Köşe Yazıları

….Yaz Kuran Kursları…

….Yaz Kuran Kursları…

Gözlerimizin nuru, yuvalarımızın sürûru ve hanelerimizin altın topu diye adlandırdığımız çocuklarımıza karşı büyük bir mes’uliyetin içersindeyiz. Bir anne ve babanın en büyük sorumluluğundan biri de iyi bir evlat yetiştirmektir. Şöyle düşünelim bize boş bir kutu veya torba verildi, içine ne koyduk ? Şeker mi ? Bal mı ? Sirke mi? Zehir mi?…

Yine okullar tatil oldu ve yine yaz Kur’an kursları camilerde, vakıflarda, derneklerde başladı veya başlayacak. Gelin hep beraber duyarlı olup bu yaz dönemini iyi değerlendirelim de gözümüz arkada kalmadan vatanına, bayrağına, dinine, mukaddesatına, büyüğüne, küçüğüne saygılı ve duyarlı gençler, nesiller yetiştirelim.

Allah-u Te’ala (c.c.) buyuruyor;

“Ey iman edenler; kendinizi ve ehlinizi (çoluk, çocuğunuzu) yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten sakınınız”

Bu ayette Mevlamız, ateşten koruyacak itikat, ibadet, ahlak ile kendimizi ve çoluk çocuğumuzu donatmamızı istiyor.

Çocuk yetiştirmek anne ve babaya verilmiş en kutsi görevlerden birisidir. Peygamberler bile “ Ya Rabbi bana salih bir evlat ver diye dua etmişlerdir”.

Bundan dolayı küçükken din, diyanet, Allah, peygamber, yaratılış gayemiz, bir ömürde neyi kazanacağız bunlar anlatılmaz ve öğretilmez ise bu iş bizi ahirette zora sokar.

Çünkü peygamber efendimiz (s.a.v.) buyuruyor ki;

“Kıyamet günü en şiddetli azap gören birisi de çoluğunu çocuğunu cahil bırakan birisidir”

     Kur’an-ı Kerimde Yusuf (a.s.) kıssası kıssaların en güzeli olarak adlandırılmıştır. Şöyle ki;

Yakup (a.s.) , Yusuf (a.s.)’dan dolayı ağlaya ağlaya gözlerini kayb ediyor. Daha sonra Yusuf’una kavuştuğunda Yusuf (a.s.) ; “Ey babacığım, niye bu kadar kendini yıprattın, gözlerini kaybettin. Zaten dünya geçici, ahirette görüşürdük” diye sorduğunda,

Yakup (a.s.) ; “Ey yavrucuğum, senin kalbinde iman nuru vardı. Zalim bir adamın eline düşersin de o nuru kaybedersin korkusu beni bu kadar ağlattı” Yakup (a.s.) bir baba modeli….

Ey Yakublar Yusuflarımız nerede ?

Atalarımız ağaç yaşken eğilir demişler, Çocuklarımıza karşı bu duyarlılığın içinde gelin bu yaz kur’an kurslarını iyi değerlendirelim.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor ki;

“Bir hoca bir çocuğa Bismillahirrahmanirrahim de dediğinde; Hocaya, çocuğa ve her ikisinin de anne-babalarına cehennemden beraat yazılır.” Bu ne büyük bir müjdedir.

Yine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor ki;

“Çocuklarınızı üç şey ile edeplendirin;

  1- Peygamber (s.a.v.) sevgisiyle,

  2- Ehl-i Beyt sevgisiyle,

  3- Kur’an okumakla”

Çocuk yetiştirmek için;

1- İyi bir eş,

2-Ailenin temellerini sağlam atmak,

3-Ana rahminde helal yedirmek,

4-Güzel bir isim koymak,

5-Din, diyanet, iman, Kur’an, yaratılış gayemizi öğretmek önemlidir.

Allah(c.c.) cümlemizi muvaffak kılsın (Amin)

Dua : “Rabbim senin katından bana temiz bir nesil bağışla, muhakkak ki sen duayı işitensin”[Zekeriya (a.s.) duası]

Fi emanillah (Allah’a emanet)…



Yeni Sistem Neler Getirecek

Yeni Sistem Neler Getirecek

Karşı olanların bile, menfaatine uygun olan bir sistem için, 24 Haziranda seçime gideceğiz. Bu seçim sistemi, belki de siyasi ömrü boyunca iktidar adayı olamayacak olan bir (CHP) yi bile, şanslı hale getirmiştir.
Artık tüm dünyada da, bizde de koalisyon hükümetleri, siyasi ağırlıklarını kaybetmiştir. Almanya’da üç ay sonra, zar zor kurulabilen, iki partili koalisyon hükümetinden, çatlama sesleri gelmeye başlamıştır.
Yeni sistemde, birbirine en uygun iki parti ‘’Cumhur İttifakında’’ buluşmuştur. Bu oraklığın zaman içinde dindarlıktan daha fazla, milletçiliğe kayacağını, hep birlikte göreceğiz.
CHP ve HDP birlikteliği de, her geçen seçim, daha da güçlenecektir. Seçmen oy pusulasında her ne kadar ‘’CHP,Saadet ve İyi Parti’’ ortaklığını görüyorsa da, esas ortaklık, ‘’CHP-HDP’’ ortaklığıdır.
Nitekim, bu ortaklığın en etkili ürününü Muharrem İnce’nin, Diyarbakır mitinginde görmüştük. Yoğun kalabalık meydandaki coşku ve katılımcıların el işareti bu analizimizi, haklı çıkarmıştır.
CHP İle HDP yakınlaşmasının mimarının, Amerika olduğunu anlıyoruz. Bu yakınlaşmada FETÖ örgütünün büyük payı olduğunu da, görüyoruz.
Zaman içinde bu yakınlaşmadan, (HDP) nin daha karlı çıkacağına, tanık olacağız. Ak Parti yakınlaşmasında, Bahçeli’nin vereceği desteği, (MHP) tabanında göremiyoruz.
(MHP) nin güçlü çekirdek kesimi, erken uyanırsa, bu yakınlığın gelecekte oluşabilecek, güçlü milliyetçi bir partinin temeli olduğunu, görecektir.
Amerika ve güçlü Avrupa ülkelerinde, güçlü milliyetçi hareketler, devreye girmiştir. Milliyetçi odaklar devlet yönetiminde olmasa da, kararlarda etkilidir.
Meral Akşener acele etmeseydi, Amerika’nın eski büyük elçisine bulaşmasaydı, belki de bu yeni akımın, lideri olacaktı.
Bu gün, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de yaşanan krizleri, milliyetçi bir ittifakın dışında, hiçbir ortaklık çözemez.

GÜNÜN SÖZÜ
Ülkemi ailemden daha çok severim.
Ama insanlığa ülkeme değişmem.
‘’Fenelon’’



Bayramın Ardından

Bayramın Ardından

 

Bu ramazan bayramında, pek çok etkinliği bir arada yaşadık. 24 Haziran seçimleri ile ilgili mitingler, ilk sıradaydı.

Bayramın üçüncü günü, Bursa’daki Gökdere meydanında Meral Akşener’i izledik. Gökdere meydanındaki bir cadde, tam anlamıyla dolmuştu.

Akşener, Bursa mitinginde, beklentilerin üzerinde bir kalabalık topladı. Erdoğan’da bayramın üçüncü gününde, Yeni kapı mitingindeydi.

En baba miting diye isimlendirilen bu miting, yağmura rağmen, çok kalabalıktı. Bayramın üçüncü günü ise ‘’babalar gününe’’ rastlamıştı.

Babalar günü, Anneler gününe göre, biraz daha sönük geçse de, genede vazgeçilmez bir günümüz haline, gelmiştir.

Bu seneki babalar günü, siyasetin ve bayramın etkinlikleri, altında kaldı. Dünya Kupası maçları da, zaman zaman ön plana çıkmayı, başardı.

Almanya’nın ilk maçında Meksika’ya yenilmesi Arjantin’in İzlanda ile berabere kalması, ilgi çeken ilk sonuçlar oldu.

Favori olarak gördüğümüz Fransa ve Brezilya’da beklentilerden uzakta kaldı. Hani, halk arasında ‘’ortaya karışık’’ diye bir deyim vardır ya, işte bu bayram, tam bu deyime uygun bir ortamda seçti.

Babalar günü ve dünya kupası maçları, siyasetin gergin havasını, kısmen yumuşattı. Şimdi hepimiz, 24 Haziranda ki seçimlere kilitlendik.

Artık, bu yeni sistemin, en dipteki muhalefet partisine bile, şans tanıdığını apaçık görüyoruz. Yeni sistem, tek adam değil, hızlı karar alma sistemidir.

Geçmişteki üçlü koalisyonları, unutmuyoruz. Almanya’da zar zor kurulan koalisyonun ise çatırdadığını duyuyoruz.

 

GÜNÜN SÖZÜ

İntikam, insanlıkla ilgilisi olmayan,

Bir kelimedir.

‘’Seneca’’

 



Üç Günde Üç Lideri Dinledik

Üç Günde Üç Lideri Dinledik

Geçtiğimiz Cumartesi günü, (MHP) nin Bursa merkezli Bölge istişare toplantısı yapıldı. Balıkesir, Yalova, Bilecik, Çanakkale, Kütahya ve Eskişehir’in yönetici ve milletvekili adayları da davet edilmişti.

Çok sıcak bir günde Atatürk Spor Salonunda yapılan toplantı, hınca hınç değildi. Salon dışına taşan, bir kalabalık görmedik.

Ama. Sayın Bahçeli’nin verdiği mesajlar, çok önemliydi. Muharrem İnce’ye göndermede bulunarak, (P.K.K) ya umut verdiğini ve FETÖ’ye tek kelime laf etmediğini, söyledi.

Aslında, Bahçeli’nin pek çok Ak Partiliden daha çok Cumhur İttifakına sahip çıktığına, Bursa’daki konuşmasında da, tanık olduk.

Pazar günü ise Saadet Partisi Lideri Bursa’daydı. Yüksek binaları ve Bursa’yı eleştirdi. Ak Partiyi, kutuplaşma yaratmakla suçladı.

Ve. Fenerbahçe kongresini örnek göstererek, ‘’Bu seçimlerde, bir dip dalga gelecek ve Saadet Partisi su yüzüne çıkacak’’ dedi, ve gitti.

Pazartesi günü ise yine çok sıcak bir havada, Cumhurbaşkanı Erdoğan geldi. 15.30 olarak anons edilen miting saati, Erdoğan 3 saat gecikince, vatandaş güneşten kavruldu.

Ak Partinin Bursa mitinginde, caddeler Ak parti bayrakları ile donatılmıştı. Ama. Miting için seçilen gün ve özellikle bu sıcak günler de saat, çok yanlıştı.

Miting, iftar saatlerine yakın bir zamana denk getirilmeliydi. O zaman meydanda da, yakın caddelerde de daha mükemmel sonuç, alınabilirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, üç konu üzerine yoğunlaştı. Birincisi, Kılıçtaroğlu dönemindeki S.S.K hastanelerinde verilen hizmetlerle, bugün şehir hastanelerinde verilen hizmetleri, karşılaştırdı.

İkincisi, Erdoğan’a karşı, 8 defa seçim kaybeden Kılıçtaroğlu’nun, Muharrem İnce tarafından çok ağır eleştirildiği, bir kaseti izletti.

Üçüncüsü ise Bursa’ya 16 yılda yapılan yatırımlardan bahsetti. Bu vesile ile bizde, 16 yıllık Ak Parti iktidarında, Bursa’ya eski parayla 44,5 katrilyonluk bir yatırım harcaması yapıldığını, öğrenmiş olduk.

Miting sonrasında, verilen iftar yemeğinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, bir kez daha televizyondan, izledik.

 

GÜNÜN SÖZÜ

En iyi adamlar.

Sokaktaki adam gibi,

Düşünenlerdir.

‘’Graville’’

 

 

 



….Ramazan Bayramı…

….Ramazan Bayramı…

Mubarek Ramazan ayını geride bırakıp bayrama çıkmanın mutluluğu içindeyiz. Müslüman Ramazan ayı geldiği için sevindiği gibi Ramazanda vazifelerini yapıp da bayrama çıktığında da sevinmeli ki sanki bayram Ramazanda kazandıklarının karşılığını aldığı gün gibi görünmeli.
Senede iki tane dini bayramımız vardır. Birisi Ramazan Bayramı diğeri kurban Bayramı. Bunların isimlerine şeker bayramı, et bayramı gibi isimler koyup bizi dinimizden, mukaddesatımızdan, milli ve manevi değerlerimizden ayırmak isteyenlere karşı daha çok değerlerimize sahip çıkalım, bu değerlerimizden kopmayalım, yozlaşmayalm.
Şaban ayı çok mubarek bir aydır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Şaban benim ayımdır” buyururken birileri yüzünden çocuklarımıza Şaban ismini koymaktan utanan bir toplum haline geldik. Bunda dolayıdır ki Şaban ismine sahip birçok kişi isimlerini değiştirmek için mahkemelere başvurmuşlardır. O böceğe niye kara fatma ismini koydular ?, Fatıma annemiz kim? Köpeğe arap ismini koyanların kimin ismini küçültmeye çalıştıkları bellidir. Abdülhamid Han eriğine papaz eriği diyenler aynı zihniyetlerdir. Dini bayramlarımızın isimleri de bellidir. Bu isimleri Efendimiz (s.a.v.) koymuştur. Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı. Bayramalr af ve mağfiret sebebleridir. Efendimiz (s.a.v.) “İki bayram gecesi yapılan dua reddolunmaz” buyurmuştur.
Bayramlarda tabiri caiz ise kopartıyoruz. Bir ay boyunca nefsimizi firenlerken bayramda fireni kopmuş kamyon gibi haramlara dalıyoruz. Bayramalarda bir çok haramlar diz boyu işlenmektedir.
Efendimiz (s.a.v.) ;
“Eller zina eder, gözler zina eder” buyuruyor.
Ellerin zinası, sana haram olanları tutmandır ki, bayramlaşmalarda birçoklarımız bu günaha düşüyoruz. Gözlerin zinası, sana yasak olanlara bakmandır. Bunların hepsi insanı büyük zinaya götürür. Allah(c.c.) muhafaza Bakmak, konuşmak, tutmak başlangıç böyle oluyor.
Ramazanda sokaklarımızın hali nasıldı? Büyüklerin ellerinde Kur’anlar mukabeleye gidip geliyorlar, teravihe gidip geliyorlar, sahurda evlerimizin ışıkları yanıyor, yaz olması hasebiyle yaz kuran kursları devam ediyor ve çocuklarımızın ellerinde Kur’an , elif-ba’sıyla camiye, kur’an kursuna, medreseye gidip geliyor. Gelin bu güzelliklerimizi bir aya değil, bir seneye değil, bir ömre yayalım ve yaşayalım.
Evleri yıkılmış, bayrakları inmiş müslüman kardeşlerimize dua etmyi unutmayalım.
Hayırlı bayramlar, Bayramınız Mübarek olsun…
Fi emanillah (Allah’a emanet)



‘’Nato’’ Çöküyor, Umutlar ‘’Pesco’da’’

‘’Nato’’ Çöküyor, Umutlar ‘’Pesco’da’’

Amerika’nın savaş makinesi Pentagondur. Nato’da ,yaklaşık 30 ortak vardır ama hakimiyet Pentagon’dadır.

Son yıllarda, Pentagon ile nato birlikteliği, kendi ortaklarına bile, şantaj yapmaya başlamıştır. Amerika ile Almanya arasındaki, Wolvogen ve Duetce Bank ile başlayan ticari savaş, ‘’güvenlik savaşına’’ dönmüştür.

Amerika nato’daki ortaklarına, ‘’sizi koruyorum’’ diyerek, haraç istemeye başlamıştır. İşte bu gerçek, Avrupa Birliği’nin aklını başına getirmiştir ve Almanya Fransa’nın önderliğinde, bir güvenlik sistemi kurma çalışmaları başlamıştır.

Yani, referansı olmayan Avrupa Birliği, savunma sisteminin önemini anlamıştır. Bu sistemin adının, ‘’Pesco’’ olması kararlaştırılmıştır. Yani açılımı, ‘’kalıcı yapılandırılmış iş birliği savunma anlaşması’’ anlamındadır.

Kısacası ‘’Pesco’’ Avrupa Birliği ordusu olacaktır. ‘’Pesco’’ içinde, Fransa egemenliğindeki pek çok Afrika ülkesi de, yer alacaktır. ‘’Pesco’’ ya, Rusya’da davet edilecektir.

Nato ve Pentagon telaş içine girmiştir. 19 ülkenin katıldığı, nato toplantısına davet edilmeyen Türkiye, yine en önemli ve en stratejik ülke konumunu, muhafaza etmektedir.

Merkel’in, seçim sonrası Erdoğan’ı davet etmesi, hem içimizdeki muhalifleri, hem de Pentagon ve Natoyu çıldırtmıştır.

Bir Türkiye’yi kurulacak Avrupa ordusunun ‘’Stoperi’’ gibi, düşünüyoruz. Pentagon ve Avrupa Birliği arasındaki kriz, her iki tarafa da Türkiye’nin önemini öğretecektir.

Para babası Rothshild ailesi ve Avrupa ordusunu desteklemektedir. Yani Nato artık çökmek üzeredir. Kuzey Atlantik ittifakı, son günlerini yaşamaktadır.

Zaten son tatbikat yapan Nato ülkelerinden, Amerika ve Kanada dışındaki terim ülkelerin, Avrupa ülkesi olduğunu, tespit ettik. Bu gelişmeler, Türkiye için son derece önemli ve yararlı, gelişmelerdir.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Hiç kimse senden iyi değildir.

Ama sen, ortaya bir şey koymazsan,

Sen de hiç kimseden iyi değilsin.

‘’D. Laired’’

 

 

 



Ali Koç Başkan Oldu

Ali Koç Başkan Oldu

Fenerbahçe’deki değişim, kaçınılmaz hale gelmişti. Aziz Yıldırım’ın her kişiyi ve her kurumu düşman ilan etmesi, yarım asırlık Fenerbahçe’li leri bile, bezdirmişti.
Kupa maçında başından yaralanarak beş dikiş atılan Şenol Güneş’i, tiyatro yapmakla suçlayan Aziz Yıldırım, insanlıktan da uzaklaşmıştı.
Ali Koç en uygun bir zamanda devreye girdi. Israr etti ve başkanlığı kazandı. Ali Koç Fenerbahçe taraftarları ile arasındaki mesafeyi ayarlayamaz ise, Aziz Yıldırım’ın konumuna düşer ve yıpranır.
Kongrenin birinci günü, öğrenciler sınavda iken bile bu taraftarlar sesini kesmeyi becerememiştir. Fenerbahçe taraftarlarını bir sivil toplum örgütü gibi kullanmaya heveslenen bir yönetim kulübe de, taraftara da ve hatta ülkeye de yazık eder.
Aday olarak, benim kalbimde ise Nihat Özdemir ve Ferit Şahenk vardı. Bu iki iş adamı, hem iş dünyasında hem de toplumsal hayatta, en üst noktaya ulaşmıştır.
Bakalım genç başkanımız Ali Koç, Fenerbahçe’yi nasıl yönetecek ve hangi kulvara taşıyacaktır. Baba Rahmi Koç’un Beşiktaşlı yakın akrabası Can Kıraç’ın Galatasaray’lı olduğunu biliyoruz. Bu seçimle Fenerbahçe’de, Ali Koç’a nasip olmuştur.
Bir milyon üye projesi ile belki ömür boyu başkanlık hayal eden Aziz Yıldırım’ı bu proje başkanlıktan düşürmüştür.
Her seçimde 8-10 bin oyla seçilen Aziz Yıldırım üyelik Anadolu’ya yayılınca, Anadolu’ya hakim olan sermaye tarafından vurulmuştur. Kısacası, kendi kurduğu oyunda Aziz Yıldırım tuş olmuştur.
3 Temmuz olaylarını, hem kumpasla hem de şüphe ile birlikte düşünmeliyiz. Mahkeme kayıtlarına bile geçen, ‘’şike sahaya yansımadı’’ savunmasını ise hep hatırlamalıyız.
İçeride ve dışarıda ki hangi kurumdan, hangi delillerle hesap sorulacağı kesinleşmeden, taraftarı ‘’hesap soracağız’’ şeklinde motive etmeyi, sakıncalı buluyoruz.
GÜNÜN SÖZÜ
Dehanın yüzde biri hünerdir,
Yüzde doksan dokuzu terdir.
‘’Edison’’



Kontrollümü, Değil mi, Onu Oylayacağız

Kontrollümü, Değil mi, Onu Oylayacağız

Seçim sürecinde, adayların yaptığı açıklamalara ve meydanlarda toplanan kalabalığa baktığımızda, aşağı yukarı bir tahmine ulaşabiliyoruz. Öncelikle, Muharrem İnce’nin Kılıçtaroğlu’ndan daha etkili olduğunu, görüyoruz.
Ayrıca Muharrem İnce’nin, Meral Akşener ‘den daha şanslı olduğunu da, hissediyoruz. Ama. (CHP) liderliğindeki ittifakın, en büyük çıkmazın, ‘’bol adaylı dağınık bir ortaklık’’ olduğuna, tanık olacağız.
Şayet bu ortaklık, bir çatı adayı ile çıkabilseydi, Ak Partinin de Erdoğan’ında, daha çok zorlanacağını, görecektik.
Seçimler sonuçlandıktan sonra, yenilginin faturasının Meral Akşener’e kesileceğini, göreceğiz. Seçmen, Millet İttifakı diye sunulan bu ittifakı, dağınık bir ortaklık gibi görüyor.
Dışarıdan ayrı gibi dursa da, seçmen CHP ve HDP birlikteliğini, çok iyi seziyor. Bu birlikteliğin, (CHP)nin zararına olacağını, ve geçmişle, 7 Haziran seçimlerinde alınan sonuçların, tekrar etmeyeceğini, düşünüyoruz.
Zira, Amerika’nın (YPG) yi silahla donatması, (HDP) nin Türkiye siyasetindeki prestijini, yıkmıştır. Tabi, (CHP) nin de bu sarsıntıdan gerekli payını alacağını, göreceğiz.
Seçmen adayların demokrasi vurgusu ile Demirtaş’ın seçim kampanyası için hapisten çıkarılması talebini, birlikte değerlendirmektedir.
Partilerin manifestosunda, FETÖ, YPG ve onların destekçileri için, ne gibi açıklamalar olduğuna da, dikkatle bakıyoruz.
Aslında, bu seçimde 15 Temmuzu oylayacağız. 15 Temmuz, bir kontrollü darbe midir? Yoksa askerin, polisin ve halkın öldürüldüğü, kanlı bir darbe midir?
İşte bu farkı, iki ayrı ittifakın manifestolarında, ayrıntılı bir biçimde görmekteyiz. Bakalım seçmen 15 Temmuzu nasıl algılamış, onu göreceğiz.

GÜNÜN SÖZÜ
Biri sana kötülük edince unut.
Ama. Sen birine kötülük edersen unutma.
‘’Halil Cibran’’



Muharrem İnce Bursadaydı

Muharrem İnce Bursadaydı

Muharrem İnce nin Bursa Mitingi,ilgi gördü.

Bursa basınına görekatılım 15 bin,iftar kumanyası ise20bindi.

Bu mitingle birlikte, Bursalılar Stadyum alanını da, kazanmış oldular .

Bu mitingle, AK parti biraz endişelendi.

İYİ parti ise, Bursadaki umutlarını yitirdiler.

İyi partinin,Bursa adayı olan Tatlıoğlu Hoca ise iyi Parti nin %18 ile %22 bandında Olduğunu iddia etti. Gercekçi  bulunmadi .

Akşener in oylarının,partinin Oylarından%5 daha fazla olduğu Hiç gercekci değildi.

Muharrem İncenin Erdoğan,ın diplomasına Takılmasını  yanlış buluyoruz.

Anayasa ve yasalara, Uygun nitelikte olmayan Adaylara Yüksek Secim Kurulunca Vize verilmeyeceğini hepimiz biliyoruz.

Bunları bilinmesine rağmen Her meydanda diploma konusması Muharrem İnceye fayda sağlamaz. Erdoğan pensilvanyaya gitti iddası ise Kendi genel baskanı Kasetle gelen bir adaya hiç yakısmıyor.

Yeri geldikçe yazıyoruz. FETÖ,nün(CHP) deki ayağı,FETÖ nün AK partideki ayağından daha Kısa değildir.

Muharrem İnce BursaMitingi ile En azından Bursa secimlerinde, Meral Akşenerin hızını kesmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçimi İkinci tura kalırsa, İki aday net olarak belli olmuştur.

Akşenerin ise ilk günlerdeki rüzgarı Kaybettiğine tanık oluyoruz.

Saadet partisi içinde,hep aynı cümleyi Duyuyoruz.

Temel Karamollaoğlu için, Rahmetli Erbakanın kemiklerini Sızlatıyor denildiğini de belirtelim. Muharrem İnceyi  yeni miting alanımızda İzledik,şimdi önümüzdeki hafta İçinde diğer adayların, Tesriflerini bekliyoruz.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Kuyuda yaşayan,

bir Kurbağaya,

okyanustan söz edemezsiniz.

BİLL VAUGHAN



Seçmen Yalandan Hoşlanmaz

Seçmen Yalandan Hoşlanmaz

Seçim meydanlarında, nefret ve itibarsızlaştırma edebiyatından, bıktık. Adaylar tarafından, kamuoyuna yayılan yalan haberlerden de, hoşlanmıyoruz.

Miting alanında rakibimize ‘’Diploman var mı?’’ diye sormak, çok ucuz bir itibarsızlaştırma denemesinde, bulunmaktır.

Rakip parti yetkililerinin, FETÖ’ye ‘’ne istedin de vermedik’’ dediklerini biliyorken, liderini parti kurulmadan önce, Pensilvanya’ya gittin diye suçlamak, bayat bir suçlama taktiğidir. Karşı tarafta, Birgül Ayman Güler neden (CHP) den istifa etti diye sorar.

Ve, (CHP) Bursa eski milletvekili Aykan Erdemir’in, Pensilvanya’da ne işi var diye, sorarlar. Fetö’nün, (CHP) deki siyasi ayağının, Fetö’nün Ak Parti’deki siyasi ayağından daha kısa olmadığını, artık bilmeyenimiz, kalmamıştır.

İyi Partinin kuruluş amacını ise Meral Akşener ile Selin Sayek Böke’yi aynı masada buluşturan, eski Amerikan Büyük Elçisi Boss’a sormak gerekir.

(CHP) nin duayen Genel sekreterlerinden, yedi lisan bilen, eski Adana milletvekili Kasım Gülek’in, cenaze namazının, Fetullah Gülen tarafından kılındığını öğrendikten sonra, bu küresel terör örgütünün, ne kadar düzenbaz bir yapıya sahip olduğunu, daha iyi anladık.

Artık, miting alanlarında polemikten değil, projelerden bahsedilmesini, bekliyoruz. Tüm partilerin terör destekçisi Amerika ve (AB) ile ilgili fikirlerini ve projelerini, duymak istiyoruz.

Amerika tarafından, Suriye’nin kuzeyinde kurulması planlanan, özel bölge ile ilgili projelerimizi, bilmek istiyoruz. Amerika’ya karşı nasıl bir politika uygulayacaksınız, mücadelemi edeceksiniz, teslim mi olacaksınız, bilmek istiyoruz.

Seçmen, çocuk bezinin (KDV) sini değil, bu konudaki fikirlerinizi ve projelerinizi duymak istemektedir. Bu seçim sonuçları, belki de Türkiye’nin gelecek 50 yıllık geleceğine, imza atacaktır.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Ülkemi ailemden çok severim,

Ama, insanlığı da ülkeme değişmem.

‘’Fenelon’’