Gemlik Haber

HASTALIK HASTASI OLMAK DA BİR HASTALIKTIR!

HASTALIK HASTASI OLMAK DA BİR HASTALIKTIR!
-1-

Gerçekten hasta mıyız yoksa hastalık hastası mıyız?

Hastalıklarımızı benimsediğimiz ve sevdiğimiz için mi onlarla bir türlü vedalaşamıyoruz? Yoksa hastalıklarımızın esiri olduğumuz için mi hasta konumunda olmayı seviyoruz?

Ya da belki hastalıklarımızdan nemalandığımız, yani bastırılmış, gizli kalmış içsel duygularımızı hasta imiş hissi uyandırarak sevdiklerimizden ilgi görmek duygusuyla mı hasta olduğumuzu söylüyoruz?

Nicedir bunun araştırması içindeydim.Kesin bir sonuca ulaşmak için ve hiçbir detayı gözden kaçırmamak adına, her şekilde ve yılların birikimi sonunda konuyla ilgili ulaştığım sonuçları sevgili okurlarımla da paylaşmayı boynuma borç biliyorum.

Gerçek şu ki, hasta olduğunu zanneden, savunan ve işin en acısı da buna kendini inandıran insanların çoğunluğunun gerçek bir hastalıkları yok!

Yaşını almış, hatta toplum arasında yaşlı diye tabir ettiğimiz 60 yaş ve sonrasının yaşa ve yıpranmışlıklarına bağlı olan fiziksel durumlarındaki rahatsızlıkları hariç pek çoğu hasta değil!

Aslında bu konu uzun uzadıya ve hatta yaş gruplarına göre, kişiliklere ve onların yaşam tarzlarına, dahası doğduğu bölge ve bölge koşullarına göre ayrı ayrı ele alınması gereken derin bir konu. Zira ülkemiz insanı hastalık hastası olma konusunda pek çok ülkeye göre lider konumunda!

Bu durum suni ya da inandığı hastalıklardan beslenen ülke insanımız için içler acısı! Çok üzücü.

Pek çok insan hastalığı ürettiğinin ve bir süre sonra hastalıklarını sevdiklerinin farkında bile değiller! Onlara sahip çıktıklarının, onlara sımsıkıya sarıldıklarının, günlük hayatlarının içinde konu hasta ve hastalıklar olduğunda kendilerini nasıl ajite ettiklerinin farkında değiller.

3-5 kadının bir araya gelmesiyle, sanki konuşacak başka bir konu yokmuş gibi hastalıklarını anlatmalarının yarışı içine girdiklerini görmek onlar adına son derece üzücü.

Cinsiyet ayırmamın sebebi, bu konuyu hayatlarının odak noktası ve gündelik sohbet konusu yapanların %95′ inin hemcinslerimden oluşması.

Seviyoruz efendim! Biz kadınlar gerçekte var olan hastalıklarımızı da seviyoruz, kendimizi sürekli dinleyerek hastalıklar türetmeyi de seviyoruz.

Reel fiziksel hastalığı olan kişilere sözüm yok ama ahhh o hastalık hastaları yok mu? İşte böylelerine ne deseniz ne yapsanız nafiledir! Çünkü onlar henüz sözde hastalıklarından ayrılmaya hazır değildirler!
Çünkü onlar, ya yaşadıkları hayat içinde mutsuzdurlar ya geçmişe yönelik ciddi travmaları vardır ya yalnız bir hayat sürüyorlardır ya kimi çoluğundan çocuğundan yeterli ilgi ve sevgiyi görmüyordur ya da hiçbir meşgaleleri olmayıp zamanlarını ve günlerini bomboş geçirenler grubundan olanlardır. Bu ve buna benzer durumlarda sığındıkları tek şey ise sözde olan vücut ağrıları, kendilerinde var olduğunu zannettikleri çeşitli hastalıklar veyahut gerçekten bir hastalıkları varsa bile onları besleyip büyüterek kendilerine yaşam arkadaşı olarak seçmeleridir esas sorun.

Ülkemizde özellikle belli bir yaş grubuna ulaşmış konuyla ilgili kadınlarımızın her hafta hatta bazen haftada iki üç kez hastane kapılarını aşındırdıklarını bilirim. O testi, bu tahlili yaptırmak, şu sonucu almak derdi ile veya oram buram ağrıyor, vücudumun şurasında şöyle bir şey çıktı sanki! derdi ile, çok halsizim kesin bir hastalığım var derdi ile, hastanelerin o servisi senin, bu servisi benim diyerek sanki hastane içinde servisler arası turistik seyahate çıkanları bilirim.

Sonrasında ise eve varışlarında,aldıkları tahlil sonuçlarını ve övündükleri! sayfa sayfa reçeteleri ellerine alıp komşu komşu gezdiklerini de bilirim. O da olmadı, telefona sarılıp Ayşe’ ye, Zehra’ ya…Nuriye’ ye Düriye’ ye kimi zaman kendilerini acındıra acındıra anlattıklarını sonra da derin bir ohhh çekerek “buna da şükür bu da geçer elbet”, “Madem Rabbim verdi, buna da katlanırım!” gibilerinden yaptıkları sözüm ona hastalıkları için bir de merhamet ve şefkat dolu sözler aradıklarını veya “Vahh vah yazık sana” cümlesini duymak istediklerini de bilirim.

Ah hele bir de doktor kapısını aşındırdıkları o gün yanılıp da doktor; “Birşeyin yok teyze hanımcım” desin. Ve bunu diyen doktora teyze hanım ya da bilmem kim ablanın ısrarla “Nasıl hiçbirşeyciğim yok?Bana vereceğiniz bir ilaç da mı yok?” söylemlerinin arşa çıkması bu gibi kişilerin hastalıklarının esiri olduklarının göstergesidir.

Onlar için yapılacak çok fazla birşey yoktur; onları içinde bulundukları mental yapıya getiren geçmiş ya da şimdiki yaşamları ile ilgili psikolojik çalışmalardan başka! (Travmaları, kaygı, korku, endişe, takıntı ve saplantıları, mutsuzlukları ve streslerine sebep olan yaşanmış üzüntüleri, çaresizlikleri… vs.)

Haftada bir iki gün gidilen veya on gün hadi bilemedim onbeş günde bir gidilip yaptırılan tahliller, kan sayımları, hormonlar, tetkikler, ıvırlar zıvırlar…Ve her gidişte bir türlü birbirini milim olarak da olsa tutmayan test sonucu rakamları ve nihayetinde bunların akabinde o ablamıza ya da teyzemize konuşulacak bir sürü konunun çıkması! Ve aynı kısır döngü!

Ah be hanım ablalar, ah be güzel teyzeler buyurun benden size minik bir çalışma; üstelik denemesi bedava ve kuruya kuruya hastaneye gideceğiniz yolu tepmenize gerek bırakmayacak bir test.
Evde, oturduğunuz yerde, kendi kendinize yapabileceğiniz basit ve kolay bir uygulama; 6 saat boyunca kalp ritminizi ve tansiyonunuzu, her saat başı evdeki cihazınız ile ölçün. Sonuçları not edin. Bakın bakalım 6 sonucun altısı da birbiri ile tıpatıp örtüşüyor mu?

Örtüşmüyor değil mi?

Çünkü o altı saat içinde ama hareket yoğunluğunuzun farklılığından ama yediklerinizin türü, içeriği veya ölçüsünden ama belki de o altı saatin herhangi bir diliminde aldığınız, gördüğünüz, yaşadığınız bir mutluluk ya da üzüntü haberi ile duyduğunuz heyecanının yansımasından dolayı altısı da birbirini tutmayacaktır.

Yani diyeceğim o ki, kendi ürettiğiniz veya zannettiğiniz sözüm ona hastalıklarınız yüzünden zaten yeterince yoğun olan hastaneleri bir de siz meşgul etmeyin!

İnsanoğlu müthiş yaradılışlı bir mekanizmadır. Bazı minik halleriniz oluyorsa da onarması için Allah’ın bizlere bahşettiği olağanüstü güçlü olan beden makinalarınıza bir parça da olsa güvenmeyi öğrenin. Aaa, elbette ki bunu yapmak istiyorsanız!

Bir diğer konu ise, yaşını epeyce almış olan bazı hanım abla ya da teyzelerimizin ısrarla ve inatla yaşlandıklarını red ederek, metabolizma gereği olan gerçek hastalıklarının %100 geçmesi beklentisi içinde olmaları! Bu modeller için de yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur. Siz istediğiniz kadar söyleyin; “Muhterem teyzeciğim, değerli hanım ablacığım senin yaşın kemale ermiş, bundan böyle yapabileceğin en doğru şey mümkün olduğunca sağlıklı ve kaliteli yaşamaya özen göstermendir” deyin, yine de nafile! Bir de üstüne böyle dediğiniz için siz suçlu olursunuz! O veya onlar ise kendilerinin kandırıldıklarını düşünürler de esas suçlunun sizi bir türlü duymak ve anlamak istemeyen kulaklarının ve beyinlerinin olduğunu düşünmezler!

Oysa gerçek tam olarak budur. Bir gerçek size söylendiği halde siz hâlâ buna inanmak istemiyor veya duymazdan geliyorsanız bu sizin probleminizdir, bunu size defalarca açıklamaktan helak olmuş kişinin problemi değildir.

Haaa, bir de hastalık hastası kişilerden örnek üzerine gidenler var! Onlarda da gerçek olan şudur ki; aslen onların da fiziksel değil psikolojik olarak tedaviye ihtiyaçları vardır!

Bu satırları okuyan sevgili okurlarım için durumu kısaca özetleyeyim;

“-Şu artist de tak diye anında gittiydi! Hah işte benimki de tam onun hastalığından!” (Öldü anlamında)

“-Teyzemin kızında da vardı bu meret, ister misin şimdi bende de olsun!”

“-Bizim komşu da geçen sene bundan sebep ruhunu teslim ettiydi, bende de var aynısı”

“-Anamgilin sülale boylu boyunca bu hastalıktan muzdarip, bende de olmayacak değil ya!”

Gibi gibi gibi…

Teyzeler, ablalar… Örneklemeyin! Başkalarının hastalıklarını rol modeliniz olarak almayın!

Hasılı; yaşamın içinde elbette hasta da olacağız, hastalıklarımız da olacak. Ama bunu sevmeyin, istemeyin! Yani hasta olmayı, hastalanmayı, bundan kendinize pay çıkarmayı,duygu sömürüsü yapmayı, ilgi ve sevgi eksiğinizi bunlarla kapatmaya çalışmayı, çaresizlik ve kimsesizliklerinizi bunlarla telafi etmeyi, yokluklarınızı, yoksunluklarınızı bütün bunlarla örtbas etmeyi sevmeyin, istemeyin!

Kendinize karşı dürüst olun! Esas sorununuzu veya sorunlarınızı bulun. Şayet bunu kendi iradenizle yapmakta başarılı olamıyorsanız profesyonel yardım alın.Bu yardımı almak ne ayıptır ne de günah! Hatta kendinize verebileceğiniz en güzel hediyedir, mental durumunuzu kabul ederek, kendinizi bu yönde iyileştirme isteğiniz ve çabalarınız.

Ve 2 yıl boyunca yaptığım bir araştırmanın sonucunu daha paylaşmadan bugünkü satırlarıma son vermem mümkün değil; bu tespiti yapabilmek adına 2 yıl süresince belli aralıklarla gittiğim hastane koridorlarında gözlemdiğim şudur ki; ülkemin can bacılarının, vatandaş kardeşlerimin, ülkemin güzel ablalarının ve teyzelerinin bazılarının hayatlarına renk getirdiği düşüncesi ile hastanelere gittiklerini ve orada saatlerce sıra beklemeyi bile göze aldıklarını biliyor muydunuz? Veyahut kocası ile kavga ettikten sonra hastayım bahanesiyle hastaneye gelerek vakit geçirdiklerini ya da henüz 20-25 yaşlarında 4-5 çocuk sahibi olmuş genç kadınlarımızın aynı evde yaşadıkları kaynana dırdırından kaçmak ve biraz kafalarını dinlemek için hastaneye gittiklerini biliyor muydunuz?
Hayatında hiçbir aksiyonun olmadığı gerekçesiyle örgüsünü alıp hastane koridorunda saatlerce sözüm ona sırasını bekleyen ama yanına gelip giden herkesle de sohbet etme gayretinde olan puskun hayat sahipleri insanların olduğunu biliyor musunuz?

Bunları okumak şaka gibi mi geldi size?

Gelmesin efendim! İnanın fazlası var, eksiği yok tespitlerimin!

Hepsi de birebir yaşanmışlıklarımın neticesinde, yurdum insanlarının bizzat kendilerinden duyduklarımdır.

Dahası var!
Onlar da önümüzdeki haftaya oynatacağım kalemimden dökülenler olsun.

Velhasıl; gerçekten hasta olup şifa arayan herkese tez zamanda şifalar diler, hastalıklarından hasta olanlara da psikolojik yardım almalarını yahut kendileriyle yüzleşmelerini tavsiye ederim.

Esen kalın.

Burun Estetiği (Rinoplasti)

Burun Estetiği (Rinoplasti)

Burun ameliyatı genellikle burnunun şeklinden ve/veya işlevinden memnun olmayan hastalara yapılır.

Burun estetiği (rinoplasti), burnun şeklini veya boyutunu değiştirmek için yapılan bir operasyondur. Plastik cerrahlar veya uzman ağız çene cerrahları tarafından yapılabilir.

Normalde kıkırdağın ayarlanmasını veya yeniden şekillendirilmesini içerir ve burun estetiği burnun boyutunu, profilini ve genişliğini değiştirebilir. Burun ucu, burun deliklerinin şekli ve burnun dengesi veya burun simetrisi de değiştirilebilir.

Burun Estetiği Hangi Durumlarda Yapılmalıdır?

Rinoplasti, burundaki yapısal anormallikler veya burun tıkanıklıklarının neden olduğu solunum güçlüğü çeken hastalara yardımcı olmak da dahil olmak üzere bir dizi durumu tedavi edebilir. Bunlara doğum kusurları veya kırık burun gibi yaralanmalar neden olabilir.

Burun Estetiği Kimlere Uygulanır?

Burun ameliyatı genellikle burnunun şeklinden ve/veya işlevinden memnun olmayan hastalara yapılır. Görünümünü ve orantısını iyileştirebilir ve kişinin kendine olan güvenini arttırmada uzun bir yol kat edebilir.

Burun Estetiği Öncesi Hazırlıklar

Estetik cerrahi genellikle özel sağlık sigortası indirimleri için uygun olmadığından, burun estetiği ameliyatına devam etmeden önce burun estetiği fiyatları da düşünmelisiniz. Sigara içenler de komplikasyon riski altındadır, bu nedenle ameliyat olma konusunda ciddiyseniz, bırakmayı düşünmelisiniz.

Ameliyattan önce, cerrahınız sizinle fiziksel sağlığınız ve tıbbi geçmişiniz hakkında daha fazla bilgi edinmek de dahil olmak üzere bir dizi tıbbi konuyu tartışacaktır. Bunun nedeni, önceden var olan bazı koşulların operasyonun devam edip etmeyeceğini etkileyebilmesidir.

Burun Estetiği Sonrasında Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?

Hastalar normalde iyileşmeyi desteklemek için atel ve pansumanlara sahip olacak ve burnun içi özel gazlı bezle doldurulacaktır. Atel, iyileşme gerçekleşirken şişmeyi en aza indirmeye ve burnu yeni profilinde tutmaya yardımcı olacaktır. Hastalar, tampon gazlı bez çıkarılana kadar ağızlarından nefes almak zorunda kalacaklar.

Burun Estetiği Sonrası İyileşme Süreci Nedir?

İlk şişlik ameliyattan sonraki birkaç hafta içinde azalsa da burnunuzun nihai profiline alışması bir yılı bulabilir. Pansumanlar çıkarılır çıkarılmaz, hastalar daha kalıcı bir sonuca ulaştığı için burun şekillerinde ve görünümünde kademeli değişiklikler fark edebilir

Burun Estetiğinde Burun İçi Tampon Konulur mu?

Estetik cerrahi ‘açık’ veya ‘kapalı’ teknikleri içerebilir. ‘Açık’ bir teknik, burun delikleri içindeki kesilerden ve burun deliklerini ayıran dar doku şeridinden burun kemiklerine erişmeyi içerir. ‘Kapalı’ bir teknik, burun deliklerinin içine gizlenmiş kesiler yoluyla burun kemiklerine erişmeyi içerir. Kesiler yapıldıktan sonra cilt, alttaki kemik ve kıkırdaklardan kaldırılır. Burun estetiğinde burun içi tampon konulabilir.

Tamponsuz Burun Estetiği

Artık hastalara eskiden kullanılan tamponlar uygulanmamaktadır. Bunun yerine ya yeni nesil silikon tamponlar kullanılmakta ya da eğer eğriliğin sınırlı olduğu uygun olgular ise hiçbir şey yerleştirilmeden sadece dikiş atarak ameliyat bitirilmektedir.

Ameliyat Sonrası Ne Zaman Taburcu Olabilirim?

Ameliyattan sonra en az 24 saat başınızı yüksekte tutmanız gerekecektir. Komplikasyonları gözlemlemek için bir gece hastanede kalmanız gerekir. Buna göre ne zaman taburcu olacağınıza cerrahınız karar verir.

Estetik Sonrası Çok Ağrı Olur mu? Morluk ya da Şişlik Olur mu?

Rinoplasti ameliyatından sonra hastalar ağrı, uyuşukluk, burun tıkanıklığı hissi ve özellikle göz çevresinde şişlik ve morluk bekleyebilirler. Bu birkaç gün içinde azalmalı ve morarma ilk bir veya iki hafta içinde azalmalıdır.

Burun Estetiği Fiyatları

Burun estetiği fiyatları hakkında detaylı bilgi almak için uzman cerrahınızla görüşmeli ve ameliyat yöntemi ile süreç hakkında konuşmalısınız.

https://www.ozanbalik.com/burun-estetigi/ bilgi için hemen tıklayın.

KIRSAL KALKINMA OFİSİ ÇİFTÇİYE DERMAN OLACAK

KIRSAL KALKINMA OFİSİ ÇİFTÇİYE DERMAN OLACAK

Gemlik Belediyesi tarafından ilçenin Umurbey mahallesinde içerisinde laboratuvar barındıracak Kırsal Kalkınma Ofisi açılış için gün sayıyor.

Bina inşaatı bir süre önce tamamlanan Kırsal Kalkınma ofisinin laboratuvar ekipmanları da yerleştirilmeye başlandı. Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan devam eden çalışmaları yerinde incelerken, bu ofisin çiftçilere hayırlı olmasını diledi. Bilimsel tarımın önemine değinen Başkan Sertaslan, “Gemlik Belediyesi çiftçi belediye vizyonunu her geçen gün daha ileriye taşıyor” dedi.

“Tarımın reçetesi Gemlik Belediyesi’nden”

Tarımın en önemli kalkınma kalemlerinden biri olduğunu ifade eden Gemlik Belediye Başkanı Mehmet Uğur Sertaslan, profesyonel tarımın önemine değindi. Dededen kalma yöntemlerin her zaman toprağın ihtiyacını karşılayamadığını belirten Başkan Sertaslan, “Çiftçilerimiz toprağının ihtiyacına göre değil, geleneksel yöntemlerle tarımsal faaliyetlerini sürdürüyor. Bu yöntemler hem zaman hem toprak verimliliği açısından olumsuz sonuçlar alınmasına neden oluyor. Umurbey’e kazandıracağımız bu laboratuvar çiftçilerimize bilimsel tarımın önünü açacak. Yapacağımız testlerle çiftçilerimize yol haritası oluşturarak topraktaki eksikliklere göre reçeteler oluşturulacak. Çiftçilerimize şimdiden hayırlı olsun” dedi.

“Bu laboratuvarı kuran ilk belediyeyiz”

Gemlik Belediyesi olarak Türkiye’deki belediyeler içerisinde laboratuvar kuran ilk Belediye olduğunu belirten Başkan Sertaslan, “Gemlik’te en az 25 bin kişi dolaylı ya da doğrudan zeytin ile ilgili faaliyetlerde bulunuyor. Biz Gemlik Belediyesi olarak ‘çiftçi belediye’ vizyonuyla yola çıktığımız günden bu yana çiftçilerimize destek olmaya devam ediyoruz. Arazi yollarımızda her yıl düzenli olarak tesfiye çalışması, sulama hattı, sulama havuzları ve fide dağıtımı gibi çok sayıda tarım projelerimiz ile çiftçimizin işlerini kolaylaştırıyoruz. Şimdi Umurbey’e kurduğumuz bu laboratuvar bölgede ilk olmasının yanı sıra Türkiye’de belediyeler tarafından kurulan ilk laboratuvar olmasıyla öne çıkıyor” ifadelerini kullandı.

Kırsal Kalkınma Ofisini incelemesinin ardından Umurbey – Gemlik yolu kenarında zeytin toplayan çiftçileri mahsüllerini toplarken ziyaret eden Başkan Sertaslan, “Türkiye’nin en kaliteli sofralık zeytinlerini vatandaşların sofralarına ulaştırmak için çalışan çiftçilerimize kolaylıklar ve bol mahsuller diliyorum” dedi.

Çelik’ten Cessur’a Ziyaret

Çelik’ten Cessur’a Ziyaret

Bursa siyasetinin önde gelen isimleri arasında yer alan Devlet Eski Bakanlarından Faruk Çelik Gemlik  Şoförler ve Otomobilciler odası başkanı Mehmet Cessur’u ziyaret etti.

Çelik odaya gelişinde Başkan Cessur ve yönetim kurulu üyeleri ile birlikte karşılanırken, çalışmalar hakkında bilgi verildi.

Oda başkanı Cessur Faruk Çelik’e günün anlamına hitaben hediye takdim etti

Önce Sağlık ve İstiklal Caddesinde Patlama

Önce Sağlık ve İstiklal Caddesinde Patlama

Ekim ayında, sağlık sorunlarımız nedeniyle, Gündem gazetemizden ve okurlarımızdan, bir süre ayrı kaldık.

Ekim ayının son haftası, sağlık durumumuz bakımından, yaşamımızın en kritik haftalarından biri oldu.

Önce fıtık ameliyatı olduk.

İki gün sonra mecburiyetten prostat ameliyatı da olunca, bünyemiz sarsıldı.

80’li yaşlarda, ard arda yapılan bu ameliyatlar sonrasında, zor geceler geçirdik ama bu olayları yaşarken, ülkemizde olan bitene de duyarsız olamadık.

İstiklal caddesinde ki patlamadan sonra hayırsız ortağımız

Amerika’nın artık zarar veren ortak haline geldiğini görüyoruz.

Biz NATO’da ortak mıyız, yoksa NATO’nun hedefi miyiz, artık bunu anlatmakta zorluk çekiyoruz.

Aslında, Kuzey Suriye ve İstiklal caddesindeki olaylardan sonra, NATO’nun ve Amerika’nın hedefi haline geldiğimizi net olarak görüyoruz.

Amerika’nın taziye mesajını reddeden Süleyman Soylu’nun tavrından da bunu anlıyoruz.

Yakın gelecekte yeni ortaklıklar arayışına girmek zorunda kalacağız.

Artık dünyanın Amerika ve Avrupa Birliğinden ibaret olmadığını biliyoruz.

Şangay dokuzlusunda, Asya ve Avrupa’nın bir kısmını içine alan, dev bir ortaklık olduğunu görüyoruz.

Çin, Rusya, Hindistan, İran ve bazı Türk Devletlerinin de, bu ortaklık içinde yer aldığını görüyoruz.

Bu ortaklık içinde, ırkçılık ve dini ayrımcılık olmadığını da, biliyoruz.

Yeni teknolojik gücümüzle, bu ortaklık içinde, “Asya Kaplanı” olabiliriz.

Artık Amerika’nın düşmanlığından ve Avrupa’nın dışlamasından, bıktık usandık.

 

 

—Günün Sözü—

Akıllı düşman, akılsız dosttan hayırlıdır.

“Hz. Ali”

TÜRK BİRLİĞİNE IŞIK GAZİ MUSTAFA KEMAL FİKİRLERİ GEREK ve ŞİİRİM

TÜRK BİRLİĞİNE IŞIK GAZİ MUSTAFA KEMAL FİKİRLERİ GEREK ve ŞİİRİM

 

Türkler dünya tarihi içerisinde köklü geçmişi olan bir millettir. Türk adı, belirli bir topluluğun kavmi ismi olmasından öte siyasi mensubiyet ifadesi olarak kullanılmıştır. İlk defa Göktürklerde devlet adı olarak kullanıldıktan sonra, Türk soyundan gelenlerin milli adı haline gelmiş ve kaynaklarda bu şekliyle kullanılmaya başlanmıştır. Bugün Dünya üzerinde Türkler oldukça geniş bir coğrafya ya yayılmış halde. Türk Dünyası olarak tanımladığımız coğrafyada Türklerin oranı küçümsenemeyecek kadar önemli. Dünya Türk nüfusu 350 milyon dan fazla ve genel hatları ile sınırları çizilen coğrafya dünya tarihinde kültürel, siyasi ve ekonomik anlamda her zaman büyük öneme sahip olmuştur.

*

Tarihi ipek yolunun geniş bir bölümü bu coğrafya içerisine uzanmıştır. Bu coğrafya dünya siyasetine ve yönetimine şekil vermiş pek çok devletin kuruluşuna ve yıkılışına şahitlik etmiştir. Çin işgali altında olan Türkistan, İran toprakları içerisinde yer alan Azerbaycan ile birlikte Batı Trakya, Asya, Afrika’dan, Moğolistan sınırına kadar kesintisiz bir Türk nüfus sahası oluşmaktadır. Türk dünyası coğrafyasının neredeyse her yerinde Türkler açısından var olma ve ayakta kalma mücadelesi yaşanmaktadır. Böylesine devasa bir coğrafyanın özellikle tarihini, ne yazık ki gelecek nesillere tam anlamı ile aktarılmamaktadır. Milli eğitimde ilkokuldan üniversite ders kitaplarına konulması ve bir toplumun kendi çocuklarını gelecekte birer olgun birey olarak yaşamaya hazırlamak için, aktarmak istemek ve resmen kabul görmüş olan bilgileri içerirler. Tarih ve coğrafya ders kitapları aracılığıyla toplumlar köklerini, belirli bir yerde niçin ve nasıl yaşadığını, bu yerin nasıl tanımlanıp nitelendirilebileceğini, başka bir deyişle kim olduklarını açıklamaya çalışırlar ve gelişmeler sağlanır.

*

Türk Dünyası Tarihi ve Coğrafyasına ilişkin bilgiler bize bu dönemdeki Türk dünyasına ilişkin bilgi ve bakış açısını da yansıtabilecek yeterli donanımda değildir. Türk Dünyası Coğrafyasına nasıl yer verildiğinin ortaya konması gereklidir. “Türk Dünyası Coğrafyası”  “Türk Dünyası Tarihi ”adının hiç kullanılmadığı ve Türk Dünyasının tamamına ilişkin bilgilerin yer almadığı araştırmacılar tarafından tespiti görülmekte, bu eksiklerin acilen giderilmesidir. Türk Dünyasının önde gelen aydınları, gelecek nesillere aktarabilecekleri ”Müfredat Programı” veya ”Ders Kitapları” konusunda neredeyse hiç bir çalışma yapmamış. Daha doğrusu, Türk Dünyası Birliğini gelecek nesillere aktaracak köprü, tamamen ortadan kaldırılmıştır.  Dağa taşa Bozkurt işareti yapıp, Turan, Türk Birliği demeyle olmuyor.

*

Türk Birliği çalışmaları, birlik komisyonu oluşum kararıyla öncelik, maddeler önemlidir. Vize şartlarını ortadan kaldırılması,  mal ve hizmet, sermayede serbest dolaşımı, Ortak taşımacılık, eğitim, tarım, kültür ve Ortak enerji, uzay, Ekonomik, para birliği, vergi sistemi, Ortak bir dış politika, güvenlik, Ortak bir savunma sanayi ve ordu, Türk Birliği, merkez Bankası kurulması, bu maddelerin karara bağlanması ve 7 bağımsız Türk Devleti tarafından yürürlüğe girmesi önünde hiçbir engel yoktur. Türk Birliği’nin gerçekleşmesi için ilk adımıyla, bazı coğrafyalarda özek, yönetimlerle yönetilen, Türk topluluklarında gelişmeleri konusunda birliğe dahili için önemle olmalı ve tüm bu gelişmelerden öncelikli önemlisi ,Türk ülkeler birliğine sevdalı bilge zihniyetlerin oluşumuyla yeni dünya düzeni içinde söz sahibi ola bilmektir. Yedi, Türk devletler arasında, Avrupa Birliği gibi olan ve Türk milletine özgü bir birlik kurulması için hazırlanmasıdır.

*

Türk dünyası kuruluşuna örnek “GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRKÜN” İdealleri gibi düşüncelerindeki zamanın şartlarında verdiği bağımsızlık mücadelesi, gelecekte dünya Türklüğün ışığını hissederek, Türküye Cumhuriyetinin kuruluşunda, Türkün ana vatanın öncü, Türk birliğine yaptıklarıyla hazır duruma getirme amacıdır. Yaptıklarına bakalım. Başta eğitime önem vermesi, Tarih 1926 da kurulan Kayseri Uçak Fabrikası açılması, fabrikanın elektriği yok,  Fabrika, Jeneratörle çalıştırılmış. Tren yolu yapılmış, Baraj yapılması, elektrik sağlanması, havaalanı Fabrikanın inşası sırasında eşek, katır, deve bile halktan kiralanarak malzeme taşıması sağlanmış. Gıda ve giyeceğin tamamı iç piyasasından karşılanması kısıtlıda olsa ilaç ve aşı üretimini gerçekleşmesidir.  Böylece marangoz, manav, hububatçı, terzi, ayakkabıcı, demirci, bakırcı ve bir çok benzeri mesleklerin gelişmesiyle, üretim yapma imkanı doğmuştur. Anneler, Babalar devletine bağlılığı, güvenleri, sevinçleri övünerek söylemleri evlatlarımız devletimizin fabrikalarında çalışır, diyerek övünmeleri, acılan bu fabrikalar, fabrikadan,  öte bir eğitim kurumuna dönüşmüş, sektörler bazında, metal sanayisinin temelini oluşturması ve bazı ülkelere satışlar gerçekleştiren ekibiyle, milletiyle ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk kim sorusunun binlerce cevabı araştırmada kayıtlı belgeleriyle yaptıklarıdır.

*

Bu uçak fabrikasını kapatanlar belli, Eğer bu fabrikalar kapanmayıp geliştirilseydi, uçak fabrikasının bugünün dünyasında, Boing, bir Airbus elbette olurdu. ABD ve vahşi emperyalistler, 1945 Dünya savaşıyla ABD bize dünyadaki üstünlüğünü kabul ettirmiş ve İnönü’yü ABD ye yaklaşmasını başarmış ve Menderesi kendine tam bağlamış, olanlar o zamandan bu günlere silsileyle devam ederek satışlar yapılıyor. Bu gidişatla ülkenin, deniz ve adalarında, göz dikenler. Kara topraklarımızın bazı bölgelerde birçoğunu elimizden alma planlarını başlatmaları, acı değil mi? Birde koca ,koca nutuklar atılır. Atam Yolundayız, İzinden ilerliyoruz derler. Eğer bugünlerde Türk ülkeler birliği konusunda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk yol gösterici fikirlerini anlaya bilmeleri umarım, dünya Türk birliğine ışığı olacaktır.  “Dünya Türk birliğiyle giden yolda, Turan birliğinin zaferi olacaktır. Ne mutlu Türküm diyene, İçte birlik, sağlık, esenlikler dilerim,

 

MİLLETİMİZ AŞKINA

Sönmesin şafakları dalgalansın al bayrak,

Bu topraklarda dumanı tütecek ocaklarında.

Gök kubbede yıldızları, Türk’e parlayacak,

Vatan, bayrak, milletimiz, Birlik aşkına.

*

Kurbanlar sıralandı nazlı hilal uğruna,

Kahramanlar şahadet şerbeti içti ufukta,

Dökülen kanlarımız feda olsun yoluna,

Kanımız fedadır, Türk’e istiklal aşkına.

*

Tarih boyunca ülkü uğruna koşarız,

Vurulan zincirleri kıra, kıra aşarız,

Engelli bentleri yıkarak dalar geçeriz,

Yüksek dağlarından geçtik turan aşkına.

*

Etrafımız sarılsa çelikten aşılmaz duvar,

İnançla yolumuzu aydınlatan ışığımız var,

Korkusuzca uğruna şahadet şerbetini içer,

Medeniyet denilen vahşeti yıkma aşkına.

*

Bu vatan toprağında, Türkü horlayana,

Siper ettik bedenleri haçlını uşaklarına,

Üstümüze doğan güneş haktan olursa,

Uzaklar yakınlaşır yarınlar umudu aşkına.

*

Bastığın toprak şehit kanlarıyla sulandı,

Binlerce kefensiz yatana destanlar yazıldı,

Şehitler diyarını incitme toprak şahidi,

Dünya’ya değişmeyiz biz vatan aşkına.

*

Bayrak vatan uğruna olduksa feda,

Bakın şehitler toprağın her alanında,

Can varlığını akıttığımız tümü kanda,

Ruhumuza nakış oldu turan aşkına.

*

İlahi kudretin bedenimizde şuurlu emeli,

Değmesin muhabbet sofrasına namert eli,

Bayrak inmez, ezanların susmasın sedası,

Yurdumun üstünde ebedi kalsın aşkına.

*

Der Mehmet boşandı gözümde yaşım,

Bedenim titrer anlık kendimden geçtim,

Dalgalansın şanlı vatan üstünde bayrağım,

Hakikattir ebedi yolunda milletimiz aşkına.

Y.T: 19.05.2020.

GEMLİK’TE EŞ ZAMANLI ASAYİŞ VE NARKOTİK OPERASYONU

Gemlik Polisinden Şafak Baskını…

GEMLİK’TE EŞ ZAMANLI ASAYİŞ VE NARKOTİK OPERASYONU

Gemlik İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Gemlik’te bulunan yedi adrese sabah saatlerinde eş zamanlı operasyon yaptı. Operasyonlarda çok sayıda suç unsuruna rastlanırken, dört kişi de gözaltına alındı.
Gemlik Cumhuriyet Başsavcılığının izniyle, Gemlik İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin bugüne kadar yaptığı istihbarat çalışmaları sonucunda tespit edilen yedi adrese eş zamanlı operasyon yapıldı. Operasyon sonucunda adreslerden 4 adet tüfek tabanca, 40 adet av tüfeği fişeği, 2 adet ruhsatsız tabanca, bunlara ait 27 adet fişek, hassas terazi, esrar ve metanfetamin maddeleri ele geçirildi.
Operasyon sonrasında 5 şüpheli, gözaltına alınarak Gemlik İlçe Emniyet Müdürlüğüne getirildi. Gemlik’te asayiş ve narkotik operasyonlarının da süreceği kaydedildi.

GTSO’ya Bakan Yardımcısından Ziyaret

GTSO’ya Bakan Yardımcısından Ziyaret

Gemlik’e gelen Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Sadri Şensoy Gemlik Ticaret ve Sanayi odasını ziyaret etti.

GTSO Başkanı Hasan Hamaloğlu, meclis başkanı Mehmet Anar ve oda yönetim kurulu üyeleri ile meclis üyeleri ile birlikte karşıladığı Şensoy’a bölge milletvekili Zafer Işık, ilçe Kaymakamı Hasan Göç, Ak Parti ilçe başkanı Şamil Yiğit, MHP ilçe başkanı Mehmet Emin Özcanbaz ve belediye meclis üyeleri de eşlik ettiler.

Ziyarette konuşan GTSO Başkanı Hasan Hamaloğlu, “ziyaret için teşekkür ederek, göreve geldikleri günden itibaren bir dizi çalışma ve ziyaretler gerçekleştirdiklerini “belirterek “bunların başında eğitim ve eğitim çalışmaları önemli bir yer teşkil ediyor. Klasik oda faaliyetlerinin dışına çıkarak özellikle Togg fabrikasının kurulmasının ardından sanayi alanında yaşanan yetişmiş eleman sıkıntısının daha da belirginleşti. Bunun için Ankara ziyaretinde de belirttiğimiz gibi bizler oda olarak eğitim alanında yapılacak, sanayicimize destek olacak olan tüm projelere destek vermeye hazırız” dedi. Hamaloğlu, “GTSO içinde bir ARGE merkezi kurulması için çalışma başlattıkları ve Arge Sorumlusu olarak Fatih Becerikli’yi görevlendirdiklerini” söyledi.

Milli Eğitim Bakan yardımcısı Sadri Şensoy’da, Ankara’da bakanlıkta ağırladığı GTSO heyetine teşekkür ederek, “Bursa bakanlığımıza önemli katkılar sunan bir bölgemiz. Bu destekte tüm işbirliği yapılan kurumların desteğini hissediyoruz. Okul öncesi eğitimdeki oran % 66’dan % 97’lere çıkmış durumda. Teknofest projelerimiz için Bursa’dan rekor başvurular var. Çıraklık eğitim olarak bilinen mesleki eğitim merkezlerimizde ki öğrenci sayımız 1 milyonu aştı.Köy yaşam merkezlerimizde 2 bin sayısını geçtik. Bu çalışmalarda bizlere destek olan Milletvekilimiz Zafer Işık’a teşekkür ediyorum” dedi.

Ak Parti Bursa ve bölge milletvekili Zafer Işık’da, eğitim alanında Gemlik’de yapılan ve yapılmakta olan çalışmalara değinerek, Bursamıza ve ilçemize hizmet için çalışıyoruz. Vesile olabiliyorsak ne mutlu bizlere. Önümüzdeki süreçte zeytinin başkenti olan ilçemize Zeytin Teknolojileri meslek lisesi kazandıracağız. Eğitim alanında ilerleyen günlerde başkaca da çalışmalarımızı müjdeleyeceğiz” dedi.

Bakan yardımcısı Şensoy, GTSO heyeti ile birlikte, temel atma aşamasına gelen TOBB anaokulu, Yıldırım holding tarafından yapımı gerçekleştirilecek olan Meslek Lisesi alanlarında inceleme yaparak, Mesleki eğitim merkezinde oluşturulan Ahilik müzesini gezerek ilgililerden bilgiler aldı.

 

GTSO'ya Bakan Yardımcısından Ziyaret
GTSO’ya Bakan Yardımcısından Ziyaret

Bursa’da Feribotu kaçırdı, bomba ihbarı yaptı ortalığı ayağa kaldırdı

Bursa’da Feribotu kaçırdı, bomba ihbarı yaptı ortalığı ayağa kaldırdı

– Bursa’dan İstanbul’a, İstanbul’dan Bursa’ya gelen feribotlarda eş zamanlı olarak yolcular bekletildi, arama yapıldı
– Feribotu kaçırınca otobüsle İstanbul’a giden aslısız ihbarcı, feribot Mudanya’ya yanaşmadan gözaltına alındı
– Bursa’dan İstanbul’a gitmek için biletini aldığı feribotu kaçıran ve asılsız bomba ihbarında bulunan yolcu ortalığı ayağa kaldırdı. İhbar üzerine Bursa ve İstanbul’daki limanlara yanaşan feribotlarda bomba araması yapıldı. Yolcular didik didik arandı. Polise asılsız ihbarda bulunup feribota yetişemeyince İstanbul’a otobüsle giden zanlı, çok kısa sürede Bursa Emniyet Müdürlüğü ekiplerince otobanda gözaltına alındı.
Akşam saatlerinde Bursa 112 ihbar hattını arayan kişi Bursa-İstanbul İstanbul-Bursa feribotlarına bomba ihbarında bulundu. İhbarı dikkate alan Bursa Emniyet Müdürlüğü ekipleri İstanbul’a haber verdi. İstanbul’a yanaşan gemide arama yapıldı ve herhangi bir olumsuzluk tespit edilmedi.
Sirkeci’den kalkan ve Bursa’ya gelen feribot da ihbar sebebiyle en yakındaki Armutlu limanına çekildi.
Burada panik yaşanmaması için yolculara gemide arıza olduğu söylendi. Ancak gemi detaylı arama yapılması ve 400 yolcunun mağdur edilmemesi için Bursa Valisi Yakup Canbolat’ın talimatıyla hemen Mudanya iskelesine yönlendirildi. İstanbul’dan gelen yolcular bir süre Mudanya iskelesindeki terör ve asayiş ekiplerince bekletildi. Gemide detaylı arama yapılırken, bekletilen yolcular da üst aramasından sonra iskeleden dışarıya çıkarıldı.
Öte yandan polise asılsız ihbar yapan kişinin kimliği de kısa sürede tespit edildi. Şahsın 15 gün önce İstanbul’dan çalışmak için Bursa’ya gelen ve işten ayrılınca İstanbul’a geri dönmek isteyen 22 yaşındaki E.A. isimli şahıs olduğu belirlendi.
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri bu kişinin Bursa Şehirlerarası Otobüs Terminali’nden otobüse binerek İstanbul’a hareket ettiğini tespit etti.
Yapılan operasyonla asılsız ihbarda bulunan kişi Bursa İstanbul otobanı Orhangazi ilçesi yakınlarında gözaltına alındı. İşsiz olan E.A sorgusunun ardından yarın adliyeye sevk edilecek.

Bursa’nın termali vitrine çıkıyor

Bursa’nın termali vitrine çıkıyor


Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Bursa’nın denize açılan kapılarından biri olan Gemlik’e kazandırılacak Termal Turizm Tesisinde inşaat hızla devam ediyor.
Bursa’nın sahip olduğu tarihi, kültürel ve doğal zenginlikleri değerlendirerek, kentin turizm potansiyelini öne çıkaracak yatırımlara ağırlık veren Büyükşehir Belediyesi, Gemlik İlçesi’ne kazandıracağı Termal Turizm Tesisinde inşaat çalışmalarını sürdürüyor. Hisar Mahallesi’nde yaklaşık 9 bin metrekarelik alana konuşlandırılan tesis, toplam 6098 metrekare inşaat alanına sahip. 3 kattan oluşan tesisin, bodrum katında 7 adet özel aile banyosu, mescitler, teknik hacimler ve sığınak yer alıyor. Zemin katta 2 adet termal havuz, 2 adet hamam, masaj-sauna bölümü, soyunma, duş, wc ve dinlenme alanı bulunurken, tesisin birinci katında ise bay-bayan fitness salonları, terapi bölümü, kafeterya ve konaklama bölümü yer alıyor.

Dört mevsim turist
Termal Turizm Tesisindeki inşaat alanını gezerek çalışmaları yerinde inceleyen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, belediye ve yüklenici firma yetkililerinden bilgi aldı. Gemlik’te harika bir projenin yükseldiğini söyleyen Başkan Aktaş, Bursa’nın doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel birikimiyle ün salmış bir şehir olduğunu belirtti. Her şehri öne çıkaran belli başlı özellikler olduğunu ancak Bursa’nın birden fazla özelliği bünyesinde barındırdığını ifade eden Başkan Aktaş, “Termal ve kaplıcalar da bu özelliklerden bir tanesi. Bursa, şifalı su kaynaklarının hem çokluğu hem de kalitesiyle ülkemizde önemli yer tutan şehirlerden biri. Bursa aynı zamanda Avrupa Tarihi Termal Kentler Birliği (EHTTA) üyesi bir şehir. Kaplıcalarıyla turistik bir nitelik kazanmış, tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra şifalı sularıyla da dört mevsim turist çeken bir merkez haline gelmiştir. Bursa’nın hem merkezinde hem de ilçelerinde sayısız şifalı su kaynağı bulunmaktadır” dedi.
Gemlik’e güç katacak
Gemlik’te Terme diye bilinen tesislerin uzun yıllar eski haliyle bölge halkına hizmet ettiğini dile getiren Başkan Aktaş, “2017 yılında burasıyla alakalı ihale yaparak süreci başlatmıştık. Akabinde gelişen pandemi süreci ve müteahhit değişimiyle beraber süreç yavaşlamıştı. Şimdi gerekli ihale çalışmaları yapıldı. İnşaatımız şuan yüzde 55’ler seviyesine ulaştı. 2023 Haziran ayına kadar tamamen bitirip faaliyete açmayı planlıyoruz. Burası Türkiye genelinde iddialı bir konumda olacak. Turizmle ilgili hedefleri olan bir şehiriz. Gemlik zaten önemli konumda bulunuyor. Bu tesis, Gemlik’e ciddi bir güç verecektir. Ciddi bir çekim merkezi olacaktır. Yakın zamanda ikmal ihalesini gerçekleştireceğiz. Yaklaşık 90 milyonluk bir bedelle sonuçlandırılacak. Bittiğinde Gemlik ve Bursa adına önemli bir kazanım olacaktır. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Hayırlı olsun” diye konuştu.