Köşe Yazıları

Amerika Düşmanlığı Tırmanacak

Amerika Düşmanlığı Tırmanacak

1968 kuşağı, bu günün (Y) kuşağından çok daha ağır sorumluluklar, yaşadı.

1968 yılında, Sosyal Demokrat, Dev-yol, Dev-Sol ve Maoculuk gibi, çok parçalı bir sol İdeoloji, vardı.

Sağ kesimde ise, kalabalık, içe kapalı ve muhafazakar bir kesim ile, az sayıda ama, atak bir milletçi grup vardı.

Sosyal demokratlar, ideolojik olarak orta Avrupa’ya yakındı.

Dev- Yol Dev- Solcular ise, Doğu Blokuna ve özellikle Sovyetler Birliğine daha sempatik bakıyordu.

Maocular ise, Çin Halk Cumhuriyetinin, bir acentesi gibiydi.

Nato ve Amerika, bu bölünmüş tablodan, bir “Türk İslam” projesi çıkardı.

Ve Kominizim tehlikesini ön plana çıkararak, milliyetçi Muhafazakar gençliğin , önünü açtı,

İnönü’nün ortanın solu projesi bile, tehlikeli olarak görüldü.

Ortanın Solu, Moskova’nın Yolu sloganı ile, daha doğmadan öldürüldü.

Bu dönemde, kominizim ile mücadelede, Türkiye’nin yanında görünen Amerika, aynı dönemde de, (P.K.K) ‘yı da hem besledi, hem de büyüttü.

Geçmişte silahları (P.K.K)’ya, helikopterlerle atıyordu.

Bu gün ise, (YPG) ye binlerce tırlarla gönderiyor.

Baktık gördük ki, dost ve ortak olarak görünen Amerika, Türkiye’nin kuyusunu kazmaya çalışıyor.

Yıllar boyu, düşman gördüğümüz Rusya ise, komşuluğun gereğini yapıyor ve Türkiye’ye destek veriyor.

İste şu anda, bu noktadayız.

Artık eski dost ve ortağımız Amerika, en büyük düşmanımız olmuştur.

Eski ve en büyük düşmanımız Rusya’ya ise, bu gün başta enerji olmak üzere, bizi her konuda destekleyen komşumuz olmuştur.

Bu gün, Fırat’ın Doğusuna yapmak zorunda olduğumuz, büyük harekat öncesi içinde bulunduğumuz siyasi ve askeri konjonktör  budur.

Şimdi terörle 40 yıldan beri yaptığımız savaşın, gerçek azmettiricisi Amerika ile, karşı karşıyayız.

Amerika’da, bu konumuna inkar etmeyerek, (YPĞ) yi desteklemeye devam ediyor.

Böyle bir günde, iktidar ve muhalefet olarak, birlikte olmak zorundayız.

Günün Sözü: Az anlamak Ters anlamaktan iyidir.”A.France”

 

Bursa Spor Moralini Bozmamalı

Bursa Spor Moralini Bozmamalı

Bursaspor, deplasmanda başarılı olamıyor.

Türkiye kupasında, Muğla deplasmanından gelip döndük ama, son dakikalarda oyun bir gelip, bir gitmişti.

Altay’a karşı, Menemen’de almış olduğumuz yenilgi, Adana’da ki yenilgimize benziyor.

Adana’da da Menemen’de de, daha oyunun başında, çok goller yedik.

Demek ki, Bursa’daki maçlarda, taraftarın oyunun başında, takımımızı ateşlemesi , çok önemliymiş.

Altay maçında , dokuzuncu ve otuzuncu dakikalarda, çok erken goller yedik aslında, bizde devre biterken bir gül attık ama, oyuna ortak olacak, ikinci golü bulamadık.

Koskoca ikinci yarıda bir türlü oyuna çeviremedik, topa hakim olduk ama maçı galip bitiremedik.

Topla oynama yüzdesinde, 67 ye ulaşmamıza rağmen, galip gelen taraftar Altay oldu.

Artık, yılların futbolcusu Özer’i de, ilk onbir de görüyoruz.

Ama Özer’in, rakip futbolcularla dalaşmasına ve hakemlerle uğraşmasını, istemiyoruz.

7 maç oynadık, 3 maçta yenildik, 4 maçta galip geldik.

Geçen yıl olduğu gibi, beraberliklere, abone değiliz.

Henüz takım oyununu, beceremedik mücadele ediyoruz ama, dönem, dönem çabuk oynamak isterken, telaş yapıyoruz çok gol yiyen bir takım durumundayız.

Savunmamız paylaşmada, eksiklerimiz var. Adam markajında, çok çalışmalıyız.

Yalçın hocada, maça kötü başlıyoruz ve erken gol yiyoruz diyor.

Hatamızı anladıysak, mesele yoktur.

Bu genç takımı, hem fizik olarak, hem de psikolojik olarak, iyi hazırlamalıyız lig ve kupada onlara güveniyoruz.

 

Milliyetçi Çizgi Yükseliyor

Milliyetçi Çizgi Yükseliyor

Diyarbakır (HDP) İl binası önünde eylem yapan Anneler, siyasetin yeniden biçimlendirilmesine, vesile olacaktır. Bu eylem, (CHP) ile İYİ parti ve Saadet Partisi ilişkisini de, gevşetecektir.

Bu eylem, (CHP) ile (HDP) nin örtülü ortaklığını da, zora sokacaktır.

(HDP)nin kacırılan çocuklarla anılması ise, (HDP) nin siyasi geleceğinide, etkileyecektir.

Önümüzdeki dönemde (YPG) için, “onlar saldırmaz” diyen Kılıçtaroğlu ile de, ortak olmak isteyen partiler gönülsüz olacaklardır.

Ak parti cephesinde ise, dindar muhafazakar kesimin, vitrinden düştüğünü göreceğiz.

Muhafazakar- dindar  çizgiy, sadece “FETÖ” cülerde değil,Ak parati yönetimindeki, çekirdek kadroda zarar vermiştir.

Davutoğlu ve Babacan yeni parti çalışmaları ile, seçmene altarnatif olamaz.

Çünkü seçmenin yeni tercihi, her partide  var olan Milliyetci çizgi olacaktır.

Yani Ak partinin küskünleri dahil,farklı kesimlere oy vermiş seçmen grubu, milliyetci kesime kayacaktır.

Zaman içinde Ak Parti ile (MHP) ortaklığında, (MHP) nin ağırlığı artacaktır.

Önümüzdeki dönemde, Amerika’nın ve (AB) nin tek umudu, (CHP) liderliğindeki bir koalisyon kurulmasıdır.

Ama (HDP) önünde eylem yapan Anneler, bu projeyi zora sokmuşrtur.

Erdoğan’ın kozu ise, Rusya ve İran ile kurılan yakın ilişkilerdir.

Aslında, konu Cumhur ittifakı ile, Millet ittifakınnın, mücadaelesi, değildir.

Mesele yakın gelecekte, ülkemizin yeni yol haritasıdır çok eski tarihlerde, böyle bir tercihi, bize hiç sormazlardı .

Şimdi şartlar değişmiştir artık, ortaklıpımız olupta bize silah satmayan, savaş açtığımız teröristlere bedava silah veren, stratejik ortaklığımızı, sorgulamayacak konuma geldik.

Rusya’dan satın alınan (S- 400)’ler, bir silah alımı değildir.

Bu alışveriş, yeni bir stratejik ortaklığın, ilk adımıdır.

Ortaklığımız olupta, bize hainlik yapan ortaklarımıza da, bir gözdağıdır.

Yani Nato’nun yerine Avrasya ortaklığını, hatırlatmadır.

Rahmetli Özal, uygulamaya koyduğu “Serbest Piyasa ekonomisiyle” ekonomimizin dinini değiştirmişti.

Gelecekteki seçimde,Türkiyenin ekseninideğiştirecektir.

 

Çağdaş Gazeteciler ve Bora Ortaklığı

Çağdaş Gazeteciler Ve Bora Ortaklığı

Gazeteci Enver Aysever, Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Bursa Barosu ortak daveti Sonucu, Bursa’ya geldi.

Deprem heyecanı bile, bu buluşmayı engelleyemedi.

Çağdaş gazetecilerin, genç Başkanı Rabia Deniz ve dernek yönetiminin, Bursa’daki kurum ve odalarla işbirliği içinde olmasını, başlangıçta temenni etmiştik.

Çağdaş  Gazetecilerin genç yönetiminin, egolardan aranmış, barışçı, verimli ve girişken eylemlere açık olduğunu biliyoruz.

Genç yönetimimizin, tempoyu artırdığına ve yararlı ortaklıklar kurduğuna, tanık oluyoruz.

Bu vesile ile, aykırı soruları ile ünlenen Enver Aysever’in, meslek hayatı ile ilgili anılarını, öğrendik.

Yazıların , tarafsız kalamayacağı ve her kesimi sevmek zorunda olmadığını, hususundaki yorumunu, ilginç bulduk.

Maslak projesinin ismi, konusundaki tesbitini, şaşırtıcı bulduk.

(Maslak- 1453)veya

(Maslak- 1923)isim farkının bile, toplumsal fay hatlarımıza kadar, indiğini hissettik.

Aslında bu açıklama ile, Cumhuriyet dönemi ile Osmanlı dönemini, henüz barıştıramadığımızı, anlamış olduk.

Geleneklerimizi ve geçmişimizi, henüz hazmedemediğimizi, geleceğimizi ise, huzur içinde, henüz planlayamadığımızı, anlamış olduk.

Aslında bu tip çarpıcı örneklerle, kendi kendimizle yüzleşmeliyiz.

Bu dünyada Çağdaş Gazeteciler derneği yönetimine ve Bursa Bürosuna, teşekkür etmeliyiz.

Nefretten uzak, itibarsızlaştırmaktan uzak ve ötekileştirmekten uzak programların yapılmasına, devam etmeliyiz.

Derneğimizin ilgi ve etkinlik alanını genişlettiğini memnuniyetle görebiliyoruz.

Yaşımız nedeniyle, her etkinlikle yer almasak bile, ilgi ve desteğimizle her zaman yönetimimizle birlikte olduğumuzu belirtmek isteriz.

 

Günün Sözü: Allahım bana, kitap dolu bir evle, çiçek dolu bahçe ver “Konfüçyüs”

 

Muğla ve Erzurumspor Maçları

Muğla ve Erzurumspor Maçları

Bursaspor hafta içinde, deplasmanda Muğlaspor’u eledikten sonra, hafta sonunda Erzurumspor’u eledikten sonra, hafta sonunda Erzurumspor’u da geçti.

Her iki maçta da, maçların da tehlikeli anlar yaşadık enerjimizi maç içinde, ekonomik olarak kullanmalıyız.

Gördüğümüz kadarı ile, ilk yarılarda daha diri ve daha üretkeniz.

Erzurumspor Maçında, 40 bin kişilik Bursa stadında 11 bin seyirci vardı.

Birkaç binde, Bursa’ya yerleşmiş Erzurumlular vardı.

Türkiye Kupasında ise, deplasmanda çok önemli bir takımı eledik.

Muğlaspor, uzun süre maça ortak olmak için, büyük gayret gösterdi.

Ama son dakikalarda attığımız ikinci gol ile, maçı kopardık.

Bu genç ve diri kadro ile, Türkiye kupasında çok ilerilere gidebiliriz.

Eğer şanslı bir eşleşme yapabilirsek, bu geç kadro çeyrek finallere ulaşabilir.

Bu aşamada, güç kadar sansında önemli olduğunu, biliyoruz.

Hocamız dahil, tüm takım oyunlarının hakem ile ilişkilerine dikkat etmesi lazım.

Yeni federasyonun, ceza verme konusunda, çok acımasız davrandığına tanık oluyoruz.

Ayrıca, taraftarlarımızı da küfür ve şiddet konusunda uyanıyoruz.

Hem 40 bin kişilik stadı, dolduramıyoruz hem de, küfürler nedeniyle, federasyona ceza ödüyoruz.

Artık taraftarımızın da davranışlarına dikkat etmesi gerekiyor.

Menemen’de oynayacağımız Altay maçı bir bakıma, taraftarlarımız için, bir sınav olacaktır.

Başarı sadece, sahaya sürülen on bir kişi ile, kazanılamaz.

Yönetimin finasman konusundaki başarısı da, önemlidir.

Taraftarlarımızın hem içerde, hem de deplasmanda desteği de önemlidir.

Ama en önemlisi 40 bin kişilik stadı, doldurmaktadır.

Günün Sözü: Yanlışlara değil, onlardan aldığınız, derse bakınız.”John D.”

 

Bursa Ve Gemlik Fayları

Bursa Ve Gemlik Fayları

Silivri’deki 5.8 ‘lık depremi, şimdilik ucuz atlattık diyebiliriz.
Boşalan enerji büyük depremin önünü kesermi , kezmezmi, henüz bilmiyoruz.
Ama Kandilli rasatanesi, “Marmara denizinde enerji birikimi var, Büyük bir deprem bekliyoruz deyince, Bursa’nın Durumunu sorguluyoruz.
Ve Osmangazi’dekifay hatlarının, durumuna bakıyoruz.
AFAD’ın yaptığı araştırmalar sonucunda, Bursa’nın merkezinin ve tüm ilçelerinin, birinci ve ikinci derece deprem bölgelerindeb olduğunu öğreniyoruz.
Mesela, Bursa fayının, Kent Meydanını, Atatürk Stadyumunu, Altıparmak ve Kent Merkazini etkilediğini okuyoruz.
Gemlik’in deprem durumu hakkında, M.T.A raporunda şunlar yazıyor.
Gemlik fayı, Gemlik’in tamamını ve Gemlik’e bağlı bölgeleri, etkileyecektir.
Kısacası, Büyük Orhan Harmancık, İnegöl ve Keles’in, ikincvi derece deprem bölgesi olduğunu, anlıyoruz.
Bu saydıklarımızın dışında kalan, Bursa Merkez İlçelerin tümünün ,birinci derece deprem bölgelerinde olduğunu öğreniyoruz.
Ayrıca insanların durumu hakkındaki bir uyarı da hepimizi korkutuyor.
Raporlarda 1999 yılından önce yapılan bütün inşaatların, riskli olduğu söyleniyor.
Çep telefonlarımız, çalışmadı ve hava limanlarına bir süre uçaklar iniş yapmadı.
Depremden çok uzak olmamıza rağmen, elimiz kolumuz bağlaaandı.
Bazı minarallerin, ikinçi şerefesi yıkıldı acaba, ileride yapacağımız projeler için, gereken dersi aldıkmı ?
Depremden hemen sonra, okullar tahliye edilirken, bazı öğretmenlerin öğrencilerden daha telaşlı olmasını da, dikkat çekildi.
Deprem eğitiminin, psikolojik alanınında, çok önemli olduğunu tekrar hatırladık.
Benim gönlüm, bu 5.8’lik depremin büyük İstanbul depremini önleyeceğini, yönündedir.
Hernekadar 7 büyüklüğüne varmışsada, yinede sarsacağı kadar, sarsmıştır.
Ve sadece İstanbul halkını değil, tüm Türkiyeyi korkutmuştur.
Günğn Sözü: Az anlamak, Ters anlamaktan iyidir.”A. France”

Erdoğan Birleşmiş Milletlerde

Erdoğan Birleşmiş Milletlerde

Yaklaşık 200 ülkenin üye olduğu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu hukuksuzluğun ve diktatörlüğün, tavan yaptığı örgüttür.

Bu örgüt, sıradan ve gariban ülkelerin hakkını savunmaz.

Beş adet ayrıcalıklı ülkenin, avucunun içindedir.

Genel kurula, gariban bir ülkenin en haklı bu konusu bile gelse, bu beş ülkeden bir tanesi “Veto Etse” o haklı konu gündeme giremez.

1948 yılında kurulan küçücük İsrail, Amerika’nın vetoları sayesinde büyümüş ve Filistin topraklarını yutmuştur.

Bu örgüt 1974 yılında Kıbrıs’ta yapılan katliamı da görmemiş ve bizim zorunlu müdahelemizi, işgalci olarak kabul etmiştir ve yapılan oylama sonucunda, Türkiye’yi anbargo ile cezalandırmıştır.

O günlerde, benzinsiz ve yedek parçasız kalmıştık.

Sürekli, elektrik kesintileri yaşamıştık, ve devlet dairelerinde, palto giyerek görev yapmıştık o Beş Ülke, bugünlerde de, kan dökmeye ve bölücülük yapmaya devam etmektedir.

Suriye’yi ve, Doğu Akdeniz’i hala paylaşamadıkları için, 4 milyon sığınmacı hala sınırımızdadır.

Dünya beşten büyüktür sloganından, hiç hoşlanmazlar.

Bizim biraz sesimizi kesmek için, (G-20) ye aldılar.

Ama Birleşmiş Milletlerin, bu hantal yapısını değiştirme konusunda ki fikrimizi ve hedefimizi, değiştiremezler.

Bu hantal, ve beş ülkenin tekelindeki yapının değişmesi için, sadece Türkiye’nin tepkisi yetmez.

Üye 200 Ülkenin ayağa kalkması şarttır.

Biz sadece İslam ülkelerinin değil, sıradan ve gariban örgüt üyelerinin de, sesi olmaya devam etmeliyiz.

Sayın Erdoğan’ın, Genel Kuruldaki konuşması sırasında, gösterdiği fotoğraflar ve yaptığı tesbitler, büyük yankı uyandırmıştır.

Dünya Beşten büyüktür sloganından sonra “Bileşmiş Milletler ne İşe  yarar” sorusunda, ses getirmiştir.

Bizim hedefimiz sadece İsrail ve Sisi’ye yüklenmek Mursi ile Filistin’in desteklemekten ötedir. Bizim Hedefimiz sesi soluğu çıkmayan, iki yüzü yakın gariban ülkeyi uyandırmak olmalıdır.

Ve birleşmiş Milletlerin adil olmayan ve giderek hantallaşan bu yapısı artık değişmelidir.

Günün Sözü: Adaletin hakim olduğu yerde, silahın yeri yoktur.”J.Amyot”

 

Bursaspor’a Puan Darbesi

Bursaspor’a Puan Darbesi

Bursaspor, ard arda kazandığı üç maçtan sonra, Adana’da farklı yenildi.

Adana Denizlispor, attığı dört golle Bursaspor’un prestijini sarstı .

Maç öncesi, federasyondan gelen (eski puan) haberi ise, bir kabus gibiydi.

İlk devre, üç gol yiyen Bursaspor’un defansı, delik deşik oldu.

Adam ve saha markajı konusunda, çok kötü bir sınav verdik.

Burak Altıparmak’ın, kırmızı kart görmesinde, ilave bir kayıp oldu zaten çok sınırlı bir kadromuz var Yönetimin, kart görme konusunda, tüm futbolcularımızı ayarlaması zorunludur.

Yeni federasyon yönetiminin, kart ve para cezası konusunda çok acımasız davrandığını, hep birlikte görüyoruz.

Aslında Adana Demirspor maçını, bir ders alma maçı olarak, hatırlamalıyız.

Gol atmakta zorlandığımız maçlarda, hiç olmaz ise, yenilmeden maçı bitirmenin yollarını bulmalıyız.

Savunmanın kendi arasındaki pas trafiğinde, ve savunma ile orta saha arasındaki pas trafiğinde dikkatli olmalıyız.

Bu arada Türkiye kupası maçlarına da başlıyoruz.

Çok yakın gelecekte, ödemek zorunda olduğumuz, eski borçlarda var.

Bu arada, aldığımız (eski- puan) cezasına itiraz dilekçemizi vermeliyiz.

Ayrıca, yeni eski puan cezası almamak için, vadesi geçen borçlarımızı ödemenin, yollarını bulmalıyız.

Bursaspor’un ilk bulacağı sponsorlar, borçların acil olanlarını, kapatacak sponsorlar, olmalıdır.

Yönetimin, sponsorla futbolcuyu birbirine bağlama projesi, (eski- puan) tehlikesini önlemez.

Bu arada, Bursaspor’un Belediyeye bağlanma temennimizi, tekrar ediyoruz.

Günün Sözü:

Sorgulanmayan bir yaşam, yaşanmaya değmez.”Sokrataes”

 

Kucaklayıcı Politikalar

Kucaklayıcı Politikalar

Ak parti, İstanbul’da ki tekrar seçimde aldığı yenilgiden, yıllardır oy aldığı seçmen grubuyla, kucaklaşması gerektiğini,fark etti .

Ak parti kuruluş aşamasında,milliyetçi seçmeni de liberal seçmeni de, sol seçmeni de ve merkezde ki seçmeni de yanına almıştır.

Son İstanbul seçimlerinde ise, farklı kesimlerden gelen bu seçmen grubunun, Ak partiden soğuduğunu gördük .

Tabi bide Ak parti merkezinde parti yönetimine hakim dindar muhafazakar seçmen grubu vardı.

İşte esas kopma muhafazakar ve dindar kesimin kendi içinde oldu.

Bu grup yönetimi ve icraatleri sorgulamaya başladı.

Dayatmacı karar ve uygulamalara karşı tepki vermeye başladı.

İç ve dış odaklar ile, FETÖ, sempetizananlarının  da etkisiyle, Ak partinin parçalanma sürecini girmiş oldu.

Ama  Suriye iç savaşına bodozlama giren,Libya Devletine vefasızlık yapan,ve Merkel ile birlikte,vize konusun da hizmete uğrayan Davut Oğlu siyasette başaralı olamaz.

Ali Babacan ekonomi de uzman ise de,topluma heycanladırmaz.

Sayın Erdoğan’ın da ,bu iki ismi,büyük bir tehlike olarak gördüğünü sanmıyoruz.

Sayın Erdoğan hedef değiştirmiştir.

Sert ve gergin politikalar yerine, kucaklayıcı hamleler yapmaya başlamıştır.

Daha önce,bir araya gelmediği Genel başkanları Beştepe’de ağırlamıştır.

Parti ayrımı yapmadan Büyükşehir Başkanlarını Beştepe’de misafir etmiştir.

Belediye Başklanlar ile,Bakanlar kurulunun bir araya getirmiştir .

Bu yeni sistemde,yüksek oy oranı olan partiler kadar,düşük oy oranı olan partilerde,önemlidir .

Ayrıca sayın Erdoğan’ın,kendi partisini de uyarması ve uyandırması gerekmektedir.

İç ve dış politikada yaşanan gergin atmosfer,en çok  Ak partili yöneticileri yormuş hatta bıraktırmıştır.

Kuzey Suriye’de uzun süredir var olan,belirsizlik kısa sürede son bulurursa,bu durum Ak parti için bircan suyu niteliğinde olcaktır.

 

Günün sözü:

Alkışı en sessizce karşılayan,alkışı haketmiş demektir “Emerson”

 

 

Ak Partide İktidar Yoğunluğu

Ak Partide İktidar Yoğunluğu

Geçmişte, üç ortaklı koalisyonlardan bıkmıştık.

50+1 kodlu seçim sisteminden umutlandık.

Önceleri her şeye karşı olmayı alışkanlık haline getiren muhalefet bile, bu sistemin işine yarayacağını, fark edemedi bu sistemin en zayıf tarafı, Beştepe ile parlemento arasındaki dengeyi tutturmaktır.

Nitekim,  Beştepe’deki iktidarın, zaman içinde parlemento ile ilişkileri gevşedi.

Bakanlık umudu azalan iktidar milletvekillerinin, siyaset heyecanı kalmadı.

Beştepe ile de, seçildikleri kentlerle de, ilişkileri geriledi.

18 yıllık iktidar dönemi, iktidar yoğunluğuna dönmüştü.

Seçildikleri  kentlerin dinamikleriyle, ilişkileri soğudu bir yıl içinde, sadece Mustafa Ezgin’in iki kez hesap verme toplantısına, tanık olduk.

Milletvekillerinin, kendi partisinin Belediye Başkanları ile, bağları zayıfladı.

Sayın Erdoğan’da bunu fark etti Büyükşehir Başkanlarıyla, Beştepe’de  yaptığı toplantıda, başkanlarla, bakanları bir araya getirdi.

Nitekim, kabahat’ın sistemde değil uygulamada olduğunu gördük.

Beştepe ile Parlemento’nun, bir biriyle yabancı olduklarına anladık.

Aslında, bu kopukluğun sebebi, sadece uygulamaya çalışılan yeni sistem değildir.

Ak  partide de, 18 yıllık iktidar döneminin, bir yoğunluğunu görüyoruz.

Hepsinin dış Politikadaki gelişmeleri de, parti içindeki bölünmeleri de, sıradan bir vatandaş gibi seyrettiklerine, tanık oluyoruz.

Belki sayın Erdoğan’da yorulmuş olabilir.

Ama Suriye sınırındaki gelişmeler ve birkaç sonra yapılarak Cumhurbaşkanlığı seçimi, onu politikaya yapmaya zorlayacaktı. Fakat iktidar yorgunu olan aka parti’ye heyecan vermek, kolay olmayacaktır.

 

Günün sözü:

Bir adam köprü karar, bin adam geçer.”Özbek Atasözü”