1184 Akademisyen Ve 1071 Akademisyen
Yaklaşık 5 yıl önce, Diyarbakır SUR bölgesinde “Hendek Terörü” ile karşı karşıya gelmiştik.
793 güvenlik görevlimiz, şehit olmuştu.
İşte tam o günlerde 1184 akademisyen bir “Barış Bildirisi” yayınlamıştı bildirinin özünde, Devlet “ Kürt halkına katliam yapıyor ve kıyım uyguluyor”, denilmişti.
Bu nedenle, 10 Akademisyen tutuklanmıştı.
Bu akademisyenler, “Hak ihtimali” oldu diyerek,” Anayasa Mahkemesine başvurdular.
Ve Anayasa Mahkemesi oy çokluğu ile, “Hak ihlali” olduğunu, kabul etti,oylama sekize karşı sekiz olarak uygulandı.
Ama Başkanın oyu,”Hak ihlalinin” çıkmasını, sağladı.
Avrupa İnsan hakları Mahkemesi bile, Devlete olan sadakate laf söyletmiyordu.
Devlete sadakat de ihlal varsa,”müdahale gereklidir”diyordu.
Çocuk savaşcılar konusunda, (P.K.K) ve (YPG) nin isimleri, birleşmiş milletler raporlarına bile, girmişti.
İşte böyle bir ortamda, Kılıçtaroğlu’da , hak ihlali var diyenlerin yanındayız.
1184 Akademisyen, devleti kürt halkına karşı katliamcı gibi, görmüştü.
Bu defa ortaya, çıkan 1071 Akademisyen de devletin varlığını ve bütünlüğünü, savundu.
Bu konuyu, bir Anayasa Mahkemesi kararı çapında düşünemeyiz.
Suriye sınırlarımıza, YPG için Amerika tarafından gönderilen yirmi bin TIR silah ile birlikte, düşünmeliyiz.
(YPG) için, onlar saldıramaz ki diyen Kılıçtaroğlu, bu günleri yaşayan Türkiye’nin, hak ve menfaatleri ile örtüşmeyen, açıklamalar yapıyor.
Terörle mücadelede, bir bütünlük için de yapılmalıdır.
Güvenlik güçlerimiz sahada mücadele ederken, bizde aynı çizgide masada, mücadele etmeliyiz.
Anayasa mahkemesi “her ne kadar bu akademisyenlerle aynı düşüncede olmadığını açıklamışsa da” karşı taraf bu kararı, işine geldiği biçimde, anlayacaktır.
Günün Sözü: Bir çığlık, bir çığ meydana getirir.”Suljenitsin”