Korona günlerinde HAYATA TUTUNUYORUM!
HAYATA DAİR  

Hayat tesadüflerle güzel!

Hayat tesadüflerle güzel!

 

Bir öyle bir böyle seyreden yurdun netameli hava durumu gibi olan ruh halimle aldım kalemi elime bu kez; sizlere bir haftalık süreçte yaşadıklarımı anlatmak için.

 

Sanıldığı gibi ruh halimin öyle böyle olması psikolojimin bozukluğundan falan değil aksine, dolu dizgin geçen İzmir maceramdan sonra ertesi gün arkasına yapışan İstanbul imza günümün verdiği yoğunluk ve yorgunluktan.

 

…ama değer miydi derseniz , ” değerdi ” derim. Güzel miydi diye soracak olursanız ” hem de nasıl ” derim.

 

Sebebine gelince; yine onlarca insanın gönül teline dokunmanın mutluluğu var içimde.  Onlarca yeni insan, yeni yüz, yeni ve farklı muhabbetler ve bir o kadar değişken hayat hikayeleri!

Bu koşturmacaların bende yarattığı yorgunluğu üzerimden çekip alan da işte bu “yenileşme halleri”.  Her bir insanda, her bir farklı mekânda ve her yeni hayat hikayesinde gözlemlediğim, tecrübe edindiğim, bana ” vay be ne hayatlar var” dedirten olaolağanüstü bir koşturmaca benimki.

 

Insana insanı öğreten yine insanoğlu değil mi zaten?

 

İzmir etkinliklerimin güzel gitmesinin yanısıra orada yaşadığım tesadüfi dost karşılaşması da geçtiğimiz günleri daha da hoş kıldı benim için .  Düşünsenize başka bir şehirde iki dost ve üstelik ikisi de birbirinden habersiz, ayrı şehirlerin insanıyken aynı şehirde (İzmir’de), bu da yetmezmiş gibi aynı restoranda karşılaşıyor!.

 

“Dünya küçük ” dedikleri bu olsa gerek. Ben İstanbul’da o ise Kocaeli’de yaşayan iki dost olarak bırakın aylardır ortak zeminde buluşmayı, denk getirip vakit bulup bir “alo” diyebilirsek birbirimize kendimizi mutlu sayan insanlarız biz.

Hal böyle olunca, çölde susuz kalmış bedeviler gibi sarıldık birbirimize İZMİR’in orta yerinde. Bir yemeklik sohbetimizden sonra en kısa zamanda buluşmak dileğiyle ayrıldık .  O günüme anlam katan en güzel tesadüftü bu.

Dilerim siz de bir yerde, sevdiğiniz bir insanla rastlaşıp bu güzel duygunun tadına varırsınız bir gün.

 

Her zaman ki rutinim haline gelen imza günlerim, konferans veya diğer programlarımdan bahsedip konuyu sizin için sıkıcı hale getirmeden, dönüş yolunda, uçakta  beni gerçekten kızdıran (aslında sadece beni değil duyarlı herkesi kızdıran) bir durumdan bahsetmeden geçemeyeceğim.

 

Uçak yolculuğu yapanlarınız bilir ki uçağa bir el çantanız bir de minik bagajınızla girme hakkınız vardır. Gel gör ki son bir kaç yıldır işin tadını iyice kaçıran hava yolu şirketleri yeri geldiğinde üç valiziyle birden yolcunun uçağa girişine izin vermesiyle uçak içinde oluşan kaosun, beklemenin, stresin ve çantanız için yer arama telaşının farkında bile değiller!

 

Mevsimin kış olduğunu düşünürsek bir de bunlara eklenen aba gibi kalın mantolar, paltolar, montlar da eklenince uçak koridorunda dolmuş bekleyen yolcu modunda beklemeniz kaçınılmaz oluyor!

 

Ben ve benim gibi bu halden şikayetçi olan halk adına şuna bir düzenleme getiren olsa da her seferinde yaşanan bu sinir harbinden kurtulsak.

 

Umarım bu şikayetimi duyan, okuyan, gören birileri olur da bir sonraki uçak yolculuğumda aynı durumla karşılaşmak zorunda kalmam, kalmayız…

 

Yaşamın güzelliklerini var gücünüzle görmeye çalışacağınız bir hafta olsun.

 

Dostça ve esen kalın…

 

(Son Güncelleme: )

Hakkında Gündem Haber Ajansı

Ayrıca Kontrol Edin

Seçmen İki Tarafa da Sorumluluk Yükledi

Seçmen İki Tarafa da Sorumluluk Yükledi

Seçmen İki Tarafa da Sorumluluk Yükledi Bana göre, 31 mart seçimlerinin çok kısa analizi şöyledir. …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir