AYASOFYA 86 YIL SONRA VERİLEN KARAR DOĞRU OLANDIR VE ŞİİR’İM
AYASOFYA 86 YIL SONRA VERİLEN KARAR DOĞRU OLANDIR VE ŞİİR’İM

“ÜLKÜCÜ HAREKETİN ÇİLELİ GEÇMİŞİ, İÇİNDEN KIRGINLIKLARI BUGÜNÜ ve ŞİİR’İM”

“ÜLKÜCÜ HAREKETİN ÇİLELİ GEÇMİŞİ, İÇİNDEN KIRGINLIKLARI BUGÜNÜ ve ŞİİR’İM”

Ülkücü Hareket ister kabul edelim ister etmeyelim. Zehirli hançerle, hayallerimizi, canımızı yakan ateş kapılarımıza prangalarla vuruldu veya vurdular. Dokuz ışık doktrinin özünde kalarak zamana gere geliştirilmesi ve davanın turan hedefi, kardeşlik bağı ve ortak dertleri, değer verdiğimiz ocakları, yan kuruluş, oda, sendika, gazete, dergi ne varsa hepsi toz duman yapılarak, dağıttılar, bölüne bölüne, parçalana, parçalanan gelip bıçağın dayandı kemiğe ve ülküdaşlık bağlarına, bakın neler yapıldı; 45 yaşında 55 yaşında 65 yaşında omuz omuza vermiş omuz, omuza kaderini geleceğini paylaşmış, ülkücüler bile, birbirine girmenin, birbiriyle selamı sabahı kesmenin, son noktasına getirilmiştir.
İlk defa ülkücü ülkücüye karşı kaşını kaldırıyor. İlk defa ülkücüler kendi sendika ve gazetelerini basıp karşılıklı sloganlar atıyor. İlk defa ülkücüler kendi ülküdaşlarına darp ederek övgüyle nara atıyor. İlk defa ülkücüler, Türk milletinin geleceği ve beka konusunda iki zıt düşüncenin tarafı oluyor. İlk defa ülkücüler dost ve düşmanlarını karıştırıyor. Bunların hiç birisi hayra alamet şeyler değil. Başbuğ Türkeş’in icat ettiği ülkücülükte Edirne’deki ülkücü Kars’takini seviyordu. Türkiye’nin neresine giderse gitsin arkasında dağ gibi ülkü ocakları vardı. Başbuğ Atatürk’ün ve Türkeş’in askerleri olacaktık. “milliyetçi Türkiyeyi” kuracaktık. “TURAN” a varacaktık. “Aleme Nizam” verecektik. Başımız dik, alnımız ak, midemiz tok olacaktık. Adalet hakkın adaleti olup, bizden sorulacaktı. Ne oldu, neler oldu da kervanımız basıldı- dağıtıldı! Ne oldu, neler oldu para üstün geldi veya getirildi? Geçmişte ülkücü hareketin içinde az kırıntılı yeşil kuşaklı ajan tayfaları yeniden aktif olup yıkım faaliyetlerini hızlandırarak sonuca-mı ulaştılar. Ne dersiniz?
*
Siz sadece bizi yıkmadınız. Siz bizim kurduğumuz işçi emeklerimizin sosyal düşüncemizin iş, aş karnı tok anlı dik olmamızı yok ettiniz. Siz bizim Lise çağında kurduğumuz hayalleri yıktınız. Siz bizim Üniversitede zor günler yaşarken, karakolda geçirdiğimiz geceleri yıktınız. Siz bizim ceza evlerinde davamız için çektiğimiz işkenceler ve şehadete yürüdüğümüz yolları inkar ettiniz. Siz bizim avukatsız girdiğimiz mahkemeleri yok saydınız. Siz bizim Hastanede yaralı arkadaşımızın başında beklerken döktüğümüz gözyaşını, ettiğimiz yeminini unuttunuz. Siz bizim dökülen beş bin şehit kanına boş ver dediniz. Siz bizim yarı aç yarı tok delik ayakkabıyla kurduğumuz memleketi kurtarma hayallerimizi parçaladınız. Siz bizim sahipsizliğimizi yem ettiniz. Siz bizim (daha hayata atılmadan) bozulan sicillerimizi bozdunuz. Siz bizim uykusuz gecelerimizi inkâr ettiniz. Siz bizim gardaşımız dediğimiz adamlarla aramızda olan hukuku ötele-diniz. Siz bizim ta ciğerden attığımız sloganlarla kısılan sesimizi sattınız. Yağmur altında direklerin üstüne çıkıp astığımız bayrakları sattınız. Ağlayarak yazıyorum ve yazıyorum sahi siz bizi neden ayrıştırdınız? Neden çareler bulmayıp ideallerimizi yok ettiniz? Bunlar benim sorma hakkımdır.
*
Bunca yıllık ülkücüyüm! Hep arka palanda hizmet vererek gurur duyduğum davam! Şimdi kendinden geçmiş karanlık ışık olmayan deniz dalgalarına kapılmış yandaşım deyip taraflara bölünmüş bu tutulan tarafların geçmişte Rahmetli Başbuğ hakkında düşünceleri malum övdüklerini hiç görmedim. Bütün bu kanallar ve özellikle de yandaş medya. Akılları sıra ülkücülerin davasını bir aydın hareketi olarak görmeyen ve milliyetçileri bir hayalin hareketi olarak görüyorlardı. Bu kadar yağın, bu kadar methiyenin, bu kadar sırıtıp bu kadar komikleşmenin başka bir açıklaması yoktur. Milliyetçiler ömrünün hiçbir döneminde Türk’e düşman Türk’le kavgalı, bir zihniyetin oyuncağı olmadı olamazda. Milliyetçiler ömrünün hiçbir döneminde Atatürk ve cumhuriyet hazımsızlarıyla da aynı safta olmadı. Ülkücülere Tarihin hiçbir yerinde bu kadar büyük bir bozgun bu kadar büyük bir zafer diye yutturulmadı yoksa yeşil ideologlara yeniden buyurun mu denildi.
*
ÜLKÜCÜ KİMLERDEN OLMAZ? Ucuz, Basit, Yalancı, Münafık, İspiyoncu, İtikadı zayıf, Menfaatperest, Ahlâk fukarası ve bulaşık adamlardan ülkücü olmaz!
EY BENİM ASİL VE SOYLU ÜLKÜDAŞLARIM!
TÜRK’ÜN GELECEK ÜMİDİ OLAN GENÇ BOZKURTLARIM!
AKSAÇLI VE İHTİYAR KURTLAR, SİZLERE SESLENİYORUM!
ÇIKIN MEYDANA ÇAKALLARA BOY ÖLÇÜSÜNÜ ÖĞRETİN!
Türk darda! Türk zorda! Türk bir ateş çemberinin içine hapsedilmiş! Biliniz ki, İstiklal, istikbal ve namuslarına göz dikilmiş! İçeride ve dışarıda ki hainler, Sevr türküleri söylemekte ve Türk’e diş bilemekteler! Bir olun! İri olun! Diri olun! Kucaklaşın! Gönüllerinizi genişletin, 83 milyonda yer bulup kendilerini güvende ve huzurda hissetsin o ülkü dolu gönüllerinize! Yüce Allah, bu toprakların tapusunu, İlkin 1071 Malazgirt, İkinci kez 1915 Çanakkale, Son olarak da 9 Eylül 1922 de Türk’e kesti. Bu topraklar Allah’ın dilemesiyle kıyamete kadar, altında Allah’ın mührü olan ilahi tapu gereğince Türklerindir olacaktır! Başbuğ Türkeş’in mübarek Anadolu topraklarına ektiği ülkü tohumlarını el birliği ile yeşertip, ülkücü ruh etrafında kenetlenip organize olarak, küfrün, hainlerin, Cumhuriyet düşmanlarının karşılarına çıkalım ve kardeşlik sözümüz vardı davanı beş bin şehitlerine ruhları şad olsun. Türk’ün vatanı sahipsiz kalamaz ayrı kalmayı içime sindiremiyorum deme zamanıdır.
*
YENİDEN DİRİLİŞLE HAYKIRIYORUM! MALIM, KANIM, CANIM VATANA FEDA OLSUN!
TÜRKLÜK BEDENİMİZ, İSLAMİYET RUHUMUZ, KANIMIZ AKSA DA ZAFER İSLAMIN OLSUN!
KURAN REHBER PEYGAMBERİMİZ ÖNDER OLSUN, ALLAH TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN!
TÜRK DÜNYASI TURAN İDEALİYLE BİRLİK OLSUN, TÜRKE DÜŞMAN TARUMAR OLSUN!
ALLAH, TÜRK’E ÜLKÜCÜ DİRİLİŞLE YENİ YENİ ZAFERLER KAZANDIRSIN!
CAN ANADOLU TOPRAKLARINDA KIYAMETE KADAR YAŞAMAYI NASİP EYLESİN!
*
Tarihin hiçbir döneminde ülkücüler, bu kadar ezilip, bu kadar horlanmadı. Ataların dediği gibi huylu huyundan vazgeçmez. İmansız imana gelse de, huyundan yine vaz geçmez. Türk milletinin ve Türk milliyetçiliğinin geleceğine hayati konularda hiç kimsenin yanlış yapma hakkı yoktur. Yol bir yere kadar gider ve orada biter. Türk milletim diyemeyen, Türk milliyetçileriyle işi olamaz. Edebimizle adabımızda tartışmasını da, edebimizle adabımızla bir birimizi uyarmasını da bilmeliyiz. Biz yanılmışsak sorun yok ülküdaş! Sonuçta milletimiz kazanmışsa eğer özür dileriz olur biter. Ya sen yanılmışsan, ya siz yanılmışsanız? Telafisi tamiri özrü var mı bunun? Kolay değil ülkücü hareketin tarihine, ülkücü hareketin ipini çeken ve bir birine düşüren kimse, tarihe yazılacaktır. Tercih yapanların olacaktır.
KARA EYLÜLE SORACAĞIM ÇOK BENİM
Yolumuza dikenli teller çekildi
Sırtıma zehirli hançer sapladı
İftiralar kahpelik peşinen getirdi
Kara eylülde güllerin sevdası yıkıldı.
*
Sürgün vurgun yedi yiğitlerim
Zindanda işkence aldı canlarım
Diyecek sözlerim ağırdır benim
Kahpe Eylülde ülkü gülleri kırıldı.
*
Eylülde ölmediler yeniden doğdular
Kara sehpalara şehadete yürüdüler
Fatihalarla şehitleri yâd ettiler
Kara eylülde canlar sırtından vuruldu.
*
Öksüzler yetimlerin ahları kalmaz
Ülküm davasını yok edilemez
Vatana sevgi suç sayılamaz
Kara Eylül hesabım mahşere kaldı.
*
Ülkü idealim şahadetim aşkım
Dostu düşmanı hepsini tanıdım
Vatan, Bayraktı tekti derdim
Kara Eylüle soracağım çok benim.

(Son Güncelleme: )

Hakkında Gündem Haber Ajansı

Ayrıca Kontrol Edin

Gemlik’te halk günleri devam ediyor

Gemlik’te halk günleri devam ediyor

Gemlik’te halk günleri devam ediyor Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Halk Gününün ikincisini gerçekleştirdi. Başkan …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir