HUZUR SAATİM...
HUZUR SAATİM...

Doktor DAN ERICKSON

Doktor DAN ERICKSON

Bu haftaki köşe yazımı doktor Dan Erickson’ a ayırdım.
Durun, hemen milliyetçilik duygularınız kabarmasın; “bizde doktor yok mu ki elin doktorlarının söylemlerini dinleyelim” demeyin.

Dr. Erickson 27 Nisan 2020 tarihinde korona ile ilgili öyle açıklamalar yaptı ki bir çırpıda beş milyon kişinin izlemesine sebep oldu. Benim de dikkatimi bu vesileyle çekti zaten. “3 aydır çeşitli açıklamalar yapan doktor ve bilim insanlarından ne farkı vardı ki oldukça uzun olan konuşma videosu bir anda beş milyon izleyiciye ulaştı?”

Bu arada hemen belirteyim bu video Türkiye’de 15 Mayıs 2020 tarihinde yayınlandı. Dolayısıyla bizler 15 Mayıs tarihinden itibaren türkçeye çevrilmiş olarak  izleme şansı bulduk. Tabii bu arada bu videonun ” uygunsuz!” damgası yiyerek sansürlendiğini de belirtmeliyim. Keza dikkatimi çeken bir diğer konu da bu olmuştu. Bir doktor sansürlenecek kadar uygunsuz olan neler konuşabilirdi ki?

Üstelik masa başı doktoru değil, araştırmacı bir tıp insanı!. Bunu söylemekteki amacım masa başı doktorlarını gücendirmek değil ancak gerçek şu ki; masa başı doktorları kurallara ve belirtilen kalıplara bire bir riayet ederken, araştırmacı tıp  insanlarının daha fazla sorguladığı ve sorgulayıp araştırdıkça da daha somut ve etkin sonuçlara ulaştığı gerçeği. Ayrıca bu sadece tıp alanında değil, tüm meslek gruplarında geçerliliği olan bir kanaattir.

Şimdi gelelim Dr. Dan Erickson’ın ve Dr. Artin Massihi’ nin yaptığı açıklamalardan alıntıları sunmaya.

Bu tespitleri bilim ışığında iki doktor yapmış olsa da izlediğim videoda en fazla ve etkin konuşan ve en çok sorunun ona gelmesi sebebiyle ben Dr. Erickson’ı öne çıkarmayı tercih ettim.

Her iki doktor da mikrobiyoloji, biyokimya ve Bağışıklık Bilimi konusunda yirmişer yıl deneyim yapmış ve halen aktif olarak çalışan doktorlar. Dr. Erickson’ a göre; toplamda 40 yıllık tecrübenin bilime dayalı göstergesidir yaptıkları açıklama.

Videodaki konuşulan konunun ana başlıklarını şu şekilde özetliyor iki doktor:

-Bilime dayalı istatistikler
-Karantinanın neden olduğu ikincil etkiler
-Covid 19 ile grip kıyaslaması
-Bağışıklık sistemi
-Bulaşıcılık
-Yanıltıcı ölüm sebebi ve doktorlar üzerindeki baskı
-Aşırı önlemler ve karantina
-Bağışıklık sistemi, yetişkin ve bebeklerdeki karantina
-Karantinanın yan etkileri
-Okullar ve iş yerlerinin durumu
-Sonuç.

Konuşmanın hemen giriş bölümünde kendilerini tanıtan doktorlardan Amerika’da görev yapan Norveç asıllı Dr. Dan Erickson karantina altına alınan ve alınmayan Norveç ve İsveç’ten bilimsel ve rakamsal verileri sunarak çok çarpıcı sonuçlara ulaştıklarını da açıklıyor!

Şimdi bu konuşmanın noktasına virgülüne dokunmadan, kendime ait en ufak bir ekleme veya fikir beyanı yapmadan verilen demeçten bir kaç alıntıyı paylaşmak istiyorum sizinle;

-“Yaşadığımız gerçekleri alıp bir sorgulamak istedik. Gerçekten bilimi uyguluyor muyuz bu konuda?”

-“Karantina hepimizin bağışıklık sistemini zayıflatıyor. Bu kadar süre karantinada kalacağız, ondan sonra hepimiz birden dışarı çıkacağız ve bağışıklık sistemlerimiz zayıflamış bir şekildeyken tekrar mikrop-virüs alışverişi yapacağız. Tahmin edin bakalım ne olacak? Hastalık oranları yukarıya çıkacak. Bizim yapmamız gereken bu değil. Bunun hiç bir manası yok”

-“Mesela hiç kimse şu konudan bahsetmiyor. Korona virüs plastik yüzeylerde 3 güne kadar yaşayabiliyor. Evlerinizdeki su şişelerini nereden aldınız? Marketten…Eee bunların hepsi virüs taşıyıcıları. Siz gerçekten koronadan korunduğunuzu düşünüyor musunuz? Bu size mantıklı geliyor mu? Bana gelmiyor”

-“Alışveriş yapılan mekânlara  gidiyorsunuz ama ibadet yapılan mekânlara  gitmiyorsunuz. Buradaki mantıksızlığı görüyor musunuz?”

-“Ben evimde saklanıp bağışıklık sistemimin zayıflamasına sebep olup ondan sonra dışarı çıkıp mikrop kapıp hasta olmak istemiyorum”

-“Çocuk dünyaya geldiği an bağışıklık sistemi hiç oluşmamıştır. Bu nasıl oluşur? Çocuğun elini ağzına götürmesiyle, gözüne götürmesiyle, vücudunun bunlara karşı tepki göstermesiyle, antikor geliştirmesiyle oluşur”

-“Şu anda hiç birimizin maskesi yok. Çünkü mikrobiyolojiden anlıyoruz ve bağışıklık sistemimizin kuvvetli kalmasını istiyoruz”

-“Domuz gribinde ve kuş gribinde acil serviste çalıştık. Noldu? O zamanlar kapattık mı ülkeyi, memleketi? Onlar koronadan daha mı az tehlikeliydi? Hayır efendim. Bunlar tekrarlanma sıklığı açısından, ölüm oranı açısından birbirine çok benzer vakalar”

-“Bir virüsten kurtulmanın iki yolu vardır: 1) Ya bu virüs kendi kendini yok ediyor zaman aşımında 2) Biz toplum olarak sürü bağışıklığı, toplum bağışıklığı kazanıyoruz. Yüz yıllar boyunca toplum olarak her türlü virüse karşı bağışıklık kazandık. Biz insan nesli olarak vücudumuza giren virüslere karşı bağışıklık geliştirebilme yetisine sahibiz”.

Oldukça uzun olan açıklama videosundan ben sadece yukarıdaki satırlarda gördüğünüz minik alıntılar yaptım. Bunun dışında işin sosyal, ekonomik ve diğer toplumsal alanlardaki yansımalarını bilimsel verilere dayanarak da anlatmışlar.

Yorum tamamen sizin.

Bu arada harika bir aydan geçtiğimizi unutmuş değilim. Ulusumuzun bir nevi dirilişi anlamına gelen 19 Mayıs 1919 şanlı bayramınızı geçmiş de olsa kutluyor ve mübarek Ramazan bayramınızı da tebrik ediyorum.

Esen kalın.

(Son Güncelleme: 23 Mayıs 2020)

Hakkında Gündem Haber Ajansı

Ayrıca Kontrol Edin

  GTSO Başkanı Hamaoğlu Bursa’yı Büyütenler” dergisine konuştu

  GTSO Başkanı Hamaloğlu Bursa’yı Büyütenler” dergisine konuştu

  GTSO Başkanı Hamaloğlu Bursa’yı Büyütenler” dergisine konuştu Gemlik Ticaret ve Sanayi odası yönetim kurulu …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir