Köşe Yazıları

Gemlik Osmangazi Nilüfer Seçimi

Gemlik Osmangazi Nilüfer Seçimi

31 Mart seçimlerinde, Bursa’nın Osmangazi, Gemlik ve Nilüfer ilçelerinde, çok çekişmeli seçimlere tanık olacağız.

Osmangazi ilçesi, çok karmaşık bir nüfus yapısına sahiptir.

Bu ilçe halkının önceliği ekonomidir.

İdeoloji, kimlik ve inanç faktörü ikinci plandadır.

Birkaç yıl önce, boş duran dükkan ve dairelerin fiyatları milyonlara ulaşmıştır.

Bu kalabalık ilçenin seçim sonuçları, Büyükşehir Belediye Başkanını da etkileyecektir.

Dördüncü kez aday olan Mustafa DÜNDAR ile, ikinci kez aday olan Erkan AYDIN  arasında çekişmeli bir yarış içindeyiz.

İyi Partinin Büyükşehir adayı Selçuk TÜRKOĞLU, Osmangazi ilçesinden aday gösterilseydi, büyük bir sürpriz yaşayabilirdik.

İnegöl ve Yıldırımdan gelecek büyük destek, Alinur AKTAŞ’ın şansını arttıracaktır.

Yeniden Refah Partisinin, müstakil aday gösterme konusundaki hamlesini takdir ediyoruz.

Artık Büyükşehir pazarlıkları içerisinde görmek istemiyoruz.

İyi partinin başına gelenlerden ders almasını diliyoruz.

Nilüfer Belediyesinde,(CHP) için “çantada keklik” olmaktan çıkmıştır.

Gemlik’teki seçimler hep 100 metre yarışı gibi olmuştur.

Kazanan parti hep çok küçük oy farkı ile kazanmıştır.

31 Mart seçimlerinde de öyle olacaktır. Seçmen iç kavga yaşayan partiye oy vermez. Bu defa şans AK partiye gülecektir.

Günün Sözü

Eline, beline, diline sahip ol.                                                                                                                                                                       İncinsen bile incitme.

“Hacı Bektaş Veli”

 

Seçim Haberleri

Seçim Haberleri

31 Mart seçimlerinde geniş tabanlı ortaklıklar olmayacak.

Aslında seçmen, küçük partilerde ülke çapındaki oy potansiyellerini merak etmeye başladı.

Fatih Erbakan’ın tek başına seçimlere girmekte kararlı olduğunu görüyoruz.

Fatih Erbakan’a 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçim sonuçlarından umutlandı.

Yeniden Refah Partisinin Türkiye çapında oy potansiyelini bilmek istiyorlar.

Ak Parti ve MHP ortaklığı ufak tefek pürüzlere rağmen devam ediyor.

Mustafa Kemal Paşa ilçesinin MHP’ye bırakılmasına Ak Partili başkan tepki gösterdi.

Ama Recep Altepe ve Mustafa Varank Ak Partili başkanı ikna ettiler.

Mecliste grup kuran Saadet ve Gelecek partisinin Bursa’da ortaklık kuramadığını öğrendik.

Saadet Partisinin Gemlik adayı Ahmet Vakkas Yıldız oldu.

Bursa Osmangazi ilçesinde CHP adayı Erkan Aydın ile Ak Partili Mustafa Dündar arasında büyük çekişme yaşanacağını göreceğiz.

Millet İttifakının dağılması Ak Parti adayı Refik Yılmaz’ın şansını artırdı.

Dem partisinin Gemlik’te CHP’ye destek vermesi, CHP’nin kazanması için yeterli olmayacak.

Bu yerel seçimlerde Gemlik seçmeninin önceliği kentsel dönüşüm projeleri olacaktır.

Gemlik seçmeni Ak Partili ve CHP’li son iki belediye başkanının uygulamalarına oy verecek.

Günün Sözü;

Hiç kimse senden iyi değildir.

Ama sen, ortaya bir şey koymazsan,

Sen de hiç kimseden iyi değilsin.

“D.Laired”

 

Ak Parti Adayı Refik Yılmaz

Ak Parti Adayı Refik Yılmaz

2019 yılındaki yerel seçimlerde Bursa Büyükşehir Belediyesi, Ak Parti’nin de CHP’ nin de gözdesiydi.

Bursa seçmeni Ak partiyi tercih edince CHP Büyükşehirlerdeki başarı zincirine Bursa’yı ekleyemedi.

2024 seçimlerinde ise CHP nin önderlik ettiği millet ittifakı çözüldü.

Bu durumda Gemlik’ten Ak parti adayı olan Refik Yılmaz’ın kazanma şansı arttı.

Belediye başkanlığını kazandığı takdirde Refik Yılmaz’ın kentsel dönüşüme büyük önem vereceğine inanıyoruz.

Geçmişte yaptığı sosyal konutlar nedeniyle “Gemlik dağa taşınıyor” diye yıpratılmıştı.

Deprem uzmanı Naci Görür Gemlik için “oturduğu yer kumul, Alüvyal dolgu ve deniz kumu ile dolu” Gemlik muhakkak taşınmalıdır dedi.

Bu açıklamalarla Refik Yılmaz’ı haklı çıkardı.

Kentsel dönüşüm konusunda Bakan Mehmet Haseki gibi Refik Yılmaz’ında çok hassas olduğunu biliyoruz.

Zaten yeni dönemde Belediyelerin en öncelikli görevinin kentsel dönüşüm uygulamaları olacağını göreceğiz.

Çünkü yurdumuzun her bölgesinden neredeyse her gün deprem haberleri alıyoruz.

İstanbul ve Bursa’nın her an büyük depremle birlikte anıldığını duyuyoruz.

Bir an önce kentsel dönüşüme başlayarak “yorgun binalardan” kurtulmalıyız.

Günün Sözü:

Kardeşlerimi Allah yarattı,

Fakat dostlarımı ben buldum.

“Goethe”

24 Ocak 1980’de Ekonominin Dini Değişmişti

24 Ocak 1980’de Ekonominin Dini Değişmişti

24 Ocak 1980 de ekonominin dini değişmişti.

(24 Ocak 1980) e kadar toplumu devleti ve ekonomiyi etkileyen tüm fiyatları devlet tespit ediyordu.

Akaryakıt faiz ve döviz fiyatları devletin kontrolü altındaydı.

Temel ürünlerin taban ve tavan fiyatlarını da devlet belirliyordu.

24 Ocakla birlikte devlet tekelindeki ekonomik yapı serbest piyasa ekonomisine dönüşmüştü.

Ayrıca yüksek maliyetle mal ve hizmet üreten kamu kurumlarının özelleştirilmesine karar verilmişti.

İşte küresel güçlerin desteklediği bu ekonomi modelinin Türkiye’deki mimarı Turgut Özal olmuştur.

Özal bu değişimi Ekrem Pakdemirli, Hasan Celal Güzel, hüsnü Doğan, Adnan Kahveci, Işın Çelebi ve Vehbir Dinçerlerle birlikte yaptı.

Rahmetli Özal çekirdek kadro ile çalışmayı becermişti.

Ayrıca bürokrasiyi tedirgin etmekten uzak durmuştu.

Ve büyük patronların her alanda önünü açmıştı.

Yaklaşık 40 yıl önce devreye giren bu modelin başta enerji olmak üzere birçok alanda patronları tekel konumuna soktuğunu görüyoruz.

Aslında serbest piyasa ekonomisinin rekabet kuralları ile birlikte uygulanması gerekir.

Rekabet kurallarının çalışmadığı bir ortamda serbest piyasa ekonomi uygulamak halkı soymak demektir.

Şu anda Türkiye’de yapılan ekonomik uygulama budur.

Zengin çok zengin olmuş, fakir daha da fukaralaşmış.

Günün Sözü:

Zafere ilave edilecek yegane süs, tevazudur.

“Ouclos”

Batıda Ve Bizde Laiklik

Batıda Ve Bizde Laiklik

Laiklik konusunda bizde olduğu gibi batı toplumunda da sıkıntılı dönemler yaşanmıştır.

Mesela 1177 yılında aforoz edilen bir kral Papa’nın önünde diz çöktürülerek af dilemek zorunda kalmıştı.

1535 yılında ise her türlü kitabın basımında “Kiliseler Birliğinden” izin almak gerekiyordu.

1572 yılında Fransa’da büyük bir katliam yaşanmıştı.

Binlerce protestodan öldürülmüştü.

Bu katliamdan sonra papa memnun kaldığını açıklamıştı.

Ve coşkulu törenler düzenlenmişti.

Bizde Sivas, Kahramanmaraş ve Başbağlar katliamlarını yaşamıştık.

Batı toplumu bu çatışma alanını önemli ölçüde halletti.

Öncelikle eğitime ağırlık verdi.

İnançla ilgili farklılıkları tartışmaktan korkmadı.

Kutsal değerleri acımasızca kutlamaktan kaçındı.

En önemlisi din ile siyaseti birbirinden ayırmayı becerdi.

Biz ise dinimizi her alanda kutlamaktan vazgeçmedik.

Kominizme karşı, silah olarak kullandık.

Bir dönem dinimizi gelişmemize engel gibi gördük.

Bir dönem nefret ve itibarsızlaştırma siyasetini denerdik.

Toplum bu proje tutmayınca yine “hassas laiklik” üzerinden siyaset yapmaya başladık.

Bir siyasi lider 54 ülkeye yerleşmiş bir islam dini var iken “Anadolu Müslümanlığı” tarzı bir islamiyetten bahsetmekten kaçınmadı.

Bir diğerimiz Cuma namazı çıkışlarında mikrofonların karşısında konuşma yapma alışkanlığından vazgeçmedi.

Siyasetçiler olarak projeleri konuşmak yerine dini figürleri kullanmaya devam edersek ortak akılda buluşamayız.

Günün Sözü:

Bilimsiz din kör, Dinsiz bilim ise, topaldır.

“Albert Einstain”

 

 

 

Ankara’nın Havası Nasıl Düzelir

Ankara’nın Havası Nasıl Düzelir

Ankara’nın havası kurşun gibidir.

Son derece ağırdır.

Gergindir, bunaltıcıdır.

Söz ettiğimiz hava siyasal ve kamusal havadır.

Bende bu havayı 1968 ile 1991 yılları arasında yaşamıştım.

Ekonomi ve Maliye eğitimi almış bir kamu daire başkanı olarak siyaset bürokrasi ve iş dünyası arasında yaşanan itiş kakışlara bende tanık olmuştum.

İstanbul’da nasıl bir “patronlar sınıfı” varsa Ankara’da da “patronlar bürokrasi sınıfı” vardır.

Ara sıra “siyasi patronlar sınıfı” devreye girse de egemenlik her zaman “bürokrat patronların” elindedir.

Patron bürokrasi sınıfın en büyük kozu 65 yaş avantajıdır.

Yani 45 yaşlarında kritik bir kamu kadrosunu eline geçiren bürokrat, 20 sene bürokratik iktidara sahip demektir.

Ankara’da kamu kurumlarında ve yabancı elçiliklerdeki resepsiyonlar patron bürokratların kulis alanlarıdır.

Yurt içindeki etkinliklerin sürdürürken yabancı ülkelere mesaj vermeyi de ihmal etmezler.

Ele geçirdikleri gücün daha da gelişmesi ve gelecek kadrolara iletilmesi için çaba gösterirler.

İstanbul’daki patron sınıfı ise bürokrat patronlar ile iyi geçinmeye özen gösterirler.

Bürokrat patronlar birbirlerine kızdıkları ve birbirlerini kıskandıkları zaman kriz yaşarlar.

Ama özlük haklarına ve sosyal haklarını bir saldırı anında hemen birleşirler.

Geçmişte iki güvenlik gücümüz arasında bir itiş kakış yaşanmıştı.

Bir gün ise iki önemli yargı kurumu arasında bir kriz yaşanmaktadır.

Bu türlü krizleri önlemenin tek yolu güçlü kadrolarda “görev yapma sürelerinin” kısaltılmasıdır.

İşte o zaman Ankara’nın havası düzelir.

Günün Sözü:

Yumuşak olma ezilirsin,

Sert olma kırılırsın.

“Victor Hugo”

Seçim Kulisler

Seçim Kulisler

Kuzey Irak’tan gelen şehit haberleri seçim atmosferini de etkiledi.

Bu yüzden bazı aday açıklama programları iptal edildi.

Ama siyasi kulisler devam ediyor.

Bu günlerde siyasi kulislerde en çok konuşulan isim İyi Parti Büyükşehir Belediyesi Başkanı adayı, Selçuk Türkoğlu oldu.

Kamu görevi ve Sendika Başkanlığı yaptığı dönemlerde meydanlarda yaptığı konuşmalarla, çok dikkat çekmişti.

Selçuk Türkoğlu 31 Mart seçimlerinde başkan seçilmese bile başkanın belirlenmesinde önemli rol oynayacaktır.

İyi Partinin seçimlere kendi adayı ile girmesi (CHP) adayı Mustafa Bozbey’in şansını azaltmıştır.

Alinur Aktaş,(%40) düzeyinde bir oy oranına ulaşamasa bile yeniden Büyükşehir Belediye Başkanı seçilecektir.

Geçmişte (CHP) ye kazandıran İyi Parti bu defa kaybettiren parti olacaktır.

Bursa’da ilçe Belediye Başkan adayları da belli olmaya başladı.

Eski (CHP) Milletvekili Erkan Aydın, Osmangazi adayı olarak, Çetin Çoklar ise Orhangazi adayı çaktırtır.

Açıklanacak Zafer partisi de seçim çalışmaları yapıyor.

Zafer Partisinin seçim öncelikleri şunlar;

-Sığınmacılara kaynak ayırmayacaklar.

-İş yeri ruhsatı vermeyecekler, verilen ruhsatları iptal edecekler.

-Sığınmacıları her mahalleye ve tesise sokmayacaklar.

Ümit Özdağ’ın yerel seçim projeleri de böyle.

Günün Sözü:

Fırsat, adamın kapısını iki kere çalmaz.

“Chamfort”

Seçim Öncesi Partilerin Durumu

Seçim Öncesi Partilerin Durumu

31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlerde 30 Büyükşehir, 51 il, 922 ilçe ve 390 belde belediye başkanını seçeceğiz.

Tabi her seçmen kendi şehrinde ilan edilecek Belediye Başkan adaylarını merak ediyor.

Ayrıca İstanbul ve Ankara için ilan edilecek başkan adayları da tüm seçmenlerin ortak merakıdır.

Bu arada Ak Partinin Bursa Büyükşehir Belediyesi adaylığı da Alinur Aktaş’a nasip olmuştur.

Bursa’daki Başkanlık mücadelesi Ak parti, (CHP) ve İyi Parti arasında olacaktır.

İyi Parti adayı olan Selçuk Türkoğlu’nun Sivil Toplum örgütlerindeki çalışmalarından tanıyoruz.

Sokaklarda ve meydanlarda etkili olacağını biliyoruz.

Kendisi başkan olamasa bile Alinur Aktaş’ın başkan olmasını kolaylaştıracaktır.

İyi Parti ile yollarını ayıran (CHP) ye , (DEM) partisinden desteği yetmeyecektir.

Ak Parti de geçmişte yakaladığı oy oranlarını bulamayacaktır.

Bu seçimlerde düşük oranlı ve çok partiye dağılmış seçim istatistikleri ile karşılayacağız.

Seçmen henüz istediği bulamadı.

Parti mi daha önemli aday mı daha önemli sorusunun cevabını Bursa’da bulacağız.

Seçmen tek başına seçimlere katılma cesareti gösteren Fatih Erbakan’a ilgi duydu.

Dünya’da milliyetçiliğin yükseldiği bir dönemde “benzer hamleyi” (MHP)den de bekliyoruz.

Günün Sözü:

İyiliği gizli yapanlar, Tanrıya inananlardır.

“Balzac”

Fırsatçılar Zamları Eritiyor

Fırsatçılar Zamları Eritiyor

2023 yılının enflasyon oranı %64.77) oldu

Geçen yıl Temmuz ve Ağustos aylarında yaşanan yüksek enflasyon rakamları canavarı bu noktaya taşıdı.

Çalışanlara ve emeklilere verilen yüksek orandaki zamlarda bu yüzden eriyip gitmiştir.

Ticaret bakanımız yüksek fiyat artışı yapanlara takır takır ceza kesiyoruz dedi.

Ama bu fırsatçı halka hızla genişledi.

Tedarik zincirlerini de esnaf kesimini de kapsama alanı içine aldı.

Peki giderek genişleyen bu fırsatçı ordusunu nasıl durduracağız.

Öncelikle yaygın basında ve televizyon kanallarında bu fırsatçıların isimlerini yayınlamalıyız.

Fırsatçılığı tekrarladıkları takdirde geçici kapatma cezaları uygulamalıyız.

Kasa fiyatı ile etiket fiyatları farklı diye teşhir etmeliyiz.

Tedarik zincirlerinin hangi halkasında fırsatçılık yaptıklarını tüketicilere duyurmalıyız.

Bu kesimi sadece ceza kesmekle durduramayız.

Hangi nedenle ceza verdiğimizi kamuoyu ile paylaşmalıyız.

Kısacası fırsatçıları teşhir etmeliyiz.

Bu fırsatçı kesim devlete ödediği ceza miktarlarını tüketicilere yansıtmaktan çekinmez.

Bu kesimi çalışana ve emekliye zam vermekle durduramayız.

Tam tersine daha da azgınlaşmalarına sebep oluruz.

Vicdandan yoksun kalmış olanlarla mücadele etmek çok zordur.

 

Günün sözü;

Bir yengece doğru yürümeyi  asla öğretmezsiniz.

“Aristo”

 

 

Süper Kupa Krizi

Süper Kupa Krizi

Bana göre Süper Kupa final maçı için iki aday stadyum vardı. Birincisi, Ankara’da yeni yapılan Eryaman Stadyumu idi.

Böyle bir final maçı başkente çok yakışacaktı.

İkincisi ise, yeni Samsun Stadyumu idi.

Çünkü Kurtuluş Savaşının ilk adımı Samsun’da atılmıştı.

Bütün bunlara rağmen, Futbol Federasyonu Başkanı ile Fenerbahçe ve Galatasaray Kulübü Başkanları final maçını Riyad’ta oynanmasını kabul etmişti.

Bu arada, Suudi Arabistan tarafından önerilen 4 milyon Doların 3,2 milyon Doları da, iki kulübün hesabına Ağustos ayında geçti.

Kalan 800 bin Dolar ise galip takıma verilecekti.

7 Ekimde ilk toplantı yapıldı. İstiklal Marşı okunması ve Türk Bayrakları açılması protokole bağlandı.

29 Aralıktan 10 gün önce Riyad’a gidildi ve son kontroller yapıldı.

Bu ana kadar taraftarlardan hiçbir olumsuzluk gündeme gelmedi.

Maç günü ise Fenerbahçe “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” pankartı ile çıkmak istediğini söyledi.

Ayrıca maç öncesi ısınma sırasında Atatürk resimli eşofman giyilmesini istedi.

Galatasaray ise, “Ne Mutlu Türküm Diyene” pankartı açmak istedi.

Suudiler bu son dakika taleplerini kabul etmediler.

Son dakika talepleri yapılan protokole ve UEFA Kurallarına uymuyor dediler.

Sonuç olarak Riyad’daki süper Kupa krizine bizim taraftan gelen son dakika talepleri sebep olduğunu anlıyoruz.

Bu kriz ülke yönetimine mal etmek haksızlıktır.

Günün Sözü:

İlk hata saflığın, sonrakiler suçun mahsulüdür.

“Gold Smith”