TÜRKLERDE YILBAŞI TARİH İÇİNDE KÜLTÜREL GELENEĞİ ve ŞİİRİM
TÜRKLERDE YILBAŞI TARİH İÇİNDE KÜLTÜREL GELENEĞİ ve ŞİİRİM

TÜRK MUTFAK KÜLTÜRÜ 4000 BİN YILLIK TARİHE DAYANIR VE ŞİİR’İM

TÜRK MUTFAK KÜLTÜRÜ 4000 BİN YILLIK TARİHE DAYANIR VE ŞİİR’İM

Orta Asya’dan başlayan, Türk mutfak kültürü, bugüne kadar değişmeyen birçok özellikten birisi de yemek isimleridir. Türkiye’nin ulusal mutfağı. Selçuklu ve Osmanlı kültürünün mirasçısı olan Türk mutfağı hem Balkan ve Orta Doğu mutfaklarını etkilemiş hem de bu mutfaklardan etkilenmiştir. Ayrıca Türk mutfağı yörelere göre de farklılıklar gösterir. Karadeniz, Güneydoğu, Ege, Akdeniz, Orta Anadolu, Doğu Anadolu mutfağı gibi birçok yöreler kendilerine ait zengin bir yemek haznesine sahiptirler.

*

Türk Mutfak Kültürü, Türk mutfağındaki çeşitliliği, zenginliği birçok etkene bağlıdır. Kısa bir ifadeyle orta Asya ve Anadolu topraklarının sunduğu ürünlerdeki çeşitlilik, uzun bir tarihsel süreç boyunca birbirinden farklı birçok kültürle yaşanan etkileyişi mi vardır. Selçuklu ve Osmanlı gibi İmparatorlukların saraylarında gelişen yeni tatlar, mutfak kültürümüzün yeni yapısını kazanmasında rol oynamıştır. Türk Mutfağı, çeşit zenginliği ve damak tadına uygunluk yönünden olduğu kadar birçok yemek ve yiyecek türü ile sağlıklı ve dengeli beslenmeye ve vejetaryen mutfağına kaynaklık edebilecek örnekleri barındırmaktadır.

*

Türk Mutfak Kültürünün genel nitelikleri, Türklerin uzun yıllar, baharat yolunu denetim altında tutmasından dolayı Dünya’nın en gelişmiş mutfaklarından biridir. Baharatlar, etin ömrünü uzun kıldığı gibi terbiye edilmesi için de gereklilik arz eder. Tarım için uygun ve verimli arazilere sahip olmuş Türklerde, çiftçilik ve hayvancılıktan dolayı, hem sebze hem de et yemekleri çeşitliliği vardır. Türk mutfak kültürünün niteliklerini, Asya’daki yerleşik düzen ve göçler sırasında göç yolları üzerinde bulunan toplumlarla etkileşimleri ve tarımsal ekonomik yapı, Türk yemeklerini etkilemiştir. Ailelerin sos-yo ekonomik düzeylerine göre yemeklerde genellikle bir farklılaşma görülür. Yemek çeşitleri bakımından başka kültürlerden etkilenme ve onları etkileme söz konusu olmuş ve avcılık, tarımsal yapı ve göç kültürünün etkisi varlığıyla, sosyal bir sorumluluk getirir. Açları doyurun, çıplakları giydirin, yıkılanları yapın, az halkı çok edin gibi kutsal öğütlerle yola çıkan göç kafilelerinin yeni vatandaki görevleri kendilerine böylece bildirilmiştir. İşte, yıllar sonra Anadolu ve Rumeli’de gelişen Osmanlı kültürü ve bu kültürün önemli bir bölümünü oluşturan mutfak ve yemek törelerin, Asya Türklerinin tarihsel birikimiyle birlikte oluştu, gelişti ve ünlenerek günümüz dünyasında dünya mutfakları öncüsü oldu.

*

Türk Mutfağında, belirli zamanlarda hazırlanan özgü yemek, yiyecek – içecek türlerinin; sembolik anlamlarla yüklü hazırlanması gündelik yemeklere göre daha fazla zaman ve emek isteyen bir yapıya sahip olduğu bilinmektedir. Belirli zamanlara özgü yemekler imece adı verilen yardımlaşmalarla hazırlanır. Nişan, düğün, sünnet, ölü evlerine giden yemekler, dini bayramlar, mevsimlik bayramlar, Ramazan Ayı gibi gündelik yaşamdan daha farklı anlamların yüklendiği günlerde yemek ve yiyeceklerin de farklılaştığı; sofraların daha özenle ve bol çeşitle hazırlandığı görülmektedir. Bu konuda kendine özgü bir yapı gösteren doğum, düğün yemeklerini örnekleyebiliriz ve içecekler olarak hoşaflar, şerbetler çeşitli benzerleri vardır diye biliriz.

*

Düğün yemeklerinde et yemeğinin yanında pilav, mevsime bağlı olarak bir sebze yemeği, kuru fasulye veya nohut, hoşaf bulunur. Çorba olarak şehriye ve yoğurt çorbalarının yer aldığı düğün sofralarında; keşkek, pilav ve et yemeği hemen her bölgede yaygındır. Düğün sofralarında tatlı olarak helva, zerde, sütlaç, tereyağlı kayısı tatlısı veya baklava çeşitleri bulunur. Cenaze evine yörelere göre değişiklik göstermekle beraber, 3 veya 7 günle değişen sürelerle komşu ve tanıdıklar yemek getirir, ölü evinde yemek pişmez. Ölünün evden çıktığı gün un helvasının yapılması dağıtılması; yemek veya yiyecek ikramında bulunulması geleneği devam etmektedir.

*

Geleneksel Türk mutfak kültürümüzde, önde gelen araçlarından birisi olan sofra ve sofra bezleri  odanın ortasına serilir, sofra bezinin etrafında küçük yer minderleri bulunur. Bazen de sofra bezi üzerine 20 – 30 cm yükseklikte özel yapılmış küçük bir tahtadan masaya benzer (Hunca ve Sofra) konulur veya ahşap ayaklar üzerine sini konularak altına sofra bezi sarılarak, O bezi sofraya oturanlar dizlerinin üzerine alarak nizami oturum sağlanarak yemekler yenilirdi. Kiler, evin 7 – 8 aylık zahiresini barındıran bir bölümüdür. Başta pilavlık ve köftelik bulgurlar, çorbalık keşkeklik döğmeler (kendime), mercimek, fasulye ve nohutlar, ağızları beyaz ve nakışlı örtülerle kapalı, kırmızı topraktan yapılmış yerli büyük küpler veya sıra sıra dizili yeşil çiniler, ambarda unlar, pekmezler, ballar, peynirler, salçalar, turşular; kül-eklerde tere yağlar, kavurmalar, kıymalar, tarhanalar; erişte gibi şeyler ise büyük kamış sepetler, salamura ve sirkeler için fıçılar; soğan, sarımsak, sebze ve meyve kuruları için sırık askılar, meyve saklamak için kumluk yine kilerde tavana asılı ekmek teknelerde tandır ekmekleri bulunurdu. Yakın geçmişe kadar mutfak ve kiler iç içe olduğu gibi ayrı ayrı da olurdu. Köy ve kasaba evlerinin çoğunda kiler yok oldu diye biliriz.

*

Geleneksel Türk mutfağında yapılan yemek çeşitleri. Çorbalar, Zeytinyağlı dolmalar, Pilavlar,  Börekler, Hamur işleri,  Kebaplar, Yahniler, Tavalar, Bastılar, Hoşaflar, Sütlü tatlılar, Türk kahvesi vaz geçilmezi olurdu ve Türk mutfağı geçmiş tarihinden geleceğe olan önemli yaşanmış değerlerin gerçek olan bir bütünüdür. Türk toplumunun tarih boyu varlığını ifade eden sözleri kadar mutfağı-da önemini oluşturmuştur. Türkün dünyada eğilmez başı, vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, bir hilal uğruna, Ya Rab, ne güneşler batıyor! (Mehmet Akif Ersoy) Ne mutlu Türküm diyene… – Ülken insanının Sağlığı için, ailen için, kurallara uy ve sağlıklı kal-!!!

SEN NE BULAŞIK KOR-ONASIN

Efendilerin ataşını yaktı,

Ayakları fırsata çevirdi,

Yaktın kavurdun dünyayı,

Sen zalim bir kor-onasın.

*

Maskeli balo kurdun,

Gargarayla boğaz yaktın,

Deli gömleği giydirdin,

Ne zalim bir kor-onasın.

*

Çin’de çıkardılar virüsü,

Vahşi efendiler sürüsü,

Yaşamadan garipler ölüsü,

Canlıları koron- aya deney sürüsü,

*

Korona vizesiz geziyorsun,

Yoksulu çok eziyorsun,

Çok canları yakıyorsun,

Sen ne yapışık kor-onasın

*

Mehmet der kederliyim

Endişe verir geleceğim

Şifayı Mevla’dan dilerim

Sen ne bulaşık kor-onasın.

Y.T: 15.08.2020

(Son Güncelleme: )

Hakkında Gündem Haber Ajansı

Ayrıca Kontrol Edin

Gemlik'te PISA 2025 Pilot Uygulaması Yapıldı.

Gemlik’te PISA 2025 Pilot Uygulaması Yapıldı.

Gemlik’te PISA 2025 Pilot Uygulaması Yapıldı. 2025 PISA Pilot Uygulaması Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ülkemizdeki …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir