Arabistan ise Amerikan işgalinin devamını istedi. Amerika ise, bir ‘’Mafya Devlet anlayışı ile’’ Suudi Arabistan’dan ‘’koruma bedeli’’ talep etmiştir.
Son aylarda yaşadıklarımız, bize dostlarımızı da, düşmanlarımızı da, çok ayrıntılı bir biçimde, tanıtmıştır.
Suriye iç savaşı, Suudi Arabistan’ın ne insanlıkla ne de Müslümanlıkla ilgisi kalmadığını, ispatlamıştır. Türkiye’nin bu korkak ve iki yüzlü ülke ile her türlü ticari, dini ve kültürel ilişkilerini yeniden gözden geçireceğini düşünüyoruz.
İslam dininin en önemli ve en özel değerlerinin bu ülkede olmasına üzülüyoruz.
Enflasyon İki Hanede Kaldı
Mart ayındaki enflasyon, (%10,23) oldu. Şubat ayına göre, çok küçük bir düşme olmasına rağmen enflasyonun ‘’tek rakama’’ inmekte zorlandığını, görüyoruz.
Merkez Bankasının, Mart ayı içinde bazı ‘’döviz alımları’’ yapmasına rağmen, dövizin ateşini düşüremediğini, görüyoruz.
Şuanda, yapılacak bir faiz indiriminin, ‘’benzin dökme’’ etkisi yaratacağına, inanıyoruz. Biz de, yüksek faize karşıyız.
Şu günlerde, bir savaş dönemi yaşıyoruz. Devlet ve hükümet, Afrin’de ve Suriye sınırlarımızda çok başarılı operasyonlara, imza attı.
Ama. Ekonomik operasyonları, uzmanlarına ve sorumlularına, bırakmalıyız. Cumhurbaşkanımızın ‘’her ortamda’’ faiz indirimi şikayetini, yararlı bulmuyoruz.

GÜNÜN SÖZÜ
Dünya benim ülkem.
İnsanlar benim kardeşlerim.
İyilik yapmak da, benim dinimdir.
‘’Thomas Paine’’



Bursa’da Belediye Başkanları

Bursa’da Belediye Başkanları

Bursa’nın merkezdeki Belediye Başkanlarının, medyadaki ataklarını izliyoruz. Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali’nin, çok güçlü bir medya atağı içinde olduğunu, görüyoruz.

Aşağı yukarı her gün, Yıldırım Belediyesi ile ilgili bir yatırım veya tanıtım haberini, okuyoruz. Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’den, önemli bir yatırım atağı duymuyoruz.

Ama. İletişim ve kültür çalışmaları konusunda, Nilifer Belediyesinden hemen hemen her gün, bir bilgi alıyoruz.

Büyükşehir Başkanlığı içinde, adı geçen Mustafa Bozbey’in, her an Bursa seçmeniyle iç içe olduğunu, bizzat görüyoruz.

Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın ise hala Milletvekili etiketinden kurtulamadığını, hissediyoruz.

Giyim tarzı ve halka karşı mesafeli duruşu ile yatırımcı bir başkan profili yerine, bürokrat bir başkan profili verdiğini, görüyoruz.

Yeni başkan Alinur Aktaş’ın, iyi niyetli ve halka yakınlaşmaya uğrayan bir görüntü verdiğine, tanık oluyoruz.

Ama. Alinur Aktaş’ın, mükemmel bir ikinci adam olduğunu, Bursa Büyükşehir’e Hakan Çavuşoğlu’nun yakışacağını, söylemeliyiz.

Bana göre, Mustafa Bozbey eğer Alinur Aktaş Büyükşehir adayı olursa, oda Büyükşehir adaylığına soyunacaktır.

Eğer Çavuşoğlu veya çok farklı biri aday olursa, Nilüfer’de kalacaktır. Bozbey’in, diğer partilerin adaylarını görmek istemesinin sebebinin, bu olduğunu hissediyoruz.

Gemlik Belediye Başkanı Refik Yılmaz’ında, başarılı bir medya atağı içinde olduğunu, izliyoruz. Belediye’ye ait bazı arsa satışların da, inatçı kararları olmuşsa da, çalışkanlığını ve takipçiliğini, yok sayamayız.

Ayrıca, ‘’özel deprem yasasını’’ saptıranlara karşı verdiği algı mücadelesini, unutmamız da, mümkün değildir.

Mudanya Belediye Başkanının ise yatırımlar ve halka hizmet konusundan çok, ‘’ideolojik ataklarla’’ gündeme geldiğini görüyoruz.

Ayrıca, (CHP) li Mudanya Belediye Başkanının, kendi partisinin üyeleri ile de, tam bir barış içinde olmadığını, duyuyoruz.

Aslında, Bursa’da 17 ilçe Belediye Başkanı var ama, şimdili,k vitrine çıkanların bu başkanlar olduğunu, görüyoruz.

GÜNÜN SÖZÜ

Nice insanlar gördük,

Üstlerinde elbise yok.

Nice elbiseler gördük,

İçlerinde insan yok.

‘’Mevlana’’

 



Bursaspor Kasımpaşa’yı Yenmeli – Büyüme (7,4)

Bursaspor Kasımpaşa’yı Yenmeli – Büyüme (7,4)

Bursaspor bu sene küme düşer mi? Aslında kalan maçlara bakarsak, düşmez. Ama. Art arda üç maç kaybedersek, o zaman tehlike çok büyür.
Ancak, 12 puan toplayabilen Karabükspor için, küme düştü diyebiliriz. Ama. 25 puanı olan ve sondan ikinci sırada yer alan Konyaspor için, bu takım kesin düşer, diyemeyiz.
Art- arda alacağı üç maç, Konyaspor’u bile, Bursaspor’un üzerine çıkarabilir. Bursaspor’un bu hafta oynayacağı Kasımpaşa maçı, her iki takım için de hayati önemdedir.
Bursaspor kazanırsa, ateş hattından kurtulur, Kasımpaşa için ise yeni bir sıkıntılı dönem başlar.
2017/2018 futbol sezonu, şampiyon adayları kadar, düşme hattındaki takımlar bakımından da, özel bir sezon olmaktadır.
Karabükspor’u saymazsak, 25 puanla 34 puan arasında, 8 takım görüyoruz. Önümüzdeki haftalarda, bu 8 takım arasında anormal biçimde, yer değiştirmelere tanık olacağız.
Bu bakımdan, biz bu haftaya bakmalıyız. Bursaspor bu hafta oynayacağı Kasımpaşa maçını aldığı takdirde, diğer 7 takımın birbirleri ile boğuşacağını, izleyeceğiz.
Bütün Anadolu, düşme hattında yaşanan amansız mücadeleye, kitlenmiş durumdadır. Şampiyon takım, tabi ki çok önemli ama Lig de kalacak takımlar, çok daha önemli hale, gelmiş durumdadır.
Büyüme Hızımız (7,4)
2017 yılında ortalama büyüme hızımız (7,4) oldu. 2017 yılının Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarındaki büyüme hızımız ise (11) olmuştu.
Çünkü bu aylarda, turizm de, ulaşım da ve giyim sektörün de çok canlı bir sezon geçirmiştik. Rusya’dan gelen misafirlerin, bu yüksek oranlı büyüme de büyük rolü olmuştur.
Bu yüksek büyüme hızı, ihracatımızı da rekor seviyeye taşıdı. Türkiye, 160 milyar dolara tüm zamanların rekorunu kırdı.
Bursa’da, İzmir ve Kocaeli’ni geçerken, İstanbul’un ardından 1,4 milyar dolarla ikinci sıraya yükseldi.
GÜNÜN SÖZÜ
İyi yontulmuş taşlar,
Harca gerek kalmadan
Kendilerinden birleşirler.
‘’Ciceron’’