Köşe Yazıları

(CHP) Neden Değişim Yapmaz

(CHP) Neden Değişim Yapmaz

Son 70 yıllık siyasi çizelgesine baktığımızda,  Atatürk’ün kurduğu (CHP)’de, köklü bir değişim projesine rastlamadık.

Dönem dönem (CHP) yönetiminde, konjonktörel değişmeler olmuştur.

Ama partinin yapısı vbe hedefi ile ilgili, radikal bir projeye rastlanmamıştır.

Bir dönem hassas laiklik vitrine çıkarılmış, ama Anadolu seçmeni, partiden soğutulmuştur.

Bir dönem asker bürokrasi ile yakınlaşılmış ama Anadolu seçmeni ürkütülmüştür.

CHP bir dönem, asker ve yargı bürokrasisi ile gereğinden fazla yakınlaşmıştır.

(CHP)’li Nihat Erim, 1971 darbesi sonrası kurulan, ara rejim hükümetine, Başbakan olarak atanmıştır.

“Gerektiğinde, demokrasinin üstüne ipek şal örteriz” diyen Nihat Erim, hepimizi şaşırtmıştır.

Adı halk partisi olan (CHP), Anadolu mseçmenini, bir türlü yanına alamamıştır.

Yıllardır içindeki farklı hizipler yüzünden yorulmuştur.

Şimdi de parti içinde oluşan, değişimciler ile gelenekçilerin mücadelesini seyrediyoruz.

Değişimciler içerisinde, İmamoğlu, Engin Altay, Bülent Tezcan ve Tanju Özcan isimlerini duyuyoruz.

Gelenekçiler içerisinde ise, Kılıçdaroğlu, Oğuz Kaan Salıcı, Canan Kaftancıoğlu, Gürsel Tekin, Murat Karayalçın ve Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen isimlerini okuyoruz.

Bize göre, her iki listede yer alan isimlerin neredeyse tamamı, yıllardır gelenekçi çizgide takılıp kalmıştır.

Bu isimlerden, radikal bir değişim beklemek, imkansızdır.

CHP yönetimi, Anadolu seçmenine ve kırsal kesime yönelmelidir.

Bağımsızlık ve ülke güvenliği politiklarını ve söylemlerini, yeniden gözden geçirmelidir.

Günün Sözü:

Kendinizi yönetirken kafanızı.

Başkalarını yönetirken kalbinizi kullanın.

“Busy”

Glutatyon vücudu yeniliyor

Glutatyon vücudu yeniliyor

Glutatyon, insan vücudunda doğal olarak yer alan bir antioksidan maddedir. Merkezi sinir sisteminde bulunan sinir hücrelerinde ve karaciğer hücrelerinde üretilen glutatyonun yapısını 3 temel aminoasit oluşturur. Glisin, L-sistein ve L-glutamat, glutatyon yapısındaki amino asitlerdir. Glutatyon, toksik maddelerin ve ilaçların metabolizmasında, vücutta oluşan serbest radikallerin temizlenmesinde ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde görevlidir.

OKSİDATİF STRESİN AZALTILMASI

Oksidatif stres, vücutta serbest radikal oluşumundaki artış ve vücudun serbest radikaller ile baş etme mekanizmasındaki dengesizlikler nedeniyle meydana gelir. Oksidatif stresin ciddi boyutlara ulaşması pek çok hastalık için zemin oluşturur ve var olan hastalıklarda kötüleşmeye neden olabilir. Bu hastalıklar başlıca diyabet, periferik arter hastalığı, kanser ve romatoid artrittir. Glutatyon, güçlü antioksidan özelliğiyle oksidatif stresin etkilerini azaltmaya ve hastalıkların semptomlarının hafifletilmesine yardımcı olabilir.

KARACİĞER YAĞLANMASINDA HÜCRE DÜZEYİNDE HASARIN AZALTILMASI

Glutatyon eksikliğinde karaciğer hücrelerinde hasarın şiddeti artabilir ve karaciğer hücrelerinde ölüm görülebilir. Bu durum alkoliklerde daha şiddetli olmak üzere alkol kullanmayanlarda da karaciğer yağlanmasına neden olabilir. Glutatyonun kronik yağlı karaciğer hastalarında kandaki protein, enzim ve bilirubin düzeylerinde iyileşme sağladığını gösteren çalışmalar vardır. Yağlı karaciğer hastalarında glutatyonun en etkili takviye yöntemi serum glutatyon tedavisi şeklindedir.

Glutatyon vücudu yeniliyor
Glutatyon vücudu yeniliyor

İLERİ YAŞLI BİREYLERDE İNSÜLİN DİRENCİNDE İYİLEŞME

Yaşlanma ile birlikte vücutta glutatyon düzeyi ve glutatyon sentezi azalır. Bazı çalışmalarda düşük glutatyon seviyeleri yağ yakımı miktarında azalma ve yağ depolama miktarında artış ile ilişkilendirilmiştir. Glutatyon takviyeleri ile birlikte glisin ve sistein amino asitlerinin takviyesi insülin direncini iyileştirebilir ve yağ yakımını artırabilir.

Glutatyon C Terapisinin Faydaları Yaşlanma karşıtı olan, gençleşme iksiri olarak bilinen glutatyon tedavisi ve c vitamini bağışıklık sistemini güçlendirip, hastalıklardan korunmaya yardımcı olur. Vücuttaki glutatyonun azalması üzerine dışardan takviyesi yapılarak tekrardan hücrelerin korunması hedeflenir.

C Vitamini ve Önemi

Bağışıklık sisteminin zayıf düşmesi sonucunda genelde hastalıkların ardı arkası kesilmiyor. Bunun için C vitamini tüketimi bu gibi sorunların önüne geçmek için oldukça faydalı olacaktır. Dışardan alınan C vitamini takviyesi ile birlikte bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Bunun besinlerle almak mümkünken glutatyon tedavisi ve c vitamini şeklinde de alınabilir. Üç aminoasitten oluşan; sistein, glisin ve glutamin şeklinde karşımıza çıkar. Hastalıkların önüne geçmek, yaşlanmayı azaltmak, sağlıklı kalmak ve en önemlisi ise bağışıklık sistemini en iyi şekilde kuvvetlendirmek için kontrol altına alınır.

C Vitamininin Faydaları Nelerdir?

C vitamini, vücut için büyük öneme sahip olan takviyedir. C vitamini birden fazla etkiyi ve faydayı beraberinde getirip, hastalıklara karşı koymayı hedefler. Uzman hekim tarafından alınan C vitamini takviyesi, damar yolundan verilerek kronik rahatsızlık semptomlarının hafifletilmesi hedeflenir. Böylelikle fiziksel gücün arttırılması, felç ve inme hastalıklarının aza çekilmesi, kanserin önlenmesi ve tedavisinde kullanılması için çok büyük önem taşır.

 Muhalefet  Partilerinin Geleceği

 Muhalefet  Partilerinin Geleceği

(CHP) Liderliğindeki  Millet  ittifakı , ard arda iki seçimi  kaybettikten sonra,ortalık sallanmaya başladı.

Ortaklar arasında,suçlamaları ve sitemleri duymaya başladık.

En büyük darbeyi ortaklığın lideri,(CHP) yedi.

Kılıçtaroğlu’na en yakın isimler,şimdi kılıçtaroğlu’nun karşısında,yer almaya başladılar.

Bülent TEZCAN , Engin ALTAY , Aytuğ ATICI  ve Engin KOÇ  gibi (CHP) nin ağır topları, değişimden yana tavır koydular.

Şimdi, bu kaygan zeminde,(CHP) vitrininde yer alan isimlerin,birbirlerini tasfiye etme hamlelerine tanık olacağız.

Kılıçtaroğlu,bu sıkıntılı günleri atlattıktan sonra, çok ‘ince’ siyasi oyunlar göreceğiz.

Kılıçtaroğlu,Muharrem İnce’yi Cumurbaşkanı adayı yaparak, Muharrem İnce’den kurtulmayı başarmıştır.

Şimdi,İmam Oğlu’nu yeniden İstanbul Başkan adayı gösterip,ondan da kurtulmayı deneyecektir.

Millet ittifakındaki küçük partiler ise,silinip gitmiştir.

(CHP) desteği ile,mecliste gurup kuran saadet ve Gelecek Parti’si, bir süre daha siyasi gündemde kalmayı becermişlerdir.

İyi partinin,ona buna çattığına bakmayınız.

Yerel seçimler öncesinde yine (CHP) saflarına yaklaşacaktır.

Bazı büyük şehirlerde,Başkan çıkarma şansını,zorlayacaktır.

Mart seçimlerinden sonra da,İyi Parti’nin çöküşünü göreceğiz.

Günün Sözü;

Kapalı  gözler,

Ruhu seyretmenin en güzel şeklidir.

‘Victor Hugo’

Ekonomi Modelimiz Değişti

Ekonomi Modelimiz Değişti

Ekonomi modelimiz neden değişti.

Hazine Bakanı Nebati döneminde, hedef piyasayı canlı tutmaktı.

Enflasyon oranlarına yakın miktarda zamlar yapılarak, halkın satın alma gücüne destek verdi.

O günkü yönetimin, üretimi ve piyasayı canlı tutmaktan başka şansı yoktu.

Bu tarz tedbirlerin, enflasyonla mücadeleye ters düştüğünü, o günkü yönetimde biliyordu.

Ama muhalefetin kışkırttığı halkın, sokağa dökülmesi istenmiyordur.

Ayrıca, o günkü yönetimin, son yıllardaydı 2023 seçimleri kapıdaydı.

Peki şimdi ne olduda ekonomi modelimiz tamamen değişti.

Eski yönetimde, hiç gereği yok iken, her ay 1 puan faiz indirimi, yapıyorduk.

Şimdi ise, ekonomik mecburiyetten, politika faizini bir defa da, (%8,5) dan (%15) lere çıkardık.

Belki ay sonunda, (%20) ye çıkaracağız.

Çünkü, döviz tırmanışını durdurmak için faizleri olması gereken yere oturtmalıyız.

Uygulanacak sıkı para politikası nedeniyle alışveriş azalacak ve fiat indirinleri başlayacaktır.

Ayrıca, alışverişte durgunluk yaşanacak, büyüme hızımız aşağılarda kalacaktır.

Kısacası, sıkı para uygulaması, bir mecburiyettir.

Yoksa, yüksek enflasyon oranı kadar maaşlara zam yapmanın, sonu yoktur.

Sözün kısası, yüksek enflasyonla mücadele şimdi başlamıştır.

Döviz kurları ve fiat artışları, kontrol altına alındığı taktirde, maaşlara yüksek zam yapmaya gerek kalmayacaktır.

Günün Sözü:

Dünle beraber gitti,

Düne ait ne varsa cancağızım.

Bu gün yeni şeyler söylemek lazım…

“Mevlana”

Göz sağlığını korumak için neler yapmalı?

Göz sağlığını korumak için neler yapmalı?

Yaz aylarında güneşin çok etkili ve parlak olduğu zamanda güneş gözlüksüz dışarı çıkmayınız.

Sigaranın diğer organlarımıza olduğu gibi gözümüze de olumsuz etkileri vardır, sigara içmeyiniz.

Bol bol C vitamini tüketin, katarakt riskini azaltmaktadır. Bol sebze ve meyve tüketin, göz sağlığınızda olumlu etkileri vardır.

 

Göz sağlığını korumak için neler yapmalı?
Göz sağlığını korumak için neler yapmalı?

Gözde yanmanın sebepleri nelerdir?

Gözlerde yanma herhangi bir hastalık olmamasına rağmen çok sık karşılaştığımız bir durumdur. Bazen gözyaşınız, göz kapaklarınız, göz yüzeyini örten beyaz zar veya kornea ilgili bazı hastalıklar da bu duruma neden olabilir. Göz yanmasına sebep olacak olası birçok sebep vardır. Göz yanmasına sebep olacak çevre faktörlerinden bahsedecek olursak; duman, toz, kirli hava, şampuan, sabun ve buna benzer birçok etken göz ile temasa geçtiğinde yanma oluşur. Göz yanmasına sebep olan faktörler göz ile ilgili ciddi sonuçlar ortaya çıkarmaz. Bol su ile yıkayıp gözü biraz dinlendirmek yeterlidir. Eğer yanma günlerce devam ederse mutlaka bir göz doktoruna başvurunuz.

Gözlerde kanlanma hangi hastalığa işaret eder?

Göz kanlanması ihmale gelmeyecek bir göz rahatsızlığıdır. Zamanla geçer diye beklenilecek bir rahatsızlık değildir. Çok nadir olarak, gözde bulunan konjoktiva yüzeyinde damarların genişlemesine bağlı olarak çatlamalar ve bu çatlamalara bağlı olarak kanlanmalar meydana gelebilir. Ani çıkışlı göz tansiyonu, alerjik durumlar, göze giren yabancı cisimler, güneşe maruz kalma gibi birçok neden göz kızarıklığı nedenlerindendir. Oluşum sebebine göre tedavi yöntemi farklı bir yol izler. Her birinin tedavi süreci ve şekli birbirinden farklıdır.

Bilgisayara bağlı göz problemleri ve çaresi nedir?

İnsanın net görebilmesi, gözün enfeksiyonlara karşı korunması ve göz yüzeyinin kayganlaştırılması için belli bir miktar göz yaşına ihtiyaç vardır. Bu gözyaşı gözün üst dış kısmındaki ve kapakların iç yüzeyini örten zardaki bezlerden salgılanır ve burun tarafındaki pınarcıklardan buruna aktarılır. Gözyaşının göz üzerinde düzenli dağılımı için göz kırpma refleksine gerek vardır. Günümüzde sık kullanılan bilgisayar monitörleri ve diğer monitörlü araçlar göz kırpma refleksini azaltarak kuruma meydana getirirler. Hasta bu durumda gözünde yorgunluk, yanma, batma, ışığa duyarlılığın artışı gibi şikâyetler hisseder. Tedavide planlı çalışma, belli aralıklarla dinlenme, yüzü ılık suyla yıkama ve gerekirse gözyaşı destekleyici ilaçlar önerilir. Ayrıca monitörden gelen ışınlar yansımalara yol açarak gözü rahatsız eder. Bunu engellemek için koruyucu filtreler ya da antirefle camlı gözlüklerin kullanılması gerekir.

Ani görme kayıplarının sebepleri nelerdir?

Ani görme kaybına yol açan birkaç hastalık vardır. Bunlardan ilki ani göz içi basıncı yükselmesidir. Özellikle loş ortamlarda ve sıkıntılı zamanlarda meydana gelen bu durumda göz içi sıvısının gözü terk ettiği bölge tıkanır, göz içi basıncı yükselir, göz ağrısı, baş ağrısı ve mide bulantısı gibi şikâyetler meydana gelir. İkinci durum kafa içi basınç artışıdır.

Bu durumda baş ağrısı ve mide bulantısı gibi şikâyetler görme bozukluğundan daha fazla dikkati çeker. Üçüncü olarak beyin damar hastalıklarında meydana gelen ani görme kaybıdır. Bu duruma da diğer şikâyetler pek fazla katılmayabilir. Migren hastalığı olanlarda da bahsetmiş olduğunuz şikâyetler meydana gelir.

(CHP) De Değişim Anadoludan Başlamalı

(CHP) De Değişim Anadoludan Başlamalı

Ak parti 21 yılında, (CHP)’ye karşı 17 galibiyet aldı.

Bu galibiyetlerin 9 adedi Kılıçdaroğlu dönemine rastladı.

14 Mayıs seçimleri, (CHP) için en uygun ortamdı.

Son üç yıl içinde salgın hastalık yaşamıştık.

İki yakın komşumuz savaş halindeydi.

Ayrıca, 10 ilimizde asrın en geniş kapsamlı deprem felaketini yaşamıştık.

Sözün kısası seçim günü Millet İttifakının kazanması için en uygun ortam oluşmuştu.

Üstelik hayat pahalılığı da çekilmez hale gelmişti.

Ama  bütün bu olumsuzluklara rağmen, Cumhur İttifakı seçimleri kazanmıştı.

Çünkü, ülke güvenliğini ve bağımsızlığını ön plana almıştı.

Cumhur İttifakı, Anadolu seçmeninin önceliklerine, yabancı değildi.

Ayrıca deprem bölgesinde yaptığı yoğun çalışmalarla güven kazandı.

Kılıçdaroğlu “Yeni yapılacak konutlardan hiç para almayacağız” demesiine rağmen, deprem bölgesi halkı Cumhur İttifakını tercih etti.

Millet İttifakı lideri olan (CHP) vizyonununu değiştirmedi.

Yönetimlerde, üç bheş kişiyi  değiştirdi ama yapısal bir değişikliği beceremedi.

“Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Atatürk’ün partisi olan (CHP) yabancı uzmanlardan destek arar hale geldi.

(CHP)’nin destek araması gereken tek yer Anadolu seçmenidir.

(CHP)’nin Anadolu seçmenini yanına alması için, uyması gereken koşullar şunlardır;

-Terörle arasına mesafe koymaktan kaçınan partilerle ortaklıktan kaçınmalıdır.

-Parti teşkilatlarında, mezhepçi bir yapılandırmadan uzak durulmalıdır.

-Nefret ve yalan yüklü siyasi politikalardan, vazgeçmelidir.

Günün Sözü:

Kendine yardım edene,

Tanrıda yardım eder…

“B.Franklin”

Kurban Bayramına Girerken

Kurban Bayramına Girerken

Bu Kurban Bayramı öncesinde tüm emekliler, hem maaşlarını hemde ikramiyelerini erken aldılar.

Bu bakımdan çok hareketli ve verimli bir alışveriş potansiyeline tanık oluyoruz.

Esnafın şikayetlerine kulak asmalıyız.

Büyük çarşılarda çok kalabalık alışveriş gruplarına rastlıyoruz.

Ama kurban fiyatları yüksek oluğu için, bu bayramda kurban satışlarında bir gerileme olabileceğini düşünüyorum.

Bayram sohbetlerinde siyasi konulardan mezhep ve ırkçı tartışmalardan uzak durulmasını tavsiye ediyoruz.

Bu bayramın hem aile olarak, hemde toplum olarak barış ve hoşgörü içinde geçmesini diliyoruz.

Çağdaş olmak, geniş yollar yapmak, büyük apartmanlar dikmek ve güzel giyinip kuşanmak değildir.

Çağdaşlığın en önemli kriteri, farklılıkların birlikte yaşamayı becermektir.

Bu yaşam felsefesini, günlük hayatımızda uygulamaktır.

Bu bayramlar toplumun tansiyonunun düşmesi için, büyük büyük fırsattır.

Bu güzel geleneklerimizi toplumumuzun ruh sağlığını güçlendirmek için en uygun biçimde kullanmalıyız.

Artık siyasi bayramlaşmalar sonrasında nefret arttırıcı, eleştirici ve bölücü konuşmalar, duymak istemiyoruz.

Ayrıca, toplumu dehşete düşüren, kurban kesme görüntülerine de, tanık olmak istemiyoruz.

Tüm okurlarımızın Kurban Bayramını kutluyorum.

Günün sözü:

İyi yontulmuş taşlar,

Harca gerek kalmadan ,

Kendiliklerinden birleşirler.

“Cicero”

Gözümüzü iyi besleyelim!

Gözümüzü iyi besleyelim!

Teknolojinin ilerlemesi hayatımızı birçok yönden kolaylaştırmış olsa da, uzun süre bilgisayar, tablet ve telefon ekranına bakmak göz sağlığını olumsuz etkiliyor. Özellikle teknolojik aletlere çok yakından ve uzun süreli bakmak, gözün yorulmasına neden oluyor. Bununla birlikte bazı hastalıklar, yetersiz beslenme gibi nedenlerden ötürü göz sağlığında bozulmalar meydana geliyor.

Gözümüzü iyi besleyelim!
Gözümüzü iyi besleyelim!

Bu durum gözlük ve numaralı lens kullanımına yol açıyor. Göz sağlığını koruyan ve güçlendiren vitaminler sayesinde, gözlerinizin bozulmasına dur diyebilirsiniz. Gözlere iyi gelen yiyecekler ve vitaminler nelerdir diye merak edenler için, bu besinleri sizlere sunuyoruz.

İstiridye, yaşa bağlı makula dejenerasyonunun ilerlemesini yavaşlatabilen çinko ile yüklüdür. Çinko; hindi, yumurta, yer fıstığı ve kepekli tahıllarda da bulunur.

Balık, özellikle somon, omega-3 yağ asitleri ile doludur. Omega-3   yağ asitleri, retinanın görsel sağlığını geliştirmeye yardımcı olur ve kuru gözlerin önlenmesine yardımcı olabilir. Somon, sardalye ve ringa balığı en fazla omega-3’e sahiptir, ancak pisi balığı, pisi balığı ve ton balığı da iyi kaynaklardır.

Göze iyi gelen besinler arasında E vitamini yönünden zengin avokado bulunmaktadır. Buğday tohumu, ayçiçeği, keten tohumu ve yumurta düzenli tüketildiğinde göz rahatsızlıklarının da önüne geçilebilir.
Göze İyi Gelen Besinler Nelerdir?

Göze iyi gelen pek çok besin bulunur. Daha iyi görmek ve göz sağlığını korumak için A vitamini açısından zengin olan tatlı patates, havuç, kabak ve lahana gibi gıdalar tüketilmelidir. Balık yağı ve kavun gibi besinler beta karoten içerir. Beta karoten ise göz sağlığı için önemli bir ihtiyaçtır. Brüksel lahanası ile kırmızı dolmalık biber içerisinde de yüksek miktarda A vitamini bulunur. Kayısı da göz sağlığı için tüketilmesi gereken besinler arasında yer alır. Lutein ve zeaksantin içeren bazı besinler de göz sağlığının korunmasında çok etkilidir. Bunlar genellikle şalgam, marul, kabak, fıstık ve mayalı gıdalar olarak bilinir. Balık ürünleri de daha iyi görebilmeyi sağlar.
Göze iyi gelen havuç da sık sık tüketilmelidir. İçerdiği zengin besin değeri ile havuç önemli bir sebzedir. Havuç içinde bulunan beta karoten göz sağlığını korumakta da çok etkilidir. Ayrıca kivi ve çilek gibi bazı meyveler göz sağlığını korur. Ahududu da göz sağlığının koruyan ve iyileştiren en önemli meyvelerden bir tanesidir. C vitamini açısından zengin olduğu için de sık sık tüketilebilir.
Brokoli gibi yeşil sebzeler kırmızı  dolmalık biber çeşitleri de göz sağlığını koruduğu için haftada belli günler düzenli olarak tüketilmelidir. E vitamini açısından zengin olan fıstık ve buğday tohumları da beslenme listelerinde mutlaka yer almalıdır.

Geçmişte (CHP)’nin Değişim Projeleri

Geçmişte (CHP)’nin Değişim Projeleri

Altılı masadan ve küresel sermayeden büyük destek gören (CHP), 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerindi kazanamadı.

Hezimetin ardından parti içi hesaplaşmalar başladı.

Her alanda değişim, talepleri yoğunlaştı.

Kılıçdaroğlu, parti yönetiminde değişiklik yaparak, değişim isteyenlerin gazını almaya çalıştı.

Ama yapılması gereken değişim, birkaç kişiyi görevden almakla ve birkaç kurul üyesini değiştirmekle sağlanmaz.

Atılması gereken ilk adım, ülke güvenliğini ve ülke bağımsızlığını ön plana almak, olmalıdır.

Ayrıca, son seçimlerden alınması gereken ders her zaman hatırlanmalıdır.

Anadolu seçmeni ve kırsal kesim, Türkiye için olmazsa olmaz, bir kesimdir.

Geçmiş yıllarda, İnönü (CHP)’yi, ideolojik akımlardan korumak için, “Ortanın Solu” projesini gündeme getirmişti.

Bu proje, o dönemde gündemde olan, Kominizm ve Kapitalizme karşı, orta bir yolun tercih edilmesiydi.

Daha sonraki yıllarda rahmetli Deniz Baykal Anadolu seçmeninin önemini anlamış, ve “Anadolu Solu” projesini, kamuoyuna açıklamıştır.

Zaten, Anadolu seçmeni önemini, son seçimlerde görmüştük.

(CHP), Büyük şehirleri ve sahilleri önde bitirmesine rağmen, seçimleri kaybetmişti.

Yeni dönemde (CHP), seçmenleri inandıracak, milliyetçi ağırlıklı bir proje üretilmelidir.

Ama, bu proje (HDP) ortaklığı ile, birlikte yürümez.

Sığınmacıları düşman gibi görmek ve ülke çapında gergin bir ortam yaratmak da olmaz.

Bakalım (CHP), nasıl bir proje yapacak.

Günün Sözü:

Akıllı adamların tek içkisi sudur…

“Thoreaw”

 

 

EKONOMİDE YENİ DÖNEM. KURDA BEKLENTİ. İKİLEMDE OLAN GAZETECİLER VE SANATÇILAR

EKONOMİDE YENİ DÖNEM. KURDA BEKLENTİ. İKİLEMDE OLAN GAZETECİLER VE SANATÇILAR

28 Mayıs seçimleri sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “güçlü bir ekonomi için güven ve istikrar” diyerek Mehmet Şimşek’i tam yetkili Hazine ve Maliye Bakanı olarak atadı. 2009-2015 yılları arasında Maliye Bakanı, 2015-2018 yılları arasında ise Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapan Mehmet Şimşek, kurumsal bağımsızlığa, bütçe disiplinine, ekonomik reformlara ve Ortodoks politikalara olan inancı ile bilinen bir isim.

Yaşanan ekonomik sıkıntılardan sonra Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında seçeneği kalmadı. Bakan Şimşek, “Kurala dayalı Türkiye ekonomisi, özlenen refaha dönmede önemli. Makro finansal istikrarı öncelik hale getireceğiz. Zaman kaybetmeden çalışmaya başlayacağız. Enflasyonu hemen tek haneye düşürmeye çalışacağız” açıklamasına baktığımızda Ortodoks modele geri döneceğiz diyor. Kurallara dayalı ekonomi. Makro finansal istikrarı önleyeceğiz diyor. Bu cümleler bilmediğimiz şeyler değil. Şimdiye kadar çok fazla denedik. Heterodoks denedik. İstikrarı olmayan, seçime giderken mikro çalışmalarla, manuel yöntemlerle, yapılan ara regülasyonlarla ilginç bir modelle geldik. Bakan Şimşek’in önünde birtakım problemler var: 1. Enflasyon. 2. Ödemeler dengesi. 3.Para politikası. 4. Heterodoks ile gelen regülasyonlar var. Onların düzelmesi lazım. Yabancıları çekmemiz lazım.

Ekonomide rasyonel zemine dönüş başladı. Üretim, istihdam ve ihracat odaklı ekonomi modelini hayata geçiren Türkiye’nin yeni dönemdeki yol haritasını belirleyen acil eylem planında üç unsur; teknolojik atılımın sürmesi, katma değerli ürün ihracatının artması ve turizm gelirleri yer alıyor. Yeni yönetimin etkisiyle kısa sürede 100 milyar dolarlık yatırım hedefleniyor. 22 Haziran Perşembe günü yeni ekonomi yönetiminin test edilecek bir faiz kararı var. Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan ilk kez Para Politikası Kurulu toplantısına başkanlık edecek. Faizin arttırılması konusunda birçok söylemler var. Yüzde 20 diyen de var, yüzde 25 diyen de var. Ne var ki, düşük faiz politikasından Faiz artış politikasına geçişte faiz artışı yüzde 25’leri bulmaz. Bu doğru bir yaklaşım değil. Bana göre yeni yönetimin inandırıcılığını yok etmek için yapılan bir manipülasyon. Evet faiz artışı olacak. Yüzde 8,5 olması beklenen faiz artışı önümüzdeki ay da devam edecek.

KURDA BEKLENTİ VE BORSADA SON DURUM

Yatırımcı gelip hemen üretime girmez. Ama kısa denemde hızlı çözümler. Para borsaya, euroondlara gelir. Ülkeye rezervlerin gelmesi öncelik olacak. Dolar 23,60 TL oldu zaten. Kur zaten artmaya başladı. Dolarda yükselişin devam edeceğini öngörüyorum.  Dış ticaret açığının önüne geçmek için doların artması lazım. Kurun yukarı çıkması lazım. Ve buna izin verdiler. Peki ne kadar gider? 24-25’leri konuşuyorduk. Bana göre 27-28 TL’yi görür. Kademeli olarak yukarıya çıkış olması lazım.

TCMB’nin faiz kararı ve sonrasında piyasaya etkileri takip edilecek. Faiz artışının; talepte ve ekonomide soğuma, TL’ye değer kazandırma, ekonomideki yavaşlamaya bağlı olarak kredilerde sıkılaşma ve enflasyon hızında düşüş gibi bazı sonuçları beraberinde getirmesi muhtemel. Faiz kararıyla piyasaların Mehmet Şimşek’e tanıdığı kredinin sınırları da test edilecek. TCMB tarafından yapılan döviz satışlarıyla döviz kurları baskı altına alınırken özellikle ihracatçıların yakınmaları haber akışlarının içinde yer almıştı. Ayrıca yabancı yatırım bankalarının raporlarında kurlarda yukarı hedefler veren değerlendirmelere sıkça rastlamıştık. Piyasaların kur artışıyla ilgili beklentileri bu anlamda karşılanmış oldu.

Yeni yönetim, ikiz açıklar (cari ve bütçe) gibi ciddi bir sorunla işe başlayacak. TCMB rezervlerinin durumu malum. Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı, zammı takip eden sabit gelirli ve emekliler gibi başkaca çözüm bekleyen noktalar mevcut. Şartların ve sorumluluklarının ağır olduğunu Bakan Şimşek biliyor ve bunu açıkça dillendirmişti. Halktan yeni güvenoyu alan bir hükümet yanında olacak. Bu açıdan piyasa şartlarının ve ekonomi biliminin gereklerinin uygulanması konusunda desteği var. İç ve dış piyasalar da ilk tepkilere göre bir kredi tanımış durumda.

Borsa İstanbul’da kâr satışlarına rağmen çıkış eğilimi korunuyor. Döviz kurları ve gösterge tahvil faiz oranlarında da yükseliş hâkim. Birbirine alternatif iki piyasanın (para ve sermaye) aynı yönde hareket etmesi bazen piyasa şartları gereği olabiliyor. Bulunduğumuz dönem de öyle bir süreç. Bu görünüme sebep olan gerekçe, seçim sonrası gelen yeni ekonomi yönetimi ve politika değişikliği olasılığı. Bu açıdan 22 Haziran’daki TCMB toplantısı ve faiz kararı değişikliğin ilk eşiği gibi görülüyor. Beklentiler, faiz artışlarının başlayacağı yönünde. Agresif mi, yoksa ılımlı mı olacağı konusunda net görüş oluşmuş değil.

İKİLEMDE OLAN GAZETECİLER VE SANATÇILAR

Batı ülkelerinde seçim yapılır ve biter. Bir gün sonrasında herkes günlük hayatına devam eder. Bizde ise maalesef tam tersi. Seçimler bitti, sonuçlar ilan edildi, yeni hükümet kuruldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yurt dışı ziyaretlerini yaptı, Haftalık Bakanlar Kurulu toplantısını yaptı. Ne var ki, sandıktan çıkan sonucu hâlâ hazmedemeyenler var. Millet ittifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlunun kaybetmesine bahaneler üreten, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy atanlara ise maalesef ağza alınmayacak ifadeler kullananlar oldu. Batı ülkelerini örnek veriyorlar ama kendileri hiç örnek almıyorlar. Seçim bitti artık gündelik hayatımıza devam edelim.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na bırakması yönünde baskılar var. MYK üyelerini ve sonrasında Danışmanlarının işine son veren ve “Ben buradayım”  diyen Kılıçdaroğlu’na seçim döneminde açıktan destekleyen bazı gazeteciler ve sanat camiasındaki isimler çıkmazın içindeler. Örneğin Fatih Portakal, Uğur Dündar ve İsmail Saymaz.  Seçim döneminde Türkiye’nin yeni lideri” dedikleri Kılıçdaroğlu’na bu günlerde ayar vermeye, had bildirmeye çalışıyorlar ve yerden yere vuruyorlar. Kısacası CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun kellesini istiyorlar.  Yılların gazeteci Dündar, Saymaz ve Portakal’a sormazlar mı? Siz, Kılıçdaroğlu ile birlikte kader birliği yapmadınız mı? Birlikte çalışmadınız mı? Evet siz seçim döneminde yalan ve yanlış anlatarak gerçekleri söylemekten kaçındınız. Siz gazeteciler başta olmak üzere Ekrem İmamoğlu’nun da, Mansur Yavaş’ın da, Yedili Masada oturan Liderlerin de kabahati var. Seçimin kaybedilmesinde tek suçlu Kılıçdaroğlu değildir. Siz gazeteciler Cumhurbaşkanlığı koltuğuna otursaydı hak bile iddia ederdiniz, İmamoğlu güzellemesi yapardınız. TDH Lideri Sarıgül’e bakın Erzincan’da çalıştı ve seçilerek Meclis’e girdi. Altılı masada bulunanlar gibi CHP’den hemen ayrılmadı ve CHP’de kaldı. Sizler gibi Kılıçdaroğlu’na saldırmadı.

Peki, sanat camiasına ne demeli?

Gerçek sanatçılar kendi toplumlarının veya başka toplumların yaşamlarını bozacak, huzurlarını kaçıracak çalışmalara imza atmazlar. Yasadışı işlere girişmez, kimseyi hor görmezler. Cehaletle alay eden filmler çekmez ve kitap yazmaz. Batı ve ABD başta olmak üzere ödül almak uğruna ülkesini kötülemez ve şikayet etmez. Bir şarkıcı, oyuncu siyaset yapar, politik tavır sergiler. Kimse de itiraz edemez. Ancak siyasi tercihlerinden dolayı halka öfke besleyemezler. Oyuncu Eda Ece’ye bakıyorsun içindeki nefreti kusuyor. Melek Mosso, Merve Dizdar ve Asiye Dinçsoy gibi örnekleri çoğaltmak mümkün. Anlaşılan sanat camiasının bir kısmı seçim travmasını atlatamayacak. Travma yaşayan bu tip sanatçılar bırakın toplumun aynası olmasını, kendilerine bile hayırları olmaz.

 

Kalın sağlıcakla…