Üyesi Çok Çekirdek Kadrosu Yok

Ak Partinin milyonlarca üyesi olduğunu ama Çekirdek kadrosu olmadığını biliyoruz.

(CHP)nin ise, katı laik ve Kemalist bir çekirdek kadrosunu, muhafaza ettiğini görüyoruz.

(MHP) de ise, geleneklerine bağlı ülkücü bir çekirdek kadroya rastlıyoruz.

(HDP) de bile, %10’nun altına düşmeyen bir çekirdek kadrosu olduğunu hissediyoruz. Ak parti ise, partilileri yapıştıracak bir çimento tesiri yapacak, bir çekirdek kadro göremiyoruz.

Son seçimle de, Ak partiye üye olmasına rağmen, yerel seçimlerde partisine oy vermekten kaçınan üyeleri duyunca, şaşırdık.

Üye olmak ayrı, çekirdek üye olmak ayrıdır.

Çekirdek üye, partisine kızsa da, oy vermekten kaçınmaz.

Sayın Erdoğan’ın da , bu gerçeğin farkında olduğunu, anlıyoruz.

Nitekim Sayın Erdoğan’ın bu çekirdek kadroyu, İmam Hatip kökenlilerde aradığını görüyoruz.

Önder imam Hatipli gruplarla yaptığı toplantıları bu şekilde yorumluyoruz.

Sayın Erdoğan’ın, dindar muhafazakar kesimlerle yakınlaşmasının, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra daha da geliştiğini, hissediyoruz.

Aslında ne Ali Babacan’ın, ne de Ahmet Davutoğlu’nun, Ak Partinin çözülmesinde etken olacağını düşünmüyoruz.

Ama Ak Partinin merkezindeki ve yereldeki kadrolarının, muhafazakar ve dindar kesimle çok yakınlaşması, kendisine yıllarca oy veren farklı kesimleri, tedirgin edecektir.

Merkezdekiler, bir kısım milliyetçiler, Liberaller ve bir kısım eski solcular, Ak partiye veda edecektir.

İşte Ak parti için esas tehlike budur.

Hele, (50+1)’lik yeni seçim sisteminde, Ak partinin ilk turda seçim kazanması tehlikeye girecektir.

Ak partinin ilk analizi, büyük şehirlerdeki ve sahillerdeki oy kayıpları konusunda, olmalıdır.

Günün Sözü:

Yiğitlik intikam almak değil, tahammül etmektir.”Şhaspeare”