İNATLAŞMA BÜROKRASİYİ GÜÇLENDİRİYOR
Kanal İstanbul projesinde, iş inada bindi.
Zıtlaşmanın derecesi gün geçtikçe artıyor.
İktidar, inadına yapacağız demekte, muhalefet ise ihaleyi üstlenen müteahhitlerin paralarını ödemeyiz diyor.
Devlet projelerindeki inatlaşmalar, iki tarafa da yaramaz, siyaseti yıpratır.
Bu inatlaşmalar genellikle pusuda bekleyen bürokrasiye yarar.
12 Mart muhtırasının verilmesine sebep olan, gelişmeleri hatırlamalıyız.
12 Eylül 1980 darbesinden önce aylarca süren ve kilitlenen Cumhurbaşkanlığı seçimini, iyi analiz etmeliyiz.
Sözün kısası iktidarla muhalefet arasında, müzmin kavga devam ederse, bazı çevreler durumdan vazife çıkarırlar ve devreye girerler.
(1970) li yıllarda rahmetli ERBAKAN’DA 11 gübre fabrikasının yapımını, gündeme getirmiştir.
Döviz kıtlığı vardı. Dönemin muhalefet partileri, bu projelerin fizibilite çalışması yetersiz demişti.
Rahmetli ERBAKAN Mazı dağı fosfatını, Şırnak kömürünü dile getirdikçe, muhalefet bu projeleri itibarsızlaştırmayı sürdürmüştü.
Gemlik Amonyak tesisleri de, bu proje paketinin içindeydi.
Gemlik Amonyak fabrikasının, yatırım izinlerinin alınmasında ve özellikle dış finansmanının temininde, çok zorluk çekmiştik.
Birçok bürokrat bu projenin hayata geçeceğine inanmamıştı.
Merkez Bankasından, planlama teşkilatından ve hazine müşteşarlığından, randevu ve destek almak çok zordu.
İşte bürokrasi böyle bir sistemdir. Amerika’yı pentagon bürokrasisi yönetmektedir.
Finans ve dış politika bürokrasisi, hemen arkadadır.
Başkan BİDEN, artık başkanlarının telefonla karar verme dönemi bitmiştir diyerek, devleti bürokrasiye teslim etmiştir.
Bizdeki güçlendirilmiş parlementer sistemcilerde, bu kafadadır.
GÜNÜN SÖZÜ
“Hoşgörü, en iyi dindir.”
“Victor HUGO”