Ulusal Haberler

Topicrem: Özel Bileşenlerle Zenginleştirilmiş Cilt Bakımı Ürünleri Sunan Marka

Topicrem: Özel Bileşenlerle Zenginleştirilmiş Cilt Bakımı Ürünleri Sunan Marka

 

 

Topicrem, cilt bakımı konusunda uzmanlaşmış bir Fransız markasıdır. 1993 yılında kurulan Topicrem, cilt problemlerini tedavi etmek ve cildin doğal güzelliğini ortaya çıkarmak için özel olarak formüle edilmiş ürünler sunmaktadır. Markanın ürünleri, dermatologlar ve cilt bakımı uzmanları tarafından önerilmektedir.

 

Topicrem ürünleri, cilt sağlığına uygun olarak tasarlanmıştır ve özel bileşenlerle zenginleştirilmiştir. Ürünleri arasında nemlendiriciler, cilt bakım serumları, temizleyiciler ve diğer cilt bakım ürünleri yer almaktadır. Topicrem, ürünlerinde kullanılan özel bileşenler sayesinde cildin nemli kalmasına, daha sağlıklı ve genç görünmesine yardımcı olmaktadır.

 

Topicrem markası, cilt bakımı konusunda yenilikçi çözümler sunan bir marka olarak kabul edilmektedir. Ürünleri, özel bileşenlerle zenginleştirilmiş ve cilt problemlerini tedavi etmek için özel olarak formüle edilmiştir. Topicrem ürünlerini satın almak için markanın resmi satıcısı olan https://www.dermokozmetik.com/topicrem adresini ziyaret edebilirsiniz. Bu sitede, ürünlerin tamamı hakkında detaylı bilgileri bulabilir, cilt tipinize özel bakım önerileri alabilirsiniz.

 

Topicrem ürünleri, özel bileşenlerle zenginleştirilmiş ve cilt bakımı konusunda uzmanlaşmış bir Fransız markasıdır. Ürünleri, cildin doğal güzelliğini ortaya çıkarmak ve cilt problemlerini tedavi etmek için özel olarak formüle edilmiştir. Topicrem ürünleri ile cildinizin daha sağlıklı, daha nemli ve daha genç görünmesini sağlayabilirsiniz.

Mezoterapi Neden Öneriliyor?

Mezoterapi Neden Öneriliyor?

Mezoterapi neden öneriliyor? Mezoterapi, belirli durumları tedavi etmek için cilde az miktarda ilaç enjekte etmeyi içeren tıbbi bir prosedürdür. Genellikle ağrı, yara izleri ve selüliti tedavi etmek için kullanılır. Enjeksiyon, cilde sokulan ve daha sonra ilaç enjekte edilen ince bir iğne kullanılarak yapılır. Bu, yüz ve boyun bölgesi de dahil olmak üzere vücudun çeşitli bölgelerinde yapılabilir. Mezoterapi üst düzeyde bir etkiyi ortaya koyabilme yeteneğine sahip olduğunda önerilmektedir. Hospitalturk mezoterapinin üst düzeyde bir kalitede hayata geçirilmesinde kritik bir etkiye sahiptir.

Ağrı kesici mezoterapi, artrit veya yaralanmanın neden olduğu eklem ağrı gibi enflamatuar durumlar için kullanılır. Ayrıca baş ağrısı, migren, diş ağrısı ve siyatik gibi diğer durumlar için de kullanılır. Skar tedavisi için mezoterapi; görünüşünü iyileştirmek ve zamanla iltihabı azaltmak için enjeksiyonlar skarın içine verilir. Ayrıca, çok büyük veya fark edilirse skar bölgesi etrafındaki şişmeyi azaltmaya yardımcı olabilir. Bu, eski bir yara izini zaman içinde birkaç tedaviden sonra çok daha az fark edilebilir hale getirebilir.

Mezoterapi, aktif bileşenleri doğrudan cilde vermek için enjeksiyonları kullanan invaziv olmayan bir tedavidir. Bu işlem, cilde bir dizi küçük enjeksiyon içerir. Ardından aktif bileşenlerin cildin daha derin katmanlarına nüfuz etmeye teşvik etmek için alana masaj yapılır. Tedavi klinik bir ortamda sunulmaktadır ve en çok uyluklar, kalçalar ve karın gibi selülit alanlarında kullanılır. Bu işlem; yüz veya boyunda ince çizgiler ve kırışıklıklar ve gevşek ciltleri tedavi etmek için de kullanılabilir.

Mezoterapi dünya genelinde onlarca yıldır kullanılmaktadır. Bu uygulamaya dair teknik ve yöntemler; nispeten yenidir. Mezoterapi enjeksiyonları uygulanmanın birkaç farklı yolu vardır, ancak hepsi ameliyattan sonra gereksiz dikiş olmadan lokal anestezi altında bir aljinat çözeltisi enjekte etmeyi içerir. Hospitalturk.com her zaman talep gören bir estetik uygulamasının merkezinde yer aldığından mezoterapi konusunda da iddialı bir konumda yer aldığını rahatlıkla ifade edebiliriz.

Mezoterapinin Estetiğe Etkisi Nedir?

Mezoterapi “enjeksiyonla ilgili” anlamına gelir ve vücudun belirli bölgelerine ilaçları enjekte ederek koşulları tedavi etme yöntemini ifade eder. Mezoterapi, 50 yılı aşkın bir süredir kullanılan alternatif bir tedavidir. İnce çizgilerin, kırışıklıkların ve yara izlerinin görünümünü azaltmaya yardımcı olmak için enjeksiyonları kullanan bir kozmetik uygulama şeklidir. Hospitalturk bu uygulamanın üst düzeyde bir etkide hayata geçirilmesini mümkün kılmaktadır.

Mezoterapi, selülit ve çatlaklar dahil olmak üzere çeşitli durumları tedavi etmek için kullanılmıştır. Ayrıca kalçalar ve uyluklar gibi belirli alanların görünümünü iyileştirmek için de kullanılabilir. Mezoterapi, vücudunuzdaki hücre rejenerasyonunu ve kollajen üretimini uyarmak için küçük miktarlarda vitamin ve mineral kullanmayı içerir. Bu, ince çizgileri ve kırışıklıkları azaltmaya, cildi sıkılaştırmaya ve esnekliği iyileştirmeye yardımcı olur.

Mezoterapi, mikro iğneler veya ince tüpler kullanarak cilde vitamin, mineral veya diğer maddeler enjekte ederek çalışan cerrahi olmayan bir tedavidir. Amaç, altta yatan dokuyu uyarmaktır, böylece yaşlanma belirtilerini azaltmaya yardımcı olan daha fazla kollajen ve elastin üretir. Hospitalturk.com yeni nesil teknik ve yöntemleri başarılı bir şekilde uyguladığı için son zamanlarda sıklıkla tercih edilmektedir.

Mezoterapi tedaviden sonra herhangi bir aşağı zaman gerektirmez ve çoğu insan tedavi seansları sırasında çok az ağrı yaşar. Bununla birlikte, bazı hastalar ilk seanslarından sonra hafif morarma yaşayabilir. Ancak bu 24 saat içinde kaybolacaktır. Şayet siz de mezoterapi sürecine dair kapsamlı bilgilere erişmesi isterseniz link olarak burayı tıklayabilirsiniz.

Mezoterapinin Avantajları Nelerdir?

Mezoterapi, cildi ve kas problemlerini tedavi etmek için bir dizi enjeksiyon kullanan cerrahi olmayan, tıbbi bir prosedürdür. Dünyanın farklı ülkelerinde onlarca yıldır kullanılmıştır. Mezoterapi, en çok ihtiyaç duydukları alanlara vitamin, mineral, amino asit ve diğer besinler karışımını enjekte etmek için küçük bir iğne kullanır. Buradaki asıl amaç, bu maddeleri doğrudan kan dolaşımına teslim ederek iyileşmeyi ve yenilenmeyi teşvik etmektir. Mezoterapi genellikle aşağıdaki durumlarda önerilmektedir;

  • Akne
  • Selülit
  • Kırışlıklar
  • Deri çatlağı
  • Cilt sorunları

Mezoterapi uygulaması, bir dizi enjeksiyonla aktif bileşenlerin cilde sokulmasını içeren invaziv olmayan bir tedavidir. Bu uygulama, cildin en üst katmanlarına nüfuz etmek ve vitaminler ve mineraller veya botulinum toksini gibi ürünleri doğrudan bu katmanlara sunmak için son derece ince bir iğne kullanır. Bu tip tedavide kullanılan ürünler mezoterapi ajanları olarak bilinir. Bunlar genellikle vitaminler, mineraller ve bitkisel özler dahil olmak üzere doğal bileşenlerden oluşur.

Günümüz itibariyle sıklıkla uygulanan mezoterapi eklem ağrısını, akne gibi cilt durumlarını ve hatta yüksek tansiyonu tedavi etmek için sentetik ilaçlarla da kullanılabilir. Mezoterapi, invaziv cerrahi veya ağrılı ve/veya pahalı olabilecek diğer prosedürler geçirmeden görünümlerini iyileştirmek isteyen ünlüler arasında popüler bir tedavi seçimidir. Prosedür, istenen sonuca bağlı olarak tek bir oturumda veya birkaç hafta boyunca gerçekleştirilebilir.

Mezoterapinin Tercih Edilmesinin Sebepleri

Mezoterapi, cildi ve diğer dokuları tedavi etmek için çeşitli maddelerin küçük enjeksiyonlarını kullanan cerrahi olmayan bir prosedürdür. Mezoterapinin, kolajen üretimini uyaran, iltihabı azaltan ve kas büyümesini teşvik eden enjekte edilen alanlara kan akışını artırarak çalıştığı düşünülmektedir. Tedavi, cilt kabukları, mikrodermabrazyon, botoks veya dolgu maddeleri dahil olmak üzere daha büyük bir yaşlanma karşıtı rejimin parçası olarak kullanılabilir.

Mezoterapi tedavileri, özel üreticiler tarafından sağlanan özel kitler kullanılarak eğitimli uygulayıcılar tarafından evde uygulanabilir. Bu kitler, vücudunuzun farklı alanları (yüz, boyun, göğüs vb.) İçin önceden yapılmış bir dizi çözüm içerir. Bu tedavi biçimi, topikal kremlerdeki aktif bileşenlerin cilt katmanlarınıza daha derin nüfuz etmesine izin vermek için cilt yüzeyinizde küçük delikler yapmak için küçük iğnelerin kullanılmasını içerir. Şayet daha gazla bilgiler sahip olmayı isterseniz, tıklayınız!

QUA Granite, Doğaya Sahip Çıkıyor

 

QUA Granite, Doğaya Sahip Çıkıyor

 

Sürdürülebilir su yönetimi anlayışını benimsediğini vurgulayan QUA Granite, su kıtlığının önüne geçerek gelecek kuşaklara iyi bir yaşam sağlamanın herkesin vazifesi olduğunu belirtiyor.

Birleşmiş Milletler’in (BM) temiz su sorunu ve su kaynaklarının korunmasına dikkat çekerek farkındalık oluşturmak amacıyla 1993’te ilan ettiği ve her yıl 22 Mart’ta kutlanan Dünya Su Günü, bu yıl “Ortaklıklar ve İş Birliği Yoluyla Değişimi Hızlandırmak” temasıyla kutlandı. Dünya Su Günü’nün temel odak noktaları arasında ise BM’nin sürdürülebilir kalkınma amaçlarından “Temiz Su ve Sanitasyon” hedefini desteklemek yer alıyor. Bu kapsamda da 2030 yılına kadar dünya çapında herkesin temiz ve güvenli suya erişiminin güvence altına alınması amaçlanıyor.

Türkiye’nin en büyük teknik granit üreticisi QUA Granite, bu önemli günde gittikçe azalan ve israf edilen su varlığına dikkat çekiyor. Yaşanabilir bir dünya için çalışan QUA Granite, bereketin sembolü olan suyun bir damlasının dahi boşa harcanamayacak kadar kıymetli olduğunun altını çiziyor.

 

QUA Granite, Doğaya Sahip Çıkıyor
QUA Granite, Doğaya Sahip Çıkıyor

QUA Granite Pazarlama Müdürü Hande SARPKAYA, doğaya saygı felsefesini benimsediklerini vurguladı: “Gelecek kuşaklara iyi bir yaşam sunmak için ürünlerimizde hayat boyu sürdürülebilirlik yaklaşımını benimsiyoruz. Su olmazsa yaşanabilecek bir hayatın da olmayacağının farkındayız. Bu nedenle, doğal kaynakların tüketimini azaltmayı ve ürünlerin çevresel etkilerini de en düşük seviyede tutmayı amaçlıyoruz. Verimliliğimizi artırmak ve su israfını önlemek için üretim faaliyetlerimiz sırasında oluşan atık suyun %100’ünü doğaya deşarj etmeden, toplamda 94.000 m3/gün kapasiteli olan endüstriyel su arıtma tesisimizde arıtarak tekrar üretime kazandırıyoruz. QUA Granite olarak bir damla suyu bile israf etmeden; sadece Dünya Su Günü’nde değil, yaşamımızın her alanında ve anında doğaya sahip çıkmaya devam edeceğiz.”

 

Kalp Krizi Testi Nedir?

Kalp Krizi Testi Nedir?

Kalp krizi testi nedir? Hastadan alınan kanın laboratuvar ortamında troponin içerip içermediğinin anlaşılması için yapılan test, çoğunlukla kalp krizi geçirdiğinden şüphelenilen kişilerden istenir. Test aynı zamanda göğüs ağrısı gibi kalp krizini akla getiren şikayetler ile hastaneye gelen kişinin mevcut şikayetinin, kalp hasarlanması ya da kalp krizine bağlı olup olmadığının değerlendirilmesi için yapılır.

Troponin T proteinleri ya da Troponin I proteinleri normalde kanda bulunmadığı ve sadece kalp kasının hasarlanması durumunda buradan kana karıştığı için tercih edilir. Troponin T, Troponin I’ya kıyasla kanda daha kısa süre içerisinde görüldüğü için, sağlık kuruluşuna kalp krizi şüphesi ile başvuran kişinin sıklıkla kan düzeyinde cTnT düzeyine bakılır.

Nasıl Yapılır?

Nasıl yapılır? Hastanın acil servise gelmesi ile bakılan cTnT düzeyinin negatif olması durumunda, kalp krizi şüphesini ekarte etmek için 6 saat ile 12 saat sonra test yeniden yapılır. Ayrıca göğüs ağrısının ya da diğer bir deyişle anjinanın, tedaviye veya istirahate rağmen geçmemesi durumunda da kalp krizi testi tekrardan yapılabilir. Bunun nedeni bazı durumlarda geçmeyen göğüs ağrısının yakın bir zaman diliminde meydana gelecek ciddi bir kalp sorunu riskinin ya da kalp krizinin varlığının işareti olarak görülmesidir.

Troponin seviyesinin artmış olması kalp krizi tanısı konulabilmesi için önemli olsa da tek başına yeterli değildir. Kalp krizi tanısının koyulabilmesi için troponin düzeyinin incelenmesine ek olarak fizik muayene, EKG ve klinik öykü birlikteliği son derece önemlidir. Bunun nedeni, kalp krizi geçiren bazı kişilerde troponin seviyesinin yükselmiş olmasına rağmen kalpte belirgin bir hasarlanma olmayışı ya da troponin seviyesinin herhangi bir şekilde artış göstermeyişidir. Troponin seviyesinin kan düzeyinde yükselmesinin kalp dışı ve kalbe bağlı olmak üzere iki farklı çeşidi bulunur. Kalbe bağlı nedenler arasında şunlar bulunur:

  • Miyokard enfektüsü olarak ifade edilen kalp krizi
  • Akut ya da kronik kalp yetmezliği
  • Taşikardi
  • Akut inflamatuar miyokardit
  • Aort diseksiyonu
  • Aort kapak hasatlığı
  • Hipertrofik kardiyomiyopati (HKMP)
  • Apikal balon sendromu diğer bir adıyla kırık kalp sendromu
  • Bradiartmi

Kalp ile ilgili problemin olmadığı EKG, klinik hikaye, fizik muayene ve troponin ile kanıtlanmış olsa bile bası durumlarda troponin düzeyinde artış meydana gelebilir. Kalp dışı nedenler olarak tanımlanan bu durum genellikle böbrek yetmezliğiyle bağlantılıdır.

Ücretli Mi?

Ücretli mi? Kalp krizi testinin belirli bir ücreti bulunmaktadır. Bununla ilgili daha detaylı bir şekilde bilgi almak için Satem sitesini ziyaret edebilirsiniz. Kalp sağlığı için düzenli bir şekilde test yaptırmak gereklidir. Bu sebeple sağlık taramalarınızı aksatmamayı ve belirli aralıklarla gerekli testleri yaptırmayı ihmal etmeyiniz.

Hakiki Deri Bot Su Geçirir Mi?

Hakiki Deri Bot Su Geçirir Mi?

Hakiki deri bot modelleri son dönemlerde hem kadın hem de erkek kullanıcıların gözdesi konumunda olan ayakkabı çeşitleri arasında yer alıyor. Farklı tasarımlarla tüketicilere sunulan hakiki deri bot modelleri rahatlık, konfor ve estetik açısından çok fazla avantajı tüketicilere sunuyor. Ancak hakiki deri bot satın almayı düşünen pek çok tüketici bu tip botların su geçirip geçirmediğini merak etmektedir. Bilhassa yağmurlu ve karlı havalar için deri bot tercih eden kişiler için bu durum önem arz ediyor. Hakiki derinin kendine has yapısı nedeniyle gözenekli bir dokuya sahip olduğunu belirtmek önemlidir. Dokusunda bulunan gözenekler nedeniyle bir miktar su geçirme olasılığı mevcuttur. Ancak membran ve benzeri maddeler ayakkabı yapısına eklenerek deri dokusunda bulunan gözeneklerin giderilmesi sağlanabilir. Bu sayede deri ayakkabının su geçirmesi önlenerek su geçirmez bir yapıya ulaşması mümkün kılınabilmektedir. Hakiki bot hakkında merak edilenleri Gön’den Yönetici İlhan Yücel açıkladı.

Hakiki Deri Bot Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Hakiki deri bot birçok kişi tarafından kaliteli ve şık görüntüsü nedeniyle tercih edilmektedir. Öte yandan konforlu bir giyim sunması nedeniyle de birçok tüketicinin gözdesi rolündedir. Ancak hakiki deri botlar kullanılırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunuyor. Özellikle yağmurlu ve karlı havalarda kullanılan deri botların kullanım sonrasında uygun şekilde muhafaza edilmesi gerekiyor. Eğer hakiki deri botlar yağmur ya da kar suyuna maruz kalarak ıslandıysa aşırı sıcak bir ortamda bekletilmemesi gerekiyor. Bunun yerine daha serin bir ortamda bekletilerek kuruması sağlanmalı. Aşırı sıcak ortamda kurumaya bırakılan deri botların yüzeyinde çatlamalar ya da çeşitli deformasyonlar meydana gelebilmektedir. Ek olarak yağmur veya kar suyuna maruz kalan deri botlar kurutmaya bırakılmadan önce yumuşak ve temiz bir bez yardımıyla ıslaklığı giderilecek ölçüde silinmelidir. Böylece botun üst yüzeyinde su lekeleri oluşması önlenebilir. Öte yandan deri bot modellerinin periyodik olarak bakıma tabi tutulması da gerekmektedir. Bot bakımı için deri ürünlere özel üretilmiş bakım ürünleri kullanılabilir. Bu sayede ürünlerin kullanım ömrü arttırılabilir.

Hakiki Deri Ayakkabı Modelleri

Hakiki deri ayakkabı modelleri hem kadın hem de erkek kullanıcılara hitap edecek tasarım ve rahatlıkta müşterilere sunulmaktadır. Farklı tasarım ve çeşitli renk seçeneklerine sahip hakiki deri bot modelleri müşterilere hızlı, kolay ve güvenilir bir biçimde sağlanmaktadır. %100 hakiki deri üretimi olan bot modelleri kaliteli yapısı sayesinde uzun ömürlü kullanım sunmaktadır. Çok sayıda tasarım seçeneği bir arada tüketicilerin beğenisine sunulmaktadır. Oldukça uygun fiyatlı ürünlerin sunuluyor olması tüketiciler için ekstra bir avantaj sağlamaktadır.

 

Erkek Omuz Çantası

Erkek Omuz Çantası

Erkek omuz çantası seçerken dikkat etmeniz gereken ilk şey ihtiyacınız olan çanta tarzıdır. Dört ana çanta stili vardır – evrak çantaları, postacı çantaları, silindir çantalar ve sırt çantaları. Her birinin kendi avantajları ve dezavantajları vardır, bu nedenle ihtiyaçlarınız için doğru olanı seçmek önemlidir.

İlk adım, hangi tarz çantaya ihtiyacınız olduğuna karar vermektir. İş için resmi bir evrak çantası mı arıyorsunuz? Hafta sonları için rahat bir postacı çantası mı? Seyahat için geniş bir spor çantası mı? Veya açık hava etkinlikleri için sağlam bir sırt çantası mı?

Çantayı nasıl kullanacağınızı ve içinde ne tür eşyalar taşıyacağınızı düşünün. Dizüstü bilgisayarlar veya kitaplar için geniş bir bölmeye mi ihtiyacınız var? Veya telefonlar, anahtarlar ve diğer temel şeyler için birden fazla küçük cep?

İşte farklı çanta stillerine hızlı bir genel bakış:

Evrak çantaları tipik olarak deriden yapılır ve bir büyük bölmeli sert bir yapıya sahiptir. Profesyonel ve resmi olmaları onları iş veya iş seyahati için ideal kılar.

Postacı çantaları genellikle kanvas veya naylondan yapılır ve içinde birkaç bölme bulunan kapaklı bir tasarıma sahiptir. Rahat ve rahattırlar, bu da onları günlük kullanım veya kısa geziler için harika kılar.

Spor çantalar genellikle kanvas veya naylondan yapılır ve bir büyük ana bölme ile silindir şeklindedir. Uzun yolculuklarda spor malzemeleri veya valiz taşımak için mükemmeldirler.

Sırt çantaları genellikle naylon veya polyesterden yapılır ve omuzlarınızın üzerinden geçen iki kayışı vardır. Genellikle dış ceplerin yanı sıra iç kısımlarda birden fazla bölmeleri vardır, bu da onları daha büyük eşyaları taşımak veya yürüyüşlere veya kamp gezilerine çıkmak için ideal kılar.

İhtiyacınız olan çanta stiline karar verdikten sonraki adım, malzeme seçimidir. Erkek omuz çantası için en popüler malzemeler deri, naylon ve polyesterdir.

Deri, dayanıklı ve keskin görünen klasik bir malzemedir. Resmi durumlar veya çalışma ortamları için idealdir. Naylon, temizlenmesi kolay, hafif ve su geçirmez bir malzemedir. Seyahat veya açık hava etkinlikleri için idealdir. Polyester, güçlü ve kırışmaya dayanıklı sentetik bir kumaştır. Günlük kullanım veya gündelik etkinlikler için iyi bir seçimdir.

Omuz çantaları hem düz hem de desenli tasarımlara sahiptir. Düz çantalar basit ve çok yönlüdür, bu da onları iş veya resmi durumlar için ideal kılar. Desenli çantalar daha eğlenceli ve şık, hafta sonları veya gündelik buluşmalar için ideal. İkisi arasında karar veremiyorsanız, nötr bir temel renge ve ince bir desene sahip bir çanta seçin – bu şekilde onu hem resmi hem de gündelik durumlar için kullanabilirsiniz.

 

Miaport Arnavutköy

Miaport Arnavutköy

 

Miaport Arnavutköy projesi Çağlayan Grup ile yapılan ve İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde konumlanan gözde projeler arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Özellikle Arnavutköy’de yaşamak isteyenlere büyük fırsatlar ve imkanlar sunan projenin konut satışları kapsamında pek çok talep yapılıyor. Eğer sizler de Arnavutköy’de konumlanan bu projedeki bir konut sahibi olmak isterseniz hemen Çağlayan Grup ile iletişime geçmeniz gerekiyor.

Miaport Arnavutköy projesi sayesinde pek çok imkanı elde edebiliyorsunuz. Proje hem konum açısından, hem de konutların içerisinde ve proje kapsamında sunulan olanaklar açısından önemli avantajlar sağlıyor. Her aileye uygun konutların bulunduğu projede siz de kral ve kraliçeler gibi yaşamak isterseniz elinizi çabuk tutmanız gerektiğini sizlere hatırlatıyoruz.

Miaport Arnavutköy Projesinin Özellikleri Nelerdir?

Miaport Arnavutköy konut sahiplerine pek çok avantaj sunuyor. Sahip olduğu özellikler sayesinde size tıpkı bir otel konforu sunan projede ne gibi özellikler olduğunu merak ediyorsanız sizler için aşağıda sıraladık. Projenin özelliklerine bakarak hayalinizdeki daireyi artık sizler de satın alabilirsiniz. Bunun için Çağlayan Grup web sitesinden ya da WhatsApp destek hattından yararlanabilirsiniz.

  • Miaport Arnavutköy projesinin özellikleri arasında yer alan maddelerden öncelikle dairelerden başlamak istiyoruz. Daire tipleri arasında küçük aileler ya da tek başına yaşamak isteyenler için 1+1 seçenekli daireler yer alıyor. Genellikle çocuklu ve çekirdek aileler için uygun olan 2+1 ve 2+1 dubleks daire seçenekleri yer almaktadır. Son olarak projede 3+1 daireler bulunuyor.
  • Proje dahilinde sunulan dairelerin büyüklükleri en az 48 metrekareden oluşuyor. Bunlar 1+1 daire satın almak isteyenler için belirlenen büyüklük oranıdır. En büyük dairenin ise 147 metrekare olduğunu sizlere söyleyebiliriz. Böylece eşyanıza, ailedeki kişi sayısına dikkat ederek kendinize en uygun olan daireyi satın alabilirsiniz.
  • Miaport Arnavutköy İstanbul Havalimanı’na yakın konumda yer alıyor. Böylece sık sık il dışına ya da ülke dışına giden kişiler için bulunmaz hint kumaşı durumundadır. Havalimanına yakın oluşunun yanı sıra hastanelere de yakın konumda olduğunu sizlere söyleyebiliriz. Herhangi bir sağlık problemi yaşadığınızda evinizin lokasyonu size herhangi bir şekilde dezavantaj durum sunmayacaktır.
  • Projenin içerisinde peyzaj düzenlemeleri bulunuyor. Dolayısıyla dairenizden çıktığınız andan itibaren kendinizi bir otel bahçesinde gibi hissedeceksiniz. Ayrıca proje içerisinde yer alan ticari alanlar sayesinde sitenizin içerisinden çıkmadan çok kısa süre zarfında tüm isteklerinizi ve ihtiyaçlarınızı karşılayabileceksiniz. Proje içerisinde spor yapabileceğiniz, vakit geçirebileceğiniz pek çok sosyal alan yer alıyor. Son olarak sitenizin içerisinde 7 gün 24 saat sizi koruyan bir güvenlik mevcuttur.
  • Miaport Arnavutköy projesinde dairenizin içerisine girdiğiniz andan itibaren sizleri akıllı ev sistemleri karşılamaktadır. Dairenizde görüntülü diyafon sistemi yer alıyor. Bu sistem sayesinde herhangi bir güvenlik problemini yaşamadan misafirlerinizi dairenizde konuk edip ağırlayabiliyorsunuz. Tüm bu ve daha fazla imkanı projeyle elde edebilirsiniz.

Safra Kesesi Ameliyatı

Safra Kesesi Ameliyatı

Safra kesesi ameliyatı, safra kesesi taşlarını veya safra kesesi ile ilgili diğer sorunları tedavi etmek veya çıkarmak için kullanılan yaygın bir prosedürdür. Bu operasyona ihtiyaç duyan çoğu kişi genellikle yoğun karın ağrısı, mide bulantısı ve kusma yaşar. Bu ameliyat türü, hastanın bireysel durumuna bağlı olarak bir ila üç gün arasında değişen bir hastanede kalış süresi gerektirir. Prosedür sırasında deneyimli bir cerrah, safra kesesine erişmek için tıbbi aletler ve özel aletler kullanacak ve ardından karındaki küçük kesilerden çıkaracaktır.

Safra kesesi ameliyatı, karaciğerin altında bulunan küçük bir organ olan safra kesesini çıkarmak için yapılan bir prosedürdür. Safra kesesi, vücudun yağları sindirmesine yardımcı olan sarı-yeşil bir sıvı olan safrayı depolar ve yoğunlaştırır.

İki tür safra kesesi ameliyatı vardır: açık ve laparoskopik. Açık cerrahide, cerrah safra kesesine erişmek için karında büyük bir kesi yapar. Laparoskopik cerrahi daha az invazivdir ve karında birkaç küçük kesi yapmayı ve bunlardan küçük bir kamera ve cerrahi aletler sokmayı içerir.

Safra kesesi ameliyatının riskleri kanama, enfeksiyon, safra kanalı yaralanması ve anestezi reaksiyonlarını içerir. Safra kesesi ameliyatı olan çoğu kişi, işlemden sonra çok az ağrı yaşar veya hiç ağrı duymaz ve 2-4 hafta içinde tamamen iyileşir. Bununla birlikte, bazı kişilerde pankreatit veya apse gibi komplikasyonlar gelişebilir.

 

 

UPS Cihazı

UPS Cihazı

Kesintisiz güç kaynağı (UPS), elektrik kesintisi durumunda yedek güç sağlayan bir cihazdır. Elektronik ekipmanı güç dalgalanmalarının neden olduğu hasarlardan korumak için genellikle işyerlerinde ve evlerde kullanılır.

UPS bir akü, invertör ve şarj cihazından oluşur. Pil, elektrik kesintisi olduğunda sürücüye güç sağlar. Evirici, elektronik ekipmanı çalıştırmak için kullanılabilmesi için DC’yi AC’ye dönüştürür. Şarj cihazı, AC gücü mevcut olduğunda pili şarj eder.

İki ana ups cihazı türü vardır: bekleme ve hat etkileşimli. Bekleme UPS cihazları en yaygın tiptir. Güç dalgalanmalarına ve elektrik kesintilerine karşı temel koruma sağlarlar. Hat etkileşimli UPS cihazları daha pahalıdır ancak voltaj regülasyonu ve aşırı gerilim koruması gibi ek özellikler sunar.

Üç ana ups cihazı türü vardır: bekleme, hat etkileşimli ve çevrimiçi.

Bekleme UPS cihazları en yaygın tiptir. Güç dalgalanmalarına ve elektrik kesintilerine karşı temel koruma sağlarlar. Hat etkileşimli UPS cihazları daha pahalıdır ancak voltaj regülasyonu ve aşırı gerilim koruması gibi ek özellikler sunar. Çevrimiçi UPS cihazları en pahalıdır ancak elektrik kesintilerine, ani yükselmelere ve dalgalanmalara karşı en iyi korumayı sunar.

Bir UPS cihazı seçerken dikkate almak isteyeceğiniz ilk faktör, güç kapasitesidir. Bu, UPS’in herhangi bir zamanda sağlayabileceği maksimum güç miktarıdır. Örneğin, küçük bir UPS yalnızca 500 watt’lık bir güç kapasitesine sahipken, daha büyük bir UPS’in güç kapasitesi 2.000 watt veya daha fazla olabilir.

İhtiyacınız olan UPS’in boyutu, onu birlikte kullandığınız ekipmana bağlı olacaktır. Yalnızca bilgisayarlar ve çevre birimleri gibi birkaç küçük cihazı korumak için kullanıyorsanız, küçük bir UPS muhtemelen yeterli olacaktır. Ancak sunucular veya görsel/işitsel ekipman gibi daha büyük ekipmanları korumak için kullanıyorsanız, daha fazla güç kapasitesine sahip daha büyük bir UPS’e ihtiyacınız olacaktır.

UPS’in güç kapasitesini göz önünde bulundurmaya ek olarak, güç çıkışını da dikkate almak isteyeceksiniz. Güç çıkışı, UPS’in herhangi bir zamanda fiilen sağlayabileceği güç miktarıdır. Örneğin, 500 watt’lık bir güç çıkışına sahip 500 watt’lık bir UPS, gerektiğinde kapasitesinin 500 watt’ının tamamını sağlayabilir. Ancak, 1.000 watt güç çıkışına sahip 500 watt’lık bir UPS herhangi bir zamanda yalnızca 500 watt sağlayabilir – toplam kapasitesinin yarısı.

Bunun önemli olmasının nedeni, tüm ekipmanların her zaman aynı miktarda güce ihtiyaç duymamasıdır. Bazı ekipmanlar (bilgisayarlar gibi) çoğu zaman maksimum güç kullanımlarının yalnızca bir kısmını kullanırken, diğer ekipmanlar (sunucular gibi) çoğu zaman tam güç kullanımlarını kullanabilir. Bu nedenle, ihtiyaçlarınıza uygun güç çıkışına sahip bir UPS seçmek isteyeceksiniz.

UPS seçerken dikkate alınması gereken bir diğer önemli faktör aşırı gerilim korumasıdır. Aşırı gerilim koruyucu, herhangi bir ups sisteminin önemli bir bileşenidir, çünkü cihazlarınızı onarılamayacak şekilde hasar verebilecek ani voltaj yükselmelerinden korur. Birçok düşük kaliteli modelde bu özellik yoktur, bu nedenle satın almadan önce kontrol ettiğinizden emin olun! Üst düzey modeller genellikle çok düzeyli aşırı gerilim korumasıyla birlikte gelir, böylece koruma düzeyini özel ihtiyaçlarınıza göre ayarlayabilirsiniz.

Mükemmel Ups sisteminizi seçerken dikkate alınması gereken son faktör fiyattır. Elbette, kalite açısından ödediğinizin karşılığını alıyorsunuz, ancak çok fazla harcamak zorunda kalmadan birçok harika seçenek mevcut. Biraz araştırma yapın ve bir modelde karar kılmadan önce farklı modeller arasındaki fiyatları karşılaştırın.

 

 

 

Kız Bebek Giyim

Kız Bebek Giyim

 

Kız bebek giyim ve erkek bebek giyim için günümüzde pek çok firma markalaşmış durumda. Anne ve babaları cezbetmeye çalışan bu markalar sebebiyle ürünler çeşitlense bile ebeveynler büyük anlamda sıkıntı yaşıyorlar. Çünkü rekabet piyasasının hareketlenmesi sebebiyle firmalar bebek kıyafeti üretimi yaparken hileye başvuruyorlar. Başvurulan hilelerin sonucunda ise en büyük zararı bebekler alıyor.

Kız bebek giyim ya da erkek bebek kıyafetleri arasından tercih yaparken firmaların hazırladığı oyunlara gelmemek için iyi düşünüp karar vermelisiniz. Aksi takdirde ürünün içeriğinin kimyasal maddeler içermesi günümüzde ya da gelecekte bebeğinize büyük anlamda zarar verebilir. Adına ve ürünlerine güvenebileceğiniz Mamas Lina ile kıyafetlerinizin içeriğini düşünmeden bebeğinizi giydirebilirsiniz.

Kız Bebek Giyim Seçimi ve Sonrasında Yapılması Gerekenler

Kız bebek giyim için kıyafet seçerken dikkat edilmesi gerekenlere uymalısınız. Ayrıca sadece kıyafet seçimine değil; kıyafeti seçip onaylayarak satın aldıktan sonra da bazı noktalara özen göstermeniz önem arz ediyor. İşte sizler için kız bebeklerinize yönelik kıyafet seçimi için tüm detayları aşağıda hazırladık. Bu detaylara bakarak doğru bir kıyafet seçimi ve yönetimi yapabilirsiniz.

  • Bebek giyim için seçiminiz yaparken aksesuarları gözden çıkarmanız gerektiğini söylememiz gerekiyor. Çünkü özellikle kiz bebek giyim kıyafetlerinde boncuklar, tüller, tokalar, kurdeleler gibi ekstra detaylar söz konusu olabiliyor. Erkek kıyafetlerinde daha az rastladığımız bu durum kız bebeklere özel hazırlanan kıyafetlerde daha sık karşımıza çıkınca siz ebeveynlerin bu noktayı unutmamanız gerektiğini hatırlatmak isteriz.
  • Bebeklerin en büyük özellikleri sabırsız olmalarıdır. Sabırsız olan bu bebekleri çok ve çabuk mutlu edebilmek için kıyafet seçimi yaparken pratiklik ilkesine göre hareket etmelisiniz. Kız bebekler için yapılan kıyafetlerde ekstra tüller, kat kat etekler ve uzun çıtçıtlı elbiseler gördüğümüzden dolayı bu hatırlatmayı yapıyoruz. Pratik, kolay giydirilebilir kıyafetler sizin ilk tercihiniz olmalıdır.
  • Kıyafetlerin yakası büyük önem taşımaktadır. Çünkü dar, esnemeyen ve çok süslü yakalar bebeğinizin huzursuz olmasına sebebiyet verebilir. Eğer böyle sorunlar yaşamak istemiyorsanız kesinlikle kıyafeti almadan önce yaka kontrolü yapmalısınız. Yakası zor çıkabilecek, bebeğinizi çıkarırken huzursuz edip korkutacak kıyafetlerden hemen uzaklaşın.
  • Her ne iç ve üst giyimde dikkat etmeniz gereken noktalar olsa bile çoraplar konusunda da hassas davranmanız gerektiğini hatırlatalım. Kiz bebek giyim seçenekleri arasında yer alan çoraplar genellikle boğazı sıkı, tüylü, tüllü ve boncuklu olabilmektedir. Bu çoraplar her ne kadar hoş ve güzel dursa bile bebeğiniz için büyük bir tehlikedir. Böyle çoraplardan kaçının.
  • Az önce de dediğimiz gibi kıyafeti almadan önce dikkat etmeniz gerekenler olduğu kadar kıyafeti aldıktan sonra da dikkat etmeniz gerekenler vardır. Bunların en başında da satın aldığınız kıyafeti yıkamanız gelmektedir. Yıkama esnasında özellikle ilk 1 yıl bebek deterjanları kullanmalısınız. Böylece kimyasal oranı az, organik ve bebekler için hazırlanan deterjanlarla bebeğinizin cildini koruyabilirsiniz.