HUZUR SAATİM...
HUZUR SAATİM...

UMUDUMUZSUN EVLAT!

UMUDUMUZSUN EVLAT!

Bu hafta köşeme bir ortaokul öğrencisini konuk etmek istedim. Daha doğrusu, az sonra okuyacağınız satırları bir ortaokul öğrencisinin kaleme aldığını söyleyen arkadaşımdan gelen yazı metnini köşeme taşımak istedim.

Sizi o satırlarla baş başa bırakıyorum;

“Bu ülkede yaşayan her insanın bağımsızlığını ve demokrasisini borçlu olduğu insan: ATATÜRK… Gençliğinde kot pantolon giyememiş. Sevgilisinin elinden tutup hasılat rekorları kıran bir sinema filmine gidememiş. Padişah ona Trablusgarp Cephesi’nde görev verdiğinde, lüks uçak şirketinin, first class koltuğunda viskisini yudumlayarak görev yerine gidememiş… Halkına bağımsızlık fikrini anlatabilmek için kortej eşliğinde Mercedes’lerle gezememiş Anadolu’yu… Kurtuluş hareketini başlatmak için 19 Mayıs’ta Samsun’a ayak basan ayağında spor ayakkabısı ya da kovboy çizmesi yokmuş… Tarih kitaplarına bakılırsa, Yunanlıları İzmir’den denize döktükten sonra timsah yürüyüşü de yapmamış… Ülkesinde yapacağı devrimleri unutmamak için not alacağı bir cep bilgisayarı olmadığı gibi, kendisine suikast girişiminde bulunacakları da cep telefonundan öğrenememiş…

Atatürk için üzülüyorum! Dağ gibi adam, bir radyo programına faks çekemeden, İsmet Paşa için Safiye Ayla’dan bir istek parçası isteyemeden gitti! Lozan Zaferi’nden sonra veya Cumhuriyet’in ilanından sonra arabaya atlayıp sabahlara kadar korna çalıp, elinde bayraklarla sokaklarda tur atamadı. Evinin balkonuna çıkıp, bir şarjör mermiyi havaya sıkamadı!

Atatürk’e acıyorum!
Sen kalk, dört kadınla evlenebileceğin bir dönemde dünyaya gel, sonra bunun değerini bilmeyip tek kadınla evlilik sistemini getir! Aaaah ah…

Çılgın diskolara gitmek, sabahlara kadar içip içip rock yapmak, babasının Mercedes’ini alıp şöyle bir Emirgan turu çekmek dururken!

Bunları yapmadı Atatürk…. Keyif çatmadı… Yan gelip yatmadı… Vatan topraklarını satmadı… Tüm hayatını ülkesinin kurtuluşuna ve uygarlaşmasına harcadı…

İŞTE ONUN İÇİN BÜYÜK ADAMDI ATATÜRK…HER FIRSAT ELİNDE VARDI. O İSE SADECE BU MİLLETİN BAĞIMSIZLIĞINI İSTEDİ”.

Yazı bu şekilde sonlanıyor. Orijinal yazının uzunluğu sebebiyle birkaç cümleyi çıkartmış olsam da, kelime ve cümlelerdeki aksaklıkları düzeltmiş olsam da ve hatta yazıyı imla kurallarına göre elden geçirmiş olsam da, sen bizim umudumuzsun evlat!

Yazdığı bu yazı okulunun panosuna asılan, yüreği ve zihni tıka basa aydınlık dolu olan bu güzel evladın yazısını ben de büyük bir gururla köşeme astım.
Üstelik bir de mıh gibi çaktım!

Esen kalın.

(Son Güncelleme: 21 Mart 2021)

Hakkında Hurşit TOPAL

Ayrıca Kontrol Edin

Özel Leyla Işık Anaokulu öğrencileri Kurşunlu'daki yaşlı konuk evine ziyarette bulundular.

Özel Leyla Işık Anaokulu öğrencileri Kurşunlu’daki yaşlı konuk evine ziyarette bulundular.

Özel Leyla Işık Anaokulu öğrencileri Kurşunlu’daki yaşlı konuk evine ziyarette bulundular. Okul yöneticileri, “öğrencilerle birlikte …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir