Gemlik Haber

AYASOFYA 86 YIL SONRA VERİLEN KARAR DOĞRU OLANDIR VE ŞİİR’İM

AYASOFYA 86 YIL SONRA VERİLEN KARAR DOĞRU OLANDIR VE ŞİİR’İM

Özgürlük bağımsızlık konusunda kimsenin sömürgesi olmamak için, bu kelimeler neler çağrıştırıyor zihnimizde anlamak bilmek adına, bunlara sahip olmak istiyorsak kaç yıllık esirliği bir kenara atıp silkelenmek gerek. Bir düşünsene senin tapun olan bir yere seni sokmuyorlar. Tapunun ne anlamı kaldı. Gayet yerinde bir karar oldu. Almanya, Fransa yunandır başka başka bir sürü ülkedir bunlar istedi diye kaç yıldır o cami kapalı. Bağımsızlığımıza vurulmuş bir darbedir bu. Tapusunda AB ye verelim tam olsun. Olması gereken oldu şükürler olsun. Oranın tamamen tekrar cami olması Türkiye’nin ve Türklerin 1453 yılından beri hakkıdır. Ayasofya’nın, fethin en büyük sembolü olduğuna işaret ederek, Türk vatandaşların çoğunluğunun Ayasofya’nın ibadete açılması kararını büyük bir heyecan ve mutlulukla karşıladığını ve neden geç kalındığının-da sorgular olduğunu ve bu mabedin siyasi rantlara alet edilmemesi ve siyaset üstü ortak istek olduğu da bilinmesidir.

*

Bir siyasi iradenin iktidarın öncelikli olarak yapması gereken, vatandaşlarının sorunlarıyla ilgilenmek ve bunlara en kısa zamanda çözüm üretmektir. Bu günlerin en önemli sorunlarından biride ekonomik sorunlardır, çünkü işin temeli ekonomidir; ekonomik sorunlar çözülmeden diğer sorunları çözmek mümkün değildir. Türkiye’nin işsizlik, borç, bütçe açığı, gelir darlığı ve adaletsizliği, tüketim daralması, üretim maliyetlerinin yüksekliği, icralar, her konuda ithalata mahkûm olma gibi birçok kangrenleşmiş ekonomik sorunlar vardır. Siyasilerimizin odaklandığı konular bunlardan farklı konulardır. Bugünlerin en önemli gündem maddeleri; çoklu baro düzenlemesi ve Ayasofya’nın ibadete açılması meselelerini siyaset üstü konular ve bu milletin sıkıntılarını göz ardı ederek tüm siyasilerin isteklerine algı yapılmasın ve bu yoksul vatandaşın ekonomik yönde derdi çok çözümler getirilsin…

*

Ayasofya Camisi’nde yapılacak değişikliklerle”24 Temmuz’dan itibaren ibadet yapmaya başladığımızda o resimlerin üzerini bir şekilde perdelemek ya da teknolojik imkânlardan yararlanarak ışıkla karartmak ve namazdan sonra da tekrar perdeyi açarak ya da o karartmayı kapatarak ziyaretçilerin ziyaretine sunmak şeklinde bir uygulama yapılır. 86 yıl sonra dünyadan bazı ülkelerden gelen tepkiler kendilerine göre bahaneleri ve 1934 yılında alınan Bakanlar Kurulu kararıyla müze olan Ayasofya’nın yargı kararıyla camiye çevrilmesinin, Türkiye dışında yankıları devam ediyor. Bu kapsamda UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan Ayasofya’nın camiye çevrilmesi başta Yunanistan, ABD, Avrupa Birliği ve Rusya olmak üzere uluslararası toplumda tepkiyle karşılandı. UNESCO, 1985 yılından bu yana Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Ayasofya’nın statüsünün İlk inşa edildiğinde Ortodoks Hristiyanlar için bir manastır olarak planlanan Ayasofya, bu inanca sahip kişiler için de kutsal olarak kabul ediliyor. Bu nedenle Yunanistan ve Rusya en sert tepkiyi gösterenler arasında yer alıyor. Camiye çevrilme kararı açıklandıktan sonra konuşan Yunanistan Başbakanı Krikosu Miçodakisi, bu kararın sadece iki ülke ilişkilerini değil, Türkiye’nin AB sürecini de etkileyeceğini söyledi. Yunan Başbakanlığından yapılan açıklamada, “Yunanistan, Türkiye’nin Ayasofya’yı camiye dönüştürme kararını olabilecek en sert şekilde kınamaktadır. Bu karar, bu anıtı Dünya Mirası olarak kabul eden herkesi rencide eden bir tercih olmuştur. Elbette ki, bu karar, sadece Türkiye’nin Yunanistan ile olan ilişkilerini değil, Avrupa Birliği ile olan ilişkilerini de etkileyecektir” dedi. Rus Ortodoks Kilisesi de kararı “esefle karşıladıklarını” açıklamalar yapıyorlar… Geç onları ne derse desinler…

*

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Bağımsız bir ülkedir. Ayasofya’nın açılışı bağımsızlığımızla alakalı bir konudur, iç işlerimizdir. Dolayısıyla çeşitli ülkelerden bu konuyla ilgili yapılan açıklamalar çokta önemli değildir. Biz Ayasofya’yı en güzel bir şekilde ve insanlığın hayrına kullanma noktasında gayreti göstermeliyiz. İnsanlığın mirası olduğu için Ayasofya, camiye dönüştürüldüğü zaman bu özelliğini kaybetmiyor ki. sessiz ve öksüz minarelerinden yükselen ezan sesleri fezalar yeniden yükselecek! Şerefelerin yine Allah’ın ve O’nun sevgili peygamberi Hz. Muhammed’in aşkına, şerefine ışıl ışıl yanacak ve yine insanlığın ziyaret mabedi olacak ve tüm İnsanlığın ortak yeri olarak kalacaktır… Hayırlısı olsun…

 

MİNARELERİNDE EBEDİ EZANLAR SUSMAYACAK AYASOFYADAN

Türklüğün gururu İslam’ın tanışı Ayasofya,

Fatihin şeref abidesi incisi İstanbul’da .

Muhteşem yakıştı yanan ışıltın sana,

Yıllar sonra açıldın hoşsun sen Ayasofya.

*

Yine minarelerden  göklere ezanlar yükselecek,

İlahi nizamıyla Ayasofya’nın sesi çıkacak,

Yüzbinler eğilerek secdeye baş koyacak,

İhtişamlı görüntünle bir hoşsun Ayasofya.

*

Gönüllerden gök kubbeye yüksen nidaları,

Aşkla sedayla okunacak Kur’an sesleri,

Fethin, Fatih’in ruhuna yapılan duaları,

Mabedinle bir hoşsun sen Ayasofya.

*

Ey muhteşem mabet bizde unutulmazsın,

Bizler, Fatih’in torunları saftayız yeniden,

Tekbir, tahlil sedalarla kubbelerin altından,

Ezanlar yükselince hoş olacak Ayasofya’dan.

*

 

Mehmet der şiirimi yazdım gününden,

Hürriyet meşalesi olsun bu günden,

Fatih atamı rahmetle andık cihandan,

Minarelerinde ebedi ezanlar susmayacak Ayasofya’dan.

Y.T: 12.07.2020

Çarşı Deresi’ne kepçe indi!

Çarşı Deresi’ne kepçe indi!

Çarşı Deresi’nde temizlik çalışmaları hızlandı. Kepçeler ile dereden tonlarca balçık çıkarıldı.

Çarşı Deresi’nde geçtiğimiz günlerde başlayan yoğun temizlik çalışmaları aralıksız sürüyor. Özellikle yaz aylarında suyun durağanlaşması ile çamur birikmesi, biriken çamurda mikroorganizmaların çoğalması ile koku oluşması gibi şikâyetlerin tekrarlandığı dere, bölüm bölüm temizleniyor.

Gemlik Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekipleri, dereyi temizlemek için kepçe, kamyon gibi iş makineleri ve onlarca personel ile mesai yapıyor. Temizlik İşleri Müdürü Ahmet Dedetürk’ün koordine ettiği çalışmalarda derenin Sosyal Yaşam Merkezi civarındaki bölümleri temizlendi. İş makineleri yardımıyla tonlarca balçık derenin zemininden çıkarıldı. Çalışmalar ile geçmişteki çevre düzenlemeleri sırasında derenin zeminine döşenen mavi fayanslar da gün ışığına çıktı.

Başkan Sertaslan: “Çarşı Deresi’ni Gemlik’e yakışır hale getireceğiz”

Temizlik İşleri Müdürlüğü ekiplerine özverili çalışmalarından dolayı teşekkür eden Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan, Çarşı Deresi’nin yeniden temiz ve sağlıklı bir görünüme kavuşması için çalıştıklarını söyledi. Yaz aylarında derenin kurumasıyla istenmeyen görüntülerin ortaya çıkmasını engellediklerini belirten Başkan Sertaslan: “Gemlik’in sembollerinden biri olan deremiz, her geçen gün istediğimiz görünüme yaklaşıyor. Sıcak havalarda suyun durması ve derenin merkezi bölümlerinde, zeminine beton, fayans gibi malzemelerin döşenmesi ile toprakla ilişiğinin kesilmesi nedeniyle çeşitli şikayetler meydana geliyor. Deremizi yeniden temiz hale getirmek için uzun soluklu bir çalışmaya ihtiyacımız var. Ekiplerimiz çarşı deresinin durumunu takip ediyor ve gereken işlemleri gerçekleştiriyorlar. Deremizi ilçemize yakışır bir görünüme kavuşturacağız” şeklinde konuştu.

HATIRLATMA!

HATIRLATMA!

Bugün hatırlama günüm!

Geçmişe dönerek birşeyleri hatırlamanın ya da hatırlatmanın gücüne inanırım. Konusunu, kişisini ayırt etmeksizin hafıza tazelemenin faydalı olduğunu düşünürüm. Çünkü geçmişte yaşanmış tecrübeler yeni günde hata yapmanın engelleyicisi olacaktır.

Özellikle pandeminin var olduğu sıradışı, zorlu ve uzun süreç alan dönemlerde bazı hatırlatmaların daha sık yapılması kanaatindeyim.

Yaşadıklarımızı unutmayalım diye, unutulmasın diye.

Anlaşılan o ki yazın sıcağı yaşadığımız güç pandemili kışı unutturdu bile şimdiden!

O halde pandemi uğruna nelerden vazgeçtigimize, neleri göze aldığımıza ve neleri hayatlarımıza kattığımıza yeniden bir göz atalım;

Pandemi döneminin kış günleri… Hepimiz evlere hapsolduk. İlk zamanlar bu durum bir oyunmuş gibi geldi ama zamanla bizi sıkmaya daraltmaya başladı ve ilk yasaklar bittiği anda kendimizi sokaklara attık. Sanki hayatımızda hiç sokağa çıkmamışcasına ne yaptığımızı ya da ne yapacağımızı bilmeden, çoluk, çocuk… Hastalığı unuttuk.

Peki, neden onca zaman eve kapandık? Hiç sorduk mu kendimize; koştur koştur sokağa çıkarken, yıllardır görüşmediğimiz arkadaşlarımızın kollarına atarken kendimizi…

Pandemiyi unutuverdik hemen. Çünkü arkadaşımızı, eşimizi, dostumuzu özledik, uzak diyarlarda oturan ve yüzünü sadece bayramdan bayrama gördüğümüz akrabamızı özledik…Onlarla bir kahve içip sohbet etmeleri özledik.

Peki, biz bu basit gibi gördüğümüz şeyleri yapmıyor muyduk daha önce?
Hayır… Pek çoğumuz zamanın çarkına ayak uydurup, koştur koştur sürdürdüğümüz hayatlarımızda bize yakın olan insanlardan bile tabiri caizse, kaçıyorduk! Bir kahve içmelik zaman bile ayıramıyorduk, ayırmıyorduk!

Ama nasıl olduysa pandemi dönemi özlemlerimiz depreşti, herkesi görmek istedik!
İş yerinde kavga ettiğimiz arkadaşlarımızdan tutun da şehrin öbür ucunda oturan akrabamıza kadar kollarımızı açtık ve koştuk. Çünkü neden biliyor musunuz? Biz evlere kapandığımız o dönemde şunu fark ettik; kapılarımızı kapatmışız herkese, evde yalnızız, eşler bile birbirleri ile aynı evde uzun saatler birlikte oturup zaman geçirmek zorunda oldukları için, bilmedikleri bir çok yönleri ile karşı karşıya kaldı. Neden mi? Çünkü; eşimizle bile dolu dolu oturup, bir sohbet etmiyorduk. Bir kahve içip saatlerce film izleme şansı yaratamıyorduk, yaratmıyorduk.

Kendi çocuğumuzu bile yeteri kadar tanımıyorduk hatta! Çocuklarımızın farklı becerileri farklı düşünceleri olduğunu öğrendik pandemili kış sürecinde..

Hafta sonu olduğunda bir akrabamız bize gelmek istediğinde “ah canım benim tabi ki seni görmeyi bende çok isterim ama çocuğun kursu var sonra da alışveriş derken akşam nasıl oluyor anlamıyorum, biz haftaya buluşsak” deyip, “bir hafta sonum var onu da evde misafir ağırlayarak geçiremem” diyorduk. Yalan mı?

Hele hafta içi en yakın arkadaşımız bir kahve içmeye gelmek istese “ işten gelmişim akşama kadar yorgun argın bir de bunun dırdırını çekemem” deyip, türlü bahanelerle sevdiklerimizi geri çeviriyorduk. Yalan mı?

Bizler adeta kendimiz için yaşar olmuştuk. Bencil olmuştuk, sevgisiz sanal alemlerde yaşar olmuştuk.

Hani derler ya, “insan görmeye hasret kaldım”, işte pandemi bize tam da bunu öğretti.
Peki ne oldu? O geri çevirdiğimiz arkadaşımızla can ciğer kuzu sarması telefon sohbetlerimiz oldu, sanal ortamda kahveler içip sohbet ettik saatlerce, daha çok hal hatır sorar olduk…

Çünkü biz kapılarımızı kapatmıştık dostlarımıza, eski ev oturmaları, yemekler, sohbetler ve muhabbetler kalmamıştı. Kaçar olmuştuk dostlarımızdan.

Sanki bir tokat yemiş gibi işi gücü bırakıp evde oturmaya başlayınca, bunu çok daha iyi anladık ve ilk fırsatta koştuk arkadaşlarımıza. Hastalığı hiçe sayıp sarıldık.

Ben şimdi, arkadaşlarımla telefonda sohbet etmek yerine maskemi takıp karşılıklı kahve içmek istiyorum. Yüzündeki gülümsemeyi göremesem bile gözlerindeki ışıltı beni hayata bağlıyor. Çocuğumla daha fazla vakit geçirmek, onunla oyunlar oynamak istiyorum. Bir kurstan diğerine koşturmak yerine evde resimler yapmak ve eşimle koltuklarımıza çekilip film izlemek ya da eski yılları yad etmek istiyorum.

Balkon keyfi yapmak istiyorum. Çiçekleri sulayıp onlarla konuşmak…

Değerlerimizi hatırlattın bize pandemi, geleneklerimizi göreneklerimizi. El öpmenin kıymetini hatırlattın. Eve gelen bir misafirin kıymetini hatırlattın.

Umarım tekrardan bu değerlerimizi unutmayız.
Kapılarımızı kapatmayız. Eşimize çocuğumuza ve bizi seven herkese daha fazla zaman ayırmayı alışkanlık haline getiririz, umarım!

Esen kalın.

Gemlik Polisinden sahillere büyük çıkartma

Gemlik Polisinden sahillere büyük çıkartma

Gemlik ilçe emniyet müdürlüğü ekipleri çevik kuvvet desteği ile Kumla ve Kumsaz sahillerinde maske ve  mesafe kontrolü yaptı.

Gemlik  İlçe emniyet müdürlüğünün tüm birimlerinin yanı sıra çok sayıda çevik kuvvet timininde destek verdiği uygulamada vatandaşlar özellikle maske ve mesafe konusunda uyararak bilgilendirdiler.

Akşam saatlerinde başlayan ve gecenin geç saatlerine kadar devam edecek eden uygulamadan vatandaşların genel olarak memnun oldukları gözlendi. Drone ve İHA ile destek verilen uygulamalarda motorlu yunus timleri de destek verdiler.

İlerleyen saatlerde Gemlik ilçe merkezinde kordonlarda yunus timlerince  yapılan uyarılarla da vatandaşlar özellikle maske takılması ve fiziki mesafeye uyulması ve süreklilik kazanması için çalışma yürüttüler.

Benzer uygulamaların ilerleyen günlerde devam edeceği öğrenildi.

Büyük Kumla’da Çıkan Yangında Çamlar yanmadan söndürüldü

Büyük Kumla’da Çıkan Yangında Çamlar yanmadan söndürüldü

Gemlik ilçesinde çalılık alanda çıkan yangın çam ağaçlarına sıçramadan söndürüldü.
Gemlik Büyükkumla yolu 6 nolu Cadde üzerinde bilinmeyen nedenle yangın çıktı.
Yangına itfaiye ekipleri kısa sürede müdahale ederken, alevler çalılık alanda etkili oldu. Bir saate kontrol altına alınan yangınla alakalı jandarma ekipleri soruşturma başlattı.

Başsavcı Ülger’e Adliye Personeli Veda Etti

Başsavcı Ülger’e Adliye Personeli Veda Etti

Gemlik’te üç yıldır Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapan Ali Ülger, adliye personeli ile vedalaştı. İlçemizden tayinin çıkmasının ardından veda ziyaretleri gerçekleştiren Cumhuriyet Başsavcısı Ülger’e, son görev gününde, Gemlik Adliyesi personeli de veda etti.
Gemlik Adliyesinde savcı, hakim ve personelle bir araya gelen Başsavcı Ülger, mesaisinin tamamlamasının ardından Gemlik Adliyesinden ayrıldı.
Ülger haftaya Elazığ’da göreve başlayacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Gemlik’e Geliyor..

Cumhurbaşkanı Erdoğan Gemlik’e Geliyor…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 18 Temmuz Cumartesi günü Bursa’ya ve Gemlik’e gelmesi bekleniyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bursa’ya geliş nedeninin, Türkiye’nin ilk yerli otomobili’nin üretileceği Gemlik’teki fabrikanın temelini atmak olduğu öğrenildi.

TOGG yerli otomobil fabrikası temeli atılıyor

Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu, yerli otomobil üretimi için Bursa Gemlik’te tahsis edilen arazide inşaata başlamaya hazırlanıyor. İnşaat başlama tarihinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 18 Temmuz 2020 Cumartesi olması bekleniyor. 2022 yılında tamamen elektrikli SUV ve sonrasında sedan model üretimini gerçekleştirmesi beklenen fabrika inşaatının 18 ayda tamamlanması hedefleniyor.

Yatırım teşvik belgesi alınan, AB ve Çin’de patent başvurusu tamamlanan Türkiye’nin Otomobili için; Haziran ayı başında Çevre Etki Değerlendirme ÇED raporunu olumlu olarak alındı.

Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’na (TOGG) ait olacak Bursa Gemlik Gençali Mahallesi’ndeki askeri alanda yapılacak fabrikanın inşaatında 2 bin kişi çalışacak. İşletme aşamasında 2023 yılı için 2 bin 420, 2032 yılına kadar da 4 bin 323 kişinin çalıştırılması öngörülüyor.

Projenin toplam bedeli 22 milyar lira. Proje alanı 49 yıllığına TOGG’a tahsis edilirken arazi hazırlık ve inşaat aşamasında 50 adet kamyon; 10 adet kule vinç, beş adet mobil vinç, beş adet ekskavatör, beş adet kazık makinesi, 20 adet mikser, üç adet beton pompası ve beş adet jet grout makinesi kullanılacak.

15 TEMMUZ VE BİRLİK RUHU

15 TEMMUZ VE BİRLİK RUHU

Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Biliniz ki Allah, iman edenleri korur. Şu da muhakkak ki Allah hiçbir haini, hiçbir nankörü sevmez.”[1]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Resûl-i Ekrem (s.a.s) bizleri şöyle uyarıyor: “Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir; ona ihanet etmez, ona yalan söylemez, onu yüzüstü bırakmaz. Her Müslüman’ın ırzı, malı ve kanı bir diğer Müslüman için dokunulmazdır.”[2]

Aziz Müminler!

Milletimizin ağır bir ihanete, vatanımızın hain bir işgal girişimine uğramasının üzerinden dört yıl geçti. 15 Temmuz gecesi, Cenâb-ı Hakkın yardımı ile aziz milletimiz, vatanına, bayrağına, ezanına ve iradesine sahip çıktı. Dine hizmet ediyor gibi görünerek yıllarca menfaat devşirenlerin emellerini boşa çıkardı. Zalimlerin tuzaklarını başlarına geçirdi elhamdülillah!

Kıymetli Müslümanlar!

Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulur: “Onlara ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde, ‘Biz ancak ıslah edicileriz’ derler. Şunu bilin ki onlar bozguncuların ta kendileridir, lakin anlamak istemezler.”[3]

İyi bilinmelidir ki 15 Temmuz’da milletimizin istiklal ve istikbaline kasteden FETÖ, bir fitne şebekesidir. Dinî bir grup değil, bir fesat yuvasıdır. Allah’a olan bağlılığımızı, Resûlullah’a olan muhabbetimizi, sadakamızı, kurbanımızı, mukaddes saydığımız nice değerlerimizi istismar etmiştir. Göz bebeğimiz olan gençlerimizi sinsi planlarla ana babasına ve milletine düşman hale getirmiştir. Saf ve samimi müminleri kandırarak kazandıklarını zannedenler, hakikatte yalnızca kendilerini kandırmıştır.

Değerli Müminler!

Allah Resûlü (s.a.s)’in çağları aşan apaçık bir uyarısı vardır: “Mümin bir delikten iki defa ısırılmaz.”[4]

O halde, bilinçli, sağduyulu ve dirayetli olalım. Milli ve manevi değerlerimizi istismar etmeye çalışanlara asla fırsat vermeyelim. Kur’an-ı Kerim’in rehberliği, Peygamberimizin örnekliği hayatımıza istikamet verecektir. Güvenilir kaynaklardan öğreneceğimiz sahih dinî bilgiyle yaşayalım. Vatanımızın selameti, devletimizin bekası ve milletimizin huzuru için birlik ve beraberliğimizi koruyalım.

Hutbemi bitirirken geçmişten günümüze vatan uğruna canını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla yâd ediyoruz.

[1] Hac, 22/38.

[2] Tirmizî, Birr, 18.

[3] Bakara, 2/11,12.

[4] Buhârî, Edeb, 83.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

 

 

 

Sol elle yemek yemekte bir sakınca var mıdır?

Yeme-içmeyle ilgili genel ilkeleri belirleyen Hz. Peygamber (s.a.s.), sol elle yeme-içmeyi hoş karşılamamıştır. Nitekim o, bu konu üzerinde önemle durmuş; şeytanların sol elle yiyip içtiklerini haber vererek ümmetini uyarmış ve çocuklara sağ elle yemek yemeyi öğretmiştir (Buharî, Et’ime, 2; Müslim, Eşribe, 13).
Hz. Peygamberin sağ elle yeme ve içme konusundaki tavsiye ve irşadlarına uymak her müslümanın vazifesidir. Bu nedenle anne ve babaların çocuklarına diğer yemek adabıyla birlikte sağ elle yeme ve içmeyi de öğretmeleri gerekir. Fizikî bir engel sebebiyle sağ eliyle yiyemeyen kimselerin sol elle yeme içmesinde ise bir sakınca yoktur (Şevkânî, Neylü’l-evtâr, III, 329, 330).

 

https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/1009/sol-elle-yemek-yemekte-bir-sakinca-var-midir-?enc=QisAbR4bAkZg1HImMxXRn5PJ8DgFEAoa2xtNuyterRk%3d

Günün Ayeti

Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin, rükû edenlerle beraber rükû edin.

 

(Bakara, 2/43)

Günün Hadisi

Bir insanın bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerini ihmal etmesi, günah olarak kendisine yeter.

 

(Abu Dawud, ” Zekât”,45)

Günün Duası

Ey Rabbim! Aramızda gerçekle hükmet ve Rabbimiz O Rahmân’dır ki, isnat ettiğiniz (yalan) vasıflarınıza karşı yardımına sığınılacak olan ancak O’dur.

 

(Enbiyâ,21/112)

 

Gemlik’te koronavirüse geçit yok

Gemlik’te koronavirüse geçit yok

Gemlik Belediyesi ekipleri, kendi yetki alanındaki bölgelerde koronavirüse karşı denetimlerini sürdürüyor.

Gemlik Kaymakamlığı bünyesinde kurulan komisyonca, ilçe sınırlarında koronavirüse karşı alınan sağlık tedbirlerinin denetimi sürüyor. Gemlik Belediyesi’ne bırakılan Kuvvai Milliye Bulvarı’nda (Dereboyu) çalışma yapan Gemlik Belediyesi ekipleri, sağlık tedbirlerine ne kadar uyulup uyulmadığını denetledi.

Gemlik Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Dr. Veteriner Hekim Hakan Uğur ile zabıta memurları, dereboyunun sağ ve solunda bulunan tüm işletmeleri tek tek denetledi. Market, pastane, berber, kıraathane ve diğer işletmeleri ziyaret eden ekipler ayrıntılı kontrollerde dezenfektan bulunup bulunmadığına, işletmelerde sosyal mesafe kuralına uyulup uyulmadığına, dükkan sahipleri ve çalışanların maske takıp takmadığını, gıda üretimi yapılan yerlerde alınan önlemleri, ortak kullanım alanlarının temizlik ve düzenini kontrol ettiler. Her işletmede rapor tutan ekipler, gerekli gördükleri yerlerde uyarılarda bulundular. Toplam 75 işletmede denetim gerçekleşti.

Başkan Sertaslan: “Koronavirüsle çok yönlü mücadele ediyoruz”

Koronavirüsün, geçtiğimiz haftalara göre daha farklı bir sürece girdiğini gördüklerini belirten Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan “ilk günlerde ülkemizde vaka sayısında düzenli bir artış vardı. Mayıs ayından sonra genel vaka sayısı azalırken bazı bölgelerde yükselmeler görüldü. Bursa da şu anda en yüksek vaka görülen illerden biri. Ama Gemlik, Bursa merkezine göre çok daha iyi durumda. Vatandaşlarımızın sağlık tedbirlerine uyması, işletmelerimizin dikkatli olması da bunda etken. Biz de Gemlik Belediyesi olarak Mart ayından beri koronavirüsle etkin mücadele yürütüyoruz ve bu illet ile çok yönlü bir savaş veriyoruz. Hem sağlık tedbirleri hem sosyal yardımlar devam ederken, değerli Gemliklilerden ricamız, rehavete kapılmadan, ilk günkü kararlılıkla dikkatli davranmaya özen göstermeleri. İnanıyoruz ki kısa sürede hem ilçemiz hem de ülkemiz eski rahat günlerine dönecek.”

Ak Parti heyeti kan bağışında bulundu

Ak Parti heyeti kan bağışında bulundu

Ak Parti Gemlik İlçe Teşkilatı, 15 Temmuz Demokrasi meydanında bulunan Kızılay aracına giderek kan verme kampanyasına destek oldu. Vatandaşları da kan vermeye davet eden Ak Partililer, kanın sürekli ihtiyaç olduğunun da altını çizdiler.
Teşkilat tarafından yapılan açıklama şu şekilde; ” Kan ver hayata can ver sloganı ile Gemlik 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda Kızılay’ın Kan Bağışı aracında Ak Parti Gemlik İlçe Teşkilatı olarak kan bağışında bulunduk. Kızılay yardımseverlerin yardımı ile ayakta durur, en zor anında sen haber etmesen de Kızılay gelir seni bulur” denildi.