TDP’den 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Açıklaması

Genel Başkanlığını Mustafa Sarıgül’ün yaptığı Türkiye Değişim Partisi Gemlik ilçe Başkanlığı 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutladı.

İlçe Başkanı Özcan Yerlikaya başkanlığındaki yönetim kurulu üyeleri, kadın ve gençlik kolları ile birlikte basın açıklaması yaptılar.

Açıklamada, “Kadına yönelik her türlü şiddete karşı olduklarını ifade eden Özcan Yerlikaya,

Bugün tüm insanlık adına bizleri yaratan büyüten bir çok engeller ile mücadele eden kadınlarımızın bir daha cinayetlere ve şiddete maruz kalmamalarını saygın bir yerde olmalarını hak ve özgürlüklerinin hayatın tüm yaşamında hem ekonomik hem siyasi haklarının eşit koşullarda tanınması ve verilmesi önceliğimiz olmakla beraber 8 Mart gününün resmi tatil yapılmasını ve bu aci günün özgürce kutlanmasını önemsiyoruz” denildi.

KADINLAR GÜNÜNÜN ARDINDAN

8 Mart günlerini Kadınlar günü olarak kutluyoruz.

Kadınlar 1857 yılında Amerika’da bir tekstil fabrikasında grev yapmışlardı.

Belkide bu grev dünyada uygulanan ilk grev olmuştu.

Güvenlik güçleri grevi bastırmak için fabrikayı kuşatmıştı.

İşte tam bu sırada fabrikada yangın çıkmıştı.

Bu yangın ve duman yüzünden çoğu kadın olmak üzere 129 işçi hayatını kaybetmişti.

5 Ülkenin tekelinde olan Birleşmiş Milletler bu feci olayın 120 sene sonra yani 1977 yılında farkına vardı ve 8 Mart 1977 tarihini Dünya Kadınlar Günü olarak ilan etti.

Biz ise 1980 öncesi ve sonrası  şartlar nedeniyle ancak 1984 yılında uygulamaya geçirebildik.

Yıllarca her konuda ikinci planda bırakılan kadınlar, yılmadılar ve hayatın her alanında başarı kazanmaya başladılar.

Özellikle hizmet sektöründe bankacılıkla sağlık sektöründe ve iletişim sektöründe erkeklerden daha iyi iş çıkardılar.

Bazen metro da vatman, bazen belediye otobüs şoförü bile oldular.

Kısacası günümüzdeki tüm iş kollarında erkeklere alternatif olmaya başladılar.

Ev hayatında ve iş hayatında kendilerine uygulanan fiziksel ve psikolojik şiddetten de korkmadılar.

Ve kadınlarımız artık kendi yol haritalarını kendileri çizmeye başladılar.

Kadınlarımız artık sadece eş değil, projelere ortak olmaya da başladılar.

Korona aşısını bulan Türk asıllı Alman profesör Uğur Şahin ve eşi Dr.Özlem Şahin’i gururla izliyoruz.

Hem ev hayatındaki ortaklığın, hem de iş hayatındaki ortaklığın en özel örneğini veriyorlar.

Hayatları laboratuarlarda geçmiş bu mutlu ve yorgun insanları hiç unutmayacağız.

Son yıllarda kadınlarımız dünyanın en önemli ekonomik kurumlarının başlarında görmeye başladık.

Kadınlarımız her alanda yaşamın içine denge ve nezaket getirecektir.

Günün sözü,

Köleliğin en kötüsü,

Kendi nefsine köle olmaktır.

“La Fantaine”

COVİD 19 DÖNEMİNDE DOĞRU BESLENMENİN ÖNEMİ

Dünya genelinde ne yazık ki savaş içinde olduğumuz COVİD 19 salgını nedeniyle hayatımızın çoğu kısmı kısıtlanmıştır. Bu dönemde sokağa çıkma kısıtlamaları nedeniyle herkesin beslenme şekli olumsuz yönde etkilenmiş ve çoğu birey kontrolsüz şekilde kilo almaya başlamıştır. Karantina sürecinde genel olarak bireylerde, evde çok fazla zaman geçirdiği için düzensiz beslenme alışkanlıkları oluşmuştur. Bu alışkanlıkların başında duygusal yeme davranışı ve karbonhidrattan zengin beslenme şekilleri yer almaktadır.

DUYGUSAL AÇIDAN BESLENME

Bireylerin duygu durumu veya kişisel özelliklerinin yeme davranışlarını üzerinde etkisi vardır. Duygusal yeme birtakım duygu durumlarına yanıt olarak meydana gelen bir yeme davranışıdır. Normalde anksiyete, kızgınlık, depresyon vb. duygu durumları iştah azalmasına neden olurken duygusal yeme davranışı sergileyen bireyler benzer duygu durumlarında aşırı bir yeme davranışı göstermektedir. Duyguları tanımlamada veya algılamada zorluk yaşanması tıkınırcasına yeme ataklarını tetiklemektedir. Bireyler duygularını yoğun bir şekilde yaşarken, duygularının gerçekte ne anlama geldiğini belirlemekte zorlanırlarsa, bu duygu durumu ile baş edemeyeceklerini düşünerek dikkatini besinler aracılığı ile dağıtmaya çalışırlar. Bu durum kişilerde daha fazla enerji aldıkları, daha fazla miktarda yağ, karbonhidrat ve protein tüketiminin söz konusu olduğu bir duruma dönüşmektedir. Ayrıca, karantina sırasında pandemi hakkında sürekli seyredilen ve duyulan haberler, kişide psikolojik stresin artmasına ve endişe duymasına neden olabilir.

OMEGA -3

Besin ve duygu durumu arasındaki ilişkide etkisinden bahsedilen bir diğer besin öğesi omega-3 yağ asitleridir. Omega-3 çoklu doymamış yağ asitlerinin depresyon üzerindeki olumlu etkisi, bireylerin sinir sisteminde bol miktarda bulunmasına ve depresyon sürecinde bağışıklık sistemini güçlendirmesine neden olmaktadır. Diyetinde balık tüketimi ve omega-3 yağ asidi alımı az olan bireylerde de depresyon riski daha yüksektir. Beslenme programınızda haftada 2-3 kez mutlaka balık tüketilmelidir.

ANTİOKSİDANLAR

Karantina sürecinde, artan makro besin öğesi (karbonhidrat, protein, yağ) alımına obezitede olduğu gibi mikro besin öğesi (vitamin, mineral) eksikliği de eşlik etmektedir. Mikro besinlerden zengin meyve ve sebzelerin bağışıklık Bunun nedeni, E vitamini, C vitamini ve beta karoten gibi antioksidanlardır. Beta karoten en çok tatlı patates, havuç ve yeşil yapraklı sebzelerde bol miktarda bulunurken, C vitamini kaynakları kırmızıbiber, portakal, çilek, brokoli, limon, diğer meyve ve sebzelerde bulunur. E vitamininin başlıca besin kaynakları ise, bitkisel yağlar (soya fasulyesi, güneş yağı, mısır, buğday tohumu ve ceviz), fındık, tohumlar, ıspanak ve brokolidir. Bu sürecimizde makro ve mikro besin öğelerimizden yeterli ve dengeli miktarda vücudumuza almamız gerekmektedir. Özellikle E, C ve Beta Karoten bakımından zengin besinler tercih edilmelidir.

D VİTAMİNİ

Kışın D vitamini eksikliğinin viral salgınlarla ilişkisi vardır. D vitamininin temel kaynakları güneş ışığı ve diyettir. D vitamini gereksinmemizin %90’ı güneş ışığı aracılığı ile vücutta sentez edilmektedir. Diyetle D vitamini gereksinmesinin sadece %10’u karşılanmaktadır. Dışarıda geçirilen zaman ve dolayısıyla güneşe maruz kalma sınırlı olduğundan, diyetlerde ve beslenmelerde D vitamini miktarına özen gösterilmelidir. D vitamini içeren gıdalar arasında; karaciğer, yumurta sarısı ve D vitamini ile zenginleştirilmiş gıdalar (süt, yoğurt) yer alır. D vitamini takviyesi alınıp alınmayacağına gerekli tahliller yapıldıktan sonra hekim tarafından karar verilir.

Size önerim ise özellikle akşam yemeğinden sonra hamur işleri, tatlılar, kavrulmuş çerezler, abur-cuburlar vb. gıdalardan uzak durun! Bu dönemde günde en az 2 porsiyon meyve, 2 porsiyon sebze ve et-tavuk-balık tüketimine dikkat edin! Son olarak da şu dönemde sabah kahvaltısını asla atlamayın!

Devleti milyonlarca lira zarara uğrattılar

Devlet memurlarına rüşvet vererek eski deniz taşıtlarına ait ruhsatları yeni imal ettikleri teknelere geçirerek devleti milyonlarca lira zarara uğratan şebekeye yönelik düzenlenen operasyonda 51 kişi gözaltına alındı. Zanlılardan 6’sı tutuklanırken 8’i ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Marmara Denizi’nde trol avcılığı sırasında yakalanan bir kişinin evrak kayıtlarındaki usulsüzlüğün farkına varılması üzerine Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı. Yalova İl Jandarma Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Güney Marmara Grup Komutanlığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Yalova, Bursa, İstanbul ve Kocaeli illerinde operasyon düzenlendi.
11 adrese eş zamanlı yapılan operasyonda Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve rüşvet suçlarından aralarında liman başkanlıklarında görevli 4 memurun da bulunduğu 51 kişi gözaltına alındı.
34 zanlı jandarmadaki ifadelerinin ardından, 3 zanlı ise savcılıktaki ifadeleri sonrası serbest bırakıldı.
Gemlik Adliyesi’ne sevk edilen 14 zanlıdan 6’sı tutuklandı, 8’i ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Tutuklanan zanlılarından ikisinin devlet memuru olduğu öğrenildi.

Yeni teknelere eski teknelerin ruhsatları verildi
Soruşturmada liman başkanlıklarında gemi kontrol memurlarına rüşvet vererek eski deniz taşıtlarına ait ruhsatları yeni imal edilen teknelere geçirdikleri belirlendi.
Bu şekilde devleti milyonlarca lira zarara uğratan şebekenin Yalova’nın Armutlu ilçesinde tekne imalathanesi bulunan bazı şüphelilerin, imal ettikleri yeni avlanma teknelerini, sahte belge ve gemi ve su araçlarına yönelik denetim raporu olan sörveyler ve başka teknelere ait ruhsatlarla sisteme kayıt ettirdiği tespit edildi.

Rüşvetle vergi ve harçlar alınmadı
Zanlıların Gemlik ve Yalova Liman Başkanlıklarındaki bazı gemi kontrol memurlarına rüşvet verdiği ve bu şekilde vergi ve harç ödemelerinin alınmadığı belirlendi. Zanlıların ayrıca ruhsatta teknelerin uzunluklarını da olduğundan daha kısa gösterdiği anlaşıldı.
Şebekenin eskiyen tekne motorlarını, hurdaya ayrılan ya da hacizli otomobil ya da kamyonlardan numarasını kazıyarak söktükleri motorlarla değiştirdiği belirlendi.

Şebeke denetimleri balıkçılara önceden bildiriyordu
Öte yandan zanlılardan Ö.K.’nin Sahil Güvenlik ekiplerinin bulunduğu yeri gören bir bölgeden ev kiraladığı ve Gemlik Körfezi’nde yasa dışı trol avcılığı yapan tekne sahiplerine botların çıkışı konusunda anlık bilgi verdiği tespit edildi.

Gemlik’te Denizde mahsur kalan kediye nefes kesen operasyon
Gemlik‘te denizde mahsur kalan bir kedi, boğulmak üzereyken dalgıç polisler tarafından kurtarıldı.
Bir ihbarı değerlendiren Bursa Emniyet Müdürlüğü Deniz Liman Şube Müdürlüğü su altı ekipleri, Gemlik Liman bölgesinde 3 gündür mahsur kalan kediyi kurtarmak için seferber oldu.
Balık adamlar denize atladı. Limandaki taşlarda mahsur kalan kedi, ekipleri görünce önce karşıya sonra da suya atladı. Dalgıçlar hemen kediyi sudan çıkardılar. Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekipleri de kurtarma çalışmasına kıyıdan destek verdi. Özel kafese konulan kedi veterinere götürüldü.
Vatandaşlar ise polis ekiplerinin çalışmasına alkışlarla destek verdiler.

İYİ PARTİ GEMLİK İLÇE BAŞKANLIĞIKADIN POLİTİKALARI BAŞKANLIĞINDAN BASIN AÇIKLAMASI

Gemlik İYİ Parti İlçe Başkanlığı Kadın Politikaları Başkanı Hacer Öznur Çukadar,yaptığı basın açıklaması ile 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü Kutladı.

İlçe merkezinde, ilçe başkanı Ertuğrul Yavuz’un yanı sıra belediye meclis üyeleri ve çok sayıda partilinin katıldığı açıklama programına kadınlarda ilgi gösterdiler.

Hazırlannan açıklamayı okuyan Çukadar, “Zeytinin Başkenti Gemlik’in  kıymetli basın mensupları sevgili Gemlikliler bu gün burada Gemlik İYİ Parti İlçe Başkanlığı Kadın Politikaları Başkanlığımızca ‘‘8 MART KADIN HAKLARI VE DÜNYA BARIŞI GÜNÜ’’ hakkında bilgi paylaşmak için sizlerle birlikteyiz. Hepinizi sevgi saygı ve muhabbetle selamlıyorum. Hoş geldiniz, şeref verdiniz.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, erkeklerle eşit haklara sahip olma mücadelesinin başlangıcı olarak kabul edilir. 1977 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 8 Mart`ı  ‘‘KADIN HAKLARI VE DÜNYA BARIŞI GÜNÜ’’ olarak ilan etmiştir. Böylece, 8 Mart kadınların mücadele ve dayanışmasının kutlandığı gün olmuştur.

Türk tarihinde kadınlara verilen önem ve Türk kadınının fedakârlığı, dünyaya örnek olacak bir nitelik taşımaktadır. Aksini iddia edenlere en kısa haliyle şu soruları yöneltmek gerekir. Bundan yüzlerce yıl önce dahi devlet yönetiminde söz sahibi olan, yasa mahiyetindeki emirnameleri imzalayan Türk kadınları değil midir? Kurtuluş Savaşı’nda vatanın müdafaası için savaşan, teşkil ettikleri Müdafaa-i Vatan dernekleriyle, iştirak ettikleri mitinglerle cephe ve cephe gerisinde vatanı savunan Türk kadınları değil midir? Muhakkak ki bu fedakârlıkları yapanlar cephanesini korumak için bebeğinin üzerindeki yorganı alarak top mermilerinin üzerini örten Türk kadınlarıdır. “Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluş ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim” diyemez sözleriyle Türk kadınını kahramanlıklarını vurgulayan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, kadınlarımız için önemli inkılâplar ve yasal düzenlemeler yapmıştır. Günümüzde kadınların sosyal, iktisadi, adli hemen her alanda önemli sorunları olduğu malumunuzdur. Kadın cinayetlerinin, kadınlara yönelik şiddet ve tacizlerin arttığı bugünlerde, kadınları korumaya yönelik önlemlerin alınması, kadın haklarının sözde kalmayarak hayata geçirilmesi gerekmektedir. Toplumun özünü oluşturan kadınlarımızın iyi bir eğitim almaları, siyasi ve sosyal hayata etkin olarak katılmaları, iktisadi yönden desteklenmeleri gerekir.

Her gün birçok kadın şiddete maruz kalıyor, cinayete kurban gidiyor ve bu maalesef sadece kırsal bölgelerde ve eğitim seviyesi düşük erkekler tarafından işlenen cinayetler değil.

Aynı işi yapmasına rağmen pek çok iş yerinde kadınlar erkeklere göre daha düşük maaş alıyor ya da yönetim ve yetki kademelerinde genellikle tercih edilmiyor. Şirketlerdeki var olan kreşler kapatılıyor çocuklu kadınlar için çalışmanın önü kesiliyor. Şirketler darboğaza girdiğinde gözden çıkaracağı ilk işçi kadın işçi oluyor. Oysaki Anayasada “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” denmesine karşın bunun böyle olmadığını biliyoruz. Aile, eğitim ve çalışma yaşamında, istihdam biçimlerinde ve toplumsal yaşamdaki bütün negatif ayrımcılıklarda, hatta cinsel saldırılardan sonra bile kadınların maruz kaldıkları aşağılamalar ve dayatılan aşağılık koşulların aşılmasının köktenci bir tarzda aşılması gerektiğine inanıyoruz.

Türk milletinin bütün sorunları İYİ Parti iktidarında çözüleceği gibi Türk kadını da layık olduğu yere, İYİ Parti iktidarı sayesinde gelecektir. Her alanda kadınlarımız desteklenirken, temsil hakkı konusunda da kadınlarımız olması gereken yerde olacaktır. İYİ Parti iktidarıyla kadın cinayetleri, töre cinayetleri son bulacak, kadın hayatın her alanın da devlet tarafından desteklenecektir. İYİ Parti kadın konusuna dar bir bakış açısıyla değil, kadınları sosyal, kültürel, iktisadi, hukuki her türlü sorununa çözüm bulacak bir anlayışla yaklaşmaktadır.

Kişisel olarak gözlemlerinden birinide sizinle burada paylaşmak istiyorum Engelli kadınlarımızın umumi tuvaletlerde ihtiyaçları için yapılan engelli tuvaletlerini maalesef erkeklerle birlikte kullanmak zorunda kaldıklarını gözlemledim bu durumun çok etik ve sağlıklı olduğunu düşünmüyorum ve bu durumun mutlaka düzeltilmesi gerektiğine inanıyorum.

Temenni ediyor ve inanıyoruz ki, kadın sorunları Türkiye de genel başkanı tek kadın olan İYİ Parti’nin çalışmalarıyla çözüme ulaşacaktır.

Ülkemize hizmet etmeyi benimseyip, ilke edinen Türk kadınları olarak bu kutsal ülküyü gerçekleştirmekten bir an bile tereddüt etmeyeceğiz.

Gemliği kucaklayan teşkilatım adına, saygı ve muhabbetlerimizi sunuyorum.

2021’in ülkeye, millete sağlık, huzur ve mutluluk getirmesini diliyorum.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” dedi

ŞEHİTLERİMİZE…

Üzülerek söylüyorum ki maalesef ülkemizde bazı acılar kronik hâle geldi. Tıpkı bir türlü bitmek bilmeyen, sonu gelmeyen şehit haberlerinde olduğu gibi…

Bu acı çocukluk yıllarında çalınmış bir kere kulağıma! Üzerinden yıllar da geçse kulağımda kalmakta ısrar eden bu haberin sesiyle yaşadım ergenliğimi ve genç kızlık dönemlerimi…Mamafih, yaş ömrün yarısına merdiven dayamışken bile bu ses kalmaya devam etti.

Düşünün ki ben neredeyse bir ömrü yarılıyor olmama rağmen, bu acı haberlerin tırmaladığı kulaklarımdaki o seste gram değişiklik yok!

Tabii zaman bu kadar uzayınca, işitme organımda kalıplaşmış o ses yüreğime kadar inerek, orada çöreklendi.

Gitmiyor bir türlü… Bitmiyor…

Yıllar, ardınca bir bir devriliyor da bu sesin soluğu kesilmiyor…

Eh bu durumda benim gibi eli az buçuk kalem tutan biri de oturup duygularını kağıda yazıyor.

Buyurunuz, şehitlerimize hitaben yazdığım o dizeler;

Siyah giydim bugün,

Siyah döpiyesimi.

Sabah uyandım,

Baktım;

Gün ağarmış ama havada ağır bir kömür kokusu!

Bunca acıya rağmen, “yaşanması gereken bir gün var” dedim kendime.

Kalktım…Gardırobu açtım.

Bahar renkleri giysilerime baktım önce.

Ve sonra; mevsime yakışmadığı için kenara itilen siyahlarıma!

Elim, yüreğim, fikrim, gözlerim…

Hepsi birden siyahlara uzandı.

Sonra tuttum, bir de beyaz fular taktım.

Siyah giymek yaşanmış acıları geri getirmezdi, biliyordum.

Fakat beyaz “UMUT” olabilirdi kalanlar için!

Artık hazırdım günü yaşamaya…

Ne kadar yaşanırsa işte!

Aynanın karşısında son hazırlığımı yaparken dedim ki içimden;

“Tanrım, ne çok acı yaşadık  geçmişimizde”.

Şehitlerimize Allah’ tan rahmet, yakınlarına ve tüm ulusumuza başsağlığı diliyorum.

Ülkü ocakları şehitlerimiz için lokma dağıttı

Marmarbirlik’ten 75 milyon TL’lik ödeme

2020/2021 ürün alım kampanyasında 39 bin ton ürün alımı gerçekleştiren Marmarabirlik, 10 Mart Çarşamba günü 75 milyon TL ödeme yapacak. Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa,“2010 yılından bugüne, ürün bedelleri kredi kullanmadan kendi öz kaynaklarımızla ödenmektedir” dedi.

2020/2021 ürün alım kampanyasında 332 milyon TL tutarında ürün alımı gerçekleştiren Marmarabirlik, alım planı dışında kalan kota fazlası ürün dahil olmak üzere, kalan ürün bedellerinin tamamının ödemesini yapmış olacak.

Ödeme planı dahilinde 17 Mart’ta yapılacak olan ödemeler, Birlik mali imkanlarının elvermesi sebebiyle 10 Mart 2021 Çarşamba günü yapılacak olup, ortaklar saat 18.00’dan itibaren Ziraat Bankası ATM’lerinden ürün bedellerini alabilecek.

Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa yaptığı açıklamada, “Satışlardan olumlu dönüş olması ve Birlik mali imkanlarının elvermesi durumunda ürün bedelleri 1 gün bekletilmeden ödenmektedir. Üreticilerimizin 75 milyon TL ürün bedeli alacağı öne çekilerek, ödenmesi kararı alınmıştır. Yapılacak olan bu ödeme ile ortaklarımıza borcumuz kalmayacaktır” dedi.

Ortakların Marmarabirlik’ten daha büyük beklenti içinde olduğunu belirten Asa, kurum olarak geldikleri noktayı şöyle özetledi: “Göreve geldiğimiz 2010 yılından bu yana ürün bedelleri kredi kullanmadan kendi öz kaynaklarımızla ödenmiştir. Misyon ve vizyonu ile her geçen gün daha da büyüyen, ihracatını artıran, zarar etmeyen, sürekli kar eden, karlılığını yatırıma dönüştüren Marmarabirlik, ortakların refah seviyesini de artırmakta ve geleceğe güvenle bakmaktadır.”

İYİ GENÇLİK’DEN YEŞİLAY HAFTASI AÇIKLAMASI

İYİ Parti Gemlik İlçe Gençlik Kolları Başkanlığı, Yeşilay Haftası sebebiyle bir basın açıklaması yayınladı. Sigara, alkol ve uyuşturucu maddelerin gençliğe ve topluma verdiği zararlara dikkat çeken İyi Parti Gemlik Gençlik Kolları Başkanı Aybüke Korkmaz  imzalı açıklama şu şekilde oldu:

Birinci Dünya  Savaşı sonunda düşman kuvvetleri, milli mücadele ruhuna zarar vermek amacıyla, ülkemize alkol ve uyuşturucu gibi zararlı maddeleri getirmişlerdi. Ortaya çıkan tehlikeden bilhassa gençleri korumak üzere, 5 mart 1920 de Hilal-i Ahdar kurumu hayata geçirilmiştir. Bugünkü adı Yeşilay olan kurum, 1934 yılında yararlı cemiyetler arasında yerini almıştır. Sağlığın eşsiz bir hazine olduğunu anladığımız şu günlerde, uygulanan politika ve kanunlar toplumumuzu zararlı maddelerden maalesef yeterince koruyamamıştır. Yapılan araştırmalara göre, yılda 100.000 kişi sigaradan, 347 kişi uyuşturucudan ne yazık ki hayatını kaybetmektedir. Halen 55 milyon yetişkinin 11 milyonu alkol kullanmaktadır.

Biz, Gemlikli İYİ Gençler olarak toplumu çökerten ve yarınlarımızı karartan bu zararlı alışkanlıklarla mücadele etmek kararlılığındayız. Zararlı madde kullanımlarını engelleyebilmek için bu yöndeki çabalarımızı sürdüreceğiz. Amacımız ülkemizin yarınlarını sağlıklı nesillere teslim etmektir.