“GÜLDEREN YEŞİLDAĞ DAVASI İLE İLGİLİ YAKIN ÇEVRESİNDEN BASIN AÇIKLAMASI”
“GÜLDEREN YEŞİLDAĞ DAVASI İLE İLGİLİ YAKIN ÇEVRESİNDEN BASIN AÇIKLAMASI”
Geçtiğimiz günlerde davası sonuçlanan Gülderen Yeşildağ (40), 17,5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Temyiz sürecini takip eden Gülderen Yeşildağ’ın yakın çevresi ve komşuları, bugün Gülderen için basın açıklamasında bulundu. Basın açıklaması açılış konuşmasını yapan Özlem Demir, “Öncelikle herkese hoş geldiniz demek istiyorum davetimize icabet ettiğiniz için. Bugün burada mağdur edildiğine inandığımız Gülderen Yeşildağ adına toplandık. Gemlik’te yaşayıp da Gülderen’in hikayesini duymayan kalmadı. O kötü olay yaşanmadan önce onun sesini duyamadık maalesef. Toplum olarak, sosyal devlet olarak, abla olarak, kardeş olarak, yetişemedik ona. 10 Haziran’da karar duruşması vardı. Büyük bir umutla beklediler onu sevenler. Arkadaşları ve sevenleri adliyenin önündeydi o gün. 17 yıl ceza aldı Gülderen. Hepimiz çok şaşırdık, çok üzüldük. Herkesin içi bir kez daha yandı. Bir cinayeti savunmaktan çok farklıdır Gülderen’i savunmak. Bugün burada bulunan hiç kimse bir cinayeti tabi ki haklı göremez. Fakat Gülderen’in yaptığı bir cinayetten çok çok farklıydı. Şiddetin her türlüsüne karşıyım. Fakat Gülderen mağdur edilmiş, yıllarca sesini duyuramamış ve mecbur bırakılmıştır. Gülderen’i savunuyorum, çünkü Gülderen yaşadıkları canına tak etmiş bir kadındır. Hayatta kalabilmek için bu eylemi yapmıştır. Zevk uğruna adam öldürmekten çok farklıdır bu durum. Olayı araştırdıkça ve yakınları dinledikçe daha da içim yandı. Şimdi Gülderen’i hiç tanımadan eleştirenlere sesleniyorum. Gülderen defalarca polise gitmiş, koruma ve uzaklaştırma kararı çıkarmış fakat yine sesini duyuramamıştır. Lütfen senelerce mağdur olmuş bu kadını 17 yıl hapsederek onu hayattan koparmayalım” şeklinde konuştu. Gülderen Yeşildağ’ın 15 yıllık komşusu Betül Keskinoğlu, “Birçok olayına şahit oldum. Gülderen ailesine bağlı bir insandı. Gülderen’in tüm ailesi Ali’den korkuyordu ve dayak yiyordu. Ali, madde kullandığında önünü bile göremiyordu. Gülderen Ali’yi gördüğünde eli ayağı titriyordu. Birden çok kez Gülderen, Ali’den dayak yedi ve biz Gülderen’i baygın şekilde bulduk. Ali, ‘Evi yakacağım, tecavüz edeceğim, sizi öldüreceğim’ şeklinde tehditler savurdu. Olay günü ihbar edildiği halde tam 2 saat boyunca jandarma görev değişikliği nedeniyle olay yerine gelmedi ve Gülderen polis jandarma bekledi. Jandarma geldiğinde Gülderen ‘2 saat gelmediniz, katil oldum’ demiş. Gülderen burada asıl mağdur ve devlet onu koruyamadı. Adalete güvenmek istiyoruz ama çok zor” dedi ve gözyaşlarına hakim olamadı. Gülderen Yeşildağ’ın arkadaşı Satı Şahin, “Gülderen abla 15-20 senedir bu durumu çekiyor. Annesinin vücudunda dayak yemekten beyaz bir yer kalmamıştı. Buna rağmen şikayetini geri çekti ve ona neden diye sorduğumda ‘O benim evladım ne yapayım’ dedi. Korkudan işe taksiyle gidip geliyordu. Keşke bu olaylar olmadan önce bir şeyler yapabilseydik. Gülderen çok iyi kalpli bir insan” dedi. Gülderen Yeşildağ’ın komşusu Çiğdem Keskin, “Olay günü oradaydım ve birebir olayı gördüm. Gülderen abla babamın dayısının kızıdır. Neler çektiğini herkes tüm akrabalar bilir. Olay günü Gülderen anne babasını korumaya çalıştı ve babasının ruhsatlı tüfeğini korkutma amaçlı havaya sıktı ve Ali vuruldu. Ali’yi vurduktan sonra ‘Ali’yi vurdum gelin’ diyen Gülderen, 5 dakika sonra tutuklandı. 2 saat boyunca gelmeyen jandarma 5 dakika içinde olay yerine gelmişti. Olay günü olay yerine Gülderen ablayı çağıran annesidir. Gülderen ablanın sonuna kadar arkasındayız” dedi. Gülderen Yeşildağ’ın karşı komşusu Buket Şen Gündoğdu, “Gülderen’i korumaya çalışırken bizler bile Ali’nin şiddeti ve tehditlerine maruz kaldık. Gülderen ölmemek için çığlıklar atıyor ve direniyordu. Annem ve babam kapıyı kırıp içeri girdik ve Gülderen’i baygın bulduk polisi aradık. Gülderen’e kimse sahip çıkmadı. Ali hapisten çıktığında biz bile ışıklarımızı kapatıyorduk. Gülderen’i kimse duymadı” dedi. Özlem Demir, Ali’nin ‘Beter Ali’ şeklinde lakabı olduğunu sözlerine ekledi. Ayrıca “Annesi Beter Ali’nin küçüklüğünü hatırlıyor ve anlatıyor. Oğlunun masum olduğunu söylüyor. Hal böyleyken Gülderen Yeşildağ’ın annesinin bir sağlık muayenesinden geçmesi gerektiğine inanıyoruz. Mahkemede de bu tanıkların hiçbiri dinlenmemiştir, Çiğdem hanım dışında. Ezbere karar verilmemelidir” şeklinde konuştu.
Sedat Gürle; Odaların deneyimleri önemli
Sedat Gürle; Odaların deneyimleri önemli
Gemlik Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanı Sedat Gürle, Gemlik Ticaret Odası ve Ticaret Borsasını ziyaret etti. Gürle, odaların deneyimleri ve fikirlerinin önemli olduğunun altını çizerek, Ticaret Odası ve Borsası ile uyum içinde çalışmanın, Kooperatifi de kalkındıracağını sözlerine ekledi.
Gemlik Esnaf Kefalet Kooperatifi Başkanı Sedat Gürle ve yönetimi Gemlik Ticaret Odası Başkanı Paşa Ağdemir ve Gemlik Ticaret Borsası Başkanı Özden Çakır ile bir araya geldi.
Gürle; ‘’Gemlik büyüyen ve gelişen bir ilçe. Bu büyümeyi koordineli şekilde karşılamak için, odalar ile istişare içinde olmak, ortak hareket etmek gibi zorunluluklarımız var. Yönetim tecrübemizle de, bunu hızlı şekilde hayata geçireceğimizi düşünüyoruz. Daha önce de dediğimiz gibi, tecrübelerimiz en büyük avantajımızdır.
Büyümeye esnafımızı hazırlamak adına da, verebileceğimiz desteği değerlendirmek adına da, odaların görüşleri bizim yolumuza ışık olacaktır’’ dedi.
BUDO GEMLİK’TEN TEŞEKKÜR..
BUDO GEMLİK’TEN TEŞEKKÜR..
Gemlik’te ısırma vakalarında korkunç rakam
Gemlik’te ısırma vakalarında korkunç rakam
Gemlik’te son bir yılda köpek ve kedi ısırmasından dolayı hastanedeki müdahale sayısı bin 500’ü buldu .
İlçemizde son dönemde sayıları her geçen gün artan başı boş köpek sayısı hızla devam ederken, insanlara verdikleri zararda aynı oranda artıyor.
Her köşe başında ve belirli bölgelerde gruplar halinde gezen, sahipsiz olarak dolaşan köpek sayısı ise 5 binli rakamlara ulaştı.
Özellikle ana arterlerde çok sık olarak ortaya çıkan başı boş sahipsiz köpekler, bazen bir marketin kapısında nöbete yatıyor, bazen atm önlerinde insanlara saldırıyor, çoğu zamanda sorumluluk taşımayan bazı köpek sahiplerinin gözleri önünde insanları ısırarak zarar veriyor.
Topluma açık tüm alanlarda bulunan başı boş sahipsiz köpekler, hayvanseverlerin tabiri ile ilçemizde bulunan hayvanseverler sokağa terk edilmiş bu hayvanlara sahip çıkalım derken, en büyük kötülüğü yapıyorlar. Usulsüz gıdalarla beslenen bir çok köpek sağlıksız bir şekilde şişmiş ve ayakta duramaz hale gelmiş durumda.
Kendilerini hayvansever olarak niteleyen ve asıl hayvanseveleri dahi hayvanlardan uzaklaştıran, kendini bilmez bir hayvansever yapısına sahip olan ilçemizde, hayvansever bazı kişilerin kavgacı, gürültücü, uzlaşmadan uzak, stresli ve fevri davranışları da vatandaşı sokakta yaşayan canlardan soğutuyor.
Son yaşanan başı boş ve sahipli olduğu öne sürülen köpek ısırması olayının ardından, konuya duyarlı vatandaşlar ise şu görüşleri paylaşıyorlar. “Gördüğümüz kadarıyla Gemlikli hayvanseverlerin düzgün bir organizasyon yapısı yok, oluşan sorunları yerinde görüp, doğru karar verip, çözüme ulaştırıp, uzlaşmayı sağlayacakları bir sürece de sahip değiller. Aklı başında olan ve uzlaşmacı insanları devre dışı bırakıyorlar. Sırf bu yüzden kendi aralarında bir kaç gruba bölündüklerini de duyuyoruz. Hatta bu öyle bir hal almış durumda ki Gemlik belediyesinin düzeltmek istediği bazı konulara da karşı çıkarak engel olduklarını da duyuyor, görüyoruz. Şahsi fikrimiz , çevre sakinlerinin sözlerine kulaklarını kapatarak, kendi bildikleri doğruları savunarak, çevre sakini hayvan dengesini alternatif çözüm önerileriyle korumak yerine, vatandaşla hayvanları karşı karşıya getirdiklerini düşünüyoruz” ifadelerini kullandılar.
BABALAR GÜNÜ VE BİR ANI
BABALAR GÜNÜ VE BİR ANI
Babam hayrettin GÜRÇAY, 1914 yılında PREVEZE’DE doğmuş.
Barbaros Hayrettin paşanın, PREVEZE deniz seferinden esinlenerek ona Hayrettin ismini vermiştir.
Dedem ise, 100 yıl önceki bir salgın hastalıktan ölmüştür.
1923 yılında Mübadele Türkleri ile birlikte GEMLİK’E, yerleşmişler.
Sonraki yıllarda ateşlendiğimizde babaannemin “karantina karantina “ telaşını anlayamazdık.
Ama yaklaşık yüzyıl sonra korona ile tanışınca karantinanın ne demek olduğunu çok iyi anladık.
Bu babalar gününde bende babamla ilgili bir anımı, paylaşmak istiyorum.
Uzun bir askerlik döneminden sonra, harp nedeniyle babam tekrar ihtiyat askerliğine çağrılmış.
Yeni evli küçük çocuk sahibi babam teslim olma işini ağırdan alınca, hem hapis cezasına çarptırılmıştı. Hem de ihtiyat askerliğini tamamlamıştı.
Ben, 4 veya 5 iken, annemle birlikte hapishane ziyaretine gitmiştik.
Yaklaşık 1945 yılı olabilir. Küçük olduğum için hapishane avlusuna alınmıştım. Benim ile ilgilenen bir grup ile resim çektirmiştik.
O grubun içinde ünlü şair Nazım HİKMET’DE varmış.
Tabi benim o yaşlarda Nazım HİKMET’İN kim olduğundan haberim yoktu.
Yıllar sonra o küçücük resimde ki o amcayı hatırlamıştım.
Bu resme bakıp hapishane günlerini ve Nazım HİKMET’İ anmıştık.
Hapishane ortamı nedeniyle babamın bu resimle ilgili hassasiyetini hissetmiştim.
Şimdi GEMLİK mezarlığında ortak bir mezarımız var.
İkimizin imside mezar taşlarımızda yazıyor.
Yaşarken çok gurbet görmüştük. Vakti gelince aynı mezarda birlikte olacağız.
Korona salgını sadece hayatımızı almadı. Merhamet değerlerimizi de insani duygularımızı da yok etti.
Artık insan hayatı bir istatistik rakam haline gelmiştir. İnsanlar cenaze törenlerini yapamaz hale gelmiştir. Ama hangi şartlarda olursak olalım babamıza da annemize de dualarımızı göndermeliyiz.
GÜNÜN SÖZÜ
Ayna bir şeye tamah etseydi , bizim gibi münafık olur her şeyi olduğu gibi göstermezdi.
“Mevlana “
Amfitiyatroda klasik müzik akşamı
Amfitiyatroda klasik müzik akşamı
Aktaş Gemlik’te Büyükşehir Çalışmalarını İnceledi
Aktaş Gemlik’te Büyükşehir Çalışmalarını İnceledi
Bursa Büyükşehir Belediyesi, daha konforlu ulaşım ve modern şehir hedefiyle 17 ilçede yaptığı ulaşım yatırımlarını sürdürüyor. Gemlik ilçesinde yürütülen yürüyüş yolu çalışmalarıyla ilçe halkına modern yeni mekanlar kazandırıldı.
Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından 17 ilçede gerçekleştirilen ulaşım çalışmaları kapsamında Gemlik ilçesi Hastane Caddesi üzerindeki Irmak Sokak ve Yeni Devlet Hastanesi yolundaki 1700 metrelik güzergâhta tretuvar ve yürüyüş yolu çalışmaları yapıldı. Dere güzergâhı üzerinde dere içine kot yükseltmek amaçlı 2 metre yüksekliğinde şev taşı imalatı gerçekleştirildi. Yol hattına 3700 metre bordür, 650 metreküp beton imalatı yapıldı. 9000 metrekare parke taşı imalatı yapılarak güzergâh üzerindeki imalatlar tamamlanacak.
“Gemlikliler bu güzelliği yaşayacak”
Yapılan çalışmaları yerinde inceleyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş yapılacak çalışmalar hakkında inceleme yapıp bilgi verdi. Başkan Aktaş, 120 bin nüfuslu Gemlik’in sürekli gelişen bir bölge olduğunu söyledi. Güzellikleri ortaya çıkarmak adına başta ulaşım olmak üzere bir dizi yatırımların yapılması gerektiğini belirten Başkan Aktaş, Irmak Sokak ile Yeni Devlet Hastanesi yolu güzergâhında toplam 9000 metrekare parke taşı imalatı yapılarak güzergah üzerindeki imalatların tamamlanacağını ifade etti. Yatırım için toplamda KDV hariç 2 buçuk milyon TL harcanacağını dile getiren Başkan Aktaş, “Çalışmaları Kurban Bayramı’na kadar bitirmiş olacağız. Ayrıca Gemlik’le alakalı ön yargılı davranışım varmış gibi imada bulunanlar için şunu ifade edeyim. Çalışmayla alakalı Gemlik Belediyesi’ne de teşekkür ederim. 2 adet 22 metre ve 12 metre genişliğinde menfez, dere içine taban ve yan duvarlarına beton imalatı yaptılar. Bu çalışmayı çok arzu ettiğini Gemlik Belediye Başkanı da dile getirmişti. İnşallah çalışmalar bittiğinde burası Gemlikli insanlarımızın yeni güzergâhı olacaktır. Havaların güzel olduğu zamanlarda Gemlikliler bu güzelliği yaşayacaktır. Gemlik’imize hayırlı uğurlu olsun” dedi.
Gemlik Belediyespor sezonu açtı
Gemlik Belediyespor sezonu açtı
YARIM ASIR…
YARIM ASIR…
Şöyle bir bakıyorum etrafa…Hangi el hangi cepte belli değil! Hangi yürek aynı anda kaç yüreğe değiyor? O da belli değil!
Bakışlarda anlam aramalar yerini daha ilk buluşmalarda göz renginin mavi mi yeşil mi olduğunu aranır olmuş.
Dilden çıkan nağmeli sözler ise tahtını, aşkitom- canikom’ lara bırakmış…
“İşine gelirse!” deyip kestirip atmak marifet sayılır olmuş.
Sevgililer yıl yerine gün sayar olmuş, sözde sevgilerinin ispatı için!
Bir tıkla bulunmaya başlanmış aşıklar, iki tıkla kabul görür olmuş ve yine aynı tıklarla, sanal alemde silinip bitti-gittiye dönüşür olmuş!
Bu kadar kolay yani!
Bu kadar çabuk…
His yok, yürekten hisseden yok…
Bir tek tuşun albenisine kapılır olmuş zamane sevgileri…
Gerçeklikten uzak, jan janı bol, uzaktan kumanda yaşanan aşklar ve bunu marifet bilen aşıklar…
Oysa benim tanık olduğum sevda ve aşkın sevgiye dönüşmüş hali bambaşka!
Yalın, sade ve içten yaşanmışlıklarla dolu…
Gözlerin konuşabildiği, bakışmaların anlayabildiği – anlatabildiği bir sevda…
Her zorluğa göğüs gerebilmiş, hayatın şaşa’ dan ibaret olmadığını bilen iki yüreğin sahibi, tanıklık ettiğim sevda…
Yeri geldiğinde omuz omuza ağlayabilmiş iki insan… Sırt sırta verilerek aşılmış nice zorluklar, el ele verilerek yıl alınmış bir ömür ve gönül gönüle verilerek atılmış içten kahkahalar…
Yaşamım, bu sevdanın kulaklarımda bıraktığı mutluluk musikisine tanık olarak geçti…Gözlerim ise onların dayanışmasının, saygılarının ve sevgilerinin yüceliğini görerek geçti.
Ne aşk ama…
50 sene…Dile kolay!
Emsal olarak yarım asıra imza atmış iki yürek varken burnumun dibinde, elbette zamane aşklarının el ucuyla tutulmuş hallerini onaylamam ve beğenmem olanaksız.
Annem ve babam…
Şahit olduğum büyük sevdanın mimarları.
Yapmacık ya da usuleten yaşanan değil, gerçek bir aşktan bahsediyorum.
Yarım asırlık gönül birliği…
İmrenilesi, sevilesi, kıskanılası, örnek alınası…
Devrin bir solukta yaşanıp biten sevgilerine inat edercesine her geçen gün artan sevgileri ile insana parmak ısırtan iki sevgili onlar.
Dün gibi,
Küllenmemiş gibi,
“Daha yaşanacak çok şey var” der gibi birbirine bakış atan iki yürek onlar…
Ve bugün, 50. yıllarının kutlama gününde, yine ve her zaman olduğu gibi genç yüreklere “gerçek sevgi” kavramının en güzel örnekleri olarak, güldüklerinde yüreğimde gülleri açtıran iki güzel insan…
Sizlerin de hakiki sevgilere tanık olmanız ve yaşamanız dileğimle.
Esen kalın.