TURKCELL VArlık Fonunda ve Bir Anı
Yakın zaman içinde kurulan Varlık Fonunun ülkemizin 3 GSM şirketinden birisi olan Turkcell’in yüzde 26,2 hissesini satın aldığını duyduk. Turkcell gibi stratejik bir kuruluşun devlet kontrolüne geçmesine son derece sevindik. Özal zamanında , 1980 li yılların ortalarında tüm devlet kurumlarında özelleştirme çalışmaları yapılıyordu. Çok uluslu Price Water House firması da Azot Sanayiyi inceliyordu. 65 yaş üstü yabancı uzmanların, özelleştirilmesi düşünülen firmalarda özel odaları vardı. Teknik, ticari, mali ve hatta özel her türlü konuda bilgi alma yetkileri de vardı.
Özal’ın etki ve direktifleri sonucunda tüm kamu kuruluşlarında biz özelleştirme rüzgarı esiyordu. Özelleştirmelere karşı çıkanlar ise ekonomi bilgisinden yoksun ve çağdışı olmakla suçlanıyordu. Aslında özelleştirmelere mesafeli olanlar biler, Beykoz ayakkabı fabrikasının ya da Nazilli basma fabrikasının özelleştirilmesine karşı değildiler. Ama Tüpraş’ın, TEK’in, PTT’nin, Petkim’in ve benzeri stratejik kurumların özelleştirlmesinden rahatsızdılar. Çünkü bu tür kurumlar ekonomi için birer silahtılar. Nitekim 1990 yılındaki körfez savaşından sonra Petrolün ne kadar önemli olduğunu iyice öğrendik. Geçmişte ingiliz başbakanı Churcilin 1 gram petrol 1 gram kandan daha önemlidir lafını iyice anladık.
Koronavirüs sürecinde şimdiye kadar uyguladığımız bütün ekonomik ezberlerin bozulduğunu göreceğiz. Bazı büyük şirketlerin kçük özel şirketleri satın aldığını göreceğiz. Özelleştirme ezberinin bozulacağını ve devletin özellikle enerji konusunda bazı şirketlerin devletleştirilmesine talip olacxağını göreceğiz. Artık batıya karşı olan özelleştirme mecburiyetimiz bitmiştir.
Varlık fonunun enerji ve iletişim konusunda daha radikal adımlar atmasını bekliyoruz. Özellikle enerji ve iletişim konusunda devletin stratejik kurumlara ortak olmasını istiyoruz. Ama bu kadrolara liyakatli ve milliyetçi isimlerin atanmasını arzu ediyoruz.
Günün Sözü
Sorgulanmayan bir yaşam
Yaşanmaya değmez
Sokrates