Köşe Yazıları

Cumhuriyetimiz 100 Yaşında

Cumhuriyetimiz 100 Yaşında

2023 yılında 100.yılını coşkuyla kutluyoruz.

Cumhuriyet yönetimi, ayrıcalıklı sınıfların ülke idaresindeki etkisini, ortadan kaldırmıştır.

Cumhuriyet, devlet sisteminin beton kolonlarını, temsil etmektedir.

Kurumları vardır, kuralları vardır.

Cumhuriyet yönetimleri, zaman içinde sadece devletin değil, vatandaşlarında hakların olduğunu anlamıştır.

İşte bu anlayışı Cumhuriyeti, demokrasi ile tanıştırmıştır.

Cumhuriyetimizin, henüz demokrasinin erdemleri ile yeteri kadar, buluşturamadık.

Ama insan hakları, özgürlükler ve katılımcılık konusunda, önemli adımlar attık.

Geçtiğimiz yüzyıl içinde, önemli mesafeler aldık.

İnançlarımızdan geleneklerimizden ve kanunlarımızdan kopmadan, bir arada yaşamayı öğrendik.

Pek çok sosyal konuda çağdaşlık taslayan ülkelerden geri kalmadığımızı gösterdik.

100.yılını kutladığımız cumhuriyetimizin, kıymetini bilelim.

Yıpranmasına izin vermeyelim.

Dini cumhuriyet örneklerinden, uzak duralım.

Küreselce ve bölücü odakları, cesaretlendirmeyelim.

Onların tuzaklarına, düşmeyelim.

Otoriter cumhuriyetçi ve darbeci zihniyetli macera perestlere, fırsat vermeyelim.

Bir asırlık cumhuriyetimizim, insan hakları, özgürlükler ve katılımcılık çıtasını, yükseltelim.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Eğer yürüdüğünüz yolda bir engel yoksa.

O yol sizi hiç bir yere götürmez.

‘B.Shaw’

Statükonun Kıskacından Kurtulamadık

Statükonun Kıskacından Kurtulamadık

Genellikle sistemdeki tıkanmaların kabahatini ‘statükoya’ yükleriz.

Her fırsatta, bu statükodan kurtulmalıyız diye, yakınırız.

Peki, nedir bu statüko.

Statüko, genişlemiş ve hantallaşmış bir sistem demektir.

Değişimi de, gençleştirme hamlesinde karşıdır.

Bu düzenin yedek parçaları ise, Türkiye’den başka, hiç bir ülkede yoktur.

Bu sistem de, tüm memuriyetleri boyunca, Anayasa mahkemesi üyeliği yapmış olanları bile, görmüştük.

Hala, yedi dönem milletvekili seçilmiş, siyasetçiler var,

Bir partili çıkıp da, 3 defa seçilen milletvekili, bir daha seçilmesin demiyor

Çünkü bir gün gelecek, değişiklik isteyen de statükonun zırhına ihtiyaç duyacaktır.

Bu zırhla korunan, bir siyasetçiyi ve ünvanlı bir bürokratı, kolay kolay mahkeme huzuruna

çıkaramayız.

Çünkü, statükodan beslenen kesimler, güçlü köşeleri tutmuştur.

Mesela, defalarca seçim kaybetmiş bir Genel Başkanı, teşkilat bırakmak istemiyor.

Çünkü teşkilat ve Genel Başkan arasındaki bağ, et ve tırnak gibidir.

Başkan ayrılmak istese bile, teşkilat bırakmak istemez.

Çünkü aralarında, siyasi ve ticari çıkarlar vardır.

Parti teşkilatlarında ve kamu kurumlarında, kadrolaşma hasedi vardır.

Hemşehrilik ve mezhep bağları, vardır.

İşte bu sebeplerden dolayı, statükonun kıskacından, kurtulamayız.

 

 

GÜNÜN SÖZÜ

Ne kadar yüksekte olursan ol.

Yasalar senden de yüksektir.

‘Thomas Föller’

Petrol Sevgisi – İnsan Sevgisi

Petrol Sevgisi – İnsan Sevgisi

Bir gram petrol, ”bir gram kandan daha kıymetlidir” diyen zihniyet, Doğu Akdenize demir attı.

Demokrasi getirdik diyerek, ırak yönetimini deviren ve ırak petrollerine el koyan bu zihniyet, daha bereketli bir alan buldu.

Şimdi Doğu Akdenizde, Ege Denizinde ve Karadenizde yerleşmeye başladı.

Önce Yunanistan’da, 9 askeri üs kurdu.

Şimdi de, İsrail kıyılarında uçak gemilerini, yerleştirdi.

Amerika, İsrail’in Çin ile birlikte hazırladığı ortak liman projesinden, dolayı rahatsız olmuştur.

Uçak gemilerini, israil sahillerine hem destek vermek için, hemde israil yönetimini uyarmak için, göndermiştir.

Amerika karadenizde petrol arayan ve sonunda doğalgaz yataklarına ulaşan Türkiye’den avanta alamamıştır.

Ama kuzey suriye’de teröristlerle birlikte çalışarak, Türkiye’yi çok rahatsız etmiştir.

Deniz gücünü göstermek için, Doğu Akdenizde arama yapan gemilerimize, çok yakınlaşarak, sataşma girişiminde, bulunmuştur.

Peki, ortağını bölmek isteyenler ve her alanda sataşmaktan çekinmeyen, bu Amerika’yı, kim durduracaktır.

Rusya durduramaz, çünkü Ukrayna savaşı ile meşguldür.

Enerjisi ve savunma gücü olmayan Avrupa Birliği ise, küme düşmüştür.

Çin ise, aşırı derecede sessiz ve çekimserdir.

Amerika’nın rakibi, kendisi olacaktır.

Irkçılık ve eyaletler arasındaki uyumsuzluklar, Amerika’yı çökertecektir.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Hayat uzun bir insanlık dersidir.

‘Isarrie’

Krizleri Fırsata Çevirmek

Krizleri Fırsata Çevirmek

Çağımızda en büyük hüner, ”Kriz yönetme kabiliyetidir.”

Krizin içinde, uzun süredir bekleyen ve kapanmayan hesaplar vardır.

Krizin içinde, açık arama ve açıkları kullanma, hedefi vardır.

Krizin içinde, şantaj vardır.

Krizin içinde, şeytanın bile aklına gelmeyecek, çıkar hesapları vardır.

Böyle bir tablodan en az zararla çıkmak için, önce olayları gerçekçi biçimde, analiz etmek gerekir ve panik olmamak gerekir.

Aslında, savaşın yayılmasını önlemek bahanesi ile, israil’e uçak gemileri gönderen Amerika, neyi amaçlamıştır.

Çin devleti ile, ortaklaşa stratejik liman inşaatına karar veren israil’in bu işbirliğinden, hoşlanmamıştır.

Ve uçak gemileri çıkarması ile, uyarıda bulunmuştur.

Ayrıca pek çok konuda, kendisine direnç gösteren, Türkiye ‘yede gözdağı vermeyi, denemiştir.

Amerika’nın ana hedefi, büyük bir askeri güç ile, ortadoğu ve akdeniz bölgesinde, kalıcı olmaktır.

Zaten, Yunanistan’a 9 askeri üs kurarak, Ege denizi gözetim altına, almıştır.

Ege denizinde ve Doğu Akdeniz de, yeni enerji kaynakları olduğunu bilen Amerika, bu bölgeden kolay kolay ayrılmaz.

Amerika, Ortadoğu, Doğu Akdeniz, Ege Denizi, Karadeniz ve kafkaslarda çıkacak her krizi, fırsata çevirmeyi amaçlamaktadır.

Ukrayna ile Rusya savaşında, Ukrayna harabeye dönmüş, Rusya yıpranmış, ama Amerika savunma sanayi, kazanmıştır.

Filistin ile İsrail savaşında da, benzer senaryo uygulanmaktadır.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Suçu toplum hazırlar, suçlu işler.

”Buchle”

Kendimizle Uğraşmayı Bırakalım

Kendimizle Uğraşmayı Bırakalım

Yaklaşık 50 yıldan beri, amansız bir savaş içindeyiz.

Rakibimiz kim diye sormayın kendimiziz.

Kendi kendimizle didişmek, sanki ulusal bir hedefimiz haline, gelmiştir.

Her dönem, bir düşman icat ettik, hiç istikrardan yana olmadık.

Kriz ortamları yaratmaya bayıldık.

Sürekli, düzenimizi bozacak sorunlar arayıp durduk.

Ortalıkta hiç bir sorun görünmediği zaman bile, sorunlar icat ettik.

Bir dönem, sol görüşlüleri sakıncalı ilan ettik.

Dindar kesimi baştacı ettik.

Siyasi konjektör değişti.

Solcuları omuzlarda taşıdık.

Dindarları ise, potansiyel tehlikeli ilan ettik.

Bu karmaşık düzenden, çıkar sağlayan çevreleri, bir türlü görmek istemedik.

Çıkarcı düzene itiraz edenlere, hemen bir kulp taktık.

Geçmişte kominist demiştik, şimdi ise vatan haini damgasını vurduk.

Sosyal medya devreye girer girmez, hemen organize olduk.

Yalan, nefret, saptırma ve itibarsızlaştırma yorumlarında, tavan yaptık.

Kutuplaşma huyumuz, devleti de, vatandaşımızı da yormuştur.

İki yanımızda çok tehlikeli ve yayılmaya müsait bir savaş ile karşı karşıyayız.

Artık birbirimizle uğraşmak yerine bu konularla uğraşmalıyız.

Savaşları değil arka plandaki odakları, görmeliyiz.

Bizi dışlayan ırkçı ve bölücü ortaklıklardan, kurtulmalıyız.

Çok kutuplu, bu bozuk dünya düzeninde kendimize uygun bir ortaklık, bulmalıyız.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Kelimeler, insanların kullandığı en güçlü haplardır.

‘Kipling’

 

 

Çağdaş Vahşi İnsanlık

Çağdaş Vahşi İnsanlık

Çağdaş insanlık teknolojinin sağladığı nimetlere daldı.

Paylaşmayı unuttu serbest piyasa ekonomisi müdaline sarıldı.

Daha çok kazandıkça, daha da vahşileşti.

Artık çağdaş vahşi insanları, afrika zamanlarında aramayalım.

Onlar bizim içimizde yaşıyorlar.

Doymak bilmiyorlar.

Acıma hissine, sahip değiller.

Fakir fukara uluslara, tahammül edemiyorlar.

Belki bir gün, virüslerle ve salgın hastalıklarla hepsini yok edecekler.

Çok bencil ve acımasızlar ”ya benimle berabersin ya da benim düşmanımsın” diyorlar.

Hedefe koydukları ülkenin malına, mülküne, toprağına ve iradesine el koymaktan çekinmiyorlar.

En kritik bölgelerde yaşayan insanları, birbirine düşürüyorlar.

Irk farklılıklarını, din farklılıklarını ve sosyal farklılıkları kasıyorlar.

Birbirlerini kışkırtıyorlar, savaş ortamı yaratıyorlar.

Yarattıkları savaşın, uzaması ve yayılması için, ellerinden geleni yapıyorlar.

Şimdi bombalardan bile daha tesirli, bir silah buldular.

Savaşa sürükledikleri ülkelerdeki insanları, göç etmeye zorluyorlar.

Göç eden insanları katlanarak, itaat etmeyen komşu ülkeleri, ekonomik ve sosyal krizlere sürüklüyorlar.

İşte bu günlerde yaşadığımız ortam budur.

Afganistan’ı darmaduman ettiler halkı göçe zorladılar.

Suriye’de farklı yapıdaki terör gruplarını desteklediler ve halkı göçe zorladılar.

Şimdi İsrail ve Filistin’i kapıştırdılar.

Yeni bir göç ortamı, yarattılar.

Çağdaşız diye geçiniyorlar ama, vahşetin tam ortasındalar.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Nice insanlar gördük, üstlerinde elbise yok.

Nice elbiseler gördük, içlerinde insan yok.

‘MEVLANA’

Yanlış Öğütlerle Büyüdük

Yanlış Öğütlerle Büyüdük

 

Çocukluğumuzda bir orman şarkısı vardı.

Hocamızın eşliğinde hep birlikte heyecanla söylerdik ”Baltalar elimizde, uzun ip belimizde biz gideriz ormana hey ormana”

Bugün yanan ormanlara ve yangınların sebeplerine nakınca, dehşetle ürperiyoruz.

Ülkemizde imar için kesilen ağaçları görünce ne kadar sakıncalı bir öğüt aldığımızı, üzüntüyle hatırlıyoruz.

Bizim nesile, hayvan sevgisi de verilmemiştir ”Köpeği görünce taşı eline alacaksın” denilirdi.

Bugün ise, köpeklerin insanlardan daha sadık bir dost olduğunu, yakından biliyoruz.

Artık köpekler için, özel barınaklar yapıyoruz.

Evimizin bir bireyi gibi, sahip çıkıyoruz.

Dürüstlük konusundaki öğütleri de çok yanlıştı.

Yolsuzluk yapan Ahmet bey sorgulanacağı yerde, ”Ahmet bey işini bilir” diyerek onu akladık, hatta teşekkür ettik.

Rüşvet alanları ise, ”Bal tutan parmağını yalar” diyerek hoş görürdük.

En tehlikeli öğüdümüz ise, ”Devlet malı deniz, yemeyen domuz” şeklindeydi.

Şimdi, Bakanlıklardaki ve Belediyelerdeki yolsuzluk ve usulsüzlükleri dayadıkça, ne kadar yanlış yönlendirildiğimizi çok iyi anlıyoruz.

Bu yanlış öğütlere, yenilerini de eklemeyi ihmal etmedik.

Şimdi kamplaşma ve dayatma özelliğimizin, siyaseti esir aldığını üzülerek görüyoruz.

Gelecek nesillere, hakkı, hukuku, liyakati ve birlik beraberliği, miras olarak bırakmalıyız.

GÜNÜN SÖZÜ

Eline, beline, diline sahip ol incinsen bile incitme.

‘Hacı Bektaş Veli!

Ekonomiden İyi Haber, 2024 Ortalarında

Ekonomiden İyi Haber, 2024 Ortalarında

Ekonomik kararları, bir önceki dönemde iktidar kesimi de, muhalefet kesiminde önemli hatalar yaptı.

Ekonomik ortam uygun değilken, Cumhurbaşkanımızın faizleri düşürmek konusundaki ısrarı, yanlıştı

Bu uygulama bir sonraki Mehmet Şimşek yönetimine, kötü bir miras olarak yansıdı.

Kılıçdaroğlu seçim meydanlarında kredi kartlarının ”faiz borçlarını kaldırtacağım” demişti.

Enflasyonla mücadele aşamasında Kılıçdaroğlu’nun bu seçim vaadi, çok hatalıydı ve art niyetliydi.

Halkı daha çok alışveriş yapmaya zorladı. Ve halkı daha çok kredi kullanmaya itti.

Bu iki örnek, enflasyonla mücadelede, sakıncalı olan davranışlardı.

Nitekim, hem iktidar kanunundan hemde muhalefet kanunundan kaynaklanan bu hatalar, enflasyonu çıldırttı.

2023 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında, tüm zamanların en yüksek, enflasyon rekorlarının kırılmasına, sebep oldu

Ekonomi ve Maliye okumuş biri olarak, yapmış olduğum ekonomik tespitler, sayın Erdoğan ve sayın Kılıçdaroğlu tarafından, çok iyi bilinecek tespitlerdir.

Ama işin içine, siyaset ve seçimler girmiştir.

O zaman amaç ekonomiyi düzeltmek değil, seçimleri kazanmak olmuştur.

Artık ekonominin başına, bu işin uzmanı olan Mehmet Şimşek geçmiştir.

Enflasyonla mücadele, ekonomiye netiminin başlaması, 2024 yılının ortalarında ve özellikle, Temmuz ve Ağuatos aylarında, belli olacaktır.

2024 Temmuz ve Ağustos aylarında, sert düşüşler beklenmektedir.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Şah Bile Sevgiye Köledir

‘Mevlana’

DÜNYANIN EN KISA ANAYASASI

DÜNYANIN EN KISA ANAYASASI

Biz 12 Eylül 1980 darbe Anayasasının her maddesini değiştirmekle uğraşırken vaktiyle ”Üç Bilge”, dünyanın en kısa anayasasını bakın nasıl yapmışlar.

-Birinci Bilge:

”Allah suçluları cezalandırır” şeklinde, bir madde sunmuş

-İkinci Bilge:

”Allah sevgidir” demiş.

Bu teklif, insanların görevlerini açıklamadığı için kabul edilmemiş.

Sıra üçüncü bilgeye gelmiş.

-Üçüncü Bilge:

”Kendinize yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkalarına yapmayın” kanun budur ve gerisini yoruma kalmıştır, demiş.

Diğer bilgelerde bu teklifi beğenmişler ve Dünyanın en kısa anayasası üzerinde mutabik kalmışlar.

Bu teklifin insanlığa da evrensel hukuka da uygun olduğunu soruyoruz.

Ayrıca, hukuku uygulayanlara da, takdir hakkı verdiğinin anlıyoruz üstelik halkın önceliklerini ön Plana alıyor ve bütün zamanlara hitap ediyor.

İngiltere’de de, gelenek ve göreneklere göre karar veren, bir hukuk sistemi  olduğunu, biliyoruz.

Artık bizimde 41 yıl önce darbe yönetimi tarafından onaylatılan bu anayasayu, değiştirme zamanımız gelmiştir,

Yeni meclisten yeni anayasa bekliyoruz.

Her maddenin, komisyonlarda tartışılmasını ve oy birliği ile karara bağlanmasını, istiyoruz.

Geçmiş yıllarda olduğu gibi, komisyon toplantılarında, tıkanma istemiyoruz.

Hem iktidar kanadının, hemde muhalefet kanadının, yapıcı ve destekleyici önerilerle gelmesini, bekliyoruz.

Dünyanın en kısa anayasası olmasa bile, kısa ve öz bir anayasa düzenlenmesini, istiyoruz.

 

GÜNÜN SÖZÜ

Çok şanslı olmamı, çok çalışmama bağlıyorum.

‘Jefferson’

Yerel Seçim Öncesi Manzaralar

Yerel Seçim Öncesi Manzaralar

Yerel seçimler öncesinde, İyi Partinin (CHP)’ye sert çıkışlar yaptığına bakmayınız.

Seçimler yaklaştıkça yakınlaşmalar olacak, pazarlıklar başlayacaktır.

Şimdi tüm partiler, kamuoyu araştırması yapıyorlar.

Pazarlıklarda kutlamak için tüm illerdeki ve ilçelerdeki oy potansiyellerini, araştırıyorlar.

İyi Parti tabanı, belediyelerde aldığı görevlerle makamın ve rantın tadına alışmıştır.

Bu bakımdan partisinin tek başına seçimlere girmesini, istemez. Böyle bir kararı riskli bulacaktır.

Bu yüzden İyi Parti tabanı, İyi Parti yönetimini (CHP) ile işbirliğine zorlayacaktır.

Büyük şehirleri yeniden  Ak partiye katılmak istemez.

Onlarda, İyi Parti de işbirliği yapılmasına karşı çıkmazlar.

Hal böyle olunca, (HDP)’nin bu işbirliğine açıktan veya gizliden, hiç bir ortak, karşı olmayacaktır.

İmamoğlu zaten, “İstanbul ittifakı kuracağız” diyerek, bu birlikteliğin taşlarını, düşmemiştir.

Küçük partilerin yerel seçimlerde bir ağırlığı ve pazarlık gücü, kalmamıştır.

(CHP) için, İyi parti dışındaki tek seçenek “CHP,HDP,ve TİP” birlikteliğidir.

Böyle bir birlikteliğin sonu ne olur, onu bilemeyiz.

Günün Sözü:

Alçak gönüllülük, gururun perhizidir.

“Valtaire”