Köşe Yazıları

…Üç Aylar – Receb…

                                                          …Üç Aylar – Receb…

 

 

     Üç Aylar diye bilinen ve manevi hazları yüksek ulvi ayların içine girdik elhamdülillah. Bu aylar Receb, Şaban ve Ramazan aylarıdır.

Bu aylar, içerisindeki Kandillerle daha da farklı değerler kazanmışlardır. Receb ayı Regaib ve Mirac kandilleri, Şaban ayı Beraat kandili, Ramazan’da ise Kadir gecesiyle süslenmişlerdir. Bu ayların hepsi bize 11 ayın sultanı olan Ramazan ayının yaklaştığının müjdecileridir.

Receb ayının faziletiyle alâkalı Hz. Sevban (r.h.) anlatıyor;

     “Biz Peygamber Efendimiz Sallalahu aleyhi ve Sellem ile beraber kabristana uğradık. Efendimiz Sallalahu aleyhi ve Sellem şiddetli bir şekilde ağladı ve dua etti. Ben Efendimize (s.a.v.) dedim ki;

“Niçin ağladınız ya Resulullah?”

“Ya Sevban, şu anda şu kabirdekiler azab görüyorlar”

    Ben de Allah (c.c.) bunların azabını hafifletsin diye dua ettim.

“Ya Sevban, şayet bunlar Receb den bir gün oruç tutsalardı, bir geceyi de ihya etselerdi şu anda kabirlerinde azab görmezlerdi”

    Ben dedim ki;

Ya Rasulullah, Receb ayından bir gün oruç tutmak ve bir gecesini ibadetle geçirmek kabir azabını men mi eder?”

“Ya Sevban beni hak Peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim ki, Allah rızasını umarak Receb’den bir gün oruç tutmak ve bir gecesini ibadetle geçirmek, gündüzleri oruçlu geceleri ibadetli 1 sene geçirmiş gibi sevab yazılır.”

Enes İbn-i Malik Hz. (r.a.) anlatıyor;

    Muaz ibn-i Ceballe karşılaştım. Ona “nereden geliyorsun” dedim. O da “Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellemin yanından geliyorum” dedi. “Efendimizden ne işittin” deyince, o da;

“Kim halisna bir şekilde la ilahe illallah muhammeden rasullullah derse cennete girdi. Kim Allah için Receb’den bir gün oruç tutarsa cennete girdi” buyurdu. Sonra ben Efendimizin (s.a.v.) yanına gittim de  “Ya Rasulullah Muaz böyle buyurduğunuzu dedi” deyince Efendimiz de (s.a.v.) ; “Muaz doğru söyledi” buyurdu.

Yine Efendimiz (s.a.v.);

“Muhakkak Receb ayı Allah’ın ayıdır, Şaban benim ayımdır, Ramazan ise ümmetimin ayıdır.”

Yine Efendimiz (s.a.v.);

“Kim , son nefeste imanla gitmeyi, can çekişirken susuzluk acısı çekmemeyi, lanetlik şeytanın kuracağı tuzakdan kurtulmayı istiyorsa şu dört haram ayda (Zilkade, Zilhicce, Muharrem, Receb) çok oruç tutarak, günahlarına pişman olarak, Allah’ın nimetlerini hatırlayarak ibadetlerini arttırsın.”

Yine Efendimiz (s.a.v.);

“Cennette Receb ayında oruç tutanlar için bir köşk vardır” buyurdular.

 

Receb kelimesi 3 harften ibarettir. RCB

R  harfi Allah’ın (c.c.) rahmetine,

C  harfi kulun günahına,

B  harfi Allah’ın (c.c.) beriliğine delalet eder.

 

Sanki Mevla (c.c.) şöyle buyuruyor;

“Ey kulum cürum ve  günah işledin Rahmetim ile  Receb ayı hürmetine ne günahın ne de isyanın kaldı hepsini affettim”

Selam ve dua ile….

Vesselam…

Fi emanillah (Allah’a emanet).

Kararsızlar Nasıl Karar Verecek

Kararsızlar Nasıl Karar Verecek

Geçmişte seçimler yaklaştıkça kararsızların  oranı sistamatik olarak azalırdı ama 31 mart seçimleri öncesinde  kararsızların oranının hala (%20)oranının altına düşmediğini kamuoyuna sızan bazı anket sonuçlarından öğreniyoruz.

Geçmişte ki kararsızlar genelde siyasete mesafeli olan seçmenlerdir.

31 mart seçimleri  öncesi bazı kararsızların ise defalarca oy verdiği partisini bile dışlamayı düşündüğünü hissediyoruz .

Bu tip kararsızların en büyük bölümlerinin ise Ak parti ve (CHP) Seçimlerinde yer aldığını  düşünüyoruz.

Geçmişte Ak parti ye oy veren bu tip karasız seçmenin artan enflasyondan şikayetçi olduğunu biliyoruz .

Ama Amerika nın Kuzey Suriye sınırında ve ekonomik alanda yaptığı düşmanca davranışlar bu tip seçmeni Ak partiye oy vermeye mecbur ediyor.

(CHP)de ise seçmen iki tercih arasında sıkışıyor.

Enflasyondaki artışı (CHP) yönetiminde (CHP)seçmeninin de en önemli kozu olarak görüyoruz.

Bunu birde Erdoğan ve saray nefreti  de eklenince (CHP) seçmeninin sandık başına çok kararlı bir şekilde gideceğini düşünüyoruz .

Ama (HDP)birlikteliği eski (CHP)seçmenini biraz düşündürüyor.Kılıçtaroğlu nun seçimlere çok az bir zaman kala (YPG)yi “saldırmaz” biçimde tarif etmesi eski (CHP) seçmeninin kararsızlığını artırıyor.

Kılıçtaroğlu ise (YPG)yi saldırmaz şekilde tarif ederek büyük şehirlerdeki (HDP)desteğini garantiye almak istiyor.

Kısacası Ak partili kararsızlarla (CHP)deki kararsızların sonucu belirleyeceği bir seçime tanık olacağız.

(MHP) nin bu seçimlerde Ak partiye destek vereceğini umuyoruz.

Çünkü (MHP) nin sınır güvenliğimiz ve Amarikanın iki yüzlülüğü konusunda çok hasas olduğunu  biliyoruz .

Bu seçimler çöp toplama ve asvalt döşeme seçimlerinden çok sınır güvenliği konumuna dönüşmüştür.

Günün Sözü:

Şaka, çok ciddi bir sanattır.B.Shaw

 

8 Mart Kadınlar Günü

8 Mart Kadınlar Günü

857 yılında New York’da 40 kadın dokuma işçisi çalışıyordu.

Çalışma şartları çok kötüydü.

Dokuma işçisi olarak çalışan bu kadınlar 8 mart günü grev kararı almıştır.

Kadın işçilerin bu kararı üzerine güvenlik kuvvetleri fabrikayı kuşatmış kadın işçiler ise kendilerini fabrikaya kitlemişdi.

İşte tam bu sırada bir yangın başladı ve çoğu kadın olmak üzere 129 işçi yangından ve dumandan ölmüştü.

Yıllar sonra 1977 yılında bu konu Birleşmiş Milletler gündemine geldi.

Ve Birleşmiş Milletlerde alınan kararla 8 mart “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak ilan edildi.

Ama kadınların sorunları bu kadarla bitmedi özellikle çalışan kadınlar bankacılıkta turizmde ve diğer hizmet sektörlerinde başarılı oldukça toplumsal direnişi daha çok hissettirdiler.

Kadın hem iş hayatına hemde toplumsal hayata girdikçe kadın aleyhine ayırımcılık daha da arttı.

Her ne kadar kadınlar için” pozitif ayrımcılık “ kararları alınmışsada kadınlar töre ve toplumsal baskı zulmünden tam olarak kurtulamadılar.

Toplum olarak kadını bir yar, bir cefakar anne ve bir vefakar dost olarak görmeliyiz.

Kadınlara karşı yapılacak en olumlu davranış,onu kabullenmektir.

Geçmişten gelen toplumsal direnci kırmaktır.

Sadece gün kutlamak yetmez.

Eğitim sağlık ve Turizm hizmetlerinde yeterli  düzeyde yer bulan kadınlarımızın,siyasette de yeterli oranda yer almasını sağlamalıyız.

Belediye başkan adayı olmasında cimri davranıyorsak da Belediye Meclis üyesi olmasında cömert davranmalıyız.

Günün Sözü:Kadını güzel yapan Allah sevimli yapan şeytandır “Victor H.”

 

Süperlig’ de Haftanın Maçları

Süperlig’ de Haftanın Maçları

Süperligin (24)haftasında alınan galibiyet Bursaspor’u hayata bağladı.

Sivasspor maçında (90+7)ye kadar nefesler tutulmuştu.

Bu maçta’da penaltı kaçıran Bursaspor son saniyelerde attığı gol ile düşme potasının bir basamak üzerine çıktı.Ama bu Sivas spor galibiyeti yetmeyecektir.

Zira puan cetvelinin alt sıralarında çok ilginç yer değişmelerine tanık oluyoruz.

Geçen hafta Bursaspor un bulunduğu yerde bu hafta Göztepe‘yi görüyoruz.

Bu hafta geleceğimizin kararmasına engel olmak içi Ankara’dan puan getirmemiz şarttır.

Bu hafta açık ara önde giden Başakşehir ile düşme hattının çevresinde dolanan Fenebahçe nin maçını izleyeceğiz.

Gücünü ekonomik kullanamayan ve maç bitimine yayamayan Fenerbahçe kendi sahasında bile aciz kalmaktadır.

Fenerbahçe’nin tartışmaya açık penaltı kararları ve rakibe uygulanan kırmızı kartlarla anılmasını istemeyiz.Beşiktaş’ ında tatsız tutsuz bir sezon geçirdiğini izliyoruz.

Beşiktaş ın maç içinde sağladığı avantajları maç sonuna kadar koruyamadığını görüyoruz.

Galatasaray  yönetimi geçen sezon şampiyon olan takımı muhafaza edemedi.

Bu sene çok zahmet çekmeden elde edebilecekleri Türkiye kupasına şükretmelidir.

Geçen hafta deplasmandan dönen Ankaragücü taraftarlarının kaza haberi ile sarsılmıştık.

Bu vesile ile Bursaspor taraftarınada seslenmek istiyoruz.

Bursaspor taraftarının Sivasspor maçında “gerçek taraftara yakışan” bir davraniş sergilediğini gördük.Maç bitmeden hatta sezon bitmeden takımıda bazı oyuncularıda dışlamayınız.

Bir kaç haftadan beri dışlanan Yusuf Erdoğan Sivasspor maçında iyi iş çikarmış ve çok verimli olmuştur.

Sivasspor maçı hem taraftar için hemde Yusuf Erdoğan için bir ders maçı olmuştur ve barış sağlanmıştır.

 

Günün Sözü:

Cennet cömertlerin,cehennem cahillerin yeridir.”Hz Ali”

 

Kararsız Ve Küskün Seçmeni  Yakalamak

Kararsız Ve Küskün Seçmeni  Yakalamak

31 Mart  seçimlerinde  seçilecek başkanları kararsız ve küskün  seçmen kitlesinin belirleyeceğini düşünüyoruz.Kararsız seçmenler arasında konjektöre  göre farklı partililere oy veren seçmen kitleside var.Daha önce sürekli oy verdiği partisine karşı oy verme konusunda tereddüt eden seçmen kitleside var .Ayrıca kendi partisine küskün seçmen kitlesi  de var.Küskün seçmen kitlesini farklı oranlarda her partide görebiliyoruz.Ama Ak partide kurucusu olduğu partiyi parçalayacak kadar kin dolu olanlar bile var Cumhurbaşkanı Erdoğan kararsız seçmenin seçim sandığına küsmesini önlemek için “mutlaka oylarını kullanmasını istiyor”.Kılıçtaroğlu ise kararsız seçmeni etkilemek için “oy kullanırken iyi düşünün”diyor.Kararsız seçmeni ve küskün seçmeni etkilemek için yaşam tarzı ve ortak değerler konusunda dikkatli açıklamalar yapmak lazım.Nilüfer ilçesinde bazı sokak isimlerini eleştirirken Nazım Hikmet ve Uğur Mumcu için” devlete ve bayrağa savaş açmış din ve diyanet ile problemi olan “ benzetmesini yapmak hem o adayı hemde o partiyi yıpratır.İnegöl de bu konuşmayı yapan Alinur Aktaş  bu yarışa yakışan bir aday görüntüsü vermemiştir.Alinur Aktaş yakışıksız bu açiklamasıyla  Ak parti Nilüfer adayının seçimdeki şansını da etkilemiştir.Kültürlü ve eğitimli Nilüfer seçmeni böyle açıklamalara cezayı keser.Böyle açıklamalar kararsız seçmeni uzaklaştırır.Çantada keklik denilen  seçmeninde kafasını karıştırır.Hemen hemen  her gün bir şehirde miting yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sürece zarar verenleri ayıklamalıdır.Ak partinin bu seçimlerde sahaya sürdüğü kadroların sadece hizmet ve projelerle gündeme gelmesini öneriyoruz .

Günün Sözü:Toprak da kadınlar gibidir.Kendisine karşı,ne çok sert, nede çekingen davranılsın ister.”Anatole France”

 

Gemlikte Son Üç Yerel  Seçim

Gemlikte Son Üç Yerel  Seçim

2004 yılı mart ayından itibaren  Gemlikte yapılan  yerel seçimlerde alınan sonuçlara bakılınca ilginç tercihlere tanık oluyoruz 28.3.2004 sonuçları

Akparti:32,46

DYP:18,49

SP:12,95

İlk üç içerisinde (CHP) DSP ve (MHP)nin yer almadığını görüyoruz.Bu tablodan Gemlik seçmeninin takım tutar gibi parti tutmadığını anlıyoruz.

29.3.2009 sonuçları

(CHP):32,40

AK PARTİ:28,87

(MHP):18,20

2009 Seçimlerinde Gemlik seçmeninin 2004 seçimlerinde ilk üçe dahi almadığı (CHP)ye belediye başkanlık koltuğunu verdiğini görüyoruz.Bu sonuçla bizim seçmenimiz seçmeyi bilmez diyenlere Gemlik seçmeninin ilginç bir yanıt verdiğini görüyoruz.2009 yılında Gemlik seçmeninin Doğru Yol partisi ile Saadet Partisini vitrinden aldığını not ediyoruz.

30.3.20014 sonuçları

Ak parti:38,85

(MHP):31,77

(CHP):22,64

2014 yılında yerelde Gemlik seçimlerinde Ak parti  ile (MHP)nin en yüksek oyu aldığını anlıyoruz.Ayrıca Gemlik seçmeninin yerelde hep bir arayış içinde olduğunu düşünüyoruz.İşte bu dönemde Gemlik halkı büyük yatırımlar açısından en üst seviyede hizmeti almıştır.Şehir meydanı ve dere çevresindeki  düzenlemeler sahildeki yeni yapılanma Kumlaya doğalgaz getirilmesi ve dönüşüm konusundaki önemli çalışmalar hep bu dönemde yapılmıştır.Yeniden aday gösterilmese de biz Refik Yılmazın başarılı bir dönem geçirdiğine inanıyoruz.Üç seçim sonuçlarına ait tabloları incelediğimizde Gemlik seçmeninin çok bilinçli tercihlerde bulunduğunu görüyoruz.Gemlik seçmeni hiçbir seçimde çok yüksek oranda oy vererek Ak partiyi oya boğmamıştır.Ak partiyi birinci sıraya taşısa bile iktidar olma konusunda çık çok vermemiştir.2009 döneminden sonra (CHP)ye mesafe koymayı da becermiştir.(MHP) yi  birinci yapmasa bile yeniden vitrine koymayı arzu etmiştir.Gemlik örneğini  diğer  ilçelerle karşılaştıralım bir benzerini bulamayız.Bize göre Gemlik seçmeni Türkiye nin en bilinçli ve en titiz seçmenidir.

Günün Sözü:

İki şey insanı çileden  çıkarır söylenecek yerde susmak , susacak yerde söylemek .”Sadi”

 

Dere Geçilirken At Değiştirilmez

Dere Geçilirken At Değiştirilmez

Hafta sonu Bursa merkezinde kar yağışı görmedik ama İstanbul’daki  kar yağışı Bursaspor maçını erteledi.

Başakşehir le oynadığımız erteleme maçını üç gol yiyerek kaybettik.

Puan cetvelin de Başakşehirin “onbir golle”en az gol yiyen takım olduğunu gördük.

23 maçta sadece “onbir gol”yemek çok güçlü bir defansın başarısıdır.

Bursa spor da ligin en az gol yiyen bir takımıdır.Ama attığı “ondokuz golle “ligin en az gol atan takımıdır.orta sıralarda yer bulan Anadolu takımlarına baktığımızda Bursaspor un attığı gollerin iki mislini atan Anadolu takımları olduğunu görüyoruz.

Aşağı yukarı her takımda oyunun kaderini değiştiren bir veya iki futbolcuya tanık oluyoruz.

Gördüğümüz kadarı ile Bursaspor da iki eksik var.

Birinci saha içinde saygı duyulan ve oyunu yönetmeyi beceren bir lider oyuncu yok.

İkincisi gol yollarında etkili olan golcü bir oyuncu yok aslında Bursaspor lider Batala ile,golcü Fernadao’nun eksikliğini hissediyor.

Başka Ali Ay değişse teknik direktör Samet Aybaba  değişse durum düzelebilirmi?Her ikisi birden değişirse durum daha kötüye gidebilir.

Bu saatten sonra etkili bir golcü alınamayacağına göre bu ikiliye takımı kurtarma şansı verilmelidir.

Fenerbahçe nin bile küme düşme ihtimalinden söz edildiği bir dönemde “dereden geçerken at değiştirilmez”.

Taraftarların tutum değiştirmesi şarttır en az “beş hafta”takımıda hocayı da”bağrına basmalıdır.

Tersine yaparsa bu genç takımı taraftar düşürür.

 

Günün Sözü:Kendinizden başka hiç kimse size başarı getirmez.

 

İmanı Muhafaza Etmek…

                            …İmanı Muhafaza Etmek…

 

Biz müslümanların en büyük sermayesi imanımızdır. Bu dünyadaki en büyük nimet iman nimetidir. Tabiki de itibar son nefesedir yani son nefese kadar imanla yaşayıp, son nefesi de imanla vermek. Öyle ise imanımızı kuvvetlendiren ve imanımıza zarar veren şeyleri iyi bilmeliyiz ki son nefeste bu sermayeyi kayp etmeyelim.

İmanı ne kuvvetlendirir? Enfal Suresi 2. Ayet-i Kerime’de Yüce Rabbimiz (c.c.) ;

“Müminler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir, kendilerine O’nun ayetleri okunduğunda bu onların imanlarını arttırır ve onlar yalnız Rablerine tevekkül ederler”

Ayetten de anlaşıldığı üzere Kur’an okumak, dinlemek, anlamak, amel etmek imanımızı kuvvetlendiriyor.

Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve sellem;

“Muhakkak şu kalpler demirin paslandığı gibi paslanır.”

Sahabe Efendilerimiz “Ya Resulallah bu kalbin pasının cilası nedir?”

“Kur’an-ı Kerim’i okumak ve ölümü hatırlamaktır.” buyuruyor.

İmanı kuvvetlendiren diğer şeyi de yine peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz ;

Lailahe illallah sözüyle imanlarınızı yenileyin, kuvvetlendirin” buyurarak haber veriyor.

Her Lailahe illallah dediğimizde imanımız güçleniyor, kuvvetleniyor. Ne kadar dersek o kadar kuvvetli olur, ne kadar demezsek o kadar zayıf olur.

Şimdi de imanımıza zarar veren şeylere bakalım ;

Üç şey kişiyi kafir yani imansız eder;

1-) İstihlal = Harama helal, helale haram diye inanmak.

Çünkü helal ve haramı Allah (c.c.) ve Resûlu (s.a.v.) koymuştur, bunları kimse değiştiremez. Demekki haram bir şeyi helal diye inanmak insanı dinsiz, imansız eder. Meselâ ; faiz haramdır. Helal kabul etsen ama hiç bulaşmasan da gitti imânın. Bundan sakınalım boğazımız bizi aldatmasın, aldanmayalım.

2-) İstihza = İslamda olan birşeyle alay etmek. Mesela bir kişi sakal ile alay etse kafir olur ama sakal bırakmasa kafir olmaz.

3-) İstihfaf = İslamın bir meselesini hafife almak. Mesela, “namaz o kadar büyük bir şey değil ki siz çok ince gidiyorsunuz” dese, namaz kıldığı halde kafir olur. Ama namazı kılmayıp inansa kafir olmaz.

Küfür üç kısımdır; Küfr-ü inadi, küfr-ü cehli, küfr-ü hükmi.

Küfr-ü İnadi = Dini ve imanı bildikleri halde inat edip inanmayan Eb-u cehil, firavun, Nemrut, Şeddet’in küfrü gibi;

Ebu Cehil ; Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz zamanında yaşamış Resulullah Efendimizi (s.a.v.), mucizeleri ve delilleri gördüğü halde iman etmeyen din düşmanıdır. Ebu Cehil asıl ismi değil lakâbıdır ki Peygamberimiz (s.a.v.) koymuştur. Ebu Cehil ; chaletin babası demektir. Efendimiz (s.a.v.) peygamber olarak gönderilmeden önce Ebu Cehilin lakâbı Ebul Hakem yani Hakimlerin babası idi. En derin çözülmeyen mevzuları o çözer ve onun hükmüne kimse itiraz etmezdi. Neden? Ebul Hakem böyle hüküm verdi diye. Sonra bu aklını, anlayışını, tecrübesini, bilgisini Kur’ana, vahye, Peygamberimize (s.a.v.) uydurmadığı için Ebu Cehil (cahillerin babası) olmuştur.

Küfr-ü Cehli = Kafir halk bu dinin hak olduğunu bilir. Ezan-ı Muhammedi okunur işitirler, ona “gel müslüman ol” dense “biz atamızdan dedelerimizden ve babalarımızdan böyle gördük, böyle gideriz” derler.

Küfr-ü Hükmi = Dine göre hürmet olunacak yerde tahkir (küçük görmek), tahkir edilecek yerde tazim ederse buna küfr-ü hükmi denir. Mesela, Allah-u Azimüşanın (c.c.) evliyasına, enbiyasına, ulemasına hürmet edecekken tahkir etmek, kafirlerin dindeki merasimlerini tahkir edecekken beğenmek, zünnarı kuşanmak gibi.

Rabbim cümle müslümanları muhafaza etsin. Kafirlere de iman etsin (amin)

Selam ve dua ile …

Fi emanillah (Allah’a emanet)…

 

9 Saatte 49 Deprem

9 Saatte 49 Deprem

20 Şubat gecesinde Marmara Bölgesinde bir deprem fırtınasına tanık olduk.

9 saatte 49 depremin meydana geldiğini öğrendik en büyüğü beş şiddetinde olmasına rağmen endişe verici bir şekilde hissettik ve hemen her platformda öncümü artcımı tartışmalarına başladık.

Çanakkale merkezli bu deprem hepimize “ben canlıyım ve diriyim “dedi.

üstelik yaşatığı sarsıntı ile çok gerginim dediğini de  anladık yakın zamanda Kartalda kendi kendine yıkılan binaları görünce korkumuz dahada arttı .

Kartalda yıkılan binada deniz kumu kullanıldığını ve uygun olmayan demir döşendiğini öğrendik ardından Gemlikte büyük deprem öncesinde yapılan inşaatları hatırladık deprem bir doğa olayıdır kurtulmak ise Allahın taktiridir ama Allahın verdiği akıl ve vicdan ile en az hasarla kurtulmak mümkündür.

ilk en önemli şart sağlam inşaatlar yapmaktır.

Uzak doğu deprem bölgesi olmasına rağmen çok şiddetli depremlerden sonra bile ölüm adedi yok denilecek kadar azdır ölenlerin önemli bir kısmı ise enkazdan değil korkudan ve kalp krizinden  ölmektedir.

1999 Marmara depremi çok büyük bir acı olmasına rağmen hepimize derstir.Demekki  Marmara depremi öncesi yaptığımız tüm inşaatları sorgulamalıyız.

Kartal daki bina kendi kendine yıkıldığına göre benzer binaları bir an önce yıkmak en birinci görevimiz olmalıdır bu işe sadece belediyelere veya diğer bazı resmi kurumlara bırakmak yetmez.

vatandaş olarakta kendi malımıza ve canımıza sahip çıkmak için bu tür işlemlerde risk ve rol almalıyız.

Artık yaşanan her depremden sonra yorum yapmak ve akıl vermek dönemi  bitmiştir.

 

Günün Sözü:

Devlet ne denli bozulmuşsa kanunların sayısı da o denli çoktur “Tacitius”

 

Bursaspor Zor Durumda

Bursaspor Zor Durumda

Bursaspor bu hafta evinde aldığı mağlubiyetle düşme hattındaki Rizespor’u onuncu sıraya çıkarıverdi.

Bursaspor’un puanı ise düşme hattının en iyisi olan Ankaragücü ile aynı hizaya geldi.

Allah korusun falan derken bir anda düşme hattındaki takımlarla aynı puanlarda buluştuk.

Son sıradaki Ankaragücü Erzurumspor ve Akhisar spor havlu atmadıkları için birkaç hafta içinde ligin ortalarına kadar tırmanabilirler.

Rizespor örneği sadece Bursaspor için değil Fenerbahçe’ye bile ders olmalıdır.

Genç bir Bursaspor yarattık diyoruz.

Ama oyun içinde takımı yönetecek bir lider oyuncumuz yok.

Rizespor ceza sahasına yakın yerden bir serbest vuruş kazandık.

Serbest vuruştan dönen topu hızlı bir kontratak sonucunda kendi ağlarımızda gördük.

Demekki oyun içinde takımı yerleştiren ve oyunu kontrol eden bir futbolcumuz yok.

Eski Galatasaraylı Bülent Korkmaz gibi eski Bursa spor’lu Ali Tandoğan gibi arkadaşlarını uyaran ve onları silkeleyen bir lider oyuncumuz yok.

Antalyaspor’da Malatyaspor’da ve Konyaspor’da çok değerli ve oyunun kaderini deyiştiren futbolcuları görünce transferde çok gerilerde kaldığımızı anlıyoruz bu hafta resmen ateş çemberine girmiş durumdayız.

Fenerbahçe ile yan yana aynı puanlardayız.

Hiç bir takımın bir diğerinin göz yaşına bakmadığını görüyoruz.

Önümüzdeki hafta Başakşehir’le  İstanbul’da oynayacağız .

Bu maç ya bize hayat verecek yada ataeş çemberinin içine atacaktır.

 

Günün Sözü:Başarı kuvvetli olana gülümser başarısızlık zayıflara çullanır.

”Oscar Wilde”