HUZUR SAATİM...
HUZUR SAATİM...

AŞI OLMASA MIYDIK?

AŞI OLMASA MIYDIK?

 

Milletimizin aşılanma süreci başladığı günden itibaren tedirginim! Hele ki aşılanma vaziyetlerinin hız kazandığı son onbeş gündür daha da tedirginim. Ve hatta kendimi güvende hissetme duygumdan çok uzağım.

 

“Ak” derken “Yak” mı anladık acaba diye düşünüyorum! “Kaş yapalım derken göz mü çıkardık bilmeden?” diye de  sorgulamadan edemiyorum.

 

Bilmece gibi yazmayı bir kenara bırakıp beni bu halet-i ruhiye içine daldıran konuyu hemen anlatayım size;

 

Malumunuz yaklaşık iki senedir kabusumuz olan Kovid-19 illetine karşı bulunan aşıları mümkün olan en hızlı şekilde yaptırmaya başladık. Elbette ki bu durum pek hoş ve pek sevindirici.

 

Amma velakin bu sürecin başından itibaren uzmanlar demiyor muydu: “Aşı %100 koruma demek değildir, aşı bir tedavi yöntemi değildir, aşı virüsün başlangıcından beri geçerli olan hijyen-maske-mesafe üçlüsünün ihmal edilmesi demek değildir” diye.

 

Ee…Peki o halde, bu ne lahana turşusu bu ne perhiz!

 

Aşı olan vatandaşlarımızdaki rahatlık, genişlik ve hiçe sayarlık nereden geliyor? Aşısını olan kişilerin pek çoğunda sanki  “Dünyayı ben yarattım!” modundaki özgüven, “Aşılandım, bana birşey olmaz” bakışları atmalar…Bütün bu tavırlar beni çileden çıkarıyor.

 

Gün geçtikçe bu örneklerin sayısının çoğalmasıyla birlikte benim tedirginliğim de arttıkça artıyor.

 

Tam ben: ” Belli ki biz yine kaz derken koz anladık! Dahası, meğer yine hiçbir şey anlayamamışız” diye düşünürken, hooop yetkililerden gelen açıklama yüreğime su serpeceğine daha fazla telaşa düşmeme sebep oldu.

 

Mesafeyi koruduğumuz sürece, açık alanda maske takmayabileceğimize dair, artık tünelin sonundaki cılız ışığın gün ışığı gibi göründüğüne dair, bu musibetten neredeyse kurtulduğumuza dair… Falan filan…

 

Tamam anlıyorum; ülkenin ekonomik durumu iyi değil, turizmden gelecek olan paraya da ihtiyacı var devlet kasasının, bunu da anlıyorum.

 

Tek anlamadığım; insanlarımızın henüz aşı süreci nihayete ermeden “buldumcuk!” olup kendilerini yine balık istifi sahillere atmaları.

 

Yahu hiç mi yok canınızın değeri? Hadi herşeyi serbest bıraktılar diyelim, hâlâ vatandaşlarımızın bir kısmı şekilsiz virüsten vefat ederken bu ne rahatlıktır, bu ne adam sendeciliktir?

 

Yoksa, bir anda bilmem kaç cc’ lik aşı ile herşeyin bittiğini mi düşünüyorsunuz? Bunu da anlamış değilim ki bu mümkün değil! Hz. Mevlana bile sanki bu günkü durumu özetler gibi: “Herşey bir anda mı başladı ki bir anda bitsin!” deyivermiş vakt-i zamanında.

 

Kıssadan hisse; her koyunun kendi bacağından asılmadığı, böylesine ciddi bir salgında insanların rahatlığını gördükçe tedirginliğim artmakla kalmıyor, kendime: “Korunaklı yaşama bir süre daha devam et ve sabret sen Selin” diye telkinlerde bulunuyorum.

 

Her ne kadar aşılanmış olursanız olun en azından bir süre daha size de aynısını tavsiye ediyorum.

 

Maske-mesafe ve hijyen kurallarına riayet ederek, aşınızı yaptırmayı ihmal etmeyin.

 

Esen kalın.

(Son Güncelleme: )

Hakkında Hurşit TOPAL

Ayrıca Kontrol Edin

Gemlik’te halk günleri devam ediyor

Gemlik’te halk günleri devam ediyor

Gemlik’te halk günleri devam ediyor Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Halk Gününün ikincisini gerçekleştirdi. Başkan …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir