Tatsız ve Sessiz Bir Bayram
Koronavirüs salgını çalışma düzenimizi de sosyal yaşantımızı da alt üst etti. Hepimiz yeni vaka ve kayıp sayılarını öğrenmek için her akşam ekranlara kilitlendik.
Her ne kadar sosyal mesafenin önemini öğrenmiş olsak ta bayram öncesi bu yasağı delip geçtik.
Kapalı çarşı, okçular çarşısı ve etrafında büyük kalabalıklar oluştu. Havaların düzelmesi ve bayram atmosferi yüzünden bilim kurulunun tavsiyelerini yok saydık malesef. Bayrama da tatsız tuzsuz ve sessiz başladık.
Teknoloji her ne kadar hayatımızı kolaylaştırsa da bayramda o sıcak bayramlaşma ve birlik beraberlik atmosferini sağlayamadı. El öpmeden, öptürmeden, sarılıp kucaklaşmadan yavan bir bayram geçirdik.
Eskisi gibi bayram alışverimizin büyük bölümü hediyeleşme için olmadı. En büyük parayı marketlere ödedik.
Hepimiz daha kötü günlerden korkarak gıda stoğu yaptık. Bu bayramda, hayat şartlarımız değiştiği için önceliklerimiz de değişti. Koronavirüs hepimize komşuluk ilişkilerimizi hatırlattı. Kısıtlama döneminde bu eksikliğimizi fark ettik.
Ramazanın son haftasını ezana yapılan saygısızlık ile ilgili tartışmalarla geçirdik. İslam dininin kutsallarının hafife alınmasını sakıncalı bulduk. Çağdaş olmak demek farklı inanç ve kültürdeki insanlarla birlikte yaşamayı hazmetmeyi bilmek demektir.
Farklı inanç ve fikirlere saygı göstermek gerekir. Son 3 ay içinde dünya toplumu olarak ve Türk toplumu olarak çok yorulduk. Bu bayramı arzu ettiğimiz gibi geçiremedik. Ama bayram sonrasını sağlıklı ve huzurlu geçirmek istiyoruz.
Günün Sözü
Kalp boşaldıkça
Kese dolar
Victor Hugo