Köşe Yazıları

Tahammül sınırı

Gemlik’te, geçmişten bugüne gelen hastalıktır aslında. Tahammülümüz hiç yok. Dışarıda basit görülen olaylar bile Gemlik’te kavga gürültü sebebidir. 60 yaş üzeri adamlar bile, geçtiğimiz gün yaşadığımız olayda olduğu gibi birbirini dövebiliyor.

Muhammet Çiftçi ve Mahmut Solaksubaşı arasındaki sorun, bir süredir devam eden meseleyi Gemlik’te duymayan kalmadı. Sonunda inşaatını yaptıkları binanın önünde de patlak verdi.

Çiftçi Mahmut Solaksubaşı’nı görünce yeğenleri ve çocukları ile arabadan indi ve Solaksubaşı’nın yanına gitti. Birkaç söz söyledikten sonra da yumruklamaya başladı. Solaksubaşı’da yumruğun etkisiyle zemine çarptı. Çiftçi’de durmadı. O arada Ömer Uslu olmasa, basit yaralanma ile kalmazdı muhtemelen mesele, Solaksubaşı komalık olabilirdi. Çünkü Çiftçi Solaksubaşı’na vururken, yeğenleri de olaya kimsenin karışmamasını sağlıyordu. Selçuk Aydın ve Ömer Uslu’nun müdahalesiyle, Solaksubaşı kurtarıldı. Eğer orada olmasalardı, yaşanacakları siz düşünün.

Kim haklı veya kim haksız çok umurumda değil. O yaşta iki adamın, bu duruma gelmesi ve birinin diğerini öldüresiye dövme isteği, Gemlik’in tahammül sınırını gösteriyor.

Başsavcı’nın MHP’yi ziyaretinde fark ettik olayı. Kapıdan çıktık, Solaksubaşı kapıdaydı. Yüzü kan içinde ‘’Muhammet Çiftçi’’ diyordu. Sonra, Ömer Uslu’nun arabasıyla Hastane’ye hareket etti. MHP Yönetimi de onu hastanede ve adliyede yalnız bırakmadı.

   Gemlik’in biraz daha sabırlı olma zamanı gelmedi mi?

***    ***    ***

Gemlik Körfez Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kadri Güler’in sataşmaları devam ediyor. Yaşından bazı şeylerinin işlememesi (kalemi) diline mi vurdu, ne yaptıysa artık.

‘’Daha Önce’de Rekor Kırmıştı!’’

50 bin Gemlik’te rekor değildir. Bizim yayın gurubumuzun ürettiği ve yüz binlerce okunan haberler Gemlik’te her hafta oluyor. Kadri Güler’in kendisinin bile yazmadığı ve bulaştığı yolsuzluk haberleri daha çok okunmuştu emin olun. Tüm Gemlik konuşmuştu döneminde.

   Karısının üzerine olan Körfez Matbaada basılan, Aralık Ay’ında dağıtılacak olmasına rağmen Mart Ay’ında Belediyenin Kurşunlu depolarından çıkan takvimlerin haberi mesela. Aralık Ay’ında teslim edilmemesi konu olmuştu. Basit takvime kestiği on binlerce TL’lik fatura haberi de dikkat çekmişti.

Yayın politikamı emek hırsızına sormam.

Hangi haberi yayınlayıp, hangi haberi yayınlamayacağımı Kadri Güler’e sormam. Binbir emekle yaptığımız haberleri çalıştığımız ajanslardan, ajanslara üye olmadan çalarak gazetesinde kullanan birine ne sorulabilir? Unutmadan, ajanslardan izinsiz alınan ve Gemlik Körfez Gazetesinde kullanılan haberler ile alakalı hukuki süreç başladı ve devam ediyor.

Yayın politikam beni ilgilendirir… Sen ticari ilişkilerinden dolayı sahip çıkabilirsin. O da senin yayın politikandır.

Bu Hafta Lezzetli Maçlar Vardı

Süper Ligin yedinci haftasında, ilginç sonuçlara tanık olduk. Bir hafta önce Beşiktaş’ı yenen Fenerbahçe, Akhisarspor’a yenilince, kabahati hakemlerde buldu. İstatistiklere göre Fenerbahçe 484 isabetli pas, Akhisar ise, 121 isabetli pas yapmıştı. Ama bu kadar bol pas yapan Fenerbahçe sadece beş isabetli şut çekebilmişti. Geçmişte Fenerbahçe kaptanlığı yapan, Ziya Şengül, Fenerbahçe’yi enine ve geriye doğru pas yaptığı için, eleştiriyor. Ve Mehmet Topal’ı takımın “el freni” olmakla suçluyor

Galatasaray’ın as futbolcuları, ağır bir yorgunluk yaşamasına rağmen, takım galibiyet serisine devam ediyor. Maç sonlarına doğru, Gomis’in kımıldayacak hali kalmadığını, görüyoruz.

Haftanın en lezzetli maçı ise, her zaman olduğu gibi, Beşiktaş ile Trabzonspor arasında oldu. Beşiktaş iki puan kaybetti ama, Fenerbahçe’den gelen, “Lens’i” kazandı Beşiktaş Lens ile maçı koparamayınca ardından beraberlik golünü yedi. Aslında, bu sonuçtan oynayanlarda, seyredenlerde pek şikayetçi olmadı. Bu sonuç, Ersun Yanal’ın kredi müddetini, biraz daha uzattı.

Bursaspor ise, bu hafta sekizinci sıradan, onuncu sıraya geriledi. Takımın orta sahası yok gibiydi. Takıma ve hocaya fazla yüklenmeden, ocak transferi için, şimdiden hazırlıklar yapılmalıdır. Bu sene kimin şampiyon olacağı ve kimin kuma düşeceği, belli olmayan karmaşık bir sezon yaşamaktayız.

GÜNÜN SÖZÜ

Eğer yürüdüğünüz yolda bir engel yoksa.

O yol sizi hiçbir yere götürmez.

“B.Shaw”

 

Önceliğimiz Kuzey Suriye Sınırıdır

Pentagon, Kuzey Irak’ı referandum için kışkırtacak, Türkiye’nin dikkatini dağıtmayı amaçladı. Çünkü Türkiye’nin  Kuzey Suriye sınırında yoğunlaşan , askeri gücünden rahatsız olmuştur. Türkiye için öncelik Kuzey Suriye sınırındaki “Yeni Kandil Devleti” girişimine, karşı koymaktır. Kuzey Irak’taki referanduma tepkimiz, uygulanacak ambargolar ile ve diplomatik ataklarla olmalıdır. Öncelikle, Merkezi Irak hükümetinin kararlarını ve yakın komşularımızın davranışlarını, titizlikle takip etmeliyiz. Suriye iç savaşında yaptığımız gibi, daha işin başında ne olup bittiği anlaşılmadan, taraf olmaktan kaçınmalıyız.

Eğer biz, Kuzey Suriye’de Amerika ve İsrail için çalışacak bir Kandil Devletinin kurulmasını önleyebilirsek, Barzani’nin referandumu işe yaramaz. Onu destekleyen Amerika ve İsrail’in de işine yaramayacaktır. Kuzey Suriye sınırındaki gücümüzü, bölmeyelim. O bölge için yarattığımız konsantrasyonu, bozmayalım

Kuzey Suriye sınırında, olabilecek sıcak bir çatışma, sınır güvenliği konusunda bizim uluslar arası bir hakkımızdır. Kuzey Irak’taki tepkimiz ise, sıcak çatışmadan uzak olmalı ve uygulanacak kısıtlamalarla sınırlı kalmalıdır.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Hayat merdivenlerini çıkarken.

İnsanlara iyi davranın

Çünkü inerken yine,

Aynı insanlara rastlayacağız.

“Cenap Şehabettin”

 

Bazı Sloganlarımıza Dikkat Edelim

Atatürk 80 yıl önce, İran, Irak ve Afganistan’ın da dahil olduğu “Sadabat Paktı”nı imzalamıştı. Çünkü bölge de enerji kaynakları vardı. Ve Bölge ülkelerinde yaşayan ve her fırsatta kışkırtılmaya müsait kürt halkı vardı. Belki de Afganistan’ın Asya kıtasındaki ve ipek yolu üzerindeki stratejik önemini ilk fark eden ülke Türkiye olmuştur. Bu bakımdan 80 yıl önce yaptığımız anlaşma, bugün için yok hükmünde olsa da bu üç ülke ile, dost ilişkiler içinde olmamız bizim için vazgeçilmez bir seçenektir.

Referandumun yapılması ile, Irak’ın kuzeyini, göz göre göre Amerika ve İsrail kapmıştır. Amerika bu atakla İngiltere’nin Irak’ta ki British Petrol ve Shell şirketlerinin tapularını delmiştir. Amerika’nın 15 bin askeri, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de kol gezerken, İngiltere’nin maşa başı çalışmaları yetersiz kalmıştır. Rusya ise, sonucunu kestiremediği bu gelişmeler nedeniyle, “risk almaktan”, kaçmıştır.

Peki biz nasıl bir  politika izlemeliyiz. Erbil ile ve merkez Irak hükümeti ile, her an irtibat içinde olmalıyız. Devlet büyüklerimizin soğukkanlı ve sabırlı bir politika izlemelerini, öneriyoruz. Kuzey Irak ile PKK örgütün, birbirlerine yaklaştıracak hamlelerden ve açıklamalardan, kaçınmalarını öneriyoruz. Devlet büyüklerimizin, her kalabalığın önünde, “Bir Gece Ansızın Gelebiliriz” sloganlarına dikkat etmelerini öneriyoruz.

GÜNÜN SÖZÜ

Mücadele eden, yenilgiye uğrayabilir.

Mücadele etmeyen, Zaten yenilmiştir.

“Brecht”

 

Yalan Rüzgarı Dizisi Gibi

Kuzey Irak referandumda, bir “Yalan Rüzgarı” dizisi izliyoruz. En çok karşıyım diyenlerin, en destekçi olduklarını anlıyoruz. İsrail’in tam destek verdiği bu referanduma, Amerika ve Pentagon karşı olamaz. Amerika ve İsrail’in en rahatsız oldukları gelişme bu referandumda Türkiye ve İran birlikteliği olmuştur. Ayrıca İngiltere yanlısı merkezi Irak hükümetini de Türkiye’nin yanında görüyoruz. Amerika ve İsrail’in yapabileceği en önemli provakasyon “ Başika Kampına” yapacakları operasyondur.

Türkiye referandum sonrası, gerek dış politika ve gerekse askeri operasyonlarda başarılı olursa bu sonuç, hem Pentagon, hem de İsrail için hezimet olacaktır. Bölge de çok önemli sonuçlara gebe olan bu referandum, 136 uluslar arası gözlemci ile, 142 medya kuruluşu tarafından takip edilmektedir.

Aslında bu referandum belki de, bölgedeki Amerikan zulmünün sonu olacaktır. Bölgede birbirlerine mesafeli davranan ülkeleri, bir cephede birleştirecektir. Türkiye’nin Kuzey Irak’ta elde edeceği diplomatik ve askeri başarı, Kuzey Suriye’ye de olumlu yansıyacaktır.

Kuzey Irak’ta Pentagon başarılı olursa, İsrail YPG ve Barzani üçlüsü, tüm bölge için yeni bir “Kandil” olacaktır. Bu bakımdan bu gelişmeler sadece Türkiye için değil,  İran içinde merkezi Irak içinde Suriye içinde , hatta Rusya içinde fevkalade önemlidir.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Hiç kimse senden iyi değildir.

Ama sen, ortaya bir şey koymazsan.

Sen de hiç kimseden iyi değilsin.

“D. Lafred”

 

Kırmızı Kartı Bol Bir Hafta

Süper Ligin altıncı haftasında çok gergin bir derbi yaşadık. İkisi penaltından olmak üzere, toplam üç gol gördük. Beş kırmızı karta tanık olduk. Beşiktaş’ın yenileri ile Fenerbahçe’nin yenilerini izledik. Fenerbahçe’nin son dakika transferi olan Jansen’in, bu sezon süper lige damga vuracağını hissediyoruz. Fizik olarak çok güçlü ve çok hareketli olan bu futbolcunun, bu sezon çok penaltı yaptıracağını göreceğiz. Çok erken kırmızı kart gören Quaresma, birazda spor basınının kurbanı oldu. Son birkaç haftadan beri, Beşiktaş maçlarında Querasma kendini attırmaya çalışıyor diye,yakıştırmada bulunuyorduk. Sonunda, Querasma’da, Basın sektörü de muradına ermiş oldu.

Bu haftanın en önemli olayı ise, kendi evinde üç sıfır galipken, ard arda yediği dört gol ile Trabzonspor’un Alanyaspor’a yenilmesi oldu.  Ayrıca Ankara’da Gençlerbirliği’ne yenilen Başakşehir’in de sihri bozulmuş oldu.

Bursaspor ise, ilk yarıyı galip bitirmesine rağmen, ikinci yarıda yediği gollerden sonra, Galatasaray’a yenildi. Bu sezona, büyük bir gol şansı ile başlayan Tolga Ciğerci, Bursaspor maçında da galibiyeti getiren golü attı. Bursaspor’a inanmaya ve güvenmeye devam etmeliyiz. Çünkü, hem mücadeleyi bırakmıyor hem de hücum futbolu oynamayı beceriyor.

 

GÜNÜN SÖZÜ

İyi ve muhteşem arasındaki fark

Sadece biraz daha gayrettir.

“Clerance”

 

Başkan Refik Yılmaz Televizyonda

Gemlik Belediye Başkanı Refik Yılmaz, AS TV ekranlarında 5 yıl içinde yaptığı hizmetleri anlattı.

Bu 5 yıllık hizmetin 2 yılının, CHP’li belediye yönetimine ait olduğunu hepimiz biliyoruz.

O, 2 yıllık döneme ait, usulsüzlük iddiaları ile, mahkemelere sevk edilen dosyalara yoğunlaşmadı. Ama o dönemde, Belediyenin borçları ödemede zorluk çektiğini anlattı. O dönemde Belediye ile iş yapan esnafın, Belediyeye karşı güvenini kaybettiğini vurguladı.

Bizim de zaman zaman vurguladığımız gibi sahil ve meydan çalışmaları sırasında yaptığı kamulaştırmaları ve pek çok yöneticinin cesaret bile edemeyeceği hizmetleri anlatma fırsatı buldu. Bu hizmetlerin Kumla’ya ve Umurbey’e ulaştığını belirtti.

Bu arada, üçüncü Gemlik Zeytin Festivalinin programını da, anlatma fırsatı buldu. 6 ülkenin konuk olduğu ve bu festivalin sadece zeytin festivali olmakla kalmayıp, aynı zamanda bir barış festivali de olacağını ifade etti. Refik Yılmaz konuşmasının finalinde deprem felaketine ve deprem konutlarına da değindi. 4 etapta, 338 konutun temelini attıklarını, devam eden bin 400 konuta ilave olarak, bin 600 konut yapılacağını bildirdi.

Gemport hisse satışından dolayı, konutlar için gerekli paranın da hazır olduğunu ifade etti. Biz de, Başkan Yılmaz’ı bu çalışmalarından dolayı kutluyoruz. Ve bu büyük ihaleler için mümkün mertebe tek firmadan ve oy çokluğu ile karar vermekten kaçınmalarını öneriyoruz.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Bir kez görmek.

Yüz kez sormaktan iyidir.

“Çin Atasözü”

 

Gemlik Zeytin Festivali Başladı

Üçüncü Uluslar arası Gemlik Zeytin Festivali başladı. 21 Eylül günü başlayan zeytin festivali, 24 Eylül Pazar akşamı,  Gökçe’nin sunacağı konserle sona erecektir.

Geçen sene yaşadığımız festival, daha geniş zamana yayılmıştı. Ve çok farklı olanları, bünyesine almıştı. Bu sene, daha kısa zamana sığdırıldığını ve öğrendik. Ve etkinlikler yönünden biraz daha sadeleştiğini hissettik. Ayrıca halk oyunları gösterileri ile, Umurbey mahallesinin, Kumla mahallesinin, ve özellikle Balıkpazarı mahallesinin, “vitrine çıkarılmasını” olumlu bulduk.

Sponsorlar içinde en başarılı kooperatifler içinde olan, Marmarabirlik’in logosunu da gördük. Ama etkinlikler içinde Marmarabirlik ismine rastlayamadık. Marmarabirlik, bu festivalde daha etkin bir rol aldığı taktirde, Marmara bölgesindeki bütün zeytincilerin, bu uluslar arası festival çatısı altına gireceğine, inanıyoruz.

Kısacası, bu uluslar arası festival de, Marmarabirlik’in birleştirici bir rol alması, şarttır. Bu vesileyle, bu uluslar arası projenin tasarlanmasında, tanıtımında ve uygulanmasında katkısı olan, her kişi ve kuruma, şükranlarımızı sunuyoruz.

 

 

 

GÜNÜN SÖZÜ

Ara sıra isyana yönelecek olsan bile

Hatırla ki, Kainatı yargılamak imkansızdır.

Kavgalarını sürdürürken bile. Kendi kendinle, barış içinde ol.

“Baltimore – 1816”

 

Nefret Edilen Bir Ülke

Amerika’nın bir ‘’Dünya Devleti’’ özlemi içinde olduğunu izliyoruz.

Bir zamanlar, ‘’Güneş Batmayan İmparatorluk’’ olarak nitelenen, Büyük Britanya gibi olmaya özendiğini hissediyoruz.

Ve. Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika’da, 700 yıl hüküm süren Osmanlı imparatorluğu gibi olmaya özendiğini görüyoruz.

Girdiği her bölgeyi kan gölüne çeviren bir ülke dünya devleti olamaz.

Bu hedefe kilitlenen bir devlet ancak mafya devlet görüntüsü verir.

Ve. Her zaman, zalim devlet görüntüsü verir.

Ve. Bu kafada olan bir devlet hızla çevresini ve ortaklarını kaybeder.

Ortağına silah satmayıp, ortağınla savaşan bir örgüte silah satan Amerika bir dost ülke ve ortak olamaz.

Nitekim Türkiye NATO ve AB’ne karşı güvenini kaybedip yeni ortaklık arayışına girmiştir.

İngiltere AB’den ayrıldıktan sonra Amerika ile ilişkiler zedelemiştir.

Londra’da ve Manchester’de patlatılan bombaların sebebi Amerika ile İngiltere ilişkilerindeki sıkıntılardır.

Amerika şimdi İspanya’yı kaşımayı kafasına koymuştur.

Katalanların referandumuna yer altından destek verip İngiltere ve Fransa’ya komşu olmayı amaçlamaktadır.

Kuzey Kore’yi kışkırtarak Çin’e yakınlaşmayı amaçlamaktadır.

Kısacası, bencil ve zalim Amerika’nın, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinden başka destekleyicisi, kalmamıştır.

 

Günün Sözü

İntikam,

İnsanlıkla ilgisi olmayan,

Bir kelimedir.

‘’Seneca’’

 

Gemlik’in depremle zorlu imtihanı

Gemlik’in depremle zorlu imtihanı

Gazeteci Namık Göz Yazı;

Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli deprem uzmanlarından biri olan ve Küçük Kıyamet olarak adlandırılan Marmara depremi sonrası öneri ve tespitleriyle kamuoyunun yakından tanıdığı Prof. Dr. Aykut Barka’yı ne yazık ki 2003 yılında kaybettik.
Barka, ABD’nin San Andreas fayı ile Kuzey Anadolu fay hattının benzerliklerini araştırmış ve iki fayın neredeyse ikiz olduğunu söylemişti.

Marmara Depremi sonrası Gemlik’e davet edilen Prof. Dr. Barka ile birlikte kenti dolaşmıştık. Kuzey Anadolu fayının güney kolu İznik-Gemlik hattını izleyerek Marmara Denizi’nde devam ediyordu.
Prof. Dr. Barka’ya Gemlik’i sorduğumuzda, kafasını iki yana sallayarak ilçe merkezinde konut olmaması gerektiğini söylemişti. Çünkü deprem anında hiçbir yapı bu zeminde kolay kolay ayakta kalmazdı. Öneri isteyen belediye yetkililerine şu anda yeni Gemlik Devlet Hastanesi ve belediyenin toplu konut yaptığı bölgeyi işaret ederek, “İlçeyi taşıyın” önerisinde bulunmuştu.

Aradan geçen zaman içinde Gemlik’te birçok bölge imara açıldı. İlçe merkezinde, belediye yeni yüksek katlı yapıya izin vermedi. Ancak, depremden önce yapılan konutların büyük bir bölümü duruyor.
Gemlik Belediye Başkanı Refik Yılmaz, kendisinden önceki başkanlar gibi Şahin Tepesi’nin eteklerindeki orman vasfını yitirmiş arazinin yerleşime açılıp, Gemlik’in bu bölgeye taşınması için çalışma yürüttü. Sonuç alamayınca Cihatlı Mahallesi’ne yöneldi. Bu bölgede Gemlik’in yeni hastanesi yapılıyor. Arkasında da köy merasında bin 400 konutluk proje. Geçtiğimiz pazar günü Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu’nun katıldığı törenle projenin 4’üncü etabı olan 388 dairenin temeli atıldı.

Yılmaz’a göre, orman vasfını yitirmiş makilik ve çalılık 80 hektar alan verilirse buralara 8 bin konut yapılacak. Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu’ndan da bürokratik pürüzlerin kaldırılmasına destek istiyor. Rakamlar ortada bin 400 konfut için 17 bin başvuru yapılmış yani Gemlikliler de sağlam konut istiyor. Eğer bu 8 bin konut yapılırsa deprem Gemlik için risk olmaktan çıkacak.

Ulaşım zor, teleferik şart

Öncelikle depreme dayanıklılık açısından seçilen bölge için söylenecek sözümüz yok. Ancak, ilçe merkezine uzak. Özellikle saat tuttum; özel araçla Gemlik merkezinden konutların bulunduğu alana gitmek 22 dakikamızı aldı. Yollar ise berbat durumda.
Projenin birinci kısmının manzarası da mükemmel hem deniz, hem de İznik Gölü görünüyor. Bu alan hastanenin hizmete açılmasıyla yeni cazibe merkezi haline gelecek. Tek endişem uzaklık ve yolların durumu.

Sanırım Büyükşehir Belediyesi’nin Bursa merkezi için düşündüğü şehir içi teleferik bu bölge açısından biçilmiş kaftan. Teleferik olursa hem hastaneye gidenler rahatlar hem de o bölgede bina yapılmayan bir arsa kalmaz.

5 milyonluk fatura

Bu arada, tören alanına girdiğimizde bu bölgede beni en çok üzen bir manzara ile ilk kez bu kadar yakından karşılaştım. Orhangazi’ye giderken yemyeşil tepelerin taş veya başka maden ocakları için kazılmasıyla ortaya çıkan görüntüye sanırım herkes tepki gösteriyordur.
İşte tam konutların yapıldığı tepenin karşısındaki iki tepede de taş ocakları faaliyet gösteriyor. Dikkatimi çeken görüntü için hemen Başkan Refik Yılmaz’a soruyorum; Böyle bir yerde bu tür ocaklara nasıl izin veriyorsunuz? Meğer Başkan Yılmaz da aynı konudan dertliymiş. Bakanlığa ocağın kaldırılması için başvuruda bulunduklarını ancak gelen yanıtla hayrete düştüklerini anlatıyor. Maden İşleri Genel Müdürlüğü, ocakların kaldırılması için belediyeye 5 milyonluk fatura çıkarmış. Yani belediye ocaklarda yapılan yatırımların bedelini öderse kapanırmış. Yılmaz’a göre hem böyle bir fatura hem de hesaplama yöntemi yanlış. Çünkü sadece ocakta bu kadar yatırım yapılması imkansız. Aşağıda yani yol kenarındaki tesis de hesaplamaya katılmış.

Yılmaz, özellikle tören platformunu ocağın karşısına koymuş ki derdini Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu’na anlatsın diye. Eğer kapanırsa, belediyenin burası için de projesi hazır yukarından toprak dökülerek yeniden ağaçlandırılacak. Umarız Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu’nun desteğiyle yeni konut alanı ve iki köy tozdan kurtulur.

Şahinyurdu Mahallesi Muhtarı Hüseyin Ağıl ve Cihatlı Muhtarı İsmail Altay da aynı şikayeti iletiyor. Ocaklar yüzünden yollarının kışın çamur, yazın da tozdan geçilmediğinden şikâyetçiler.