SEÇİM Mİ VAR!
SEÇİM Mİ VAR!

İLK’ ler ÜLKESİ!

İLK’ ler ÜLKESİ!

Nicedir İLK’ lerin yaşandığı bir ülkede yaşıyoruz! Merak etmeyin koskoca ülke tarihinin tozlanmış raflarına elimi uzatıp gerilerden başlamayacağım İLK’ lerimizi saymaya. Benim işim bugünle ilgili. Günümüzle…

Geçmişle bir derdim yok. Zira geçmişi geçmişte bırakmayı seven bir insanım. Bugüne bakıp geleceği umutla beklemeyi seven…

Dediğim gibi, günümüzün ilk’ lerini kaleme almak için oturdum klavyenin başına. Aslında sadece birini!
O da elektrik ile ilgili olan ilk’ imizi.

Cumhuriyet tarihinde ilk defa elektrik faturaları kiralar ile boy ölçüşmeye başlayınca konu ister istemez hepimizin gündemine oturuverdi.

Çünkü bununla ilgili olanlar şaka gibi!

Faturasını alan küçük dilini yutuyor. Faturadaki rakamı görenler marketlere, tasarruflu ampul almaya koşuyor… Zannediliyor ki tasarruflu ampuller işi çözecek! Veya romantik, loş ortamlarda yaşam sürmek sorunu halledecek! “Romantik” dediysem milletimizin romantizm duygularıyla dolu olmasından kaynaklı bir romantizm değil bu elbette! Tamamen duygusal bir romantizm; cebimize karşı duyduğumuz duygu bütünlüğümüzden kaynaklı olan romantizmden bahsediyorum!

Zira romantizm duygularıyla coşan ve yaşayanlardan olsaydık bunca kadın cinayeti olur muydu diye de yazımın arasına bir iliştirme yapmak isterim. Neyse ki konumuz kadın cinayetleri ve onları katleden sapık ve sapkın zihniyetlerin eli kolu boş gezer halleri değil! Öyle olsaydı ne bu köşe yeterdi bana ne de kelimelerin adeti!

Konumuz elektrik. Hani şu yaşam için gerekli olan, o olmazsa hayatlarımızın sekteye uğradığı, yaşamlarımızın olmazsa olmaz parçalarından biri.

Dünyanın en pahalı doğalgazını kullandığımız yetmiyormuş gibi şimdi bir de bir İLK’ e daha imza atarak dünyanın en pahalı elektriğini kullanan ülke unvanını aldık elimize; hem de gururla!

Hangi gerekçeyle?
Hangi gereklilikle?
Hangi sebeple?
Durup durduk yerde hangi hakla?

Ben mi birşeyleri kaçırdım, kaçırıyorum ya da atlıyorum? Yoksa, alt yapımız mı modernleşti de yeni elektrik faturalarımız bunun bir yansıması oldu? Veya son dönemde yeni elektrik santrallleri kurduk da buna dair bir bedel midir ödediğimiz?

Sürekli olarak sebep arıyorum. Hadi bunların hiçbiri olmadı diyelim. Maaşlara yüz güldüren zamlar mı yapıldı da “Bu aylıklar ceplerden taşar, en iyisi biz taşanları elektrik adı altında tırpanlayalım!” dendi.
Yoksa… Ne bileyim! Uzaya doğru hatlar çektik de ülkemizin aydınlanma sorununu bu vesileyle mi halleder olduk? Belli ki ülke daha bir ışıldasın diye bu yola başvuruldu! Evet, olsa olsa bu şekilde olur; onca kablonun, borunun uzaya kadar uzanmasının maliyetidir bütün bunlar! Aksi halde bu faturalar nasıl açıklanabilir?

Hiçbir matematik hesabına uymayan, bir türlü uydurumadığım, kılıf bulamadığım bu durumu başka türlü açıklamanın imkanı yok diye düşünüp önümüzdeki ay hangi ilk’ i yaşayacağımızın tuhaf heyecanı içinde, elim böğrümde bekliyorum!

Yine de siz siz olun aydınlanma için ödeyeceğiniz bedelleri düşünerek kendinizi karanlığa hapsetmeyin! Gönül ışıklarınız hep açık kalsın.

Esen kalın

(Son Güncelleme: )

Hakkında Hurşit TOPAL

Ayrıca Kontrol Edin

Seçmen İki Tarafa da Sorumluluk Yükledi

Seçmen İki Tarafa da Sorumluluk Yükledi

Seçmen İki Tarafa da Sorumluluk Yükledi Bana göre, 31 mart seçimlerinin çok kısa analizi şöyledir. …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir