HUZUR SAATİM...
HUZUR SAATİM...

TIKA BASA VİRÜS!

TIKA BASA VİRÜS!

İçimiz dışımız, saçımız başımız, kaşımız gözümüz, sözün özü her yerimiz, hayatımızın her santimi korona virüs olmuşken, buyrun bir de buradan yakın!
Dünya Sağlık Örgütü’ nün gündeme bomba gibi düşen açıklaması ve koronanın, yaz sezonunun açılmasıyla birlikte dünya genelinde yeniden rakamları yükselten gerçekleriyle iki arada bir derede kaldığımız bir hafta yaşadık.
Dünya genelinde kısıtlamaların hafifletilmesi ve hatta bazı ülkelerde tamamen kaldırılması ve uluslar arası geçişlerin ülkeler bazında kademeli olarak açılmasıyla, koronanın yeniden ivme kazanacağı olasılıklar arasındaydı zaten.
Ancak hepimize “hoppalaaa” dedirten konu, Dünya Sağlık Örgütü’ nün yaptığı ve daha önce “domuz gribi” diye tanımlanan fakat bu kez onun farklı versiyonu olan yeni virüs!
Belirlenen yeni virüsün veya evrim geçirerek tekrar hortlayan eski domuz gribi virüsünün teknik ismini, bununla ilgili detayları ve semptomlarını burada yazmadan, konunun direkt genel hayatı ilgilendiren yönüne değinmek istiyorum.
Sizin de benim gibi “bir bu eksikti” dediğinizi duyar gibiyim.
Bundan aylar önce, dünyaca önde gelen bilim insanları, bildiğimiz çağın ve eski düzenin artık geride kalacağını, yepyeni bir çağa adım attığımızı öngörmüş ve hatta bu yeni çağa dudak altından ” biyolojik çağ” adını vermişlerdi.
Yani benim anladığım şu ki; bildiğimiz silahların yerini yeni silahlar almış gibi görünüyor!
Bunun da adı; “tanımlayamadığımız öldürücü virüsler”…Biri henüz bitmemişken hatta bitmesini bırakın onunla yaşamaya henüz alışamamışken, insanoğlunun başka bir virüs haberi alıyor olması üzücü.
Sizi bilmem ama benim aklımda yine deli sorular! Hem de onlarcası…
Ne yani bu virüsler durdu durdu da üst üste mi patlak vermeye meyil etti?
Veya bunların -sözüm ona- bir anda hortlamasına yol açan nedir?
Yüzyıllardır var olan domuzlar neden son yıllarda virüs kaynağı haline geliverdi? Veya kuşlar ya da virüslere sebep olduğu söylenenen adı geçen başka bazı hayvanlar?
Şimdi yazacağımı benim gibi bir bilim aşığı insana belki çok konduramayabilirsiniz ama bunu yazmadan bu yazıyı sonlandırmam olanaksız;
Acaba diyorum, yaradılıştaki sistem üzerinde sözde bilim adına! fazla mı kurcaladık bazı şeyleri?
Olması gereken ve olan yaradılıştaki orijinalliğin üzerinde gereğinden fazla mı oynadık veya oynuyoruz?
Ben bunları düşünmeden edemiyorum sevgili okurlar.
Siz ne derseniz?
Yoksa var oluştaki o muazzamlığı biz mi bozuyoruz?
Bazı şeyler olduğu gibi mi kalmalıydı? Özellikle genetik üzerinde yapılan türlü çalışmalar hiç yapılmamalı mıydı?
Dedim ya; aklımda onlarca deli soru!
Sosyal mesafeyi koruyarak yaşam sürmeyi alışkanlık haline getireceğiniz mutlu yaz günleri diliyorum.
Esen kalın.
(Son Güncelleme: 5 Temmuz 2020)

Hakkında Gündem Haber Ajansı

Ayrıca Kontrol Edin

  GTSO Başkanı Hamaoğlu Bursa’yı Büyütenler” dergisine konuştu

  GTSO Başkanı Hamaloğlu Bursa’yı Büyütenler” dergisine konuştu

  GTSO Başkanı Hamaloğlu Bursa’yı Büyütenler” dergisine konuştu Gemlik Ticaret ve Sanayi odası yönetim kurulu …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir