Korona günlerinde HAYATA TUTUNUYORUM!
HAYATA DAİR  

FİLM GİBİ!

FİLM GİBİ!

Sevgili okurlar, geçen haftadan bu haftaya bıraktığım gibisinizdir umarım.
Tuhaf bir giriş oldu değil mi?
Haklısınız ama son iki ay içinde değişen hayatlarımızda bir süre konuşmadığımız, iletişim kurmadığımız çevremizle ilk temas cümlelerimiz haline geldi bunlar.
Belli aralıklarla telefonlaştığımız kişilerin, telefonu ilk açtığımızdaki ses tonları endişeli ve kaygılı olurken, ancak bir bulaşma riski veya o kişinin yakın çevresinde bir ölüm kalım hali yaşanmadığını öğrendikten sonra rahatlayabiliyor ve normal seyrinde bir görüşme yapabiliyoruz.
Film gibi yani!
Değişim sadece bununla kalsa iyi ama zaten hepimizin bildiği ve yaşadığı durumlar söz konusu olduğu için uzun uzadıya yazmayacağım.
Tabii bir de dilimize pelesenk olmuş maske konusu var ki; evlere şenlik!. Sosyal alanda maske takmak zorunlu fakat alabileceğimiz bir yer yok!
Açıklamalara göre; vatandaşın maske ihtiyacı karşılanıyor olsa da bunun sadece bir açıklamadan ibaret olduğunu milyonlar olarak artık hepimiz biliyoruz. Tam bir komedi yani. Trajedi içinde komedi!
Bu konuya da kalemimin ucuyla değiniyor ve böylece esas konuya gelmek istiyorum.
Yani yazı başlığımdaki “film gibi” kısmına.
Son iki aydır neredeyse adapte olduğumuz dönüşen hayatlarımızda şunun farkına vardık ki kasım 2019′ dan bu yana dünyada bir şeyler değişime uğruyordu zaten.
Ve bizler, geçtiğimiz senenin kasım ayından itibaren basında gördüğümüz ve duyduğumuz Çin’ den gelen haberlerin gözlerimizde ve kulaklarımızda sadece bir kaç dakika kalmasına izin verdik.
Basit bir filmi izlerken bile nasıl hafızamıza kazıyorsak, Çin ile ilgili haberleri senaryosu iyi yazılmış bir film değeri kadar dikkate almadık!
Senaryo demişken, şu an gerçekte yaşanılanların hayal dünyası kuvvetli ve kalemi sağlam bir senaristin elinden çıktığını düşünüyorum bazen. Sanki alt yapısı kusursuz yazılmış bir film gibi her şey!
Yaşamlarımızda ciddi değişimlere yol açan bu salgını şayet bundan bir kaç sene önce değil, sadece bir kaç ay önce biri size demiş olsaydı inanır mıydınız?
Hepimizin adına dürüstçe ben cevap vereyim bu soruya; “hayır inanmazdık”.
Gerçekten bu illeti hiç kimse bilmiyor muydu yoksa dünyada bilen 3-5 kişi var olabilir miydi? Bütün bu olanlar “başlangıç” adına iyi yazılmış bir senaryo mu yoksa? diye sormadan edemiyorum.
Tabii ki bu düşüncelerin içine kendimi durup dururken atmışlığım falan yok ama izlediğim bir film peşi sıra bu soruları getirdi aklıma.
Hangi film ve kurgulanmış hangi senaryo bu kadar yalın ve birebir olarak gerçekleri anlatabilir?
2011 yılında çekilmiş ve izleyiciyle aynı yılda buluşmuş olan SALGIN filminden bahsediyorum. Bir Hollywood yapıtı. Normal şartlarda Hollywood’un bu tarz fantastik-bilim kurgu türdeki filmlerinde abartma ve aşırıya kaçma huyunu bilen bilir. Hatta müptelâları bunun sadece bir film olduğu farkındalığıyla der ki; ” çok abartmışlar bu kadar da olmaz ama adı üstünde bilim kurgu filmi!” diye.
Bu film, işte tam da bu düşünceyle izlenmişti seyirciyle buluştuğu yıl. Hakkında tıpkı benzeri salgın filmleri edasıyla yorumlar yapılmıştı izleyici tarafından; “olası dışı ama güzel…Sahneleri olağanüstü vb. “
Gel gelelim bahsi geçen bu filmin bugün yaşananlarla birebir örtüşmesi tüyler ürpertici! Kelimeyi bir kez daha üzerine basarak yazma ihtiyacı duyuyorum; ” birebir” . Abartısız, yalansız her şey bugün olduğu gibi!
2011 senesinde yayınlandığında gözlere bayram ettiren, gerçek dışı bir film misali izlenen bu film, nedense bugüne olduğu gibi ışık tutuyor!
Bu filmi o tarihte izleyenlerle şimdi bir daha izleyenler, haklı olarak bundan dokuz sene öncesinde “abartılı ve belki de saçma”  yorumunu yaparken, şimdi ise tabiri caizse küçük dilini yutuyor gördüğü tıpkılık karşısında!
Filmi izlemiş biri olarak ben de sorgulamıyor değilim; bugün yaşadıklarımız gerçekten de bazı kesimler tarafından ustaca yazılmış bir senaryonun ürünü mü? diye.
Zira yıllar öncesine ait hiç bir kurgu, gerçek kadar gerçek olamaz!
Eğer böyleyse, değişen hayatlarımızdaki sorunlar devede kulak olarak kalır, yaşanan insan kıyımlarının yanında!
Hangi hedef için olursa olsun bunun böyle olmaması için kendimi ikna etmeye çalıştığım günlerdeyim. Keza, aklım ve yüreğim insanoğlunun bu kadar kötü olabileceği fikrini kabullenmek istemiyor bir türlü.
Daha fazla sözü uzatmadan diyorum ki bu filmi izleyin ve kendi değer yargılarınızı oluşturun.
Unutmayın; Hollywood, 2011 yapımı, SALGIN isimli film.
Sonra mı?
Filmi izledikten sonra bu köşede bir daha buluşalım sizinle.
Hiç birimizin birer kurban olmadığı inancıyla esen kalın.
(Son Güncelleme: )

Hakkında Gündem Haber Ajansı

Ayrıca Kontrol Edin

Gemlik ilçe emniyet müdürlüğü ekiplerinden suça ve suçluya müsahama yok!

Gemlik ilçe emniyet müdürlüğü ekiplerinden suça ve suçluya müsahama yok!

Gemlik ilçe emniyet müdürlüğü ekiplerinden suça ve suçluya müsahama yok! Gemlik İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir